26 Mayıs 2008
Rujunuz kırıldı, göz farınız paramparça oldu, en sevdiğiniz oje sorun çıkarıyor. Tabii ki bu yüzden onları atmanız gerekmez. Aşağıdaki pratik önerilerle ömürlerini uzatabilirsiniz. KIRILAN RUJ: Sıcaklık, rujun en önemli hammaddelerinden olan balmumunu yumuşatır. Bu yüzden ısının yüksek olduğu ortamlarda rujunuzun dayanıklılığı azalır. Siz kullanırken kırılması da işten bile değildir.
Peki, diyelim ki çok beğenerek aldığınız rujunuzu kırdınız... O zaman yapmanız gereken şu: Kırılan kısmı bir kağıt mendil yardımıyla tutun ve diğer bölümü çakmakla hafifçe ısıtın. Dikkatli bir şekilde kırık parçayı üzerine yeniden oturtun ve yumuşak hareketlerle bastırın. Rujunuzu üst kapağını kapatmadan buzdolabına koyun. Bir süre sonra yeniden eski haline geldiğini göreceksiniz.
Bu işlemin fazla komplike olduğunu mu düşünüyorsunuz? O zaman kalan parçayı bir dudak fırçası ya da kulak çubuğu yardımıyla boş bir mini kavanozun içine yerleştirin. Saç kurutma makinesini kütle iyice eriyene dek üzerine tutun. Akışkan bir hale geldiğinde buzdolabında bekletin. Rujunuz yeni formuyla emrinize amade...
OJE SORUNU: Oje, şişesinin etrafına bulaşmış, bu da kullanımını zorlaştırıyor, hatta şişe açılmıyor. Öte yandan yoğunlaşan oje tırnaklar üzerinde kalın bir tabaka oluşturuyor, dolayısıyla çabuk kurumuyor ve yeterince parlak görünmüyor.
Bu durumda, oje şişesinin kenarlarını bir aseton yardımıyla iyice temizleyin ve kolay kapanmasını sağlamak için tırtıklı bölüme vazelin sürün. Böylelikle pratik bir şekilde açılmasını sağlamış olursunuz. Bir kabın içine bir miktar sıcak su koyun ve ojeyi içinde bekletin. Göreceksiniz, ojeniz yeniden eski kolay sürülebilen akışkan haline dönecektir. Sıcak sudan çıkardıktan sonra da şişeyi iyice sallayın.
Eğer imkanınız varsa da satın aldığınız oje incelticiden birkaç damla şişenin içine dökün ve çalkalayın. İşte, ojenizin ömrü bir miktar daha uzadı.
KIRILAN PUDRA, ALLIK YA DA FAR:
Pudranız, allığınız ya da göz farınız elinizden kaydı ve banyonun sert zeminine düştü. Ne mi yapacaksınız? Küçük parçaları mutfak havanında iyice ezin. İşte yeni formuyla kullanıma hazır! Ya da kırılmış büyük pudra parçalarını tıpkı bir puzzle oyunu gibi ambalajına yerleştirmeye çalışın. Üzerine damlattığınız bir damla temizleme toniği, kururken kozmetik ürününüzün de yeniden yapışmasını sağlar.
KIRILGAN GÖZ KALEMİ: Uçlarını açarken kırılan göz ya da dudak kalemleri bazen çok sinir bozucu olabiliyor. Bunu önlemek için kozmetik kalemlerini 10-15 dakika boyunca buzdolabınızın buzluk kısmında bekletin. Bu sayede daha sert bir kıvama gelirler. Üstelik bu tarz kalemleri açarken sadece kozmetik kalemtıraşları kullanmanızda fayda var. Ve kalemtıraşın ucuna yapışan kalıntıları her zaman bir kağıt mendil ya da kulak çubuğuyla silin.
İşte yaz geldi
Yaz geldi ve bu da banyonuzdaki güzellik ürünlerinizin çeşitlerini artıracağınız anlamına geliyor. Çünkü sıcak hava, aşırı nem ve yoğun güneş ışınları cildin yapısını değiştirir. Dolayısıyla sıcaklığın artmaya başlamasıyla birlikte kullandığınız bakım ve makyaj ürünlerinin de içerik ve tekstürlerinin hafiflemesi gerekir.
n Yüz için kusursuz bakım: Cildinizin bahar yorgunu olduğunu mu düşünüyorsunuz? O zaman özel bir serum kürüne kesinlikle hayır demeyecektir. Yüksek konsantrasyonlu etkili serumlar, cilt hücrelerini harekete geçirir ve cildi içten yeniler. Serumun kullanımı da oldukça kolaydır: İki ya da dört haftalık kullanımı olan serumları rutin bakımın yanı sıra sabah ve akşam olmak üzere iki kez cildinize uygulayın.
n Ürünlerin içeriklerini hafifletin: Havalar ısınmaya başladıkça cildimiz de kış aylarına oranla daha az yağa gereksinim duyar. Bu durumda artık daha hafif içerikli kremler kullanabilirsiniz. Her ne kadar güneş etkisini artırsa da jel formundaki kremler cildinize daha iyi gelecektir. Kış mevsiminde kullandığınız ürünleri ise geceleri uygulamaya devam edebilirsiniz.
n Ayaklarınızı ihmal etmeyin: Ayaklarımız artık açık ayakkabılar içinde rahatlayacak. Küçük bir bakımın ardından onları gün ışığına çıkarabilirsiniz. Bir ayak peeling’i ve ardından yoğun içerikli bir kremle masaj yapmak, pembe ya da kırmızı tonlarında ojeleri tercih etmek, onları yaza hazırlar. Ojenizin altına cila kullanmak, sürdüğünüz ojenin kalıcılığını artıracaktır.
n Bırakın cildiniz ışıldasın: Kış aylarında cildimiz hem daha kuru hem de daha kepekli bir yapıya sahiptir. Bu mat görünümden kurtulmanın en pratik yolu, haftada iki kez peeling yapmaktan geçiyor. Ardından uygulayacağınız yoğun içerikli bir nemlendirici maskeyle cildinizin yeniden ışıldadığını göreceksiniz.
n Kilolarınızı kremleyin: Cildimiz gergin ve sağlıklı göründüğü sürece biz de kendimizi iyi hissederiz. Havyar ekstreli bir bakım kremi sıkılaştırır ve pigment lekelerinin koyulaşmasını engeller. Yağ hücrelerine savaş açan kafein konsantreli vücut ürünleri de bir yandan selülit görüntüsünü azaltırken bir yandan da cildin pürüzsüz bir hal almasına yardımcı olur.
Sex and The City’nin erkeklere faydaları
Diziler vardır unutulur gider. Diziler vardır yıllarca o kanal senin bu kanal benim dolaşır ve izleyicileri katlanarak artar. "Sex and The City" bu ikinci tip dizilerden. Erkekler de takip ediyor, çünkü dizi kadınların karmaşık dünyasına açılan bir pencere! İşte Sex and The City kadınlarına ilişkin sonuçlar ve erkeklerin bunlardan çıkarması gereken dersler...
n Modern kadın, romantik jestleri küçümser
Kanıt: Carrie, ona ilgi gösteren erkeklere karşı eleştirilerinde hiç de yumuşak değil. Kendisine aşk şiirleri okumak isteyen Rus bir ressamı cezalandırıyor ya da ilk buluşmalarını daha romantik kılmak adına kendisi ile sevişmek istemeyen erkeğe küsüyor.
Ders: Özel günler haricinde kadınlara romantik hediye alma girişimleri boşunadır. Aşkınızı anlatma çabanız şüphe doğurabilir. İlk buluşmanızda onu arzuladığınızı anlamazsa, ikinci bir buluşma olmayabilir.
n İlişki başarısızlığa uğrasın diye sizi sabote edebilirler
Kanıt: Samantha, erkekleri seks objesi olarak algılar, erkek arkadaşını aldatır ve bunu yapacağını ilişkinin başında söyler. Ciddi bir ilişki gerginliğinden, içindeki aldatma potansiyelini göstererek kurtulabileceğini var sayar.
Ders: Bir ilişki tatsızlaşmaya başladıysa, bunun sebebi kız arkadaşınızın nevrotik ruh halidir. İlişkiniz bittiğinde, durumu keyifle karşılayın. Var olmayan problemlere takık bir kadınla yaşamak daha mı güzel olurdu?
n Konu eski ilişkilere geldi mi, içine kapanır
Kanıt: Sex and The City kadını, cevaplanmayan sorunların üstüne gitmeyi sever. Hatta bu konuda saplantılıdır. Carrie, uzun dönemli erkek arkadaşı Aidan’dan ayrıldıktan sonra, onun arkadaşlarını ve sevgililerini arayıp, onu aldatıp terk ettiği için Aidan’ın hálá kızgın olup olmadığını soruyordu.
Ders: Bir ilişkiyi gerçekten sonlandırmak istiyorsanız, tüm açık kapıları kapattığınızdan emin olun. Bir kadının aklında ilişkinize dair soru kalmamalıdır. Aksi takdirde eski sevgilinizin gecenin saat 03:00’ünde arayıp hakikaten artık hatırlamadığınız bir konuda açıklama yapmanızı istemesine şaşırmalısınız.
n Romantizme alaycı bakmalarına rağmen "aşk" sözcüğü onlar için hálá çok önemlidir.
Kanıt: Carrie, bir partiye erkek arkadaşıyla gitmiş olmasına rağmen, partiden garsonlardan biriyle ayrılmakta tereddüt etmemişti. Çünkü erkek arkadaşından sihirli sözcükleri duymamıştı henüz. Carrie’nin de söylediği gibi; "Seni seviyorum"dan önce yapılan hiçbir şey sayılmaz.
Ders: "Seni seviyorum" bir ilişki için hálá en belirleyici cümledir. Sihirli cümleyi duymayan kadın, romantik opsiyonların peşinde olacaktır.
n Cinsel partnerlerini ciddi veya geçici olarak ayırma yetisindeler
Kanıt: Charlotte bile -Kristin Davis’in oynadığı, gruptaki en gelenekselci kadın- cinsel partnerlerini ikiye ayırmakta hiç tereddüt etmiyor: Sıcak bedenler ve uzun dönemlik erkek arkadaşlar. Charlotte, boşanma avukatının hiç etkileyici olmadığını düşünmesine rağmen, onunla "kötü seks" yapmakta sakınca görmedi.
Ders: Bir zamanlar erkekler standart erkek-kadın ilişkisine yani sıkıcı bir seks hayatına mahkum olmaktan endişe ederlerdi. İyi haber şu ki kadınlar artık bazı erkekleri bu döngüden çıkarıp, fantastik seks dünyalarının özneleri olarak saklı tutmayı biliyorlar.
n İlgi duyuyorsa, sizi etkilemek için yapmayacağı şey yoktur
Kanıt: Sex and The City kadını bir erkekten etkilenmişse, o erkeğe sahip olmak için tüm silahlarını kullanacaktır. Samantha, bir restoranda garson olan Smith ile birlikte olmak için, Smith’ten hoşlanan başka bir kadına o gece ondan vazgeçmesi karşılığında akşam yemeği ısmarlamıştı.
Ders: Modern kadın, konu bir erkeği elde etmek olduğunda yasak tanımaz. Bardaki kadının sizden hoşlanıp hoşlanmadığının muhakemesini yapıyorsanız, kadın muhtemelen sizi istemiyordur. İstiyor olsaydı, sizi kolunuzdan tuttuğu gibi taksiye atıp çoktan eve götürmüştü.
Gözlerde kelebek etkisi
Avon’un Color Trend Makyaj Serisi’nde yer alan ve doğal tonlarıyla dikkat çeken dörtlü göz farı, yaz aylarında kadınların favorisi olacak. Dörtlü göz farının içinde bulunan çekmeceli ayna ve aplikatör, uygulamayı hayli kolaylaştırıyor. Fiyatı ise 14.40 YTL.
Cildi nemlendirici ve yatıştıran termal su
Mineral tuz bakımından zengin nemlendirici ve yatıştırıcı bu sprey, hassas ve reaktif ciltlerde, tıraş sonrası, peeling sonrası ve güneşten etkilenmiş ciltlerde kullanım için ideal. Cildi yatıştırıcı özelliği dışında magnezyum ve mangan konsantrasyonu da cildi serbest radikallere karşı koruyor. Ürün 29 YTL’den satılıyor.
Yazının Devamını Oku 
24 Mayıs 2008
MAKSİ ETKİPürüzsüz bir cilt, belirgin hatlar; yeni enjeksiyon uygulamaları yüzü aydınlatıyor ve hatta göğüsleri bile 20 dakika içinde bir beden daha büyütüyor. Yüzünde bir değişiklik var mı yok mu? Lifting mi yaptırmış, göğüslerini büyütmüş hatta dudaklarını da kalınlaştırmış. Ya erkek... Gergin göz kapakları, yağlardan arınmış bir göbekle mükemmel görünüyor. İlgili, reddedici ya da meraklı... Son birkaç yıldır tüm bu soruların hangi ruh haliyle sorulduğu önemli değil. Asıl önemli olan profesyonel bir uygulama sonunda kadının ya da erkeğin doğallığından hiçbir şey kaybetmemiş olması. Çünkü estetik öyle bir konu ki, hakkında uluorta konuşmaktan kimse hoşlanmıyor. Bu yüzden öncesinde önemli olan, doktorunuzdan en ince ayrıntıları, riskleri ve sonuçları hakkında detaylı bir şekilde bilgi almanız.
Son birkaç yılın en sık yapılan uygulamalarından biri olan estetik yöntemlerde yaşlanmanın izlerini silmek giderek kolaylaşıyor, hızlanıyor ve tehlike arz etmiyor. Bu yüzden kısa bir doktor randevusunun ardından kişilerin uzun bir tatilden dönmüş gibi dinlenmiş görünmeleri mümkün. Küçük dokunuşların yapıldığı bu uygulamalar dünyada "liquid lifting" olarak adlandırılıyor. Narkozsuz, neştersiz sadece minik bir enjeksiyonla yüz yeniden yapılandırılabiliyor ve dolayısıyla gerginleştirilebiliyor.
KIRIŞIKLIKLAR SİLİNİYOR YÜZ GERGİNLEŞİYOR
Peki bu nasıl yapılıyor? Botoks, son dönemin en bilinen ve risksiz yöntemi. Kırışıklıklarından kurtulmak isteyenler bilinen bu en etkili toksinle, alın, göz çevresindeki kaz ayakları ve ağız kenarındaki ince kırışıklıklardan kurtulabiliyor. Bunların dışında botokstaki son yenilik kaşları kaldırmada, boyundaki kırışıklıkları silmede ya da dekolteyi gerginleştirmede kullanılmaya başlanmış olması. Zaman içinde kaslar aşağıya doğru sarkmaya başladığında yüz hatları da aşağıya doğru iniyor. Bu kaslar güçlendirilemiyor ancak sarkan kaslar dikkatlice zayıflatılıyor. Böylelikle yüzde doğal bir lifting etkisi oluşuyor. Bunun için de yaklaşık 10 adet enjeksiyon noktası belirleniyor. Dekolte bölgesinde 18-24 mini enjeksiyona gereksinim duyuluyor. Etki yaklaşık altı ay sürüyor.
Güzellikle ilgili bilmeniz gerekenler
Hangi yaştan itibaren göz kremi kullanmalı? Masajlar kremlerin etkisini nasıl artırıyor mu? İşte buna benzer soruların cevapları ve önemli güzellik kuralları...
Elektrosmog: Manyetik dalgalar cildi etkiliyor
Bilgisayar, cep telefonu ya da televizyon... Modern yaşamın içinde sürekli bir elektrosmog etkisindeyiz. Beton duvarlardan, garajlara hatta metroya kadar her yere girebilen elektro-manyetik dalgalar, cildimizde de yerleşebiliyor. Bilimadamları elektrosmog’un serbest radikal üretimini artırdığını ve hücre yenilenmesini azalttığını belirtiyorlar. Hatta yapılan araştırmalar cilt hücrelerinin formlarının bozulduğunu ortaya koyuyor. Sonuçta cilt bariyer tabakası zarar gördüğü için dışarıdan gelen zararlı etkiler cildin derinliklerine kadar iniyor ve cildi incelterek hassaslaştırıyor. Kozmetik endüstrisinin buna karşı geliştirdiği ürünler elektrosmog’un cilde etkisini en aza indirgiyor.
Göz kremi: Her yaşta mutlaka...
Cilt, özellikle göz çevresinde oldukça hassastır. Bu bölgede daha az yağ bezi bulunduğundan mimikler aralıksız kullanım sonucu ince kırışıklıklara neden olabilir. Bu yüzden 20’li yaşlardan itibaren mutlaka kullanılmaya başlanmalı. Hafif jel formlu kremler cildi nemlendirirken aynı zamanda içeriklerindeki kafein ve yeşil çay ekstreleriyle şişkinlik gideriyor. 30’lardan itibaren ise daha zengin içerikli kremler kullanmak gerekiyor. Alkol: Lütfen ölçülü bir şekilde
Akşamları içilen bir kadeh şarap sorun yaratmıyor. Ancak alkol serbest radikallerin oluşumunu harekete geçiriyor ve vücuttan C vitaminini çalıyor. Bu madde, antioksidatif etkisiyle bağ dokusunun oluşumundaki görevi dolayısıyla önemli. Ayrıca alkol ciltteki nemi çekiyor, metabolizmayı yavaşlatıyor ve kan dolaşımına zarar veriyor. Sonuçta cilt altında kılcal damarlar oluşuyor.
Antı-aging kremleri: Erken başlamak faydalı
20’li yaşlarla birlikte cilt yaşlılık belirtileri gösteriyor. Önce fazla anlaşılmasa da giderek bu süreç hızlanıyor. Bu yüzden uzmanlar cilt bakımınıza ne kadar hızla başlarsanız o kadar iyi olduğunu belirtiyorlar. 30’lardan itibaren cilt C ve E vitaminine ihtiyaç duyuyor. Ayrıca serbest radikalleri yakalayan anti-oksidanların daha güçlü bir şekilde üretilmeleri gerekiyor. Phyto hormonları ise buna karşın menopozdan itibaren gerekli. Çünkü bu süreçte vücut yoğun olarak östrojene gereksinim duyuyor.
Stres: Yaşlı görünmeye neden oluyor
Kendimizi kötü hissettiğimizde bu anında yüzümüzden anlaşılıyor. Çünkü stres serbest radikallerin oluşumuna fırsat tanıyor. Bunlar da cilt yaşlanmasını hızlandırıcı ve metabolizmayı yavaşlatıcı etkenler. Testosteronu da azaltıyor. Bu da cildimize özellikle yoğun dönemlerde birkaç sivilce olarak yansıyor.
Renklerin büyüsü
Yaz, güçlü tonları seviyor. Dikkatler ise gözlere ve dudaklara odaklanıyor. Bizim önerimiz sıra dışı renklere yavaş yavaş alışmaya başlamanız.
KALEYDOSKOP ETKİSİ
Işıltılı, dikkat çekici ve renkli... Bu yaz makyajda ihtiyacınız olan tek şey renk kullanma cesareti olacak. Ve yaz makyajının kurallarına uyduğunuzda yanlış giden hiçbir şey olmayacaktır. Yüz tonuna uygun bir fondöten makyajın da rahat ve dingin görünmesini sağlayacağını söylemekte fayda var. Gözlerinizi canlı bir farla renklendirin. Dudaklar ise tam tersi daha doğal renklerle parlamalı. Turkuvaz-mavi tonlarında bir far yorgun gözlere aydınlık kazandırır. Pembe tonları ise ağlamış görüntüsü verir. Canlı tonlardaki rujlar için dudaklarda belirgin bir çerçeve çizmek gerekiyor. Böylelikle rujunuzu sürerken taşma riski olmaz.
ÜRÜN MARKET
Dudaklarda dünya turu
Lancome’un dudak parlatıcı ürünü Juicy Tubes World Tour’un animasyonu ünlü tasarımcı Christopher Kane ve Lancome işbirliğinde gerçekleşti. Lancome Color Design Awards (tasarım yarışması) renk ve doku üzerinde ödül alan Christopher Kane, böylelikle modayı makyaj ürünlerine yansıtmak için çok özel bir projeye imza atmış oldu. Tüm dünyada çok beğenilen parlatıcılarla bir tema geliştirdi: "Juicy Tubes ile dünya turu". Paris, New York, Tokyo ve Rio de Janeiro’nun kendine has özelliklerine uygun renk, tat ve ambalaj tasarımında önemli rol oynayan Christopher Kane, dudaklara farklı şehirlerin eşsiz özelliklerini taşıyor.
Zamansız yaşlanma karşıtı
Dermalogica’nın zamansız yaşlanma belirtisi gösteren ciltler için geliştirdiği multivitamin BodyBlock SPF 20, yoğun besleyici özelliğiyle zararı UVA ve UVB ışınlarını engelleyerek yaşlanma eğilimi gösteren ciltlere bakım yapıyor. İçeriğindeki hyalüronik asit ile anında nemlendirme sağlarken, cilt yüzeyinde yağlılık hissi uyandırmadan kadifemsi bir katman oluşturuyor. Fiyatı; 93.00 YTL.
Yazının Devamını Oku 
19 Mayıs 2008
Fazla yağlardan kurtulma çabası, artık sadece kadınları ilgilendiren bir durum değil. Özellikle formlarına dikkat eden erkekler de yaza yaklaşırken fazlalıklarından kurtulmanın yollarını arıyor. İşte onlar için mükemmel bir öneri; Lipo-cav... İncelme ve selülit gibi sorunlara çözüm sunan yöntem, kısa sürede istenilen biçim ve ölçülere sahip olmayı vaat ediyor.
Lipo-cav, vücutta bölgesel olarak yerleşmiş yağların giderilmesinde ve selülit tedavisinde, ister tek başına ister diğer yöntemlerle birlikte kombine olarak kullanılabilen gelişmiş ultra kavitasyon sistemi... Bu uygulama özellikle bel, karın, göbek, sırt ve kollardaki zor çözülen depo yağlardan kurtulmak için uygulanan noninvaziv yöntemler arasında öne çıkıyor.
Yağ hücreleri arasındaki bağları çözüyor
Tamamlayıcı Tıp ve Medikal Estetik Hekimi Dr. Aynur Hamidova, yerleşmiş bölgesel yağları parçalayıp eritmek ve selülitli bölgeleri yok etmek isteyen kadın-erkek herkesin bu uygulamaya talep gösterdiğini belirtiyor: "Bu uygulamada kullanılan ultra kavitasyon teknolojisi ile yağ hücrelerine elastik dalgalar gönderilip, bu hücreler baloncuk şeklinde şişiriliyor. Yağ hücrelerinin arasındaki bağların çözülmesi sağlanıyor ve hücre çeperleri zayıflatılıp parçalanarak sonuca ulaşılıyor."
Lipo-cav uygulamasında bölgesel yağlara ve selülitlere üç aşamada işlem yapılıyor.
n Kavitasyon yöntemiyle hücreler arası boşlukların drenajı sağlanarak fizyolojik yapının iyileştirilmesi...
n Yağ hücreleri arasındaki bağların zayıflatılarak kopartılması; diğer bir adı ile çözülme etkisi...
n Baloncuk şeklinde şişirilmiş yağ hücrelerinin çeperlerinin şok dalgaları ile zayıflatılıp parçalanması...
Erkeklerin göbek sorununa çözüm getiriyor
Türkiye’de yaşayan birçok erkekte henüz 30 yaşına gelmeden göbek oluşmaya başlıyor. İlerleyen yaşlarda büyük bir yağ tabakası ile hayatlarını sürdüren pek çok erkek, Lipo-cav uygulaması ile kısa sürede göbek ve bel bölgesindeki yağlardan kurtuluyor.
Genelde spor yapmalarına rağmen erkeklerin bel bölgesindeki yağlar bir türlü erimek bilmez. İşte tamamen fit görünümde olup sadece bel bölgesindeki yağlardan kurtulmak isteyen erkekler de bu yöntem sayesinde hayal ettikleri vücuda sahip olabiliyorlar. Dr. Aynur Hamidova, yerleşmiş bölgesel yağların eritilmesinde ve selülitli bölgenin tedavisinde tercih edilen bu yöntemin, obezite durumlarında da kilo verme sürecini hızlandırdığını söylüyor.
Nasıl uygulanıyor
Uygulama başlamadan bir gün önce ve sonraki gün en az 2,5 litre su içilmesi gerekiyor. Bu, eritilmiş olan yağların vücuttan atılması için mutlaka uyulması gereken bir kural.
Uygulama, haftada bir seans olmak üzere, kişinin durumuna göre 8-12 seansta tamamlanıyor. Bir seans ortalama 20-30 dakika sürüyor. Uygulamanın sürekliliğini sağlamak için seanslar tamamlandıktan sonra dört ay süreyle ayda bir seans, daha sonra 3’er ay aralıklarla tek seans yapılması gerekiyor.
Lipo-cav’ın diğer yöntemlerden en büyük farkı; uygulamaların ağrısız ve acısız olması, seanstan sonra hemen günlük yaşama devam edilebilmesi, uygulama yerlerinde herhangi bir morluğun söz konusu olmaması...
Armani’den yazın doğal yüzleri
Giorgio Armani, tasarım konusundaki üstün yeteneğini ve sanatsal uzmanlığını güzellik dünyasına da yansıtıyor. Markanın 2008 yaz koleksiyonunun Paris’teki tanıtım defilesinde uygulanan makyajda, modacının kendi adını verdiği kozmetik serisinden ürünler kullanıldı.
Her detaya önem vermesiyle bilinen Giorgio Armani, adını taşıyan her konsepti ve ürünü bizzat kendisi onaylıyor. Kozmetik ürünlerinde de son derece titiz çalışan tasarımcı, makyajın önemini şöyle ifade ediyor: "Tıpkı modada olduğu gibi makyaj da feminenliğin bir dışa vurumu. Makyajın kolay uygulanması gerek, ancak iddialı bir yanı da olmalı..."
Armani, kozmetik ürünlerini doğrudan koleksiyonları için kumaş seçer gibi yaratıyor. Bu nedenle markanın ürünleri yüzdeki sorunlu bölgeleri örtüyor ama asla cilde bir maske görüntüsü vermiyor. Ne kadar çok katman uygularsanız uygulayın, cildin doğal ışıltısı bu katmanların arasından sızıyor ve dışarıya ulaşıyor.
Sezonda ışıltıyı yakalayın
Yaz sezonu houte-couture defilesinde de uygulanan "Nude make-up" trendinde, doğal renk tonları ile yaz mevsiminin tazeliği vurgulanıyor. Koleksiyon, "nude" makyaj uygulamasıyla doğal ve ışıltılı teni ortaya çıkarıyor. Ten rengine uygun seçilen fondöten, doğal bir görünüm yaratıyor ve uygulandığı andan itibaren ışıltı vererek görünümü mükemmelleştiriyor. Ayrıca özel uygulama tekniği sayesinde cilt ile adeta bütünleşiyor. Özel samur tüyünden yaratılan fondöten fırçası sayesinde yüz konturunda iz bırakmadan doğal bir görünüm yakalamak mümkün oluyor. Armani ürünleri, yüz hatlarını şekillendiriyor ve tıpkı tasarımcı kimliğinde olduğu gibi ışığı yakalayıp silüeti güzelleştirmek için cildi kusursuzca sarıyor.
3 boyutlu bakım
Darphin’in serum, aromatik bakım ve kremden oluşan üçlü serisi, cildin tüm ihtiyacını karşılıyor. Enerji veren "Arovita C", cildini yaşlanmanın ilk izlerine karşı korumak isteyen ve artık daha yoğun ürünlere ihtiyacı olduğunu hissedenler için geliştirildi. Ürünler cildi yenileyen, cildin olgunlaşmaya karşı doğal savunma sistemini güçlendiren bileşenlerden oluşuyor. Sonuçta cilt ışıltı kazanıyor, yumuşaklık ve canlılık sağlanıyor, nemleniyor.
Yazının Devamını Oku 
17 Mayıs 2008
Bu yaz kaküllerin mevsimi olacak. Hem pratik hem de yüz şekline göre kesildiğinde alındaki kırışıklıkları bile gizleyecek kadar hünerli olan kakül, ünlü isimlerin öncülüğünde yayılmaya devam ediyor. "Klasik saç şekillerinden çok sıkıldım. Güzel bir kakül istiyorum. Ama gittiğim kuaförlerin hepsi benim saçıma kakülün gitmeyeceğini söylüyorlar. Ben artık her şeyi göze aldım" mı diyorsunuz? İçiniz rahat olsun, çünkü geçen yılın trend listelerinde adı geçmesine rağmen varlığını ancak bu sene kanıtlayan keskin hatlı saç kesimleri ve kakül geri döndü. Yurtdışındaki ünlüler tarafından çok çabuk kabul gören kakül, bizde de yavaş yavaş ağırlığını koymaya başladı.
Yaşınız ne olursa olsun, astronomik bedeller ödemeden de alışkanlıklarınızı değiştirerek veya gözden geçirerek genç görünmeniz mümkün... Giyiminiz, makyajınız, tavrınızla her yaşta gençliğinizi koruyabilirsiniz; hatta saçınızla bile!
Kısa saçın insanı genç gösterdiğine inanılır. Kadınlar nedense biraz daha genç görünmek istediklerinde saçlarını kestirir, hareketli saç modelleri seçer ve alnını da açar. Kakül ise çocukluğumuzdaki fotoğraflarda kalır. Oysa yüz şekline göre kesilmiş bir kakül hem alındaki hem de iki kaş arasındaki kırışıkları gizler. Bir de teninizin rengine uyan, yüzünüzü aydınlatacak ya da bakışlarınızı vurgulayacak bir saç rengiyle, olduğunuzdan çok daha genç görünmemeniz için hiçbir neden yok. Üstelik, kakül kesilen bir saçı çok farklı şekillerde kullanmak da mümkün...
Londra’da, dünyanın çeşitli ülkelerinden profesyonel saç tasarımcılarının katıldığı ve en az 7 yıllık bir deneyim gerektiren Tony&Guy Akademi’de kesim ve renklendirme eğitimi alan ve Londra Moda Haftası’nın kulisinde saç tarayan Osman Uzun, bu yaz ister uzun ister kısa olsun, tüm saç tasarımlarında kakül göreceğimizin müjdesini veriyor.
Yüze uygun kesilmiş kakül kusurları kapatır
Osman Uzun, kakül ile yüz hatlarının istenmeyen yönlerini kapatmanın da mümkün olduğunu belirtiyor: "Üç boyutlu kesilen bir kakül, istenildiğinde her yöne kullanılabiliyor. Ancak kakül kesmek iyi bir gözlem ve mükemmel bir tasarım becerisi gerektiriyor. Kaküller, saçın yapısına göre ve evde kolayca form verilecek şekilde kesilmeli."
Yaz aylarında sık sık kuaföre gitmek istemeyen ama saçlarını topladığında daha bakımlı ve havalı görünmek isteyen kadınlar için kakül çok doğru bir çıkış noktası. Bu sene, yüz şekline göre kesilen bir kakül, tüm saçı daha bakımlı ve havalı göstermenin tek yolu olacak. Üstelik her kadının rahatça kullanabileceği bir alternatif. Tek yapmanız gereken kendinize uygun kakül modelini bulmak... Kestirmek ise profesyonel saç tasarımcısının işi...
DAHA İYİ, DAHA HIZLI, DAHA İNCE
Shiseido’nun yeni vücut serisi Body Creator, vücut hatlarını düzeltiyor, yağların kırılmasına ve yakılmasına yardımcı oluyor, selülit problemi üzerinde çalışırken aynı zamanda incelmeyi hızlandırıyor ve pürüzsüz bir cilt yaratıyor. Portakal kabuğu görünümünü hafifleten ürün serisi yağ metabolizmasını geliştirerek mikro dolaşımı düzenliyor ve selüliti önlüyor. İdeal vücut hatlarına kavuşmak isteenler, selülit sorunu olanlar, tatil hazırlığı yapanlar, diyet ve spor uygulayanlar için ideal.
GÜNEŞTEN KORUNUN
Şehirde alışverişte, dışarıda spor yaparken ya da sahilde güneşlenirken... Cildinizi güneşten ve onun neden olduğu yaşlanma belirtilerinden korumalısınız. Ürünlerin UV korumalarına rağmen cilt yine de yavaş yavaş bronzlaşır. Ve bu bronzluk daha kalıcıdır.
Hafif bir bronzluk için doğru doz, özellikle açık tenlilerde güneşin altında sadece 15 dakika kalmaktır. Güneşe çıkarken yüz, boyun, dekolte ve ellere özellikle koruma faktörlü ürünler kullanılmalı. Bu arada kolların iç kısımları, diz arkaları ve alın bölgesi özellikle unutulmamalı.
ŞEHİRDE: Şehir içinde alışveriş turuna mı çıktınız? O sırada sığındığınız ağaç gölgesinde bile cildinizin güneşten korunduğunu zannetmeyin. Gölgede ya da ağaç altındayken, cildiniz güneşten korunmuyor. Bu yüzden sabah dışarı çıkarken en az 15 koruma faktörlü UV filtreli ürününüzü sürmeyi ihmal etmeyin. UV korumalı ve özel kırışıklık karşıtı kremler, cildi aynı zamanda erken yaşlanmaya karşı koruyor. Eğer zamanınızın çoğunu parkta ya da sokak kafelerinde geçiriyorsanız, o zaman yüzünüze de güneş kremi sürmeyi ihmal etmeyin. Böylelikle hem yoğun bir koruma sağlar hem de cildinizin nem ihtiyacını karşılamış olursunuz.
SAHİLDE: Sahilde kullanacağınız ürün miktarını rahatlıkla artırabilirsiniz. Kum ve su UV ışınlarını yüz 30 oranında yansıtır. Bu yüzden yüksek koruma faktörlü bir ürün kullanmanız kesinlikle gerekliliktir. Suda kaldığınızda ise kreminizi kesinlikle çıktıktan sonra yenilemelisiniz. Kurulanma sırasında UV koruma filmi silinebilir. Bu yüzden ürününüzü yeniden sürmeniz gerekebilir. Güneş banyosu sonrasında ise tüm vücudunuza güneş sonrası losyonla bakım yapmayı ihmal etmeyin.
SPOR YAPARKEN: Güneşin altında egzersiz yapıyor, tenis oynuyor ya da bisiklet kullanıyorsanız, kullandığınız güneş ürününün mümkün olduğunca yağsız ve suya dayanıklı olmasına dikkat etmelisiniz. Çünkü yağ gözenekleri tıkar ve terleme sırasında cildinizin nefes almasına izin vermez. Suya dayanıklı kremler ise ciltten kolaylıkla atılır ama koruması sürer. Spor sırasında krem ya da jel yerine güneş spreyi ya da ince dokulu bir güneş sütü kullanmanız mümkün.
Dudaklarda seksi kırmızı
Seksi dudakların sırrını artık hepimiz öğrenmiş bulunuyoruz: Kırmızı... Peki, kusursuz dudaklara sahip olmanın yolunu biliyor musunuz? İşte, sizi film yıldızlarını aratmayacak dudaklara kavuşturacak üç basit adım...
Heyecan verici, elegan ve baştan çıkarıcı... Kiraz dudaklar tüm bakışların odak noktası olabiliyor. Marilyn Monroe’dan Scarlett Johansson’a kadar gelmiş geçmiş tüm Hollywood divalarının en tatlı sırrı kıpkırmızı dudakları. Peki, acaba kırmızını hangi tonu size uygun? Ve onu mükemmel bir şekilde nasıl kullanabilirsiniz?
Önce iyi haber: kırmızı ruj her kadına gidiyor. Önemli olan cilt renginizle uum sağlayacak olan doğru tonu yakalayabilmek. Makyaj artistleri açık tenlilerin çilek ya da vişne gibi mavi nüansların ağırlıklı olduğu renkleri kullanmaları gerektiğini belirtiyor. Hafif buğday tenliler ise domates ya da mercan kırmızısına yönelmeli. Kahveye yakın kırmızı tonlarının ise her cilt tipine uygun olduğu belirtiliyor.
3 adımda kusursuz dudaklar
1 Dudakları dolgun göstermenin en önemli yolu, öncelikle inci tonlarındaki ışıltılı pudrayı bir fırça yardımıyla dudakların içine ve dudak çerçevesine iyice yedirmek.
2Ardından bir dudak kalemiyle dudak kontürünü belirginleştirmeniz gerekiyor. Bu sırada dudak fırçasını dudak kenarlarından içeriye doğru hareket ettirmelisiniz. Böylelikle daha sonra dudaklar ve kalem arasındaki farkın kötü bir görüntü oluşturmasını engellemiş olursunuz.
3Üçüncü adımda, rujunuzu bir dudak fırçası yardımıyla dikkatlice sürün. Rengin homojen bir şekilde dağılımını sağlamak için fırça hareketleri önem taşıyor. Son nokta olarak sadece dudaklarınızın ortasına konduracağınız bir parça parlatıcı ekstra volüm için gerekli.
Yazının Devamını Oku 
16 Mayıs 2008
Yüzünüzde çıkan küçük sivilceden, kırılan tırnaklarınızdan ve dudak uçuklarından nefret ediyorsunuz. Panik yapmayın! Aşağıda size önereceğimiz doğal yöntemler ve uygulamalar yaza mükemmel bir giriş için ideal...
KÖTÜ AĞIZ KOKUSUNA LİMON
Bırakın, havada sadece aşk kokusu olsun. Diğer kötü kokulardan kurtulmanın en pratik yolu ise oldukça basit; 2 yemek kaşığı limon suyunu bir miktar suyun içine karıştırın ve elde ettiğiniz bu karışımla ağzınızı iyice çalkalayın. Limondaki asit ağız bakterilerini nötrleştirecek ve böylelikle kötü kokunun asıl nedenini ortadan kaldıracak. Daha etkili bir sonuç için dilinizi eczanelerde satılan ya da diş fırçalarının arkasındaki dil temizleyicileriyle temizleyin.
Not: Sarmısak kokusuna karşı; 1 çay kaşığı karbonatı suyun içinde eritin ve ağız gargarası yapın.
KIRILAN TIRNAKLARA POŞET ÇAY
Birkaç saat içinde sevgilinizle Boğaz’a karşı el ele oturabilirsiniz. Bunun için ihtiyacınız olan tek şey bir adet poşet çay ve manikür seti. Çay poşetinden aldığınız küçük bir parça lifi dikkatlice tırnağınızın üzerine kırık boyunca yerleştirin. Yine az miktarda bir yapıştırıcıyı tırnağınızın üzerine sürün ve iyice kurumasını bekleyin. Daha sonra tırnağınızı bir törpü yardımıyla törpüleyin.
Not: Eğer daha zamanınız varsa, tırnaklarınıza oje de sürebilirsiniz. Hem iyi görünür hem de kalıcılığı artmış olur.
SİVİLCELERE KARŞI EKİNEZYA
Eczanelerde satılan ekinezyan tintürü (boya) yarım saatte bir sivilcenin üzerine sürün. O andan itibaren yüzünüzde sizi rahatsız eden bu küçük kabartıların hiç şansı yok. En geç beş saatin sonunda cildinizin güzelliğini gölgeleyen sivilcenin orada olmadığını göreceksiniz.
Not: Eğer çok aceleniz varsa bir kapatıcı da yardımınıza koşacaktır. Sivilcenin üzerine dikkatlice sürün ve pudrayla sabitleyin. En azından kötü görüntüsünden kurtulmuş olacaksınız.
HERPESE KARŞI BUZ KÜPLERİ
Herpesin (uçuğun) boyutu henüz küçükken hızlı bir şekilde davranmalısınız. Bunun için buz küplerine ve kağıt mendile ihtiyacınız var. Buzu bir kağıt mendilin içine sarın ve dakikalar boyunca herpesin olduğu bölgeye bastırın. Soğuk şoku bakterilerin o bölgede hızla dağılmasını önler ve kaşınma hissini azaltır. Bölgeyi her 30-40 dakikada bir soğutmalısınız.
Not: Her seferinde yeni bir kağıt mendil kullanmayı ihmal etmeyin. Böylelikle bakterilerin başka bölgelere dağılmasını da engellemiş olursunuz.
Yaza incecik bileklerle girin
Özellikle son yıllarda estetik operasyonlarda kullanılmaya başlanan tekniklerin sürekli güncellenmesi, yeni enstrümanların kullanılması ve teknolojinin bu ameliyatlara dahil olması liposuction yaptırmak isteyenleri rahatlatıyor.
Operasyon sonrası hasta bakımının öneminin yeni yeni anlaşılmaya başlanması da özellikle uzman hekimin seçiminde önemli bir ayrıntı olarak yer alıyor. Bu dönemde uzman doktorun görevlerinden biri de operasyon sonrasında hastayı takibe alarak, lenfatik drenaj masajları önermek, korse kullanımında hastayı uyarmak, gerekli durumlarda şiş ve ödemin azalmasına destek olarak lazer, deep IR ve ultrason tedavileri eklemek. Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Dr. Hüseyin Güner’den fine liposhaping hakkında bilgi aldık.
CİLTTE SARKMA OLMUYOR
Özellikle ayak bileklerinin kalınlığından ya da kollarının kalınlığından şikayet edenler için son dönemde oldukça başarılı sonuçlar elde edilen fine liposhaping, uygulama sırasında kullanılan küçük enstrümanlar sayesinde zor ve kısıtlı bölgelere müdahale etmeyi de kolaylaştırıyor. Güner, bu bölgelerdeki fazla yağın alındığını, yayıldığını, sıkılaştırıldığını ya da bölgeye yağ eklendiğini belirtiyor; "Fine liposhaping yöntemi, yağ dokusuna kontrollü bir cerrahi işlem yapabilmeyi sağlayan yeni bir teknik; damla damla yağ alınabilmesini sağlıyor. Eskiden liposuction uygulamaya çekindiğimiz burun kenarları, yanak katlantıları, çene kenarı (bulldog deformasyonları) gibi bölgelere artık daha kolay müdahale edebiliyoruz. Üstelik ciltte sarkma olmuyor. Hatta yüzeysel yağ kompartımanını kusursuzca tedavi edebildiğimizden, ciltte toparlanma ve gerginlik de sağlayabiliyoruz. Yüzdeki bu uygulamalar daha sonra lazer uygulamaları ile kombine edilerek çok daha başarılı bir sonuç elde edilebiliyor."
KÜÇÜK YAĞ FAZLALIKLARI BİLE ALINIYOR
Fine liposhaping’le ayak bilekleri, el bilekleri, diz altı ve dirsek yanında biriken yağları çok daha başarılı şekilde tedavi etmenin mümkün olup, yine aynı yöntemle diz kapakları çevresinde oluşan fındık büyüklüğündeki yağ birikintileri de alınabiliyor. Bu yeni yöntem, çok küçük yağ fazlalıklarına bile başarıyla ve kontrollü bir şekilde müdahale etmeyi sağlıyor.
Yöntem yüze de uygulanabiliyor
Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Dr. Hüseyin Güner, operasyon sonrasında hastayı hemen taburcu ettiklerini belirtiyor: "Bu yöntem sonrasında liposuction’da olduğu gibi müdahale edilen bölgelere korse kullanmak gerekmiyor. Ayak bilekleri için özel bir çorap, el bileği için bandaj, diğer bölgeler için de flaster uygulamak yeterli oluyor. Kişi aynı gün ya da ertesi gün işine başlayacak kadar sağlıklı oluyor. Yüze yapılan uygulamalarda ise birkaç gün süren hafif kızarıklıklar oluşabiliyor. Şişme birkaç gün içinde azalıyor, iki hafta içinde tamamen denilecek kadar geriliyor."
CİLDİN SUSUZLUĞUNU GİDERİN
Termal suların sağlığını ve ferahlığını cilde taşıyan Biotherm Aquasource, 24 saat kesintisiz nemlendirici etkisiyle dikkat çekiyor. Eser elementler ve saf termal plankton konsantresi ile zenginleştirilmiş formülü, canlı ve susuzluğu yenmiş bir cilt için nem banyosu oluşturuyor. FİYATI: 82 YTL
Victor&Rolf çiçek bombasıyla geliyor
"Modanın var olmadığı bir ülkeden geliyoruz. Belki de bize en büyük özgürlüğü veren de bu, hiçbir yere ait değiliz"... Tasarımın Hollandalı dahileri, moda dünyasındaki 10. yıllarını ilk kez tasarladıkları bir parfümle; "Flowerbomb"la kutluyorlar. "Hayatın içindeki tüm kötülüklere karşı bir panzehir" olarak tanımladıkları yeni parfümleri gizem ve hayal gücü ile hayata geçirildi. Tıpkı ikilinin tasarımlarında olduğu gibi Flowerbomb’da da tüm zıtlıkların iç içe geçtiğine ve duyulardan oluşan bir buket etkisiyle patladığına şahit oluyoruz. Abartıyla minimalizmin karşı karşıya geldiği, gerçeğin rüyayla çatıştığı ve bilinmeyenin bildik değerlere kafa tuttuğu bir hayal aleminde Victor&Rolf, gerçekleri kanatlandırıyor ve yaşamı pozitife dönüştürmek üzere kolları sıvıyor.
Yazının Devamını Oku 
12 Mayıs 2008
Bazen cilt bakımını da abartmak gerekir. Evde geçireceğiniz birkaç saati cildinize ayırın. Bu güzellik oyununun başrol oyuncuları ise maskeler ve derin temizleyiciler olsun... Günlük bir makyaj temizleme rutininiz olabilir. Ama buna rağmen cildiniz yine de solgun ve yorgun mu görünüyor? O zaman her zamankinden daha özel bir bakımına ihtiyacınız var demektir. Özel bir cilt maskesi (özellikle de derinlemesine temizlik yapan mineral maskeler) cildin ışıltısını geri kazandırıyor.
Böyle bir güzellik uzmanı, aknelere ve cilt kirlerine elveda diyebilecek mükemmel takım arkadaşlarıyla ciltte harikalar yaratabiliyor. Yüzeydeki ölü deri hücreleri ve tıkanmış gözenekler, ürünlerin etkili içerikleri sayesinde kayboluyor ve kan dolaşımı düzenleniyor.
Maskeyi nasıl uygulayalım
SÜRÜN
Temizleme maskesini makyajdan arındırılmış yüze sürün ve cilt yüzeyinde dengeli bir şekilde dağıtın. Bu sırada göz çevresini ve dudakları sakının. Etki göstermesi için 10 dakika bekleyin.
TEMİZLEYİN
Nemli bir temizleme mendiliyle, artık kurumuş olan maskeyi iyice temizleyin. Kalan artıkları da ılık suyla iyice durulayın.
TONİK KULLANIN
Bir yüz pedine tonik dökerek yavaşça cildinizde gezdirin. Böylece hem maskenin kalıntılarından kurtulun hem de cildi nemlendirerek canlı ve sağlıklı görünmesine yardımcı olun.
Güzel cilt, sağlıklı ve bakımlı cilttir
Cilt bakımı, koku ve renkli kozmetik yelpazesiyle kadınları etkileyen Oriflame, dünyanın birçok ülkesinde maddi olanakları sınırlı çocuklara burs vererek de onlara eğitim olanağı sağlıyor. Geçtiğimiz haftalarda yaz sezonu için hazırladıkları yeni ürünlerinin tanıtımını yapan Oriflame’in Türkiye Genel Müdürü Johan Larsson, sorularımızı yanıtladı.
Ne zamandan beri Oriflame markası ile birliktesiniz? Ben Oriflame ailesine 2002 yılında katıldım. Türkiye’deki görevimden önce dört Orta Avrupa ülkesinde ve Macaristan’da bulundum. Oriflame Türkiye’de Genel Müdürlük görevini Ocak 2008’de devraldım. Türkiye, Oriflame çatısı altında görev aldığım beşinci ülke... Oriflame’in 135 bin kayıtlı bağımsız güzellik danışmanı ve 103 personeli bulunuyor. Marka sunduğu fırsat ile herkese kendi işini kurma şansı veriyor. Bunun yanı sıra satış teknikleri, cilt bakımı ve makyaj gibi konularda verdiğimiz eğitimlerle, Türk kadınları için önemli bir katma değer sağladığımızı düşünüyorum.
n Türkiye’deki kozmetik sektörü hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kozmetik pazarı Türkiye’de çok büyük, penetrasyonuna baktığımızda da büyüme potansiyeli çok yüksek. Bu yüzden Türkiye, stratejik olarak çok önemli. Önümüzdeki yıllarda kozmetik pazarından çok daha hızlı büyümeyi bekliyoruz ve 5 sene içinde satışımızı 3’e katlamayı planlıyoruz.
n Türk kadını cildine özen gösteriyor mu? Sizin onlara önerileriniz ne olabilir?
Öncelikle Türk kadınlarını çok güzel ve bakımlı bulduğumu söylemek isterim. Bana göre güzel cilt, sağlıklı bir yapıya ve pürüzsüz bir görünüme sahip olmalı. Cilt bakım ürünlerinin satış dağılımına baktığımızda, Türk kadınlarının cilt tipinin karma olduğunu gözlemliyoruz. Oriflame’e ait cilt bakım serileri, farklı yaş gruplarına, cilt tiplerine ve ihtiyaçlara yönelik her türlü cilt bakım ürününü içeriyor. Ben kadınlara, günlük ve haftalık cilt bakımlarını ihmal etmemelerini ve zamanı geldiğinde yaşlanma karşıtı ürünleri rutinlerine eklemelerini tavsiye ediyorum. Özellikle güneş koruma faktörlü ürünler kullanmaları da yaz mevsimini karşıladığımız şu günlerde çok önemli...
500 kız çocuğuna eğitim bursu
Oriflame, kozmetik dışında başarılı sorumluluk projelerine de imza atıyor; Dünya Çocuk Vakfı, Unicef ve Af Jochnick Vakfı aracılığıyla pek çok ülkede ihtiyacı olan çocuklara maddi destek sağlıyor. Oriflame, 2005 yılında Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile ortaklaşa başlattığı "Oriflame’in Çağdaş Kızları Projesi" ile de maddi imkansızlıktan dolayı okuyamayan Şanlıurfa ve Mardin illerindeki toplam 500 kız çocuğu için 6 yıl boyunca 1 Milyon Euro’luk burs sağlayacak.
Yazının Devamını Oku 
10 Mayıs 2008
DOĞAL REÇETE
Bahar ayının gelişi kimimize enerji ve canlanma hissi verirken; kimimizde de halsizlik, yorgunluk hissi, eklem ağrıları, uykuya eğilim, mutsuzluk ve dikkat dağılımı gibi sıkıntılara sebep olabiliyor. Beslenmemizde yapacağımız bazı değişikliklerle bahar yorgunluğunu üzerimizden rahatça atabileceğimizi belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Sevil Nas Can, doğru beslenmenin reçetesini verdi:
Bahar beslenmeyi nasıl etkiliyor, neler yapılmalı?
- Baharın gelmesiyle birlikte birçoğumuz kilo verme telaşına düşeriz. Kısa sürede mucize yaratan diyetler, ilaçlar veya bitkiler denemeye başlarız. Uzun zaman dilimde alınan kiloları 1-2 ay içinde vermeye çalışmak, bilinçsiz ve dengesiz diyetler uygulamak, metabolizmada yavaşlamaya, bağışıklık sisteminin düşmesine, halsizlik, yorgunluk ve konsantrasyon bozukluğu gibi birçok sıkıntıyı yaşamamıza sebep olabilmektedir. Bu nedenle kilo vermek isteyenlerin, mutlaka diyetisyen kontrolünde beslenmelerini ayarlamaları gerekir.
BAHAR SEBZELERİYLE BESLENİN
Bahar ayları hangi yiyeceklerin tam mevsimidir?
- Bahar aylarındaki beslenmede dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri de; besinleri mevsiminde, taze ve hormonsuz olarak yemektir. Meyvelerin gelişimi ve üremeleri için çok düşük dozlarda kullanılan hormon içeren ilaçlar insan sağlığını fazla etkilemiyor. Ancak meyve ve sebzelerin hızlı ve fazla büyümesi ve verimini artırmak için yüksek dozlarda ve bilinçsizce kullanılan hormon ilaçları sağlığımızı riske sokabiliyor. O yüzden alışverişlerimizde mevsimine göre çıkan besinleri tercih etmeliyiz ve bunları taze olarak pişirip tüketmeliyiz.
Hormonlu meyve sebzeyi nasıl ayırt ederiz
Meyve ve sebzelerin tazeliğinden nasıl emin olabiliriz?
- Dış görünüş ve yapılarına göre ayırt edebileceğimiz bazı yiyecekler şöyle:
Domates: Domates kesildiğinde içi fazlaca boşsa, meyvenin ucunda sivri çıkıntılar ve yuvarlak yapısından farklı bir şekle sahipse, hormonlu olduğundan şüphelenebilirsiniz. Ayrıca hormonlu domatesler de dik kesildiğinde ortasında beyaz ve sert bir tabaka görülür.
Salatalık: Şekilsiz, bir ucu kalın, bir ucu ince veya yan yana yapışık meyvelere dikkat edin. İçleri adeta sünger gibi, çekirdek evi de kof bir yapıya sahiptir. Tatlarında farklılıklar ve lezzetsizlik vardır.
Biber: Aşırı büyük ve etli bir görünüme sahiptir. Çekirdek etrafı boş, etli kısımda domatesteki gibi beyaz ve sert bir doku görülür.
Patlıcan: Şekli bozuktur. Kenarında şişlikler görülür. Yan yana yapışıktır. Etli kısmı sünger gibi kof olur.
Patates: Şekilsiz ve yumruları birbirine yapışıktır. Patateste aşırı gübre ve hormon kullanılırsa içinde kararmalar görülür.
Çilek: Aşırı büyük, çift yapışık ve içleri boştur.
Karpuz: Hormonlu karpuzların çekirdek evleri boştur. Yendiği zaman aşırı nişasta kokusu verir.
Bahar aylarında vitaminlerin önemi
Baharda artan stresi azaltmak için B grubu vitaminleri yönünden zengin gıdaları mutlaka tüketmeliyiz. Tam tahıllı ekmekler, kuru baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, et ve süt ürünleri gibi.
Antioksidan vitaminler vücudumuzun zararlı çevresel etkilere karşı koruyuculuğunu artırır. C vitamini, E vitamini, A vitamini, selenyum ve çinko, güçlü antioksidan özelliğine sahip vitaminlerdir.
C vitamininden zengin besinler içinde; maydanoz, biber, turunçgiller, soğan, kereviz, brokoli, çilek ve kiviyi sayabiliriz.
A vitamininden zengin besinler: Balık, yumurta sarısı, kırmızı et, süt, yoğurt, havuç, kayısı, tatlı kabak...
E vitamininden zengin besinler: Bitkisel yağlar, yağlı tohumlar, yeşil yapraklı sebzeler, yumurta...
Selenyumdan zengin besinler: Balık, deniz ürünleri, etler, tahıllar, yumurta, brokoli, lahana, kereviz, soğan sarmısak, mantar ve turp.
Çinkodan zengin besinler: Etler, balık, süt, peynir, yumurta, deniz ürünleri, yağlı tohumlar, kuru baklagiller, kepekli tahıl ürünleri ve mantar.
Hızlı fitness
Çıplak omuzlarınızı ve kollarınızı kış boyunca göstermekten çekindiniz çünkü yeterince fit olmadıklarını düşünüyordunuz. Şimdi yaza girerken onları yeniden forma sokmanın oldukça kolay bir yolu var. Kısa sürede mükemmel bir görünüm elde etmek için küçük ağırlıklarla yapılan ve yorucu olmayan egzersizler oldukça işe yarıyor. Her iki elinize de birer ağırlık alın, kollarınızı aşağıya doğru sarkıtın, ardından dönüşümlü olarak dirsekten bükerek yukarıya doğru kaldırın. Aynı hareketi 20 kez tekrarlayın.
Eller yukarı: İki yana açılmış kollarınızla elinizdeki ağırlıkları omuz hizasında öne doğru 10 kez getirin. Ardından aşağıya sarkıttığınız kollarınızı yine 10 kez dirsekten kırarak dönüşümlü olarak yukarıya doğru kaldırın.
Keyifli bir kaçamak
Artık hafta sonlarını İstanbul dışında geçirmek gerek. Bu hafta sonu yoğun iş stresi ve şehir yaşamının gürültüsünden kaçmak için size mükemmel bir önerimiz var; Antalya’daki Xanadu Resort Otel, kısa da olsa, kentten uzak keyifli bir kaçamak adresi. Turkuvaz renkli Akdeniz sahillerinde Kubilay Han’ın yazlık sarayından esinlenilerek inşa edilmiş bu "mutluluk sarayı" Shang-Du spa merkeziyle size dinlenmiş ve huzur dolu bir beden vadediyor. "Indoceane Voyage" paketi deniz mineralleri ile zenginleştirilmiş ve su jetleri ile uygulanan bakım ve masajlardan oluşuyor. Spa yolculuğu aroma karışım banyosu ile başlıyor, cildi parlak ve pürüzsüz kılan özel bir uygulama olan şereli peeling ve ardından rahatlatıcı tüm vücut masajı Qi-balm ile devam ediyor. Canlandırıcı ve nemlendiricili vücut bakımı ile sonlanıyor. Bu keyifli kaçamakta birbirinden lezzetli yemekler, canlı müzik performansları ve özel şovlar bulunduğunu da hatırlatalım.
Dokun bana
Vücudumuzun ne kadar akıllı olduğunu tahmin bile edemezsiniz. Vücudunuz onun için neyin iyi neyin kötü olduğunu otomatik olarak biliyor. Örneğin; sabahları yapılan gerinme hareketleri kan dolaşımını harekete geçirmek için, vücudunuzun çarptığınız herhangi bir bölgesini sezgisel olarak elinizle okşamak acıyı hafifletmek için... Nedeni ise şu: Dokunma güdüsü acı sinyalini anında beyne gönderiyor. Böylelikle acı hissi hafifliyor.
Cildinizi nemlendirmeye 10 dakikanızı ayırın
Bazen, cildinize ne kadar çok ve ne kadar sık nemlendirici uygularsanız uygulayın, cildinizin neme olan susuzluğu hiç dinmeyecek gibi gelir. Cildinizin gerçekten neme ihtiyacı varsa, Estee Lauder’ın yeni Hydra Complete Multi-Level Moisture Gel Mask, cildinizin beklediği nem seviyesini sağlayan içeriğiyle bu ihtiyacınıza cevap veriyor. Yağ içermeyen jel bazlı maske, derinlemesine nemlendirme sağlıyor, aynı zamanda cildi yatıştırıyor ve kuru cildi tazeliyor.
Sıra dışı bir banyo deneyimi
Yeni J’adore Banyo Serisi, zamanı size adanmış eşsiz bir ana dönüştürüyor. J’adore’un çiçeksi notaları cildinize bakım yaparken aynı zamanda canlandırıcı etkisiyle kefinize keyif katıyor. Dior’un Bain Fabuleux J’adore’un her parçası kokusu, dokusu ve formlarıyla ışıldıyor. J’adore’un çiçeksi buketi temel alınarak serinin içerikleri güçlü özellikleri için özel olarak seçilerek lüks koku ve güzelleştirici etkinin kusursuz bir karışımı oluşturulmuş. Bu yüzden içeriği vücudu özenle sarıyor ve sıra dışı parfümüyle şımartıyor.
Yazının Devamını Oku 
9 Mayıs 2008
Yeterli sıvı tüketimi sporcular için son derece önemli. İster F1 pilotu olun ister fitness yapın. Vücudunuzun ihtiyacı olan su miktarını ona geri vermeyi asla ihmal etmeyin. Beslenme ve Diyet Uzmanı Çağatay Demir, sıvı tüketimiyle ilgili soruları yanıtladı.
Fazla sıvı kaybının riskleri neler?- Vücut ağırlığının yaklaşık yüzde 2-3 azalmasına neden olan sıvı kaybı bile performansı olumsuz yönde etkiliyor. (Bu miktar 70 kg bir kişi için yaklaşık 1,5-2 kg eşit). Dehidratasyon; kuvveti, dayanıklılığı ve aerobik kapasiteyi olumsuz yönde etkiliyor. Dehidratasyon performansı azaltan önemli bir risk etmeni. Sıvı kaybı arttıkça sıcak çarpması, sıcak bitkinliği, kramplar gibi sorunlar yaşanıyor. Ciddi dehidratasyon yaşamı tehdit edebiliyor. Bu yüzden hangi spor yapılırsa yapılsın sıvı tüketimi önemli.
Dehidratasyonun belirtileri neler?
- Deride kızarıklık, yorgunluk, artan vücut ısısı, solunum ve kalp atım hızında artışı takiben başdönmesi, artan halsizlik, egzersizde solunum güçlüğü... Belirtilerden önce sıvı takviyesi almak, belirtilerin ciddi boyuta ulaşmasını önlüyor. Ticari sporcu içecekleri sporcuların tümü için gerekli değil. Fakat bir saatten fazla egzersiz yapan sporcular için, içeriğindeki karbonhidratın çalışan kaslara enerji desteği sağlaması nedeniyle önemli. Sporcu içecekleri yerine meyve suları da yarı yarıya sulandırılarak tüketilebiliyor.
Suyun hayatımızdaki yeri nedir?
- Su, insan yaşamı için oksijenden sonra gelen en önemli ögedir. İnsan, besin almadan haftalarca canlılığını sürdürmesine karşın, susuz ancak birkaç gün yaşayabilir. İnsan vücudunun su içeriği yaşa ve cinsiyete göre yüzde 42 ile 71 arasında değişir. Çocukların vücudunun su oranı yüksektir ve yaş ilerledikçe suyun yerini yağ almaya başlar. Yetişkin insan vücudunun ortalama yüzde 59’u sudur.
Kilo sorununda suyun önemi nedir?
- Su iştahı doğal olarak bastırır ve bedenin depolanmış yağları metabolize etmesine yardımcı olur. Araştırmalar göstermiştir ki, alınan su miktarı azalınca vücutta depolanan yağ miktarı artmaya başlamaktadır.
Günde 3 litre su içmek ne kadar sağlıklı. Bununla ilgili çeşitli söylemler var. Hangisi doğru?
- Su tüketim miktarı kişinin yaşına, cinsiyeti, aktivite düzeyine, kilosuna ve mevsime göre farklılık gösterir. Bir yetişkin günde ortalama 10 bardak su kaybeder ve bu kaybedilen suyun yerine konması gerekmektedir. Günlük tüketilen 8-12 bardak su, sıvı ihtiyacımızı karşılamaktadır. Kilolu bireylerin daha çok suya ihtiyacı vardır çünkü bu bireylerin metabolik yükleri fazladır. Kilolu bir kişi her 12 kilo fazlası için bir bardak daha fazla su içmelidir. Eğer egzersiz yapıyorsanız ya da hava sıcak ve/veya kuru ise, yine tüketilen su miktarı artırılmalıdır. Suyun soğuk olması tercih edilmelidir, çünkü soğuk su bedende daha çabuk yayılır ve kana daha hızlı karışır.
Su tüketiminde birkaç püf nokta
Sabah kalktığınızda ilk yapmanız gereken işlerin başında 2 bardak su içmek olmalıdır.
Yemeklerden önce mutlaka su içmelisiniz bu sizin erken tokluk hissi duymanızı sağlayacaktır.
İdrarınızı yaptıktan sonra, kaybedilen sıvıyı yerine koymak için 1 bardak su içmelisiniz.
Suyu her zaman görebileceğiniz bir yerde bulundurun. Özellikle çalışırken masanızda sürekli su bulunsun.
Sağlıklı bir cilt için şart
Vücudunun yüzde 60’ını su oluşturmaktadır. Deriden terleme yoluyla dakikada 30 gr su kaybı olmaktadır. Derinin esnekliğinin sağlanması, cilt temizliğinin yapılabilmesi, deri neminin sağlanması, ter bezlerinin fonksiyon görmesi, vücuttan toksinlerin atılabilmesi için su gereklidir. Günlük su tüketimi 2 litrenin altına düşmemelidir. Susuz kalan cilt kurur. Kuruyan cildin bütünlüğü bozulur ve her türlü dış etkenlere açık hale gelir. Suyun az tüketilmesi selülit oluşumunu artırır. Selülit oluşumuna neden olan atık maddelerin vücuttan uzaklaştırılması için su gereklidir. (Cilt Hastalıkları Uzmanı Dr. Figen Akın)
Yeterli sıvı tüketimi neden gerekli
Enerji oluşumu için: Sıvılar enerji oluşumu döngüsünde rol oynar. Kanın bir parçası olarak su, kas hücrelerine glikoz ve oksijen taşınmasında yardımcıdır. Böylece enerji oluşur. Kan kaslarda enerji oluşumu sonucu ortaya çıkan artık maddeleri de taşır. Sıvı kaybı ile kan hacmi azalır, kalp hücrelere yeterli oksijen ulaştırmak için daha çok çalışır.
Serinlemek için: Egzersiz ısı oluşumunu artırır. Sıvılar hem ısının azaltılması hem de serinlemeye yardımcıdır. Terin buharlaşmasıyla vücut serinler ve vücut ısısının artışı önlenir.
Diğer besin ögelerinin taşınması için: Su, kan dolaşımında elektrolit ve diğer besin ögelerinin taşınmasına, idrarın da bir bölümünü oluşturarak artık ürünlerin atılmasına yardımcı olur.
Koruyucu olarak: Vücut doku ve organlarının etrafını sararak onları egzersize bağlı tüm sarsıntı ve çarpmalardan korur.
Güzellik sözlüğü
Omega 3 yağ asitleri esansiyel yağ asitleri arasında sayılıyor. Vücut tarafından üretilmedikleri için vücuda dışarıdan alınmaları gerekiyor. Su ürünleri ve ayçiçek yağı Omega 3’ün en çok bulunduğu besinler arasında yer alıyor. Bu yağ asitleri sadece kalp krizi riskini azaltmakla kalmıyor aynı zamanda cilde de iyi geliyor. Cildin hidrolipid mantosunda meydana gelen çatlak ve sıyrıkları onarıyor ve nemlendiriyor. Bu yüzden de anti-aging kremlerinin önemli bileşenlerinden biri olarak kabul ediliyor.
Kim hangisini keşfetti
Modada olduğu gibi kozmetikte de öncü isimler her zaman oldu. Bu isimler fön makinesinden ruja kadar güzelliğimizin en temel araçlarını keşfedenler olarak tarihe geçtiler.
Güneş koruma: Bu trendin öncüsü olarak efsanevi modacı Coco Chanel’in adını verdiğimizde sakın şaşırmayın. Fransız modacı 20’li yıllarda bronz teni güzelliğin vazgeçilmezi kıldı. Fransız markası Ambre Solaire de 1935 yılında piyasaya çıkardığı ilk güneş yağıyla birlikte özellikle kadınlar arasında sansasyon yaratmayı başardı. Ve ilginç bir dipnot; daha o dönemlerde ürünlere kimyasal filtreler eklenmiş ve güneş korumasız bronzluğun olumsuzluklarından konuşulmaya başlanmıştı.
Ruj: Prömiyerini bundan tam 125 yıl önce Amsterdam’da ilk dünya tanıtımında gerçekleştirdi. Parisli parfüm ustaları dudak kırmızısını hintyağı, don yağı ve balmumundan elde ettiler. Her ne kadar önceleri bayağı bulunmuş olsa da 20. yüzyılın başlarında sessiz sinemanın yıldızının parladığı dönemlerde ruj da bir tutku objesine dönüşmeye başladı.
Oje: 30’lu yıllarla birlikte otomobil endüstrisi de dünya çapında adeta bir patlama yaşıyordu. Yeni, güçlü kapatıcı pigmentler otomobil renkleri olarak yavaş yavaş hayata geçiyordu. Charles ve Joseph Revson kardeşlerin alarak geliştirdiği bu teknoloji 1932 yılında kendini ilk oje olarak ortaya koydu. Bu keşifle birlikte Revson kardeşler kozmetik markası Revlon’un da ilk temellerini atmış oldular.
Bakım kremi: 1911 yılında Beiersdorf firmasının sahibi Oscar Troplowitz su ve yağdan krem oluşturmayı başardı. Kar beyazı rengi dolayısıyla geliştirdiği ürününe Nivea adını verdi. Bu kült cilt bakım kreminin temel formülü mavi ambalajıyla bugüne kadar hiç değişmeden dünyanın her yerinde evlere giren ilk krem olarak tarihe geçmiş oldu.
Saç kurutma makinesi: Saç kurutma makinesi 1900 yılında AEG firması tarafından geliştirildi. İlk model iki kilo ağırlığındaydı ve 90 derece ısı yayıyordu. AEG, bu ürününe 1909 yılında fön adını verdi ve o günden itibaren bu ismi markalaştırma izni olan tek şirket olarak kaldı.
Yazının Devamını Oku 