Nilüfer Pazvantoğlu

Dekolte mevsimi bitmedi Boyun ve dekolte

10 Ağustos 2007
Boyun ve dekolte bölgesi cildi hassas bir bakıma ihtiyaç duyar. Erken yaşlardan itibaren bu bölgeye gereken özen gösterilmelidir. İşte İngiliz güzellik uzmanı Kate Lindgren’den güneşte ve güneş sonrasında dekolte bakımının incelikleri...

aşlanmanın belirtilerinden kurtulmak için yüzünüze ve göz çevrenize aksatmadan bakım yaptırıyor, kremler sürüyorsunuz. Ancak bir kez daha hatırlatmada fayda var; gerçek yaşlanma boyun ve ellerde kendini gösteriyor. Siz de her yaşta "dekoltem olmadan asla" diyenlerdenseniz, o zaman en çok güneş sırasında ve güneş sonrasında özellikle dekolte bölgenize dikkat etmelisiniz.

Boyun ve dekolte bölgesindeki cildimiz alt dokusu olmayan, ince bir deri ile kaplı. Kas dokusu olmayan göğsün ağırlığı da işte bu bölgedeki ince deriden yardım alıyor. Bu yüzden ağır işçi konumundaki boyun ve dekolte bölgesi cildi hassas bir bakıma ihtiyaç duyuyor. Eğer erken yaşlardan itibaren bu bölgeye gereken özen gösterilmezse, ilerleyen yaşla birlikte vücut diriliğini ve doğal elastikiyetini kaybetmeye başladığı zaman, boyun ve dekolte bölgesi için geç kalınmış demektir.

Orgavital’in İngiliz güzellik uzmanı Kate Lindgren, güneşte ve güneş sonrasında dekolte bakımının inceliklerini anlattı.

Göğüs bölgesini sık sık nemlendirin

1. Güneşe çıkmadan koruyucu ürün kullanın.

2. Üstsüz güneşlenmeyin.

3. Özel boyun dekolte kremleri ile düzenli bir bakım yapın. Bu kremleri duş veya banyodan sonra yıpranmış kısımlara dairesel hafif hareketlerle sürün.

4. Göğüs kreminizi çenenize kadar sürün. Özellikle havyarlı kremlerin gerginleştirici etkisi göğüs bölgesi için idealdir.

5. Gece kremleriyle de bu bölgenin bakımını sağlayabilirsiniz.

6. Göğsünüzde küçük sivilceler oluşmuşsa, o bölgeye bakım maskesi uygulayın.

7. Göğüs bölgesini sık sık nemlendirmeyi ihmal etmeyin.

8. Sütyen alırken sıkı olmamasına dikkat edin ve alttan destekli olanları tercih edin.

9. Çok sıcak su ile duş almayın.

10. Her banyodan sonra soğuk su ile masaj yapın.

11. Doğru sütyen kullanın.

12. Sütyensiz spor yapmayın.

13. Sert peeling uygulamalarından kaçının.

14. Hassas bir cilde sahipseniz yeşil çay içeren ürünler kullanın.

15. Yastıksız ya da ince bir yastıkla uyuyun.

16. Bu bölgede ince kılcal damarlar beliriyorsa, sert masajlar yapmaktan kaçının.

17. Sürekli yüz üstü yatmayın.

18. Çok sık kilo alıp vermeyin. Düzensiz bir şekilde kilo alıp vermek, bir süre sonra göğüslerde elastikiyet kaybına yol açar. Ayrıca çatlaklar oluşur.

19. Düzenli olarak nemlendirici bir krem ile masaj yapın.

20. Günde yarım saat boyun, omuz ve kolları çalıştırıcı egzersizleri ihmal etmeyin.

21. Sigara vücudun hücre yenilenmesini olumsuz etkiler ve göğüsler de bundan nasibini alır.

22. Göğüslere düzenli olarak peeling uygulaması yapın. Bu, dekolteyi canlı görünüme kavuşturur.

Göğüs masajı nasıl yapılmalı

Göğüsleri geliştiren ve güzelleştiren masaj bölgeleri göğüs, boyun ve omuzlardır. Boyna yani nefes borusu civarına yapılan masaj, troid bezlerinin çalışmasını ve troid salgısını etkileyerek göğüsleri geliştirir. Göğsünüze masaj yapmak için avuç içlerinizi göğsünüzün üstüne koyup sağ elinizi saat yönünde, sol elinizi de tam ters yönde çevirerek göğüslerinizi ovun. Göğüslerinizi güçlendirecek bir başka hareket de elinize bir havlu alıp çamaşır sıkar gibi bükmenizdir. Bu hareketi ilk gün 20 defa tekrarlayın. Daha sonra hergün 10’ar 10’ar artırarak 100’e kadar çıkarın. Özellikle göğüslerinize yaptığınız masajı sık sık uygulayın. Hatta bu masajı göğüs güzelliği için özel olarak satılan jeller ve kremlerle yaparsanız kısa zamanda istediğiniz güzel göğüslere kavuşursunuz.

Yazın en moda ikilisi: Terrakotta üstü turuncu

az bronzluğunu başka hiçbir renk onlar kadar vurgulamıyor. Özellikle renkli gözlülerin tercih edeceği ikili, ciltte sağlıklı bir parlaklık da sağlıyor. Makyaj sanatının ustalarından kadınlara yaz aylarında mükemmel görünmelerini sağlayan küçük bir dipnot; göz kapaklarını kazayaklarına kadar terrakotta ile boyayın. Kaşların altında ise turuncu renkleri tercih edin. Böylelikle gözlere aydınlık kazandırmış olacaksınız. Koyu bir bej tonuyla da gözkapağının ucunu ince bir çizgiyle belirginleştirin.

Şimdi sıra kirpiklerde... Gözünüzün altına bronz bir farla kontür çekin. Kirpikleri ise kahve ya da siyah bir maskarayla ortaya çıkarın. Elmacık kemiklerinin böyle bir makyajda fazla renge ihtiyacı yok. Dolayısıyla krem farla bir miktar renklendirmeniz ve dudaklarınızda da sadece parlatıcı kullanmanız yeterli olacaktır.

Lisa Hoffman’dan vücut serisi

Belki soyadı tanıdık gelmiştir size; o ünlü aktör Dustin Hoffman’ın eşi. Geçtiğimiz Aralık ayında kendi adıyla Amerika’da piyasaya çıkardığı cilt bakımı serisinin tanıtımı için geçtiğimiz hafta Türkiye’deydi. Aktör eşi Dustin Hoffman’la birlikte yaptığı yoğun seyahatlar sırasında bavullarda fazla yer kaplayan cilt ve banyo ürünlerinin verdiği ilhamla yarattığı ürünlerle kadınlara pratiklik sağladığı kadar yüksek teknolojiyi de sunuyor.

Bundan yedi yıl önce rüyasında gördüğü seyahat boyu cilt bakım ürünleri, Harvey Nichols mağazalarında satılıyor. Lisa Hoffman Night & Day 24 Hour Skincare ürünlerinin en önemli özelliği ampüllerde sunulan pratik kullanımı. Hoffman, "Bu seriyi yaşam tarzımın bir parçası olan seyahatler için tasarladım. Benim için cilt bakımı ve banyo; hızlı ve etkili temizlik anlamına geliyor. Üstelik tek kullanımlık paketlerde kadınlara adım adım cilt bakımının da incelikleri gösteriliyor" diyor.

Beyaz dişler özgüveni artırıyor mu

Beyaz ve düzgün dişlere sahip olmak, kişinin yüz ifadesini değiştirmesinin yanı sıra kendine güvenini de artırıyor. Daha rahat gülmesini sağlıyor. Ancak diş beyazlatma işleminden sonra, dişleri korumak amacıyla bazı kurallara uymakta yarar var.

Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız Dişhekimi Dr. Oğuzhan Özdemir, kimyasal ajanlar kullanılarak yaklaşık 1-1,5 saat süren beyazlatma işleminden sonra getirdikleri 4 yasağı şöyle sıralıyor: "Çok sert, yapışkan tatlı ve çikolata yemeyin. Çok asitli içeceklerden kaçının. Vişne suyu ve kırmızı şarap gibi boyar madde içeren gıdaları az tüketin. Sigara ve puro kullanmayın."

Özdemir, beyazlatmadan sonra kurallara uyulmaması halinde diş rengindeki geri dönüş süresinin kısaldığını söylüyor.

Gümüş yerine porselen

Diş estetiğinde diş beyazlatmanın yanı sıra artık eskiden yapılan ve amalgam denilen gri renkteki gümüş dolgular da çıkarılıyor. Bu dolguların yerine porselen dolgular yapılıyor. Dişlerin beyazlık derecesi ise kişiden kişiye değişiyor. Beyaz diş talebinde bulunanların sosyal konumları, yaşları ve yaptıkları işe göre beyazlık istediklerini belirten Oğuzhan Özdemir, "Çok beyaz diş isteyen de var, kendi diş dokusuna uygun ve kaybettiği renge uygun beyazlık isteyen de... Bazıları da kendi tonlarından 2-3 ton daha açık renkte diş isteyebiliyor" diyor.
Yazının Devamını Oku

5 adımda oksijen bombardımanı

8 Ağustos 2007
Oksijen, hayat demek. Vücudun en doğal gereksinimi oksijen; vücudumuzu, zihnimizi ve ruhumuzu zinde tutan en mükemmel enerji kaynağı. Peki, bu vazgeçilmez enerjiyi en sağlıklı şekilde nerelerden alabiliriz. İşte 5 adımda oksijen bombardımanı...

Güne nefes alarak başlayın

Güne derin bir nefes alarak başlamak gibisi yok. Önce, 1-2 dakika boyunca nasıl nefes almanız gerektiğine odaklanın ve nefes alma tekniğinizi geliştirin. Başlamadan önce bulunduğunuz odayı havalandırın. Dizlerinizi kırarak, sırtüstü yere uzanın. 2 kez burundan nefes alın ve ağızdan verin. Yavaş ve ritmik nefes almanın, vücut ve ruh için tamamen saf enerji sağladığını göreceksiniz.

Taze havayı içinize çekin

Formunuzun hangi düzeyde olduğu önemli değil. Rutininizi bozarak da form kazanabilirsiniz. Otobüsten bir durak önce inin ve yürüyün veya arabanızı bir sokak ileriye park edin. Seçiminiz hangisi olursa olsun; kalbinize kan pompalanmasını ve kaslarınızın hareket etmesini sağlayın. Önemli olan taze havayı içinize çekmeniz.

Yedikleriniz de önemli

Sağlıklı yemek özellikle son dönemde hepimiz için oldukça önemli. Peki, oksijeni bol bir diyetle, enerji seviyenizi de yükseltebileceğinizi biliyor muydunuz? Meyve, yeşil sebze, fındık, ceviz gibi çiğ yiyecekler vücudunuz için taze hava doludur. Çok pişmiş yemekler, kırmızı et, şeker, doymuş yağ veya beyaz ekmekten uzak durun. Hamburger veya kızartma yerine salata sipariş edin. Oksijeni bol yiyecekler tüketmek aynı zamanda ışıltılı bir cilde kavuşmanıza da yardımcı olur.

Zihninizi açık tutun

Mesai saatlerinizi, yeni taze hava ve fitness tutkunuzla birleştirin. Asansördeki basık ve kirli havadan uzak durun, bunun yerine merdivenleri tercih edin. Toplantıların arasında odanın camını açın ve derin bir nefes alın. Eğer tüm gün sandalyede oturmak zorundaysanız, gerinmek için ara sıra mola verin. Akşamları, arkadaşlarınızla birlikte akşam yemeği sonrası yürüyüşlerine çıkın, kendinizi ve onları havanın temiz ve taze olduğu yerlere götürün.

Hissettiğiniz gibi görünün; hayat dolu!

Soluk soluğa yaşam tarzı, yüzümüzde stresin sebep olduğu istenmeyen izler bırakabilir. Ama artık, oksijenin gücüyle cildinizi stresten arındırarak, hem enerjik olabilir hem de enerjikliğinizi yüzünüze yansıtabilirsiniz.

Faydaları neler

Enerji artışı sağlar (Oksijenin verdiği enerji, toplam enerji ihtiyacımızın yüzde 90’ını oluşturur).

Hafıza gelişimine yardımcı olur.

Kan basıncını düşürür.

Sindirim ve hücre metabolizmalarını geliştirir.

Normal uyku düzenini sağlar ve kronik yorgunlukları önler.

Konsantrasyonun sürekliliğini sağlar.

Bağışıklık ve sinir sistemini destekler.

Kalp atışlarını düzenler, olası kalp krizi risklerini azaltır.

Baş ağrısı, migren ve mahmurluğu önler.

Saçları güçlendirir.

Cildi güzelleştirir.

Kandaki toksinleri temizler.

Dayanıklılığı artırır.

Neden gerekli

Yaş, yaşam koşullarının ağırlığı, stres ve bazı organizmalardaki biyo-kimyasal oluşumlar nedeniyle, kandaki oksijen miktarı azalır ve vücudumuzdaki oksijen gereksinimi artar.

Vücuttaki oksijen eksikliği aşağıdaki durumlara sebep olur:

Tüm vücutta güçsüzlük

Aşırı yorgunluk ve bitkinlik

Dolaşım bozukluğu

Sindirim bozukluğu

Kas ağrıları

Baş dönmesi

Depresyon

Hafıza kaybı

Davranış bozuklukları

Akciğer problemleri

Bağışıklık sisteminde bozukluk

Rahatsız geceler

Masa başında YENİLENİN

İş yaşamının stresi malum... Buna bir de saatler boyu hareketsiz kalmanın getirdiği rahatsızlıkları ekleyin! Halbuki, günde birkaç dakikanızı, hem de masa başında basit ve rahatlatıcı egzersizlere ayırdığınızda bu olumsuzlukları yanınıza bile yaklaştırmıyorsunuz! İşte, Ankara’daki Renewa Sports Center uzmanlarının önerdiği, vücudunuzun tümünü çalıştıracak ve rahatlatacak sihirli hareketler. Her hareketi iki kez tekrarlayıp aralarda 10 saniye dinlenmeyi unutmayın:

BOYUN: Oturma pozisyonunda sırtınızı dikleştirin. Boyun kaslarınızı gerin ve başınızla geniş daireler çizin.

SIRT: Sandalyede dik pozisyonda oturup, kollarınızı omuzlardan ön tarafa doğru itin. Sırtınızın dik olmasına dikkat edin.

GÖVDE: Sandalyede dik oturun. Bir kolunuzu yukarı kaldırın, başınızın üzerinden yan tarafa doğru belinizden itibaren esneyin.

GÖĞÜS VE ÖN OMUZ: Sandalyenin önünde oturun, ellerinizi arkanıza alarak sandalyenin sırt kısmını tutun. Sırtınızın dik, göğsünüzün dışarıda olmasına dikkat edin.

OMUZ VE BOYUN: Sandalyede dik oturun, kollarınızı serbest bırakın. Omuzlarınızı kulaklarınıza doğru çekin ve bırakın.

KOL ESNETME: Sandalyede dik oturarak, ellerinizi kalçanızın yanına koyun. Avuç içleri sandalyenin üzerinde, parmak uçlarınız geriye dönük olsun. Vücudunuzun üst kısmını ellerinizi kaldırmadan sandalyenin arkasına doğru yaklaştırın.

GÖĞÜS: Ellerinizi göğsünüzün üstünde avuç içleri birbirine bakar durumda birleştirin. İki eliniz de aynı anda birbirine doğru iterek kaslarınızı sıkın.

BEL: Sandalyede dik oturup, belinizden itibaren üst vücudunuzu sandalyenin arkasına doğru döndürüp, elleriniz ile sandalyenin arkasını tutun. Göğüs dışarıda, sırt dik olmalı.

AYAK BİLEĞİ: Sırtınızı sandalyeye yaslayıp, bacağınızı diğerinin üstüne atın, ayak bileklerinizle daireler çizin.

BACAK: Oturun, bir bacağınızı dümdüz öne uzatın. Dizinizi bükerek bacağınızı yukarı-aşağı hareket ettirin ve sonra diğer bacağa geçin.

ÜST GÖVDE: Ayakta yüzünüzü duvara dönün, kollarınızı omuz genişliğinde açık tutarak ellerinizi duvara yaslayın. Dirseklerinizi bükerek duvara yaklaşın ve ellerinizle duvarı iterek başlangıç pozisyonunuza dönün.

GÜVENİLİRLİĞİNİZİ ÖLÇÜN

İYİ BİR SIRDAŞ MISINIZ

Arkadaşlarınızın sizinle paylaştığı sırları tutmakta başarılı mısınız? Yoksa bu konuda zorluk mu çekiyorsunuz? Seninle dergisinin ağustos sayısında yer alan testi çözerek, kendinizi bu konuda biraz daha iyi tanıyabilirsiniz. Duygu KORHAN

1Apartmanınıza girdikten hemen sonra komşularınızdan biri yolunuzu kesip, ev sahibinizle ilgili dedikodu yapmaya başlarsa ne yaparsınız?

a) Beni bilgilendirdiği için sevinirim.

b) Söylediklerine aldırış etmiyor gibi görünür, konuyu sonra kendi kendime araştırırım.

c) Ona bu tip dedikoduların beni hiç ilgilendirmediğini söylerim.

2Biriyle buluşmanızın ertesi günü...

a) Zihnimde bir gece öncenin anılarını tekrar canlandırmaya çalışırım.

b) Arkadaşımı arayarak buluşmanın tüm detaylarını anlatırım.

c) İş arkadaşlarımı kısaca yeni gelişmelerden haberdar ederim.

3Birinin size verdiği sırrı hangi durumda açık etmeyi düşünürsünüz?

a) Bir üçüncü kişinin zarar göreceğini düşünürsem...

b) Hiçbir şekilde açık etmem. Her ne olursa olsun bana verilen sır bende kalır!

c) Bana sırrı verene karşı kendimi fazla sorumlu hissetmiyorsam...

4Tanıdık çevrenizden iki kişi birbirine aşık oldu. Böyle bir durumda ne yaparsınız?

a) Aralarındaki yakınlaşmayı fark etmemiş gibi davranır, bir yandan da onlar için sevinirim.

b) Onları bir yemeğe davet ederim.

c) Biraz tavrımı belli ederim ama genelde ketum davranırım.

5Tab ettirdiğiniz fotoğraflarınızı almaya gittiğinizde, size verilen zarfta başka birinin fotoğraflarının olduğunu görürseniz ne yaparsınız?

a) Bu durum beni rahatsız eder ve hemen çalışanları uyarırım.

b) Fotoğraflara hızlıca göz gezdirdikten sonra çalışanlara haber veririm.

c) Çok hoşuma gider, tüm fotoğraflara dikkatle bakarım ve fotoğrafların sahibini tanımadığım için üzülürüm.

6Ünlülerin aşk hayatlarıyla ilgili röportaj vermeleri konusunda ne düşünüyorsunuz?

a) Bu da işlerinin bir parçası ve aşk hayatları ilgimi çekiyor.

b) Fikrim anlattıkları şeylere göre değişir.

c) Bu tarz konuları çok uygunsuz buluyorum.

DEĞERLENDİRME

6-9 puan arası: Sizin için en küçücük bir sırrın bile önemi büyük. Hiçbir şekilde ağzınızdan laf almak mümkün değil. Bu çok karakterli bir davranış, fakat biraz dedikodunun da kimseye zararı olmaz!

10-14 puan arası: Size verilen sırları diğer insanlarla paylaşmamak için ciddi bir çaba sarf ediyorsunuz. Fakat her zaman başarılı olduğunuz söylenemez. Önemli sırlarla kimseye zararı dokunmayacak yeni haberleri birbirinden ayırabildiğiniz sürece sorun yok!

15-18 puan arası: Ağzınızda bakla ıslanmıyor! Kendiniz ya da başka insanlarla ilgili gelişmeleri arkadaşlarınızla paylaşmadan duramıyorsunuz. Çoğunlukla size verilen sırların ne kadar önemli olduğunu düşünmeden davranıyorsunuz. Çevrenizdeki insanların özel hayatlarına daha saygılı olmayı öğrenmelisiniz.
Yazının Devamını Oku

Kozmetiklerin ömrü ne kadar

3 Ağustos 2007
Yaz aylarında özellikle de termometre 30 derecenin üzerinde göstermeye başladığında, kadınların da önemli bir sorunu günyüzüne çıkıyor: Küçük birer servet karşılığında satın alınan kozmetik ürünlerinin ömrü sıcaklarda ne kadar azalıyor? Genel olarak bilinen, kozmetik ürünlerinin oldukça uzun bir süre dayanma ömrünün olduğu. Ama yanlış kullanım zaman zaman bu sürenin kısalmasına da neden olabiliyor. Örneğin, bir diş macununun kullanılma süresi neredeyse sınırsız. Ancak macuna plastik kapaktan bulaşan ve diş çürümelerine neden olan fluorid’ler yerleşmediği sürece.

Vücut losyonlarında ise tüm bu süreç çok farklı işliyor. Losyonların ömrünü uzatan en önemli şey düşük ısı. İçeriklerindeki yağların sıcak havada bozulmalarını önlemek için losyonları soğuk mekanlarda saklamak gerekiyor. Tabii içine parmaklarımızı daldırdığımız krem kutularının da mantar oluşumuna davetiye çıkarma olasılıklarının yüksek olduğunu hatırlatalım. Bu yüzden bu formdaki kremlerin kullanım ömrü 12 ayı geçmiyor.

Aynı kural güneş kremleri için de geçerli. 12 ayın sonunda üründeki güneş koruma faktörü havada çözünüyor ve etkisini yitiriyor. Parfümler ve "eau de toilette"ler de içeriklerindeki alkol dolayısıyla aslında uzun süreler kullanılabiliyor ancak zamanla bu tarz kokuların bileşimlerindeki alkol uçuyor. Uzmanlar makyaj ürünlerinin de kullanım sürelerini uzatmak için onları nemsiz, serin ve kuru yerlerde muhafaza etmek gerektiğini belirtiyor.

Saç lastiğiyle 30 saniyede 4 FARKLI MODEL

Aceleniz var ve saçlarınıza fön çektirecek zamanınız yok. Bu durumda ihtiyacınız olan tek şey bir saç lastiği. İşte, 30 saniye içinde yaratabileceğiz 4 farklı mucize saç modeli...

1

Atkuyruğunu bu versiyonu oldukça yüksek olmasıyla dikkat çekiyor. Arkada sıkıca toplanan saçlar şık bir görünümü de garanti ediyor. Peki nasıl yapacaksınız? Saçlarınızı geriye doğru tarayın ve başınızın arkasındaki en üst noktada toplayın. Kalan kısa tellerinizi ise ıslak parmaklarınızla saçlarınıza yapıştırın.

2

Örgü saçlar yazın en hit modelleri arasında şu sıralar. Özellikle de dağınık görüntüsüyle... Saçlarınıza parmaklarınızla hafifçe krepe yapın. Daha sonra tümüyle geriye doğru alıp düzensiz bir saç örgüsü uygulayın.

3

Bu "yataktan kalkmış" görüntüsünü yakalamak için tek yapmanız gereken saçlarınızı hafif yana doğru gevşek ve dağınık bir biçimde toplamak. Parmaklarınızla başınızın arka tarafında saçlarınızın diplerini krepe yapın. Ardından saçlarınızı yana doğru toplayarak lastikle sabitleyin. Saçlarınızın uçlarını da biraz dağıtabilirsiniz. Birkaç tutam saçınızı yüzünüze düşürebilirsiniz.

4

Bu basit topuz modeli aynı zamanda tam bir yaz saçı olarak öne çıkıyor. Saçlarınızı başınızın üzerinde avucunuzun içinde dağınık bir şekilde toplayın ve çevresini saç lastiğiyle tutturun. İşlem sonunda parmaklarınızla birkaç tutamı topuzdan ayırabilir ve gevşek krepelerle hareketlendirebilirsiniz.
Yazının Devamını Oku

Kadınların büyülü dünyasında bir erkek

1 Ağustos 2007
Dünyanın en önemli kozmetik markalarını Türkiye’ye getiren Elca Kozmetik’in Genel Müdürü Ahmet Ramiz tam 15 yıldır kadınlarla iç içe. Kendini kadın dünyasına giren mutlu azınlık erkeklerden biri olarak gören Ramiz, "Artık bir kadın gibi düşünmeyi öğrendim" diyor Ahmet Ramiz’in eğitim aldığı meslek aslında mimarlık. Fransa’da okumuş. Tam 15 yıldır kozmetik sektörünün içinde ama hayatının her döneminde estetik ve görsel güzellik onun için önemli olmuş. Bu yüzden kadınların büyülü dünyasına girişini bir tesadüf değil ona sunulmuş bir fırsat olarak değerlendiriyor: "Mimarlık eğitimimin ardından uluslararası bir kozmetik firması için çalışmaya başladım. Onların standlarını çiziyordum. Ayrıca mağazalardaki görsellerin sunumlarından sorumluydum. Bu süreçte markanın ürünlerinin vitrinlerde nasıl sergilendikleriyle, bayilerle nasıl iletişim kurulduğuyla, kadın müşterileri etkilemek için nasıl yol alındığıyla ilgilenmeye başladım. Böylece kendimi bir şekilde kozmetik dünyasının içinde buldum." Ramiz, şu anda bünyesinde Estee Lauder, Clinique, Aramis, MAC, Bobi Brown, Jo Malone, La Mer gibi dünyanın en önemli kozmetik markalarının yer aldığı Elca Kozmetik’le kadınlara hizmet etmekten mutluluk duyduğunu belirtiyor.

KADINLAR DOKUNMAK, SÜRMEK, KOKLAMAK İSTİYOR

Kendini kadın dünyasına giren mutlu azınlık erkeklerden biri olarak gördüğünü anlatan Ramiz: "Artık kadınlarla birlikte yaşaya yaşaya, çalışa çalışa, onlar için bir şeyler ürete ürete bir kadın gibi düşünmeyi öğrendim. Bu yüzden onlardan gelebilecek olumlu ya da olumsuz tepkileri de önceden sezebiliyorum" diyor.

Büyük bir tutkuyla bağlı olduğu kozmetik sektörünün ona göre gizemli bir büyüsü var; "Bizim işimiz, ürünü sunarken karşınızdaki kadının onu hissetmesine olanak tanımaktır" diyor ve ekliyor: "Dokunmak, sürmek, koklamak kadın için önemlidir. Dolayısıyla olaya pazarlama olarak baktığınızda kadınların bir ruju ya da bir kremi uygulamaları bizim için satışın yüzde 50’sini geride bırakmak demek. Çünkü ikna olmuştur. Oysa erkekler sadece ihtiyaçlarından yola çıkarak satın alırlar. Bunu yaparken de etraflıca düşünmezler."

Erkeklerin tıraş çantaları eskisinden daha kalabalık

Erkekler kişisel bakımlarına önem veriyorlardı. Ancak eskiden eşlerinin kremlerini kullanırken şimdi bununla ilgili konuşabilmeyi öğrendiler. Artık markalar onlar için de seçenekler sunmaya başladı. Bu yüzden tıraş çantaları eskisinden daha kalabalık. Her ne kadar kendi kozmetik alışverişlerini yapar hale gelememiş olsalar da eşlerine ya da arkadaşlarına sipariş vererek bu ihtiyaçlarını gideriyorlar. Kozmetikçiler olarak bizler onlara henüz özel bir dünya yaratamadık.

Onlara hálá mevcut mağazacılık sisteminde erkek reyonlarından ulaşıyoruz. Yine de olay henüz kadınların elinde. Bunu son yıllarda kıran markalarımızdan biri MAC. Erkeklerin en fazla uğradıkları kozmetik mağazası. En çok satış yaptığımız ürünler arasında ise göz kalemi var. Örneğin, Clinique markasının erkekler için yarattığı özel bir cilt bakım serisi var. Ayrıca Estee Lauder erkek parfümlerinin en yoğun olduğu markalardan. Kozmetik mağazalar içinde erkeklere yönelik reyonlar artmaya başladıkça, erkek ürünleri de çeşitlenecek.

ÜRÜN MARKET

Akne mi dediniz

Artık akneler problem olmaktan çıkıyor. Çünkü Clinique’in geliştirdiği yeni "Anti-blemish" serisi aknelerin her aşamasında onlarla savaşıyor. Çıkmalarını engelliyor, varolanı kurutuyor, kuruttuktan sonra da oluşan lekelerle savaşıyor. Üstelik sadece yüz bölgesi için değil, vücuttaki aknelere karşı da köpük, losyon ve peeling ürünleri bulunuyor.

Hangi kozmetik tipisiniz

Aşağı yukarı 25 bin kozmetik ürünü kadınlar tarafından keşfedilmeyi, satın alınmayı ve kullanılmayı bekliyor. Peki, siz içlerinden hangilerinin kişiliğinize ve yaşam tarzınıza uygun olduğunu biliyor musunuz?

Doğal bakım sevdalısı çevreci

Bilinçli ve yaşadığı dünyaya saygılı... İnsanlarla ve gereksinimleriyle olan ilişkisi kendine güven kurallarıyla belirlemiştir. Vücudunun dengesini korumak için nelere ihtiyacı olduğunu her zaman bilir. İyi hissetmek ve strese karşı koymak için seçtiği metodlar arasında yoga, pilates ve thalasso terapi öne çıkar. Banyosundaki bakım ürünlerinin tümü doğal içeriklere sahip kremler, losyonlar ve maskelerden oluşmaktadır. Herbirinin görevi de mükemmel ve sağlıklı ciltler yaratmaktır. Bu yaşam tarzıyla tamamen şu anki dünya trendlerine paralel şekilde yaşar. Biyolojik, ekolojik ve doğal ürünler uzun zamandır onun için lüks ürünlerin önüne geçmiştir. Artık konsept mağazalar ve parfümerilerde aradığı özellikteki ürünlere kolayca ulaşabilmektedir.

Lüks ritüellerden hoşlanan romantik

Feminendir, aynı zamanda güzellik ritüelleriyle haşır neşir olmaktan zevk alır. Pastel tonlarda dekore edilmiş banyosu aynı zamanda günlük koşuşturmalardan kaçtığıı gizli mabedidir. İhtişamlı "vintage" kozmetikler, sıra dışı tasarımlar ve etkileyici parfümler ise oyuncakları... En önemlisi de güzelliğine zaman ayırır. Maskeler, peelingler, kokulu mumlar ve dinlendirici müzik eşliğinde banyo ritüellerine bayılır. Spa ziyaretleri onun için stratejik bir anti-aging programından çok ruhunun arınmasıdır. Ve güzelliğini ortaya koyduğu kozmetik ürünleri tüm duyularına hitap etmelidir. Dünyanın en mükemmel dudak parlatıcısının, ağzında hoş bir tat bırakmadıktan sonra onun için hiçbir önemi yoktur.
Yazının Devamını Oku

Yaz aylarında benlere dikkat

27 Temmuz 2007
Dermatoloji Uzmanı Dr. Betül Şengör, ultraviyole ışınların etkisini en dik ve en fazla hissettiğimiz şu günlerde cildimizdeki benlere neden daha çok dikkat etmemiz gerektiğini anlatıyor: Deri cildimizin en geniş yer kaplayan ve dış etkenlerden en çok etkilenen organı. Deri kanserleri hakkında bahsederken öncelikle bir sınıflama yapmakta fayda var. Çünkü derinin 3 katmanı bulunur ve her bir katmanın içinde farklı görevlerde hücreler yer alır. En dışta epidermis, onun altında dermis ve en altta cilt altı yağ dokusu bulunur. Cilt hücrelerinin bir kısmı cildi güneşin ultraviyole ışınlarına karşı korumaya çalışır, bir kısmı mikroplara karşı antiseptik bir ortam sağlamak için yağ ve ter üretir, bir kısmı kollajen ve elastik lifleri ve destek bağ dokusunu üretir, bir kısmı ise savunma sistemini oluşturur. Dolayısıyla bu hücrelerin farklılığı gibi, bu hücrelerden köken alan cilt kanserleri de farklı.

Cilt kanserleri cildin kötü huylu olan tümörleri. Ayrıca cildin kanser öncüsü olan lezyonları da var. Bunlar bizler için çok daha önemli. Çünkü henüz kötüye çevirmemişken tanısını koymak hayat kurtarıcı olabilir.

Mutlaka güneş koruyucu kullanın

Eğer benler 6 mm ve üzerindeyse, rengi deri rengi veya kahverengi dışında bir renkteyse, sınırlarında keskinlik ve asimetrik olan bir görünüm varsa, kaşınma veya kanama oluyorsa o benlerin mutlaka bir dermatoloji uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerekiyor. Dermatoloji uzmanı dermatoskopi denilen bir alet vasıtasıyla hastalarının şüpheli olan benlerini kaydeder ve takibe alır. Melanom oluşmasını önlemek için kişinin güneş koruyucu kullanması ve bazı şüpheli olan benlerini dermatoloji uzmanına göstermesi gerekiyor. Şayet bir ben şüpheli değil ancak hasta risk grubunda ise bazen o benin çıkarılması hayat kurtarıcı olabilir.

YSL’den haute-couture makyaj

Bu elbiseyi hangi kadın kullanmak istemez. Modern kesimli klasik YSL elbisesi, şimdilerde makyaj paletlerinde yer alıyor. Usta modacı Yves Saint Laurent’in 1983/84 kış sezonu için tasarladığı kostüm, yeni makyaj koleksiyonuna "Palette Esprit Couture" olarak girdi.

Önünde kocaman pembe bağcığıyla dikkat çeken straples siyah mini saten elbise bugüne değin tasarımcının en ünlü ve en tanınmış parçası olarak kaldı.

Sıcak yazın taze anları

Yaz çok sıcak geçiyor. Peki 40’lara varan hava sıcaklıklarında vücudumuzun taze, güzel ve bakımlı kalmasını nasıl sağlayacağız?

az sıcağında ferahlamak en önemli dertlerimizinden biri. Güneşin kattığı bronzluğun yanı sıra sıcak hava stresini yaşamak zorunda kalan vücutlarımız nemini korumak istiyor. Eh, tabii bu da 40’lara varan hava sıcaklıklarında pek mümkün görünmüyor. Söylenen o ki daha uzun bir süre Afrika sıcaklarıyla cebelleşeceğiz. Peki, vücudumuzun taze, güzel ve bakımlı kalmasını nasıl sağlayacağız?

Nane ya da mineçiçeği içerikli duş jelleri ya da şampuanlar vücutlarda sabah saatlerinden itibaren ferahlatıcı etkilerini hissettirirler. Benim tavsiyem böyle sıcak günlerde sıcak yerine ılık duş almak. Böylelikle sıcak ya da soğuk suyun yaptığı gibi kan dolaşımını fazla hızlandırmamış olursunuz.

Buz gibi ferahlık

Naneli losyonlar, peelingler ve kremlerin yanı sıra yoğurt ya da salatalık ekstreleri de uçuk güzellik mucizeleri olarak bugünlerde karşımıza çıkıyor. Çünkü onlar da bakım yaparken aynı zamanda nemlendiriyorlar. Ve tazelik etkisi de kendini ciltte parlaklık olarak gösteriyor. Kremlerinizi buzdolabında saklamayı deneyin. Bu önerimin ciddiyetini kremi yüzünüze sürerken hissetmenizi ümit ediyorum; buz gibi bir ferahlık...

EKŞİ SAĞLIKLIDIR

Narenciye olarak bildiğimiz meyvelerin yarattığı mucizeyi bilmeyen yok.

Peki ama limon ve portakal ailesinin gücü tam olarak nereden geliyor?


Arizona Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre limon ve portakal kabukları içeriğindeki "phyto" adlı kimyasal maddeler cilt kanserinden koruyor. Uzmanlar haftada en az bir kez bir çay kaşığı limonsuyu içmek gerektiğini belirtiyor.

Yine San Diego’dan bir araştırma sonucuna göre greyfurt kan şekerini düşürerek kalori yakımını hızlandırıyor. Yemekten önce yenen yarım greyfurtun ideal kilo vermek için iyi bir yöntem olduğu belirtiliyor.

Portakaldaki C vitamini en çok bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Bir adet portakal günlük C vitamini ihtiyacını karşılıyor. Onun alternatifi ise iki adet mandalina.
Yazının Devamını Oku

Koşulsuz zevk: Koşma

25 Temmuz 2007
Haftada kaç kez koşuyorsunuz? Peki, koşu süreniz ne kadar? Bu soruların yanıtları çok önemli. Çünkü eğer kendinize planlı olarak yeni hedefler belirlerseniz, bedeniniz normalden üç kat fazla ödüllendirilecektir; mükemmel bir figürle, enerjiyle ve ekstra porsiyon mutlulukla tabii...

aftada en az 3 kez yaklaşık 5 kilometre koşmak (ki bu da aşağı yukarı 30 dakika ediyor) kişiyi yaşama motive eden en önemli etkenlerdendir... Zaten bu durumda siz düzenli olarak egzersiz yaparak vücudunu gerginleştiren ve kas yapmasını sağlayan fitness koşucuları grubuna dahilsiniz demektir. Yeteneklisiniz, sağlıklı bir özgüvene sahipsiniz, kaliteli bir yaşam standardınız var, üstelik bir parça çikolata yedikten sonra kendinizi suçlu hissetmeyecek kadar da cesursunuz. Çünkü siz hiç hareket etmeyenlere oranla haftada en az 100 kalori daha fazla yakıyorsunuz.

Ancak kendinizi hep aynı "level"da tutmaya başlar, yani günün hep aynı vakitlerinde, aynı tempoda koşar, yeni riskler almaya da açık olmazsanız, hiç şüphesiz birkaç ay sonra bu monotonluk egzersizinizi can sıkıcı hale getirecektir. Oysa uzmanlara göre içindeki koşma aşkını uyanık tutmak isteyenler değişikliklere, eğlenceye ve giderek artan derecelere hazırlıklı olmalı... Çünkü ruh ve beden ancak böylelikle zinde kalabilir. Koşma sporunda zinde kalmanın en önemli koşulu, sürekli yeni egzersiz teknikleri geliştirmek... Vücut kendisine gösterilen başka hedeflere ulaşmak istediği sürece yeteneğini geliştirir.

Şu testosteron dedikleri

Biliyor musunuz, aslında kadın vücudunda da erkeklik hormonu olarak bilinen testosteron mevcut... Üstelik diğer birçok hormon gibi o da önemli bir amaca hizmet ediyor. "Aşka getirme" görevi dışında kas sisteminin yapılanmasını sağlıyor, cildin gerginliğinden sorumlu ve selüliti engelliyor. Zaman zaman daha da ileri giderek karşı koyma gücünü ateşliyor, cesaretlendiriyor, abartıldığında ise agresyona kadar varıyor. A, C ve E vitaminleri, B grubu vitaminleri, çavdar ekmeği, balık, süt ürünleri ve fındıkta bulunan çinko, magnezyum ve mangan, testosteron hormonu üretimini harekete geçiriyor.

Seks kimliğinizi belirleyin

Yatak odanızın stili, sürekli sizi seksi olarak tanımlayan birilerinin olup olmadığı, seks için uygun durumlar karşısında kendinize hakim olup olamadığınız, seks kavramları içerisine sıkışıp sıkışmadığınız, seksteki karakterinizi ele veriyor.

1. Seks yaparken ne hissediyorsunuz?

* Seks yapmayı seviyorum

Eğlenceli bir aktivite

á Sıradan bir şey gibi geliyor

Seks yapmayı sevmiyorum

2. Seksin hayatınızdaki önemi nedir?

* Olmazsa yaşamıma devam etmekte zorlanabilirdim

Çok çok önemli

á Ne çok önemli, ne de önemsiz

Onsuz da yaşayabilirim

3. "Yatak odanızda yenilik" dersek, sizin aklınıza...

* Sağlıklı bir seksin temeli olduğu gelir

Sağlıklı seksin önemli bir parçası olduğu gelir

á Sağlıklı seks için çok da gerekli olmadığı gelir

Seks yaşamına zararlı olabileceği gelir

4. Seks hayatınıza hangi sıklıkta yenilikleri kabul edersiniz?

* Her yeni cinsel ilişkimde olabildiğince yenilik denerim ve yeniliğe açığımdır

Her yeni cinsel ilişkimde işime yarayacak birkaç hareket öğrenirim

á Yeni ilişkilerimde işime yarayacak birkaç bilgiye ulaşmayı ihmal etmem, bildiğimden de şaşmam

Özel ilişkilerimde yeniliklere açığımdır; mesela evlilik yıldönümümüzde

5. Partnerinizle nerede cinsel ilişkiye girmek istersiniz?

* Yatak ve yatak olarak görebileceğimiz her yerde

Çoğunlukla yatak ama evin herhangi bir odasında da olabilir

á Bazen yatakta, bazen evin diğer odalarından birinde

Bazen yatakta ama genellikle evin

başka odalarında

6. Cinsel ilişkiden duyduğunuz memnuniyeti işaret ya da sesle gösterir misiniz?

* Evet, her defasında

Evet, genellikle

á Evet, bazen

Ses mi?

7. Seksi iç çamaşırlarınız ya da giysileriniz var mı?

* Çok var ve hepsini kullanıyorum

Birkaç tane, çok nadir kullanıyorum

á Birkaç tane ve artık kullanmıyorum

Birkaç tane almıştım, kullanmadım

8. Seks oyuncaklarından hiç kullandınız mı?

* Evet, partnerimle kullanıyoruz ve kesinlikle çok eğlenceli

Evet, partnerimle kullanıyoruz ama hiç de eğlenceli değil

á Evet, partnerimle geçmişte kullanıyorduk ama artık tercih etmiyoruz

Hiçbir zaman öyle oyuncaklar kullanmadık/kullanmadım.

9. Siz çıplakken partneriniz sizi izlediğinde neler hissediyorsunuz?

* "Nasıl görünüyorum" derim

á İç çamaşırlarımla yanında gezmeyi tercih ederim çünkü öyle daha seksiyim

Benim için baksa da bir, bakmasa da...

Bakmasından hoşlanmıyorum, galiba biraz utangacım. Bana bakarsa bendeki eksiklikleri göreceğinden korkuyorum.

10. Açık ve net olarak fantazilerinizi kavramlaştırırsanız...

* Akılda kalıcı ve değişkenlik gösteren fazla fantazim var

Birkaç tane akılda kalıcı ve detaylı fantazim var

á Basit birçok fantazim var

Pek fantazi kurmam

DEĞERLENDİRME

Sonuca ulaşmak için, seçtiğiniz cevapların karakterlerini (yıldız, kare, yuvarlak ve üçgen) sayıp, aşağıdaki sonuçlardan seksteki kimliğinizin haritasını çıkarabilirsiniz.

"Yıldız"lar fazlaysa

Vahşi, seksi, tutkularının peşinden giden birisiniz. Partneriniz, eğer cinsel güç olarak sizin yanınızda yetersiz kalmıyorsa, dünyanın en mutlu kadınısınız. Zaten size yetersiz geldiği anda partnerinizi bırakıp gidecek kadar seks merkezli yaşıyorsunuz. Libidonuz ortalamanın üstünde ve "benim" diyen erkeğin bile karşınızda heyecandan titremesini sağlıyorsunuz.

"Kare"ler fazlaysa

İlişkilerinizde duygusal bağa önem veriyorsunuz, ama seks işin içine girince akan sular duruyor ve dizginlerinizi serbest bırakıyorsunuz. Cinsel birliktelik fikri olmazsa olmazlarınızdan, ama ölçüp tartıp sonrasında kendinizi teslim etme fikrini benimsiyorsunuz. Seks oyunları, flörtöz hareketler vazgeçemediklerinizden ancak temkinli yaklaşmayı ihmal etmiyorsunuz.

"Yuvarlak"lar fazlaysa

İkili temaslarda fazla çekingen olduğunuz zamanlarda partnerinizi zorluyorsunuz. Kendi istek ve arzularını sürekli dizginlemesi gerektiğini, seçici olanın siz olduğunu hissettiriyorsunuz. Devamında yaşanan "baş ağrıları", "canım istemiyor"lar da bunun eseri... Halbuki siz de seksi partneriniz kadar seviyorsunuz ve yapıyorsunuz. Ancak karşınızdakine bir hiçmiş gibi davranmayın! Onu dinlemeyi ve isteklerine cevap vermeyi deneyin. Göreceksiniz ki sıkıntılarınız en aza inerken, mutluluğunuz tepe noktasına ulaşacaktır.

"Üçgen"ler fazlaysa

Seks sizin için önemsiz bir ayrıntı... Ama unutmayın ki erkeklerin istekleri, sizin isteksizliğinden daha fazladır ve bu tutumunuzla partnerinizin sizden uzaklaşmasına neden olabilirsiniz. Seksi sevmiyor ve yokluğundan etkilenmiyor olabilirsiniz, ancak partneriniz bu konuda sizin kadar sabırlı davranmayacaktır! Felaket tellallığı yapmayalım ama biraz kitap karıştırmanın zamanı gelmiş de geçiyor bile...

Gözlük kullananlar nasıl makyaj yapmalı

Gözlerinizin gözlük camlarının ardında daha etkili bir şekilde parlamasını istiyorsanız, yapmanız gereken tek şey birkaç küçük ipucunu aklınızda bulundurmak...

Allığınızı yanakların daha altına sürün: Gözlük çerçevesinin tam da bittiği yere sürülen allığın nasıl görüneceğini hayal bile etmek istemezsiniz. Üstelik camın içinde kalan kısmı yansıma dolayısıyla gözlüğün kirliymiş gibi algılanmasına neden olabilir. Bu yüzden elmacık kemiklerinizi her zaman gözlük çerçevenizin bittiği yerden itibaren vurgulayın.

Uzağı göremiyorsanız, koyu renklere ihtiyacınız var demektir: Camlar gözlerinizi büyük gösterdiği için, onları güçlü renklerdeki farlarla yeniden küçültebilirsiniz. Siyah eye-liner da bu efekti yaratmanızda size yardımcı olacaktır. Ayrıca camlar yansıtma özelliğinden dolayı olanı daha da fazla gösterdiği için, farın içindeki tozlar ve pırıltılar abartılı görünebilir. Bu yüzden kremsi ya da likit formda ürünler seçmenizde fayda var. Hipermetroplar için ideal renklerin başında kahve tonları, füme ve yeşil sayılabilir.

Bırakın rujunuz dikkat çekici olsun: Kullandığınız far canlı bir renkte değilse, o zaman seçiminizi pembe ya da kırmızı rujlardan yana yapabilirsiniz. Aksi takdirde karşınızdaki insanın dikkatini sadece gözlüğünüz çekecektir.

Yakını göremiyorsanız, açık renkler seçin:
Size uygun gözlüklerin camları gözlerinizi küçük gösterir. Açık, parlak farlarla onları yeniden irileştirebilirsiniz. Başka bir ipucu daha; beyaz bir eye-liner’la üst kirpik diplerinize ince bir çizgi çekin. Kirpiklerinizi de iki kat daha fazla maskarayla belirginleştirin. Hipermetroplar için en ideal far renkleri bej, uçuk pembe, beyaz ve açık gridir.

ÜRÜN MARKET

Lancome’un yeni sonbahar-kış makyaj koleksiyonu bu kez Agatha Christie’nin Doğu Ekspresi’nde Cinayet" romanından ilham alıyor: Her şey hediye olarak Çin’den gelen küçük çekmeceli kutu ile başlar. Kutu o kadar gizemlidir ki, markanın uluslararası makyaj tasarım direktörü’ne Christie’nin bu efsanevi hikayesini anımsatır. Ve koleksiyonun arzu objeleri yavaş yavaş ortaya çıkar.

Göz çevrenizi şımartın

Bir gün aynaya baktığınızda, siz ciddi dursanız bile gülme çizgilerinizin kaybolmadığını fark edeceksiniz. Bu izler sevinç, stres ve günde 10 bin kez gerçekleştirdiğimiz göz açıp kapama refleksinin olağan sonuçları.

Yüzün diğer bölgelerinde deri 2 mm. kadarken, göz çevresindeki deri sadece 0,35 mm. inceliktedir. Bu yüzden yüzün en fazla ve acil bakım gerektiren bölgesi de göz çevresidir. Aynı zamanda nem oranının çok daha az olduğu bu bölgede lef sirkülasyonu daha yavaştır. Bu ise şişliklerin en önemli sebebidir.

Göz altı halkalarına gelince; bunlar çoğu zaman bakımsızlığın sonucu olarak ortaya çıkar. Tüm bunlara bir de yaşlanmayla birlikte cildin incelmesi ve saydamlaşması eklenince, cilt altındaki ince damarlar görülmeye başlar. Bu yüzden güzellik uzmanlarının kadınlara en önemli uyarısı, göz çevresine daha özel bir bakım uygulamalarıdır.

Bu bölgeyi yüzün diğer bölümlerinden ayrı tutmanız gerektiğini unutmayın. Ve göz çevresinin hassas derisini özel bakımlarlar, sonuca odaklı yoğun içerikli ürünlerle içeriden destekleyin.
Yazının Devamını Oku

Bacaklar fora

21 Temmuz 2007
Geriye sayım devam ediyor. Yaz sezonunun iki hit parçası mini etek ve şort bacakları mükemmel bir şekilde gözler önüne serme fırsatı veriyor. Peki, kusursuz bacakların sırrı ne? 1. ADIM

İstenmeyen tüylerden kurtulmak

Bacaklarınızdaki istenmeyen tüylerden kurtulmanın hem zaman hem de uygulama olarak çeşitli yolları bulunuyor. Ağda ve epilasyon sonrasındaki iki günü cilt yüzeyindeki kızarıklıklardan kurtulma süresi olarak hesaplamalısınız. Buna karşın bacaklarınız 4-6 hafta arası pürüzsüzlüğünü koruyacak. Kuru ya da ıslak jilet yönteminde ise bacaklar ilk gün mükemmel görünse de üçüncü günde yeni çıkan tüylerden rahatsızlık duymanız işten bile değil.

2. ADIM

Kremlemek ve masaj yapmak

Aslında yaza girmeden en az 6 hafta önce baldır, popo ve kalçaların bakımına başlamak gerekiyor. Yüksek teknolojili kremlerin gerginleştirici etkilerini gösterebilmeleri için gereken süre bu. Ama siz geç kaldıysanız bile sakın ümitsizliğe kapılmayın. Hergün duştan sonra vücudunuzun yanı sıra sorunlu bölgelerinize mutlaka krem sürün. Cilt duş sonrası ürününü en etkili şekilde emer ve bileşimindeki maddelerle kan dolaşımını hızlandırır.

3. ADIM

Beslenme alışkanlıklarını değiştirmek

Organizmanın aşırı beslenmesi bağ dokusunun gevşemesine neden olur. Kahve, beyaz ekmek, tatlı, et, alkol gibi asit yapıcı besinler yerine sebze, tavuk, balık ve tahıllı ekmek yemek çok daha sağlıklı. Özellikle enginar ve greyfurtun zayıflatıcı etkileri biliniyor.

"No make-up" trendi

Doğal güzellik tutkunları aynı zamanda yeni bir hareketin de öncüsü oluyor. Örneğin, Drew Barrymore sadece People dergisi tarafından dünyanın en güzel kadını seçilmekle kalmadı aynı zamanda Amerikan dergisinin kapağına makyajsız poz verdi.

Aslında doğallık ve doğal görünen makyaj arasındaki fark o kadar az ki! Neredeyse ayırt etmek imkansız; allık yok, rimel yok, fondöten yok... Drew Barrymore makyaj yapmaktan kesinlikle hoşlanmadığı için doğal haliyle yakalanmaktan da kaçmıyor. Makyaj yaptığı zamanlar ise renkli krem, göz kalemi ve dudak parlatıcısından başka bir şey tercih etmiyor.

Gwyneth Paltrow da makyajsız dolaşmayı seven ünlü isimlerden. Katie Holmes’u makyajsız görenler arasında sadece Tom Cruise yok. Eski topmodel yeni fotoğrafçı Helena Christensen de doğal olmayı sevenlerden. Milla Jovovich, en son makyaj karşıtı olarak Bettina Rheims’ın "Heroines" adlı fotoğraf kataloğuna poz vermişti.


MAKYAJDA ’çıplaklık’ etkisi

Açık bejler, uçuk pembeler ya da gül tonları... Cilt rengindeki rujları kullanırken saç renginize uygun olup olmadığını mutlaka kontrol etmelisiniz. Yazın makyaj trendi, açık tonlardaki renk seçimleriyle kendini gösteriyor. Böylelikle cilt de aydınlık ve parlak bir görünüme bürünüyor. Peki, sizin renginiz hangisi?


PLATİN SARI: Ünlü yıldızların en sevdiği renkle "nude" makyaj, mükemmel bir uyum sergiliyor. Hafif tekstürlü gül tonları yüzlere tazelik kazandırırken makyajın da abartılı görünmesini engelliyor. Hafif bronzlaşmış tenlere de sıcak bej tonları çok yakışıyor.

SARI: Başka hiçbir tip bu kadar değişken olamıyor. Gerçek sarışınlar kış aylarında solgun bir yüze sahip oluyorlar, saç renkleri de koyulaşıyor. Yaz mevsiminde ciltler bronzlaştığında, saçlar altın sarısına dönüşüyor. Bej ve gül tonlarındaki rujlar doğal sarışınların tercihi olmalı.

KUMRAL: Doğal bej tonları ve yumuşak kahve nüansları bu saç renginin en ideal ikilisi. Bu yaz esmer ve siyah saçlılar, "nude" dudaklarını dumanlı göz makyajıyla tamamlıyor. Koyu tenliler de altın ya da şeftali tonlarıyla bej tonlarını birlikte kullanabilirler. Gül renkli ciltler de mavi görünümlü bej tonlarıyla mükemmel görünürler.

Seksi yaz tenleri

Güneye gitmiş gibi bronz olmak istiyorsanız, bu konuda en büyük yardımcılarınız kozmetik ürünleri. Bronz bir vücuda sahip olmak için mutlaka tatile gitmeniz gerekmiyor. Markaların kahve ve altın tonlarındaki makyaj ürünleri, yüz ve dekolte için tercih edeceğiniz pırıltı efektleri ve terrokotta nüansları, tenlere en az Akdeniz güneşi kadar bronzluk kazandırıyor. Yağlı tekstürlü likit fondötenler cildinize parlak bir görünüm kazandırırken, bronz pudradan vazgeçemeyenler kahve ve altın tonlarını bir arada kullanabilir. Değişik tonlarla makyajınız hem seksi hem de oldukça doğal bir görünüme bürünüyor.
Yazının Devamını Oku

Selülitleriniz kaç dalga boyu

20 Temmuz 2007
Selülitlerinizin inatla bacaklarınızdan, popo bölgenizden, karnınızdan ve kollarınızdan gitmediğini düşünüyorsanız, o zaman size iyi bir haberimiz var. Madonna’nın da uyguladığı yeni bir yöntem; akustik dalga terapisi... Özelliği diğer dokulara zarar vermeden dalga boyuyla sadece yağ dokularını çözmesi.

aha önce böbrek taşı kırmada kullanılan yeni bir yöntem, şok dalgalarıyla şimdilerde kadınları selülitlerden kurtarıyor. Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız medikal estetik uzmanı Dr. Mustafa Karataş, akustik dalga terapisiyle bölgesel yağların doğrudan parçalandığını belirtiyor. Ancak etkili bir sonuç için tıpkı antibiyotik kullanımında olduğu gibi, bu uygulamanın da olmazsa olmazları var. Bunlar arasında en önemlisi günde 3,5 litre su tüketimi ve en az 35 dakika hareket; "Bizim onay verdiğimiz hastalarımız da tüm bu koşulları kabul edip uygulamaya başlıyor. Çünkü parçalanan yağların atılması için su ve hareket şart. Parçalanan ve lenf dolaşımına katılan yağı yukarı almak için kas pompası çalışmalı. Atılımını sağlamak için de yüksek su tüketimi gerekiyor. Üç-dört hafta içinde bizim gözlemlediğimiz yüzde 80’lere varan düzelmeler" diyor.

Nedeni hormanal bozukluk

Dr.Mustafa Karataş, akustik dalga terapisinin diğer zayıflama yöntemlerinden farklı olduğunun altını çiziyor; "Diyet yaptırırsınız, koşturursunuz kişi zayıflar ama selüliti kalır. Selülit, belirli bölgelerde dolaşım ve yağ dokusunun bozulması hastalığı. En büyük nedeni de hormonal dengesizlikler olarak biliniyor. Ayrıca alkol, doğum kontrol ilaçları ve yüksek kalorili gıdalar da selülitin oluşumunu destekliyor."

Uygulama zayıflama hastalarında diyetle destekleniyor. Ancak selülit sorununda böyle bir zorunluluk yok. Karataş, akustik dalga terapisi sonrasında kişinin iki yıl boyunca selülit sorunu yaşamayacağını anlatıyor; "Tabii ki, organizmada hormon üretimi, östrojen devam ediyor. Vücut indeksi inip çıkabiliyor çünkü yağ dokusu stabil değil. Vücut da yıkmaya değil yapmaya eğilimli. Yağ doku ise oluşturmaya daha fazla eğilimli. Ama kişi kilosunu sabit tuttuğu sürece iki yıl selüliti sorun olarak algılamaz."

Şok dalgaları yağları parçalıyor

Akustik dalga terapisinin bir seansı 30-35 dakika. Toplamda ise 8 seans öneriliyor. Uygulamanın dikkat çekici özelliği, kısa sürede sonuç vermesi. İşlem sırasında kişi derinde hafif bir ağrı hissediyor. Haftada iki kez yapılan uygulama bir ay içinde sonuç veriyor. Öncesinde ultrasonik yağ ölçümü yapılıyor. Akustik dalga terapisi karın, bel, kalça, bacak, kol bölgesine uygulanabiliyor.

Sırtlara özgürlük

Bikiniler, mayolar, derin dekolteler... Sıcak yaz günlerinde ve gecelerinde dekolte bakımı büyük önem taşıyor.

üzel bir sırt ve göğüs dekoltesine kim sahip olmak istemez ki? Bunun ilk adımı öncelikle vücut peelingleri... Böylelikle cilt yüzeyinde birikmiş kirleri arındırırken aynı zamanda farklılaşan cilt tonunu da düzeltebilirsiniz. Haftada üç kez uzun bir vücut fırçası ya da kese yardımıyla yapacağınız temizlik sonrasında kremlerinizi sakın ihmal etmeyin. Yoğun içerikli ve cildi gerginleştirici etkisi bulunan krem

ya da losyonlarınızı her gün duştan sonra kullanabilirsiniz.

Forma sokmak için...

Her zaman sırtınızı dik tutun ve omuzlarınızı yukarı doğru kaldırarak yürüyün. Bunun için düzenli olarak yapabileceğiniz bir egzersiz var; kollarınızı iki yanınızda karnınızın üzerine yere uzanın. Şimdi parmak uçlarınız çenenize dokunacak şekilde pozisyon alın. Bu sırada nefes verin ve vücudunuzu yukarı kaldırın. Üç saniye böyle kalın ve eski pozisyonunuza geri dönün. Aynı hareketi 10 kez tekrarlayın. Ve ikinci egzersiz; bir sandalyeye oturun, ayaklarınız yere değsin, dizleriniz de birbirine... Üst bedeninizi yavaşça arkaya doğru gerginleştirin ve 30 saniye böyle kalın. Aynı hareketi üç kez tekrarlayın.

Yazı hissetmenin 

İPUCU


1 Kusursuz yapılmış bir manikür ve pedikür. Artık koyu renkler yerine daha canlı tonlarda oje kullanma zamanı.

2 Ayak parmaklarına takılan değişik yüzükler hem seksi hem de bakımlı bir görüntü veriyor.

3 Mercan, yazın favori rengi. Mümkünse aksesuvarlarınızı ve ojenizin rengini mercan tonlarında tercih edebilirsiniz.

4 Siyah maskaraları kışa saklayın. Şimdi kahve, mavi ya da mor maskaralar çok moda. Üstelik gözleri daha aydınlık gösteriyorlar.

5 Kırmızının her tonu bu yaz mübah. Özellikle dudak parlatıcıları hiç makyaj yapmamış olsanız bie cildinize hoş bir görünüm katabilir.

6 Yaza uygun hafif kokuları tercih edin. Çiçek ve meyve kokuları çok talep görüyor.

7 Güneş losyonları ve ferahlatıcı spreyler olmadan asla dışarı çıkmayın.
Yazının Devamını Oku