Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Orhan Murat Özdemir, Vaser’in konforlu ve kalıcı etkili bir bölgesel incelme yöntemi olduğunu belirtiyor.
Gıdı, 20-25 yaş üzerindeki herkeste sorun yaratma potansiyeline sahip bir bölge... Bu bölgedeki fazlalık, genç yaşlarda kilolu olmadığınız halde kiloluymuş gibi görünmenize neden olabilirken, orta yaşlarda daha yaşlı bir görüntü veriyor.
Bu bölgeye vaser liposelection ile müdahale, son derece etkili değişikliklerin ortaya çıkmasını sağlıyor.
Hastaların seçiminde kriter gıdı bölgesinin kalınlığı ve çene alt çizgisinin silinmiş görünmesi. Cilt yapısı ve cildin kendini toparlayabilme kapasitesi de bu ameliyatı sonucunu önemli ölçüde etkiliyor.
Vanilyayla zayıflayın
Her ne kadar kokusuyla birçoğumuza lezzetli bir pu dingi hatırlatıyor olsa da, vanilyanın açlık ataklarını önleyici etkisi olduğu ortaya çıktı.
Londralı bilimadamları, vanilyanın açlık ataklarını önlediği fenomenini şöyle açıklıyor: Vücut yeterince serotonin salgılanmadığında yağ ve şekere gereksinim duyar. Vanilya aroması ise mutluluk hormonunu harekete geçirir ve böylelikle de yeme ihtiyacını frenlemiş olur.
Detayları Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Ahmet Karacalar’dan aldık.
İkonoplasti, estetik cerrahiyi nasıl tanımlıyor?
- Ykonoplasti, estetik cerrahiyi sanat ve tıp arasında bir yerde görüyor. Sanatsal bakış açıları ya da geleneklerin estetik cerrahiye uygulanması gerektiğini, bu nedenle sadece medikal bakış açısıyla yapılan estetik cerrahinin eksik olacağını ileri sürüyor. Güzel olmak mutluluğu getiriyor. Bu deneyim sonrası kişi aynı deneyimi farklı bir şekilde tekrar yaşamak istiyor. Ykonoplasti, bedeni ihmal ya da göz ardı ederek mutluluğun yakalanmasının özellikle kadınlar için zor olduğunu düşünüyor.
Ykonoplasti ile yapılan estetik cerrahinin süreci konusunda bilgi verir misiniz?
- Ykonoplasti, medikal işlemler öncesi estetik cerrahinin eksik parçasını tamamlıyor. Estetik girişimler için başvuran kişi hasta olarak kabul edilmediği için ikonoplasti basamağı hastane ya da muayenehane ortamı dışında, bir sanat stüdyosunda gerçekleştiriliyor. Bu basamak aynı zamanda kişinin estetik bilincini artırma ya da doğru bir hale getirme basamağı... Estetik bakış açısı yanlış ya da yetersiz bir kişi tam olarak isteklerini belirtemez. Elde ettiği sonucu da yeterli değerlendiremez. Bu basamakta kişiye özgü bir güzellik arayışı da var. Ykonoplasti, güzelliğin nüanslarının arayışı içinde. Kişinin oranları, altın oranları, tasarımları, video ile dinamik analizleri ve heykel çalışmaları bu basamakta yapılıyor. Bu basamak sonrası medikal incelemeler ya da muayene, hastane ortamında gerçekleştiriliyor.
Ykonoplastinin estetik cerrahiye kattığı üçüncü boyut nedir?
- Ykonoplasti, yüz ve beden kalıbı çalışmalarıyla kişinin yüzünü ya da bedenini bire bir görüp değerlendirebilme deneyimi yaşatır. Bu sırada sorunları tam olarak görme ve gösterme şansı verir. Aynı heykel kalıpları üzerinde değişiklikler yapılarak, ameliyat sonrası elde edeceği sonucu algılamasına yardımcı olur. Bu gerçek anlamda üç boyutlu bir deneyimdir.
Klasik estetik cerrahi ile ikonoplasti arasındaki farklar
Ama yıllardır uygulansa da, hâlâ bu konuyla ilgili doğru sanılan pek çok yanlış var. Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrah Dr. Reha Yavuzer, yanlış listesinin ilk 10 maddesini sıraladı.
1Göğüslerimi dilediğim kadar
büyütebilirim.
YANLIŞ Seçilen protezin büyüklüğüne hastanın genel vücut yapısı, boyu ve kilosuna bakılarak karar verilmeli. Meme dokusu az olan bir hastanın büyük bir protez seçmesi, doğal olmayan bir görünüme yol açar. Aynı zamanda protezin dışarıdan anlaşılmasına ve yaşam konforunun azalmasına yol açar. Protezi seçerken mümkün olduğu kadar doğal kalmaya dikkat edilmeli. Bakıldığında ve dokunulduğunda protez olduğunun anlaşılmaması ana hedeflerden biri olmalı.
2 En küçük silikon protezi
taktırayım ki doğal olsun.
YANLIŞ Yapılan ölçümlerde ortaya çıkan büyüklük aralığının altındaki protezler meme dokusunu yeteri kadar doldurmayacağı için istenilen sonuca ulaşmak zordur. Bu nedenle izlenecek en iyi yol, hekimin önereceği büyüklük sınırlarının altına inmemeye ve üstüne çıkmamaya çalışmaktır.
Amerika ve Avrupa’da burun estetiğinde trend nedir?
- Bundan 20 yıl önce, burun ameliyatlarında hekimlerin uyguladıkları bir veya iki teknik vardı ve alınan sonuçların hemen hepsi birbirine benzerdi; ucu kalkık ve dar olan küçük burunlar... Günümüzde standart burunlardan uzak duruluyor ve daha çok hastanın yüz hatlarına uygun işlemler gerçekleştiriliyor. Dolayısıyla ortaya daha güçlü, daha doğal ve operasyon geçirdiği anlaşılmayan burunlar çıkıyor. Bu tercihlerde moda dünyasında yaşanan değişimlerin büyük etkisi var. Örneğin Giorgio Armani’nin 15 yıl önceki ve bugünkü katologlarına baktığınızda, modellerin burunlarındaki farkı net bir biçimde görebilirsiniz. Eskiden modeller Fransız tipi burunlarıyla kusursuz görünüyordu. Ama günümüzde hiçbir modelin burnu mükemmel değil, incelediğinizde hepsinde kusur olduğunu anlarsınız.
Geçmişte yapılanlar ile günümüz burun estetiğindeki işlemleri kıyasladığınızda ne tür farklar görüyorsunuz?
- Geçmiş yıllarda trend, ucu çok dar olan burundu. Günümüzde ise tam aksine daha yuvarlak hatlı burun ucu tercih ediliyor. Bu nedenle operasyonda burun ucunu fazla daraltmıyoruz. Hatta tam aksine dar olan burun uçlarını çeşitli greftler yardımıyla yuvarlaklaştırıyoruz. Burun sırtında da geçmiş yılların aksine fazla daraltma uygulamıyor, hatta yüzün diğer organlarına uyum sağlayacak ölçülerde olmasına dikkat ederek genişlemesini sağlıyoruz.
Cameron Diaz burnu ‘out’
Özellikle gençler arasında oyuncu Cameron Diaz’ın burnu çok beğeniliyor. Hastalarımın çoğu da ellerinde Cameron Diaz fotoğraflarıyla geliyor, onun burnunu çok güzel bulduklarını söylüyorlar. Oysa Cameron Diaz ideal bir burna sahip değil. Burnunun orta çatısı ile burun ucu arasında iyi bir uyum olmadığını düşünüyorum. Burun kanadıyla burnun orta duvarı direği arasında da iyi bir orantı yok.
EDİTÖRDEN...
Spa keyfini evde yaşayın
MEYVE ASİTLERİ
90’ların ortasında ‘alpha hydroxil asit’ ya da kısaca ‘AHA’ olarak hayatımıza giren meyve asitleri, kozmetik ürünlerinin değişmez içeriklerinden biri oldu. Bugün teknolojik ortamlarda oluşturulan AHA, geçmişte meyvelerden, şekerden ya da sütten elde ediliyordu. Böyle bakıldığında anti-aging’in en eski etken maddesi olma özelliğini de koruyan AHA’lar, antik yüzyıllardaki süt banyolarının vazgeçilmeziydi. Soyma özelliğiyle cilt yüzeyini düzeltmesi ve cildi kirlerden arındırması, ince çizgileri azaltması ve gözenekleri kapatması gibi birçok yararı bulunuyor. Tabii, cildi incelten her ürün aynı zamanda onu ışığa karşı da duyarlı hale getiriyor. Bu durumda meyve asitli ürünleri kullanırken mutlaka UV korumasını da düşünmek gerekiyor.
PEPTİD
Bu kısa zincirin oluşturduğu protein, yaklaşık 10 yıldır kozmetikte kullanılıyor. En ilginç yanı ise cilt katmanlarında oldukça derinlere kadar ulaşabiliyor olması ve orada da etkisini ikiye katlayabilmesi. Örneğin, bağ dokusu hücreleri sayesinde kolajen üretimini harekete geçiriyor, ki bu cildin yeniden yapılanma sürecinde önemli bir süreç olarak biliniyor. Peptidler, hormonlar ya da botoks gibi nöromodülatör etkisi gösterebiliyor. Çalışma özellikleriyle sinir sistemini andırmaları sayesinde yüzeysel mimik liflerini rahatlatıyor ve gülme çizgilerinde belirgin azalma sağlayabiliyorlar.
ENZİM
DNA’ları onarıcı etkisiyle anti-aging araştırmalarının yeni yıldızı enzimler. UV ışınlarının cilt hücrelerinin genetiğine verdiği zararın boyutları, bilim adamlarının araştırmalarıyla artık kanıtlanmış durumda. Ancak bu zararların telafisi de bitkisel onarım mekanizmalarıyla mümkün olabiliyor. Kozmetik ürünleri için yosunlardan elde edilen ve ‘photozom’ olarak adlandırılan içerikler, hücre onarımını destekliyor, görünür yaşlılığın önüne geçiyor.
Optimist tahminlere göre, cildin derin katmanlarındaki yaralanmaların enzimler sayesinde gerileyebilmesi de mümkün.
Egzersizin altın kuralları
Hücresel tedavi yöntemleri, insanlığın yeni ‘gençlik çeşmesi’ olmaya aday. Bu konuda ilk akla gelen ise kök hücreye dayalı tedaviler. Detayları Clinic Ystanbul’dan Estetik Cerrah Doç Dr. Tayfun Türkaslan’dan aldık.
Doç. Dr. Türkaslan, kök hücrelerin en fazla yağ dokusunda bulunduğu keşfinin, plastik cerrahlara yeni ufuklar açtığını belirtti: “Kök hücreler, uygulandıkları dokuya dönüşebilen çoğalma özelliği bulunan, onarıcı ve tamir edici canlı birimlerdir. Aynı kişide kullanıldığında herhangi bir yan etkisi bulunmaz ve alerjiye neden olmaz. 10cc kordon kanında 14 bin adet kök hücre varken, 100 ml. yağ dokusunda 500 bin adet kök hücre mevcuttur. Bunun anlamı, eğer vücudunuzda fazla yağ dokusu varsa, buradan üretilecek kök hücrelerle gençleş-meniz mümkündür.”
KÖK HÜCRE YLE YENY BYR “SYZ”
Kök hücreler salgıladıkları büyüme faktörleri vasıtasıyla dokularda gençleşme, onarım ve canlanma sağlar. Bunun anlamı; eğer yüzünüze kök hücreden zengin yağ dokusu verilirse, zamanın oluşturduğu kötü etkileri silmenin mümkün olduğudur. Yşlem sonrası yüzde canlanma, nemlenme, kırışıklarda azalma ve toparlanma görülür.
Doç. Dr. Tayfun Türkaslan, yüz bölgesinin yanı sıra lokal anesteziyle yapılabilen basit uygulamalarla vücudun çeşitli bölgelerindeki deformasyonların düzeltilebildiğini, popo ve meme şekillendirmede kök hücreden zengin yağ dokusu aktarımı yapıldığını söyledi ve ekledi: “Yara ve yara izlerinin düzeltilmesi de yine kök hücre tedavileri ile mümkün.”
Peeling’i doğru şekilde yapın
Dudaklara kalıcı dolgunluk kazandıran “permalip” uygulaması işte bu imkanı sunuyor. Eğitim için Türkiye’ye gelen tekniğin
mucidi Op. Dr. Scott Harris sorularımızı yanıtladı.
Permalip uygulaması nedir?
- Daha dolgun dudaklar isteyenlerin tercih edebileceği bir yöntem diyebilirim. Etkilerine gelince; dudakları büyütüyor, şekillendiriyor. Yaptığımız uygulamaların sonunda gördüğümüz bir şey daha var; o da bu uygulamanın dudak çevresindeki ince kırışıklıkları yok ettiği...
malzeme kullanıyoruz.
Kimler böyle bir uygulama için size başvuruyor?
- Birçok kadın dudaklarını büyütmek için değil, gençliklerindeki eski dudak formlarına kavuşmak için geliyor bize. Tabii bu sırada kırışıklıklarından kurtulmaları da tekniğin bir başka avantajı... Yaşlılıkla birlikte dudak ile burun arasındaki bölge düzleşir, dudaklardaki dokular azaldığı için dudak eskisinden daha ince bir görünüm alır. Bu değişim özellikle fotoğraflarda belirgin bir şekilde kendini gösterir. Dokuz yıl boyunca -araştırma amaçlı olarak da- yüzlerce kadına Permalip uyguladık, onları takip ettik. Gördük ki şu anda bile gençlikteki dolgun dudaklarına sahipler...