Aldığınız hediyelerin, organize ettiğiniz yemeğin, gittiğiniz tatilin sevgilinizi belki de mutsuz edeceği bir gün.
Bir arkadaşınız sevgilisine sizden daha iyisini yapacak ve finalde onunki daha çok beğenilecek.
Benden size tavsiye, her ne yapıyorsanız yapın yanına patili dostlarımıza mama ya da tedavi olarak gidecek bir bağış sertifikası ekleyin.
Bu güzel, anlamlı hediyenin mutlu edemeceği kimse yoktur.
HAÇİKO Derneği’ni 0 549 640 20 10’dan ararsanız sertifikanızı ulaştırırız.
Genç değil geç babalar
Genç değil geç yaşta baba olma modası var. Bazen işe de yaradığı söyleniyor.
Mesela 78 yaşındaki Donald Trump’
Hadi giyin en kalın, en tüylü paltonuzu, bütün geceyi de o paltoyla soğukta geçirin bakalım, palto sizi sabaha kadar sıcak tutacak mı?
Apart-manların önünde soğuk iliklerine kadar işlemiş kedileri gördüğümde, şu kapıları soğuk havalarda açık bıraksalar keşke diyorum.
Çünkü o kedilerin üşüdüğünü, özellikle zayıf ve yaşlı olanların da kışın hastalanıp öldüklerini çok iyi biliyorum.
Gerçek şu ki kediler 4-6 derecenin altındaki soğuğa dayanamaz, hele ki aç ve hastalarsa hayatta kalma şansları yoktur.
Bir de uzun süre ev ortamında yaşamış ve evden atılmış olanlar var ki, onlar için soğukta dışarıda yaşam neredeyse imkansızdır.
Evimdeki kediler, soğukta bahçede onlar için yaptığım yere burunlarını bile çıkarmıyorlar.
Dışarı çıktıklarında nasıl içeri kaçtıklarını ve sıcak evde kışın nasıl koltuklara yayılıp rahatça uyuduklarını görüyorum, yaşıyorum.
67’nci Grammy Ödül Töreni’nde iş çığırından çıktı, anadan doğma bir Bianca görmeye zorlandık.
Ama törende benim asıl rahatsız olduğum kişi ve kıyafetler başka...
Cardi B’nin Roberto Cavalli imzalı elbisesi hayli parlak, renkli ve göz alıcıydı. Ama eteğindeki kuş tüyleri tam bir hayvan hakları ihlaliydi.
Moda için öldürülen ve işkence gören kuşlar Grammy’ye yakışmadı.
Cardi B - Muni Long - Sabrina Carpenter
Bu giriş sonrası köpeklerle ilgili söylediklerini eminim çok daha fazla ciddiye alacaksınız.
Jane Goodall Enstitüsü Kurucusu ve Birleşmiş Milletler Barış Elçisi Dr. Jane Goodall’dan bahsedeceğim.
1960’larda şempanzelerle yaptığı devrim niteliğindeki çalışmalarıyla dünyaya ilişkin bakış açımızı ve bilgilerimizi tamamen değiştirmişti.
Çocukluğundan beri kendini hayvanları ve doğayı gözlemlemeye adayan Goodall, hayallerinin peşinden Kenya’ya gitti ve burada ünlü paleoantropolog Dr. Louis Leakey ile tanıştı.
1960’ta Leakey’nin daveti üzerine, Gombe Ulusal Parkı’nda şempanze davranışlarını konu alan ve daha sonra çığır açan bir çalışmaya dönen gözlemine başladı.
Jane Goodall burada, şempanzelerin alet yapma ve kullanma becerilerine şahit oldu ve bulgularıyla bilim dünyasını sarstı.
1977’de vizyonunu dünyaya ve gelecek nesillere yaymak için Jane Goodall Enstitüsü’nü kurdu.
Güney Koreli genç şarkıcı Rose ve son yılların gözde ismi Bruno Mars’ın bu ortak çalışmasına özellikle çocuklar ve haliyle çocuklu aileler bayılıyor.
Bende de biraz çocuk ruhu var galiba, ben de bayılıyorum.
Dile dolanıyor, bağımlılık yapıyor.
Güney Kore’de bir içki oyunundan esinlenilerek yazılan şarkının nakaratı Apateu, yani apartman kelimesi kullanılarak yazılmış.
Çıktığı ilk günden beri başa sarıp sarıp dinlemekle kalmadım, konser repertuvarıma da aldım sonunda.
Sway’de söylerken anladım ki seven tek ben değilmişim, hep beraber dans edip söyledik.
Bir de sosyal medyada dolaşan kedili APT videoları var ki, yok böyle tatlılık, yok böyle sevimlilik.
Site yönetiminin kafayı sokak kedilerine taktığını yazdı.
Demişler ki; “Beslemeyin, aç kalsınlar.”
Dahası var.
Yetmemiş, “Su da vermeyin” demişler!
Biz sıcacık evlerimizde üç öğün sofralar donatırken o garibanlar dışarıda, soğukta, üstüne bir de aç, susuz kalacaklar.
Böyle yazılar gönderen çok site yönetimi var ne yazık ki.
Oysa yapılacak şey belli; kısırlaştırarak çoğalmalarını engellemek ve mama, su odakları yaparak olanları yaşatmak.
Önce site yönetiminin duyurusunu, sonra da Nurgül’ün onlara cevabını buraya alıntılıyorum:
Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da düzenlenen ve sinema, dizi, müzik ve spor dallarında ödüllerin dağıtıldığı, Morgan Freeman, Anthony Hopkins, Amanda Seyfried, Christina Aguilera gibi isimlerin de katıldığı Joy Awards’a Türkiye’den Afra Saraçoğlu, Barış Arduç, Burak Özçivit, Fahriye Evcen, Hande Erçel, Tuba Büyüküstün ve Özge Özpirinççi davetli olarak katıldı.
Tuba Büyüküstün ve Barış Arduç gecede ödül vermek üzere sahneye de çıktılar.
Tarkan ise 60 dansçı ile birlikte sahnede final konserini yaptı. Bizimkiler yıldız gibi parladı hem kırmızı halıda hem ödül töreninde. Ve hem oyuncularımız hem de Tarkan’ın sahnesi çok konuşuldu.
Tüm bunların Türkiye’nin tanıtımında ve marka değerinde de kuşkusuz payı büyük.
Bizim dizilerin ve oyuncularımızın yurtdışındaki popülaritesinin sahaya yansımasını sağlayanlardan biri olan Hakan Özgül işin geçmişinden gelinen noktaya kadar yaşananları şöyle anlattı:
“2016’dan bu yana Dubai’deyim. Ve o bölgelerdeki açılmaları yakından takip ediyorum. Katar, Dünya Kupası’nı yaptı. Dubai’de bir sürü etkinlik yapılıyor. Suudi Arabistan hem etkinlik hem de inşaat sektöründe bir açılma politikası uygulamaya başladı. Her yıl aralık ayında Riyad’da Soundstorm Festivali tüm dünya ünlülerini ağırlıyor, bu yıl David Guetta, Eminem, Linkin Park’a kadar getirmedikleri dünya ünlüsü kalmadı. Bir süre sonra Arap dünyasında işler daha da büyüyecek. Türk oyunculara ilgi büyük. Bugüne dek doğru kontaklara ulaşma ile ilgili bir sıkıntı vardı. O engelleri yerinde hamlelerle aştık. Şimdi tüm etkinliklerde Türk oyunculara ilgi büyük.
En son katıldığımız Joy Awards oyuncu, yapımcı ve direktörlerin de ödüllendirildiği bir ödül töreni. Biz oraya Türk oyuncularla konuk olarak gittik. Oyuncularımıza ilgi çok büyüktü. Tarkan, Bocelli, Zimmer ile aynı sahneyi kullandı ve finali yaptı. Herkes oturup Tarkan’ın sahneye çıkmasını bekledi. İngiltere’den gelen 60 dansçı ile büyük bir şov yaptı. Hepimizi gururlandırdılar.”
1962 yılında yayınlanmaya başlayan bu ileri görüşlü filmde, 2062 yılında uçan arabalarda görüntülü konuşma bile yapılıyordu.
Şimdi, 2062 olmadan, Jetgiller’de öngörülen teknolojilerin birçoğu gerçeğe dönüştü.
Otomotiv pazarı elektrikli otonom ve uçan arabalarla yeniden şekilleniyor.
Geçtiğimiz gün rahatsızlanan babamı hastaneye yetiştirmek için trafiğe takılan ambulansı beklerken içimden keşke uçarak gelebilse diyordum. Trafiğe meydan okuyarak helikopterler gibi dikey kalkış ve iniş yapabilen, daha sonra sabit kanatlı moda geçerek daha hızlı seyahat edebilen uçan arabalar bu yıl kullanılmaya başlayacak.
Dikey kalkış ve iniş (eVTOL) özelliğine sahip bu tür araçların çok yakın gelecekte lojistik, ambulans gibi acil servisler, tarım, turizm ve güvenlik gibi operasyonlarda da kullanılması bekleniyordu.
Ve o çok yakın gelecek geldi.
Her yıl ocak ayında Las Vegas, Nevada’da Consumer Electronics Association tarafından düzenlenen Consumer Electronics Show (CES), yani Tüketici Elektroniği Fuarı’nda geçen yıl konsept olarak tanıtılan XPeng Aero HT’nin ilk prototipi bu yıl CES 2025’te gün yüzüne çıktı.