Kibir bir canavar gibi bekliyor pusuda...

Can Yaman içinde bulunduğu arabayla yavaş bir şekilde ilerlerken yoldan geçen biri de cep telefonunu gözünün içine sokarak onu çekmeye çalışıyor.

Haberin Devamı

Yaman sinirleniyor, aniden cep telefonuna uzanıp çekimi yapan kişinin elinden alıyor ve telefonu fırlatıyor.
Şahsen pek beğendiğim bu fırlatma görüntüsü sosyal medyada yayılınca haliyle konuşulmuştu.
İki gün sonra unutulup gidecek bu görüntü için Can Yaman peş peşe öyle açıklamalar yaptı ki, tüm cümlelerde müthiş bir kibir sağanağı vardı.
Önce, “Burada (İtalya’yı kastediyor) aylardır yaptığım yüzlerce hayır işinden, güzelliklerden haberi bile olmayan tipler beni eleştiriyor” diye yazdı Yaman.
Nitekim bu çok klişe bir savunma yöntemidir.
En ufak bir eleştiride, “Ama ben yüzlerce hayır işi yapıyorum”u öne sürmek yardım eli uzattıklarına ilk başta hakaret.
Çünkü hayır işi başkaları görsün, birileri duysun diye zaten yapılmaz.
İçinden gelir, yaparsın ve biter.
Bunu zamanı gelince bir savunma aracı olarak kullanmak hoş değildir. O zaman haliyle “Yapmasaydın” diyenler çıkar, haklı olarak...

UÇURUMDA BİR KİBİR

Yaman bu açıklamanın ardından bu kez diyor ki, telefonu fırlattığı kişi hayranı değil tacizciymiş. Doğru, o kişinin taciz ettiği görülüyor zaten.
Ama hayranlığın farklı dozları var.
Kimi mesafeli hayrandır, kimi de sınırını bilmez, ki bu sosyal medya çağında sınırını bilmeyenler de çoğunlukta.
Yaman bu meseleye değineceğine tıpkı “hayır işi” meselesinde olduğu gibi bu kez de İtalya’da oynadığı diziden bahsediyor.
Meğer bu kez de oyunculuğuna laf edenlere sinirlenmiş.
Yabancı bir ülkede, oranın dilinde bir dizide oynamanın zorluğundan girip sonra da “pizza yemeye gelmedim buraya” diyerek çemkirme dozunu en yüksek seviyede tutmuş.
Ama bana kalırsa en kötüsü, “Bana akıl fikir verecek konumda değilsiniz” deyip ikinci kez Türkçe paylaşım yaptığı için şunu yazabilmesi:
“Hadi size bir Türkçe paylaşım daha, bugün iyi günümdeyim.”
Hani şöyle diyordu ya o Sezen Aksu şarkısı, “Kibir bir canavar gibi bekliyor pusuda, tıpkı bir volkan gibi uykusu da...”
Tam bu dizelerdeki gibi olmuş ve Yaman pusuda bekleyen kibrini, onu Türkçe yazıp eleştiren herkesin üzerine -tıpkı cep telefonunu fırlatıp attığı gibi- hoyratça savurmuş.
Hani cep telefonu fırlatmak unutulur da işte bu unutulmaz.
Çünkü en başta ana diline ayıp.
İnsanlara kızıp köpürebilirsin ama Türkçe paylaşım yapmayı onlara karşı bir lütuf olarak görmeye başlamak çok başka, çok uçurumda bir kibir seviyesi.

Yazarın Tüm Yazıları