Nil Karaibrahimgil

Bir derin nefes almak istiyorum artık

21 Mart 2022
Bizim evin orada bir deniz var. Adı Karadeniz.

Onun kuzeyinde bir ülke tutturmuş komşu benim olsun diye. Komşu razı gelmiyor. “Ben böyle özgür, mutluyum” diyor.
Yok illa benim. Hayatın fizik kanunu ‘yok illa benim’lere müsaade etmiyor.
Zorla güzellik olmaz diye bir laf var, olmuyor.
Kimse filmlerdeki gibi benim olacaksın deyince senin olmuyor.
Bir insan kendisini birisine vermek istemezse, bakın bakalım o insan yanınızdan ayrılmasa bile sizinle olur mu. Olmaz.
Hayatta rızanın güzelliği budur. İknalar da vardır tabi. Gönlü çelmek vardır. Şeytan tüyü olmak vardır ama zoraki aidiyet yoktur.
Bir insan, ruhunun tek sahibidir ve ancak onu paylaşmak istediği insanı sokar o kapıdan.

Yazının Devamını Oku

Larisa, Hennadii, Oleksandr, Denys ve Vlada

14 Mart 2022
Alla’nın annesi Larisa, babası Hennadii ve kedileri Semön, Ukrayna sınırını geçip Romanya’ya vardılar dün gece yarısı.

Sonra internet kesildi. Haber alamadık bir süre.

Alla’nın, oğluyla Almanya’ya varabilmiş kardeşi Oleksandr (kızı Vlada, annesiyle Kharkov’da sığınakta kaldı), uçağa binip, Romanya’ya gitti onları bulmaya. Bulmuş da.

Çok yorgun, çok üzgünler. Nasıl olmasınlar? Evini, sadece kediyi alıp terk etmek ne demek...

O çocukların yüzleri tekrar ne zaman gülecek?

“Kaçış” (Flee) diye bir film izledim geçen hafta.

Jonas Poher Rasmussen yönetmeni. Film animasyon. Hikayesi gerçek. Mutlaka izleyin.

70’lerde Afganistan’dan kaçıp, cam gibi parçalanarak Avrupa’nın çeşitli şehirlerine dağılan bir ailenin hikayesi.

Kardeşler, anne herkes başka bir yerde.

Yazının Devamını Oku

Alla’nın akrabaları savaştan kaçabilecek mi

7 Mart 2022
“Annem, babam ve kardeşim Kharkov’da bombaların ortasında kaldı. Havaalanı kapalı, benzin yok, bankadan para çekemiyorsun, su bitti. Babam sığınağa inmek istemiyor. Erkek kardeşim oğlunu alıp, yarım depo benzinle yola çıktı. Yolda benzin ve yiyecek bulabilmeyi umuyor. Hava -5 derece. Allah yardımcıları olsun...”

Resimdeki güzel kadın Alla.
Dayımla evlendi.
Peri ve Aden diye iki güzel çocukları oldu.
Peri’nin adını ben koydum.
Alla Ukraynalı. Bir haftadır telefonda karşılıklı ağlaşıyoruz.

Annesi, babası, kardeşi ve kardeşinin çocukları bu savaştan kaçabilecek mi diye.

Yazının Devamını Oku

Önce anlatıyorsun sonra anlattığını yaşıyorsun

21 Şubat 2022
Sanırdım ki, önce yaşıyorsun sonra anlatıyorsun hayatı.Halbuki tersiymiş.

Kendine anlattığını yaşıyormuşsun.
Bunu düşündüğümde sabah saatleriydi. Bursa’ya doğru yoldaydım.
Emin olduğumda ise, Bursa’da akşamüstüydü.
Uludağ’da bir pistte, ayağıma snowboard takmış kayıyordum.

Bir yandan dağın eteklerinde çocuk gibi neşeleniyor, korkumla şakalaşıyordum.
Diyordum ki korkuma, dilimin ucundasın. Korkmuyorum desem yok oluyorsun.

Yazının Devamını Oku

Makamı endişe olanlara

14 Şubat 2022
Makamım endişe. Bunu geç de olsa anladım.

Ben kendime, üstüme başıma, halime filan biraz geç baktım.

Göbeğimin pörtlediğini, ruhumun ödlekliğini filan geç gördüm.

Ha, şunu da gördüm ama, önemli olan bunları görünce ne yaptığınmış.

Onları görür görmez kıskıvrak yakalarım.

İçimdeki türlü kaçak yapılanmayla hep savaşıyorum.

Tez bir anlaşma yolluyorum tespit ettiğim açığa.

Diyorum sizin koşullarınız nelerdir?

Benim de bazı koşullarım var.

Yazının Devamını Oku

Her gün yatmadan kendini birazcık ütüle

7 Şubat 2022
Ne demek bu, ne demek?Her gece yatmadan, içine, düşüncelerine, genel haline bir çeki düzen vermek demek.

Son bir aydır özenle, uyumadan önce, günün kırışıklıklarının üzerinden geçiyorum.
Kendimi parmak sallayıp azarlamadan, suçlayıp gözlerimi yere indirmeden, sanki yatağımın kenarına ilişivermiş bir anneanne gibi.


“Eee anlat bakalım, nasıldı günün” diye soruyorum kendime, şefkatli bir ses tonuyla.
“Yani, iyiydi genel. İşte de şu oldu, ben böyle tepki verdim, şunu gördüm, şöyle hissettim, şöyle yapmasaydım böyle yapabilirdim” gibi cümleler kuruyorum.
Sanmayın ki, geçmiş günün ardından cümle kurulmaz. Bal gibi kuruluyor, hem de inci gibi dökülüyor kelimeler.

Yazının Devamını Oku

Gençliğime sevgilerimle 2

31 Ocak 2022
Ne yalan söyleyeyim, şu an 17 yaşımda olmak istemezdim.

Hem bu korku filmi gibi geçen maskeli iki yıl, hem iklim krizi, hem ülkedeki umutsuz ve huzursuz hava beni boğardı.

O yaşlar zaten boğucu. Kafayı suyun üstünde tutmak için çok ayak çırpman gereken yaşlar.

Üzerine bir de bütün bu saydıklarım geldiğinde, kalın bir battaniyenin altında kalmış gibi olurdum.

Şu an bile böyle hissediyorsam, o yaşta bin keresini yaşardım kesin.

‘Gençliğime sevgilerimle’ yazısını yazdığımda sene 2015’miş.

2020’de oturdum, 17 yaşındaki Nil’le tekrar konuştum.

Demek aradaki 7 yılda öğrendiklerimi de duysun istedim.

Aslında sadece Nil değil, İdil de, Defne de, Hakan da, Murat da duysun istedim. İhtiyaçları olabilir.

Yazının Devamını Oku

Ben bu değilim

17 Ocak 2022
Çok minicikken avuçlarımıza konuyorlar.

Sadece yatabiliyorlar, sadece ağlayabiliyorlar ve sadece çok yakını görebiliyorlar evimize geldiklerinde.

Sadece yatabildiğinizi, sadece ağlayabildiğinizi ve sadece çok yakını görebildiğinizi düşünün...

Öyle birkaç ay geçiyor, sonra oturabiliyorlar biraz.

Tavan ve yakın yüzler dışında da bir şeyler görünür oluyor.

Önce annenin, sonra anne ve babanın varlığı, sevgisi hissedilir oluyor.

Acıkırsam yemek verirler, altıma yaparsam temizlerler ve canım yanarsa çözüm ararlar diyorsun.

Şanslıysan sevgiyi bocalıyorlar sana. ‘Güvendeyim’ diyorsun, bu koca bilinmezlik içinde.

Bu zamana kadar seni pek tanımıyorlar tabi.

Yazının Devamını Oku