Nilgün Tekfidan Gümüş

A’dan Z’ye Gezi

2 Haziran 2014
HÜKÜMET, İstanbul’da Gezi olaylarının yıldönümünde eylemlerin önüne geçilmesi için A’dan Z’ye gereğinin yapılacağını açıkladı ya; Q, W ve X bile dâhil edilse artık o Gezi ruhu durulmaz. Niye mi işte satırbaşlarıyla yanıtı:

A - Abdullah Cömert (22), Ali İsmail Korkmaz (19). Ahmet Atakan (22).
B - Berkin Elvan (15).
C - Cop.
Ç - Çapulcular. Ve tabi ki Çarşı
D - Divan Oteli.
E - Ethem Sarısülük.
F - Basın özgürlüğü sıralamasında Gezi olayları yüzünden Türkiye’yi kısmı özgür ülkeler kümesine düşüren Freedom House (Özgürlükler Evi).

Yazının Devamını Oku

Hiç kimse Türkiye’yi azarlayamaz

26 Mayıs 2014
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün Almanya’nın Köln kentindeki mitinginde “Hiç kimse parmak sallayarak kibirle bize istikamet çizemez. Hiç kimse Türkiye’yi azarlayamaz” diye Batı’yı uyarıyordu.

Oysa Türkiye’nin son dönemde Avrupa’da horlanmasının nedenlerinden biri bizzat Başbakan’ın kendi halkına yönelik sert ve baskıcı üslubu değil mi?

*

GEÇEN hafta aylar önceden planlanmış bir geziye çıktım.
Zaman makinasına binip yıllar öncesinde ilkokul ve ortaokulu bitirdiğim Almanya’nın Bamberg kentine geri döndüm.
Soma faciasının yarattığı moral bozukluğu sonrasında Bavyera’da küçük bir kentte ailecek içsel yolculuğa çıkmak terapi gibi geldi. Hem de bol bol gözlem yapma fırsatı buldum.

Yazının Devamını Oku

Krizden kriz çıkarmak

19 Mayıs 2014
AKP Hükümeti, 300’ü aşkın vatandaşımızın öldüğü Soma faciası sonrasında krizi yönetmekte tam anlamıyla çuvalladı.

Her şeyden önce madenci yakını yüreğindeki acıyı sarmalayacak bir devlet beklerken karşısında gardını almış tekme tokat girişmeye hazır bir hükümet profili buldu.
Somalı acılı aileler; Myanmarlı, Mısırlı ya da Somalilinin gördüğü şefkate hasret kaldı.

*

KRİZ yönetiminin ilk fiyaskosu Başbakan Erdoğan’ın çarşamba günü Soma’da yaptığı konuşmaydı. Danışmanları Başbakan Erdoğan’a peş peşe hata yaptırdılar.
Henüz kaza neden olmuş, facia niye yaşanmış belli değilken, Başbakan’ı topyekûn savunmaya geçirdiler.
Erdoğan da 19 ve 20’nci yüzyılda İngiltere, Fransa, Çin gibi ülkelerde yaşanan çok ölümlü maden kazalarından verdiği örneklerle dünyaya alay konusu oldu. Türkiye’yi yasa boğan felaketi sıradanlaştırmaya çalıştı.

*

DERKEN

Yazının Devamını Oku

Nijerya, ABD, Mısır ve idam

5 Mayıs 2014
BİLİYORUM biraz etik dışı kaçacak.

Ama yine de soracağım. Bir Amerikalı kaç Afgan eder ya da bir Nijeryalı kaç İngiliz’e denk gelir? Boşuna uğraşmayın. Çünkü bu korkunç bir çifte standart, ne aritmetiği ne de sağlaması var.

*

ŞİMDİ durduk yerde bunları niye yazdığıma gelince. 15 Nisan 2014’te yaşanan bir olaydan bahsedeceğim.
Yer Nijerya’nın kuzeydoğusunda Çibok diye anılan bir kasaba. Burası yaklaşık üç yıldan bu yana şeriat yönetimi için silahlı mücadele veren Boko Haram örgütünün kontrolündeki bir bölge.
El Kaide bağlantılı Boko Haram’ın Türkçe anlamı, “Batılı tarzda eğitim haram”.

*

BOKO Haram mensupları olduğu söylenen bir grup silahlı adam, kız lisesinin yatakhanesini basarak yaşları 16-18 arasında olan 276 kız öğrenciyi kamyonlarla kaçırdılar.

Yazının Devamını Oku

Taziye ve soykırım

28 Nisan 2014

TAZİYE.
Lafı uzatmayacağım. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bazı ülkelerde ‘Ermeni Soykırımını Anma Günü’ sayılan 24 Nisan öncesinde 1915 olaylarında hayatını kaybeden Ermenilerin torunları için taziye mesajı açıklaması gerçekten de Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun dediği gibi diplomasi de ezber bozdu.
Oysa çoktan atılması gereken, gecikmiş insani bir adımdı.
99’uncu yılda bile olsa böyle bir açıklamanın yapılabilmiş olması hem Türkiye’deki kamuoyu hem de Azerbaycan ile ilişkiler düşünüldüğünde yine de cesur bir girişimdir.

*

ERMENİSTAN.
Devlet Başkanı Serj Sarkisyan, yaptığı açıklamada 24 Nisan’ın sembolik bir gün olduğunu, ‘Ermeni soykırımının’ orada başlayıp orada bitmediğini belirtti.

Yazının Devamını Oku

Rusya nerede duracak

21 Nisan 2014
KIRIM’ı ilhak eden, Ukrayna sınırına asker yığan Rusya nerede duracak.

Moskova’nın kontrolünde bir kaos mu yaşanıyor, yoksa demir perde hafiften yeniden inşa edilmeye mi başlandı?

*

ÇOCUKLUĞUM Almanya’da geçti. Okul gezisi niyetine Batı ile Doğu Almanya arasındaki ‘Demir Perde’yi görmeye giderdik.
Adı demirdi, ama kendisi betondandı. Kale gibi yükselir, onu bir ara bölge izler, arkasında dikenli telleri ve askeri gözlem kulelerini görürdük. İçinde ‘DDR’ diye anılan Doğu Almanya’nın askerleri nöbet tutardı. Ve bir de hikâye anlatılırdı. Ara bölgede otomatik devreye giren silahlar... Bunlar düşman sayılan Batı’ya değil de Doğu’ya, yani içe yönelikti. Ürkütücü gelirdi...
Çünkü Doğu Alman namluları, sınırın öte yanına kaçmaya çalışacak kendi vatandaşlarını vuracak şekilde ayarlanmıştı.

*

ALMANYA ve Berlin Duvarı, Demir Perde’nin fiiliyata döküldüğü; iki sistemin kapıştığı Soğuk Savaş’ın en belirgin sembollerinden biriydi. Silahlanma yarışı Moskova ekonomisine darbe vurup çözülme sürecini başlatınca Demir Perde de SSCB ile yıkılıp gitti.

Yazının Devamını Oku

Türkiye nasıl etkilenecek

14 Nisan 2014
İSTANBUL’da bu yıl neredeyse hiç kar görmedik. ODTÜ’nün AB ile yaptığı ortak bir çalışmaya göre Anadolu’da ise kar hem daha az yağdı, hem de vaktinden 15-20 gün önce erimeye başladı.

Geçen hafta Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) raporu ve Dünya Gıda Örgütü’nün öngörülerinden yola çıkarak gıda güvenliğinin nasıl tehdit altında olduğunu aktarmaya çalışmıştım.
*
BU hafta ‘Küresel ısınma Türkiye’yi nasıl etkileyecek’ diye sordum.
IPCC raporuna Türkiye’den destek veren Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden Doç.Dr. Barış Karapınar, geçen hafta bu konuyu bir toplantıda anlattı. Maalesef katılamadım. Sorularıma e-mail ile yanıt verdi. Cevabı da şöyle:
“Etkileri iki boyut üzerinde oluşuyor... Birincisi ortalama değerlerin değişiminin etkisi. Türkiye’de önemli sıcaklık artışları bekleniyor. Sera gazı emisyonunun ortalama bir şekilde azalması halinde 2035 itibariyle 1 ile 1.5 derecelik artış öngörülüyor. 2065 yılı itibariyle 2-3 derece. 2100 itibariyle Doğu Anadolu’da 3-4 derece, bazı tahminlere göre ise tüm Türkiye’de yükselme olacak. ”Özellikle de Doğu Anadolu risk altında. Sera gazlarının salınımının artması halinde ise 7-9 derecelik bir artış tahmini yapılıyor. Ayrıca ekim-mart döneminde batı ve güneyde, kuzey ve doğuda yüzde 10’a varan yağış artışı; nisan-eylül döneminde ise yüzde 20’ye varan yağış azalması öngörülüyor. Bu da Anadolu topraklarının alıştığı ortalamaların altüst olacağı anlamına geliyo r.
*
DOÇENT Dr.Karapınar, “İkinci boyutta ise seller, kuraklık gibi aşırı iklim olayları üzerinden etkiler bekleniyor. Özellikle Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgede kuraklık sıklarının ve yoğunluklarının artacağı hesaplanıyor” diyor.

Yazının Devamını Oku

Alarm zili

7 Nisan 2014
DÜNYA bir süredir alarm veriyor.

Çılgın projeler peşinde dağları düzleyip ağaçları devirdiğimizden pek işimize gelmiyor. Duyuyoruz da duymazdan geliyoruz. Farkındayız ama bilmek istemiyoruz.
Geçen hafta küresel ısınmanın kutup ayılarının, kelebeklerin ve mercan kayalıklarının işi olmaktan çıktığına dair tedirgin edici veriler yayınlandı. Buna göre artık iklim değişikliği, doğrudan bizleri etkilemeye başlamıştı.
Ve eğilim bu şekilde devam eder önlem alınmazsa faturası dünyaya daha da ağır olacak...

*

İLK uyarı BM’ye bağlı Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nden (IPCC) geldi. Rapora göre, bilim insanları iklim değişikliğinin hem karada hem denizde gıda üretimini etkilediğine dair güvenilir kanıtlara ulaştı.
Yakın gelecekte hava değişiklikleri deniz ve temiz su sistemlerini daha fazla etkileyecek. Karada yaşayan hayvanlar, bitki ve diğer türler, sıcaklıkların artmasıyla birlikte kutuplara doğru göç edecekler ya da nesilleri tükenecek. İnsanlar da özellikle gıda açısında daha belirsiz ve kırılgan bir döneme giriyor ya da girdi bile.

*

İŞTE

Yazının Devamını Oku