Paylaş
Bu giriş sonrası köpeklerle ilgili söylediklerini eminim çok daha fazla ciddiye alacaksınız.
Jane Goodall Enstitüsü Kurucusu ve Birleşmiş Milletler Barış Elçisi Dr. Jane Goodall’dan bahsedeceğim.
1960’larda şempanzelerle yaptığı devrim niteliğindeki çalışmalarıyla dünyaya ilişkin bakış açımızı ve bilgilerimizi tamamen değiştirmişti.
Çocukluğundan beri kendini hayvanları ve doğayı gözlemlemeye adayan Goodall, hayallerinin peşinden Kenya’ya gitti ve burada ünlü paleoantropolog Dr. Louis Leakey ile tanıştı.
1960’ta Leakey’nin daveti üzerine, Gombe Ulusal Parkı’nda şempanze davranışlarını konu alan ve daha sonra çığır açan bir çalışmaya dönen gözlemine başladı.
Jane Goodall burada, şempanzelerin alet yapma ve kullanma becerilerine şahit oldu ve bulgularıyla bilim dünyasını sarstı.
1977’de vizyonunu dünyaya ve gelecek nesillere yaymak için Jane Goodall Enstitüsü’nü kurdu.
1991’de ise çocuk ve gençlerin çevre, hayvanlar ve insanlar için çalışarak içinde bulundukları topluluğa ilham vermeleri ve değişime öncülük etmeleri amacıyla yola çıkılan küresel bir hareketi başlattı.
Bugün Roots & Shoots dünya genelinde aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 65’ten fazla ülkede gençlere harekete geçmeleri için destek oluyor.
Nisan 2002’de Genel Sekreter Kofi Annan, Dr. Goodall’a Birleşmiş Milletler Barış Elçisi unvanını verdi.
2004’te Buckingham Sarayı’nda yapılan bir törende, Britanya İmparatorluk Nişanı aldı. 2006’da Fransa’nın en prestijli ödülü olan Şeref Nişanı’nı aldı.
2021’de ise oldukça saygın bir başka ödül olan Templeton Ödülü’nün sahibi oldu.
Yıllar içerisinde Dr. Goodall, Japonya’nın saygın Kyoto Ödülü, Benjamin Franklin Hayat Bilimleri Madalyası, UNESCO’nun 60. Yıl Madalyası ve Gandhi/King Barış İçin Ödülü de dahil olmak üzere birçok ödülün sahibi oldu.
Bunların yanı sıra Dr. Goodall, uluslararası ölçekte bir okuyucu kitlesini etkileyen birçok kitabın da yazarı.
Kendisi aynı zamanda çeşitli belgesellere de konu oldu.
90 yaşını deviren Dr. Goodall, bugün hâlâ doğanın korunması, iklim değişikliğiyle mücadele ve çevresel adaletsizliklerin giderilmesi konularında önemli bir rol oynuyor.
Ve gelelim adı şempanzeler üzerine yaptığı çalışmalarla anılan Goodall’ın köpeklerle ilgili söylediklerine.
Bir röportajında kendisine en sevdiği hayvanın hangisi olduğu soruluyor. Goodall’un “şempanze” demesi beklenirken verdiği cevap “köpek” oluyor.
Bunun nedenini de şöyle açıklıyor:
“Şempanzeler karakter olarak insanlara çok benziyor, karmaşık bir yapıları ve hem iyi hem kötü tarafları var. Oysa köpekler her zaman sadık, karşılıksız, saf bir sevgi besliyorlar. Köpeklerin olmadığı bir dünya düşünmek istemiyorum.”
Kendisinin en iyi öğretmeninin ilk köpeği Rusty olduğunu, köpeklerden çok şey öğrendiğini sıkça dile getiren Goodall, geçtiğimiz yıl doğum gününü köpeklerle kutlamıştı.
Ülkemizde son zamanlarda artan köpek düşmanlığını üzülerek izleyen biri olarak bu hayvanların değerinin bilinmesi için ünlü biliminsanı Jane Goodall’a kulak verin derim.
Sadık dostlarımızın kıymetini bilelim.
Paylaş