Bir de karın bölgesindeki can simidi, gevşeyen kollar ya da sutyen lastiğinin altından-üstünden fırlayan çıkıntılar gibi bölgesel sorunlar olmasaydı... Ama dert etmeyin, çok basit egzersizlerle bu çıkıntıları kasa çevirmek mümkün.
SEKSİ SUTYEN BÖLGESİ
Sutyen lastiğinin altından ya da üstünden çıkıveren yağlar sizi rahatsız etmeye başladıysa, bu egzersizi yapmanın zamanı geldi demektir.
Egzersiz: Sırt üstü uzanın. Bacaklarınızı zeminle 90 derecelik bir açı oluşturacak şekilde bükün. Ardından alt bacak bölgeniz zemine paralel olacak şekilde vücudunuzu kaldırın. Sırtınızı yere iyice yapıştırın ve kollarınızı T oluşturacak şekilde iki yana açın. Aynı hareketi 20 kez tekrarlayın. Egzersizin daha etkili olması için ilerleyen günlerde ellerinize ağırlık da alabilirsiniz.
FIRST LADY KOLLARI
Michelle Obama’nın dikkat çekici triseps kaslarına sahip olmak istemez misiniz? O zaman, tüm beden ağırlığınızı devreye sokmalısınız.
Egzersiz: Bir sandalyeye oturun, sırtınız dik, bakışlarınız karşıda olsun. Sağ elinizle, varsa ağırlık-yoksa yarım litrelik bir su şişesini kavrayın. Kolunuzu vücudunuz yanında kalacak şekilde dirsekten bürkerek ağırlığı yukarıya kaldırın. Daha sonra kolunuzu gerginleştirin ve eski pozisyona dönün. Hareketi yaparken bileğinizi bükmeyin. 20 hareketin ardından diğer kola geçin.
BÜYÜLEYİCİ SIRT BÖLGESİ
Camdan dışarı baktığınızda görünen o yer yer gri, siyah ve beyaz gökyüzünün sizi de karamsarlığa sürüklediği oluyor mu? Neyse ki makyajınızda kullanacağınız canlı renkler, ruh halinizi bir anda değiştirme gücüne sahip!
Kusursuz görünümleriyle baş döndüren ünlüler tabii ki bu makyajı uygularken profesyonel yardım alıyor. Ama sizin de günlük hayatta bu renklerden korkmak için bir sebebiniz yok. Mükemmel bir cilt bazı ve doğru uygulama teknikleriyle her rengi tarzınıza uygun hale getirebilirsiniz çünkü...
DO?RU UYGULAMA NASIL OLMALI
? Cilt tonunu dengeleyen baz ürünün üzerine cildinize uygun bir sıvı fondöten uygulayın ve transparan bir pudrayla sabitleyin. Yoğun kapatıcı özelliği olan bir fondöten hem ince çizgilerin hem de lekelerin görünmesini büyük ölçüde engeller.
? Bu makyaj tarzında allıktan mümkün olduğunca uzak durmakta fayda var. Gözlerdeki ve dudaktaki rengin belirgin oluşu yeterli. Ama isterseniz yanaklarda taze bir etki için şeftali ya da gül tonlarına başvurabilirsiniz.
? Uzmanlar gözlerde kesinlikle tek bir renk ailesinde kalınmasını öneriyor. Gözlerinizi güçlü bir turkuvazla renklendirdiyseniz, göz kalemini de mavi tonlarından seçin.
? ?eker renkleri de kendi içlerinde uyumlu olduğu sürece güzel durur. Genel kural, koyu tonları göz kapağının alt kısmında uygularken, kaş diplerine kadar uzanan alanda açık tonlara başvurmaktır.
İşte, kış aylarında elektriklenen ve uçuşup sizi çılgına çeviren saçların en önemli sebepleri... Unutmayın; saçlar kışın özel bakıma ihtiyaç duyuyor.
Soğuk şoku: Yağmurlu ve karlı günlerde saçlar başka türlü bir şemsiyeye gereksinim duyuyor. Ve bu gibi zorlu koşullarda saç spreyleri en önemli kurtarıcılar oluyor. Tabii doğru ürünü seçmek şartıyla... Uzmanlar, kış aylarına özel “kuru” spreyleri öneriyor. Yanlış sprey seçtiğiniz takdirde fönünüz, saç daha yağmur ya da kar taneleriyle buluşmadan bozuluyor.
Hangi saç spreyi: Saçınıza en uygun saç spreyini bulmak için önce ürünü elinizin üst kısmında test edin. Cildinizde donuk ve yumuşak bir yüzey mi oluşturuyor? O zaman doğru ürünü buldunuz demektir.
Nemli spreyler saç yüzeyinde ıslak, yapışkan bir tabaka bırakır. Bu özellikleri, fönün kalıcılığını sağlar.
Bu arada ürünü kullanırken dikkat etmeniz gereken en önemli nokta, spreyi 20 cm uzaklıktan uygulamaktır.
Bere yerine kasket: Karlı ya da soğuk havalarda saçlarınızı korumak için saç spreyi yeterli olmayabilir. Evden çıkarken başınızı kapatmanız gerekebilir. Ama saçınıza şekil vermek için çok uğraştıysanız, bereyle tüm o emeği çöpe atacağınız garantidir. Bu durumda saçınızı nemden korurken saçlara yeterince hareket serbestisi sağlayan kasketleri tercih etmenizde fayda vardır.
Volüm masajı: Eğer yumuşacık berenizden vazgeçmek niyetinde değilseniz, küçük bir hileyle kafanıza yapışmış saçlarınızı yeniden eski görünümüne kavuşturmanız mümkün.
Okyanus terapisi kişiye işte tüm bu duyguları yaşatırken, bir yandan da bağışıklık sistemini güçlendiriyor, solunum yollarını rahatlatıyor ve günün tüm stresinin atılmasını sağlıyor.
Okyanus terapisi, bedensel, ruhsal ve zihinsel dengenin sağlandığı doğal bir rahatlama yöntemi...
Terapi, özel bir İngiliz tuzu olan epsom tuzunun kullanıldığı havuzda yapılıyor. Tuzun kaldırma gücü, vücudu en rahatlamış haliyle suyun yüzeyinde tutuyor ve bu sayede kaslar rahatlarken zihin de uyku öncesindeki gevşeme haline geçiyor. Terapiyle ilgili tüm bilgileri yaşam ve wellness koçu Barış Özgür Kışlak’tan aldık.
Okyanus terapisi öncelikle hangi duyulara hitap ediyor?
- Okyanus terapisi sayesinde tüm duyularımız güçleniyor. Terapi, okuduğumuzu daha iyi anlamamıza ve anlatılanları daha iyi algılamamıza yardımcı oluyor. Yaratıcı düşünce kabiliyetini geliştiriyor ve kişinin çevresine karşı daha pozitif ve duyarlı olmasını sağlıyor.
Faydaları neler?
- Magnezyum ve kalsiyum eksikliğinin psikiyatrik bozukluklara, depresyona yol açtığı biliniyor. Tuz da doğada bulunabilecek en zengin magnezyum kaynağı. Stres, anksiyete, bağımlılık, fobiler ve depresyon gibi günümüzün yaygın sıkıntılarını bu terapiyle uzaklaştırmayı vaat ediyoruz. Bedenimiz yerçekiminden kurtulduğu anda kan dolaşımı hızlanıyor. Böylece tüm adale ve iskelet yapımız belirgin bir ölçüde rahatlayıp iyileşiyor.
OKYANUS TERAPİSİNİN FAYDALARI
Sıklıkla güneşli ve kurak ortamlarda yetişen tropik meyveler, yaşamlarını devam ettirebilmek için kendi bağışıklık sistemlerini geliştirmek zorunda kalıyor. Son yıllarda hızla gelişen kozmetik teknolojisi de anti-aging ürünlerini yaratırken onların işte bu özelliklerinden yararlanıyor.
Denizaşırı bu meyvelerdeki enzimler, ölü deri hücrelerini uzaklaştırıp yüzeysel kırışıklıklara çözüm oluyor. Ayrıca meyve enzimlerinin ciltteki kirin arındırılması için birtakım hücreleri uyarıcı etkileri bulunuyor.
Diğer artıları da C vitamini barındırmaları, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde rol oynamaları ve serbest radikallere karşı kusursuz bir duvar oluşturmaları. Bu da kolajen sentezini ve cildin kan dolaşımını düzenlemeleri sayesinde gerçekleşiyor.
Kivi ve nar, zengin içerikli B kompleksleri ve C vitaminiyle cildin hücresel enerji üretimine katkı sağlıyor.
MEYVE BAHÇESİNDEN GÜZELLİK SEKTÖRÜNE
Çünkü yüz üç boyutlu yaşlanıyor; yani sarkıyor, kırışıyor ve doku kalitesini kaybediyor. Son dönemde dünyada en çok konuşulan 3D sistemi ise yüz gençleştirmenin yeni anahtarı. Bu uygulamanın detaylarını Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Dr. Coşkun Taşçı anlattı.
? 3D face lifting nedir?
- Gelişen teknoloji, basitleşen ameliyatlar ve cerrahiye yardımcı medikal estetik uygulamalar sayesinde, artık hastalara hayal ettikleri görüntüyü ağrısız, kesiksiz, izsiz sağlamak mümkaün. Bu konuda en büyük desteği lazerden alıyoruz ve 3D face lifting de bu uygulamalardan biri... Klasik cerrahi uygulamalar sadece tek boyuta, yani sarkmaya çözüm olurken, özel lazer cihazları ile yaşlanmanın iki-üçüncü boyutları olan kırışıklık ve doku kalitesinde bozukluk da tedavi edilebiliyor.
? Bu uygulamadan sonuç almak için tek seans yeterli oluyor mu?
- Burada en önemli şey, her hastanın yaş, cilt özellikleri, beslenme ve hayat tarzının ayrı ayrı değerlendirilmesi. Bütün bu analiz sonucunda 3 boyutlu lifting uygulamasını gerçekleştiriyoruz. Bu lazer terapi, her hastanın ihtiyacına göre üretilmiş onlarca farklı infrared lazer, farklı IPL’ler ve tek dalga boyunda tedavi edici ışık veren onlarca ayrı lazer platformu ile gerçekleştiriliyor. Hastanın durumuna göre 1 ile 3 seans arasında istenilen sonucu almak mümkün.
NASIL UYGULANIYOR?
? Farklı lazerler hem kaybedilen tüm elementlerin tekrar üretilmesi için cildi uyarıp gençlikteki yenilenme potansiyelini harekete geçiriyor hem de eksik maddelerin tümünün direkt olarak yerine konmasını sağlıyor.
Doğru bir makyajın temel basamağı, iyi bir ten makyajıdır. Fondöten, pudra ve kapatıcı ailesini kullanarak yüzde harikalar yaratmak mümkün.
Fondötenin ciltte kalın bir tabaka oluşturmadan doğal bir görüntü sağlaması, aynı zamanda tam bir kapatıcı özelliği göstermesi benim için çok önemli.
Kullandığım kapatıcının transparan özelliği ve ilerleyen saatlerde dahi göz altında mor/gri bir görünüm almaması çok büyük kolaylık sağlıyor. Çünkü kapatıcının ilk sürüldüğü andaki aydınlık görüntüyü koruması, her karede aynı görüntü kalitesini yakalamamızı sağlıyor.
Dizi çekimleri boyunca Estee Lauder’ın özellikle kırmızı, pembe, somon ve kahverengi tonlarını çok kullanıyorum.
Her bölümden sonra özellikle ruj renkleri ile ilgili izleyiciden inanılmaz olumlu tepkiler alıyoruz. Örneğin, Ferhunde ve Necla karakterinde uyguladığımız farklı tonlar kadınların büyük ilgisini çekerken, gözlerdeki derinliği sağlayan maskara uygulamasına dair sorular da çok geliyor.
Ferhunde’nin vurucu göz makyajının sırrı maskara
Ferhunde’nin gözlerindeki vuruculuğun en büyük sırrı elbette maskara uygulaması... Kirpiklerindeki dolgunluk ve uzun görünüme ulaşmak için son dokunuşu iyi bir maskara ile yapıyorum.