Bunu önlemek için bazı egzersizler yapmanız iyi olur.
İlk adım olarak, bacaklarınızı omuz hizasında açarak duvar dibinde dik bir şekilde durun. Ve boyundan başlayıp sırt boyunca bir esneme hissedene kadar çenenizi göğüs kafesine değdirmeye çalışın.
Daha sonra bacaklarınızı omuz hizasında açıp, kollarınızı iki yana sarkıtıp, sırtınız dik olacak şekilde dizlerinizi kırarak hafifçe çökün. Birkaç saniye bekleyip yeniden ayağa kalkın.
Ardından ayak bileklerinize iki elinizle birlikte değmeye çalışın.
Son olarak sırt üstü yatın ve dizlerinizi göğsünüze doğru çekin.
Unutmayın; yapacağınız esneme hareketleri yumuşak kas liflerini uzatmaya da yardımcı olacaktır.
Not: Bu hareketleri daha rahat yapabilmek için, egzersizlere başlamadan bir hafta önceden itibaren iki günde bir banyo tuzu eklediğiniz sıcak küvete girin. Bu, aynı zamanda eklemlerdeki toksinlerin atılmasını sağlayacaktır.
Bir güzelliğin ardından
mı korkuyorsunuz? Oturup kara kara düşüneceğinize alabileceğiniz basit önlemlere bir göz atmaya ne
dersiniz?
Her şeyi kafayı takmayın: Stres, aynı zamanda bir savaş hormonu olarak bilinen adrenalini körükler. Bu durum kanın ciltten kaslara doğru yönlendirilmesine yol açar. Solgun görünüm de işte bu yüzden ortaya çıkmaktadır.
Kronik stres ise yüz kaslarını hareketlendirir, mimik kaslarının yoğunlaşmasına neden olur, bağışıklı sistemini zayıflatır, cildi olumsuz hava koşulları ve kirlilik gibi dış etkenlere daha açık hale getirir.
Yorucu egzersizlerden uzak durun: Egzersiz oksijen alımını artırır. Oksijen de bildiğiniz gibi cildin en önemli besin kaynaklarından biridir. Ayrıca toksinlerin vücuttan atılmasına yardımcı olur ve cilde parlaklık verir.
Yine de vücuda fiziksel olarak aşırı yüklenmek, hormonal dengesizliklere neden olup cildin kurumasına yol açtığı için sakıncalıdır. Aşırı kilo kaybının ince kırışıklıkları ve yaşlılık belirtilerini hızlandırdığı da unutulmamalı. Haftada üç gün yapılan dengeli kardiyo egzersiz, yoga ve pilates yapmaya çalışın. Bunların yanı sıra cildinizi yeterli su ve kremlerle nemlendirin, farkı göreceksiniz.
?ekerden sakının: Fazla şekerli yemek, vücutta glikasyon bileşikleri oluşturur ve bu da kollajenlerin zarar görmesi, antioksidanların nötralize olması ve cildin yaşlanma sürecine daha hızlı girmesi anlamına gelir.
Olumsuz yaşam koşulları, kötü beslenme alışkanlıkları ve stres, hızlı yaşlanma riskini artırıyor. Yıpranma süreci kendini en çok cildimizde; kuruma, kırışma, sarkmalar şeklinde gösteriyor. Yüz derisinin yaşlanmasının ilk belirtileri ise ince çizgi/ kırışıklık oluşması ve derideki elastikiyet kaybı oluyor. Zaman içinde bu kırışıklıklar derinleşiyor, cilt sarkıyor...
Neyse ki bu durumla karşılaştığımızda aynaya bakıp iç geçirmekten başka alternatiflerimiz de var. Yeni nesil teknolojiler güzelliğimiz için çalışıyor ve bize sağlıklı, genç, canlı bir cilde sahip olmak için farklı yöntemler sunuyor.
Örneğin botoks ve mezoterapiyi sentezleyen ‘vitox dual action’ yöntemi... Op. Dr. Ali Dursun Kan, yaşlanmanın cildimize olan etkileriyle başarıyla savaşan bu yöntem hakkında bilgi verdi:
- Yöntem minimal botoks uygulaması ile kırışıklıkları düzeltirken, vitamin desteğiyle de cildin yeniden yapılanma sürecini başlatıyor. Nem, dolgunluk, renk ve ışık kazanan cilt, çok daha diri ve genç bir görünüm kazanıyor.
- Vitox uygulaması yaklaşık 20 dakika sürüyor.
- Etkileri uygulamadan yaklaşık 2-4 hafta sonra görülüyor. Seans sayısı ve uygulama aralıkları kişinin yaşı ve cildinin ihtiyacına göre değişmekle birlikte genellikle bir kür 4-6 seanstan oluşuyor.
- Uygulama sırasında ağrı yaşanmıyor. Ancak ağrı eşiği düşük hastalarda lokal anestezik krem kullanılabiliyor.
Sezonun en seksi modeli Kısa saçlar
- BESİN DEĞERİ YÜKSEK, KALORİSİ VE GLİSEMİK İNDEKSİ DÜŞÜK SEÇİMLER YAPIN:
Aldığınız her kaloriyi toplayın. Gereksiz kalori almayın. Yüksek kalorili yiyeceklerden (şekerli içecekler, cipsler, unlu, şekerli, yağlı atıştırmalar) kaçının. Tükettiğiniz yiyeceklerin vitamin, mineral yönünden zengin ve lifli olmasına özen gösterin. ?eker, yağ gibi kalorisi yüksek, besin değeri düşük ürünleri kullanmayın. Unutmayın; yaşlandıkça vücudumuzun besin ihtiyaçları değişir, daha az yağlı ve daha düşük kalorili besinlere ihtiyaç duyar.
- YiYECEKLERDEKİ YAĞ MİKTARINI AZALTIN:
Toplam yağ miktarı düşük beslenme, dolaşım sistemini korur, damar sertliği oluşumunu önler, kalp krizi ve felç riskini azaltır. Bu tarz beslenme aynı zamanda bağışıklık sistemini güçlendirir. Düşük yağ içerikli, sebze ve meyve ağırlıklı beslenme düzeninin kanseri önlemede yardımcı olduğu artık bilinen gerçek. Kırmızı eti haftada ikiden çok tüketmek, kolon kanseri riski açısından sakıncalı. Etin yağsız kısımlarını tercih edin. Süt ürünlerinde de yağ miktarı düşük olanlara öncelik verin.
- BESLENMENİZİ ÇEŞİTLENDİRİN:
Genelde meyve ve sebzeyi düzenli olarak tüketmeyiz. Besinlerle günlük ortalama 25-30 gr. lif almak gerekli. Tek yönlü beslenme, yaşam süresini kısaltır. Eğer günlük olarak tükettikleriniz ekmek yani tahıl grubu, meyve, sebze, süt ürünleri ve eti içeriyorsa, size fazla kalori almadan sağlıklı ve dengeli beslenme sağlar.
- HER GÜN SEBZE YİYİN:
Yağ oranı ve kalorisi düşük, besin değeri yüksek beslenme için sebze yenmeli. Sebzeler lif içerdikleri için verdikleri doygunluk hissi de fazla. 20-80 kalorilik bir porsiyon sebzeyle doyulabilir. Aynı zamanda da bol vitamin, karoten, flavonoid alınır. Günde 4-5 kez küçük porsiyonlar halinde meyve ve sebze tüketin. Sarı, turuncu ve kırmızı sebzeler temel vitaminleri, karoten ve doğal antioksidanları daha çok içerir. Çiğ yenilen sebzeler bütün vitamin ve mineral içeriğini korur. Lif açısından da daha zengindir.
- Elektriklenen saçlar: Saçlarınızdaki elektriklenme sorunu artık iyiden iyiye sinirlerinizi mi bozmaya başladı? Üzülmeyin; elektrik yüklü saçlar için en ideal olanı iyonize fırçalar. Bu fırçalarda bulunan ve saçın elektriklenmesini önleyen milyonlarca saten iyonu, fırçalama sırasında serbest kalıyor.
- Düz saçlar: Kürek şeklindeki geniş saç fırçaları, özellikle uzun saçlar için geliştirilmiş. Fırça tellerinin uçlarındaki minik lastik ya da plastik topuzlar, fırçalama sırasında saç derisine de masaj yapıyor. Böylelikle kan dolaşımı harekete geçiriliyor ve saç tellerinin uzaması hızlanmış oluyor.
- Dalgalar ve dolgunluk: Yuvarlak fırçalar, dalgaları belirginleştirmek için saç tasarımcıları tarafından sıklıkla kullanılır. Tutam tutam ayırdığınız saçları ince bukleler halinde fırçayla sabitleyin ve fön tutun. Fön sıcaklığı geçtikten sonra fırçaları açın. Bu arada iri yuvarlak fırçalar, saçlara uçlarına kadar hareket kazandırır ve her bir saç teline dolgunlaştırır, bunu unutmayın.
- Bukleler: İster doğal ister yapay olsun, güçlü buklelere sahip saçlar ancak bir tarak yardımıyla ehlileştirilebilir. Geniş aralıklı dişlere sahip olması gereken bu taraklar, aynı zamanda saçın elektriklenmesini de önler.
Kalın ayak bileklerini fitness’la inceltin
Ayak bileğinin kalınlığını, kilolar ve genetik faktörlerin yanı sıra ayakkabı seçimi, beslenme biçimi, yaptığınız spor hatta kimi hastalıklar da etkileyebiliyor. Ama bu olumsuzlukları gözünüzde büyütmeyin çünkü doğru egzersizle ince ayak bileklerine sahip olmak mümkün. Konuyla ilgili spor eğitmeni Özgür Güngör’ün görüşlerini aldık.
Spor eğitmeni Özgür Güngör, ayak bileklerinin kalınlığından şikayet edenlerin, ayak kemiklerinin yoğun kullanıldığı sporları değil bacaklardaki tüm kasları çok yüklenmeden çalıştıran dans ve yürüyüş gibi sporları tercih etmeleri gerektiğini söylüyor: “Koşu ve tekme vuruşu ağırlıklı Uzak Doğu sporları, bacakları çok çalıştırır. Vücut, kemikleri korumak için o bölgelerdeki kasları kalınlaştırır, geliştirir ve bilekler de bundan dolayı kalınlaşabilir.
Bir tasarımcı koleksiyonunu sergilerken göz farlarını virtüöz ustalığında öne çıkarıyor, bir diğeri saçları odak noktası haline getiriyor. Ama yeni sezona dair tüm bu yeniliklerin bir ortak noktası var; ihtişam...
Örneğin Armani, ışıltılı koleksiyonunu hazırlarken bilim-kurgu filmlerinden esinlenmiş. Bu yüzden kreasyonlarında defile mankenlerinin makyajlarında -özellikle de dudaklarında- ametist tonları öne çıkıyor. Bunun yanı sıra dudak kenarına yapıştırılan minik taşlar da yüzlerde teatral bir görünüm yaratıyor.
Christian Dior’da ise kusursuz örgü, tül ve sanatsal volanlara sıra dışı saç aksesuvarları eşlik ediyor. Zaten ünlü tasarımcıların defilelerine bakılırsa 2011 yaz sezonuna ağırlıklı olarak saç aksesuvarları damga vuracak. Bu yılki aksesuvarlar, en sade kıyafetleri bile hareketlendirecek kadar da iddialı olacak.
Yeni sezona ait defileler, kıyafetlerin yanı sıra saç ve makyaj trendlerine dair de önemli ipuçları veriyor. Bu defilelerin ortak noktası ise şu: Güzellik guruları, önümüzdeki yaz “lüks” görünümün altının çizecek!
Gözlerde renk cümbüşü
Göz kapağına geniş bir şekilde uygulanan canlı sarılar ya da maviler, dudaklarda fuşyalar, uçuk pembeler, mercan kırmızıları... Makyaj renkleri yaz sezonunda en az modanın kendisi kadar yaratıcı olacak. Güçlü, renkli ve oyuna açık ışıltılı tonlar hem gözlerde hem de dudaklarda seksapeli vurgulayacak. Yaz makyajında gri ve siyah ağırlıklı dumanlı gözler ise yerini pasifik yeşiline bırakacak.