Yarın 23 Nisan; daima...

Haberin Devamı

Çocukluğumun, kulaklarımda kalan en tüyler ürperten heyecanıdır o marş (veya şarkı): “Bugün 23 Nisan bayramı hepimizin...” 50 yaşımda, etrafımdakilerin endişe dolu sohbetlerine kulak misafiri oluyorum: “23 Nisan yarın da olabilecek mi? Yarınlarda da kutlanabilecek mi?” Oysa marş, şu sözlerle biterdi diye hatırlıyorum:
“Cumhuriyet uğrunda büyük bir andımız var...”
Sonradan, (kimse kusura bakmasın) bir sürü (haydi uyduruk demeyelim) sıradan çocuk şarkısı yazıldı 23 Nisan için. Benim kuşağımın marşını (sözlerini, bestecisini, notasını...) internette bulamadım bile. Hiçbir şeyini koruyamayan bir milletiz. “Bayramı hepimizin” ifadesi, büyük küçük ayrımı yapmaksızın, bir ulusu ayakta tutabilecek her şeyi kucaklardı. Ulusal Egemenliğin, “İbrahim Tatlıses’in vurulması” kadar reytingi kalmadığı gibi, 23 Nisan da artık hepimizin bayramı değil. Çocukları koltuğa oturtmaktan ibaret bir gösteriye dönüştü. “Geçti o kara günler...” satırı da bir anlam ifade etmiyor yeterince. Geçmedi efendim; beceremedik biz bu işi. Elimize yüzümüze bulaştırdık Gazi’den sonra. Yine de bu karamsar gözlemin bugünkü yazıda kalması lâzım. Yarın bu sayfadan kese kâğıdı yapın mutlaka! Yapın ki, yarın sabah çocuklarımız, dünya çapındaki ressamların sokak ortasında bıçaklandığı bir “ileri demokrasi” ülkesinde, şifreli mifreli de olsa, “yetmez ama, evet neş’e doluyor insan” diye bağrışabilsinler. Bu gürültünün üstüne, bizi bu yaşlara taşıyan o eski heyecan da uykusundan uyanıp, kapının ardından çıkıverir mi dersiniz? Bence çıkar. 23 Nisan’la ilgisi olmayan bir şarkıyla bitirirsek, bana hak vereceksiniz:
“Yeter beklediğim bir sabah ansızın çık karşıma / Benim ol bugün, yarın ve daima...”

Haberin Devamı


İzmirli Oyunun Ortasını Merak Eder

EXPO isimli temcit pilavı yine getirildi sofraya. Ben olacağı söyleyeyim size: “İşin en önemli bölümü olan başlangıç aşamasını yine kaçırıyoruz. Bu işler zaten oylamadan önce bittiği için, sonu da ilgilendirmiyor bizi. Ama ortalarda top çevirmeye meraklı olanları “mutlaka izleyin” derim. Ferhan Şensoy’un, ‘temsillere geç gelip, erken giden İzmir seyircisi’ne takıldığı cümleyle bitirelim: “İzmirli galiba oyunun sadece ortasını merak ediyor.” Doğrudur; aynen öyledir...


Seçim Yasakları

Haberin Devamı

Siz bu satırları okuduğunuzda, YSK’nın, “12’den vuran” ve bütün ülkeyi geren, bazı kişilerin adaylığını iptal kararı büyük olasılıkla düzeltilmiş olacak. Yaygın görüş şu: “hukuken doğru, siyaseten yanlış bir karar”; ne demekse? Bir akıllı adam da çıkıp diyemiyor ki, “Bir hukuk devletinde, yasa hükümleri, ‘sesini yükseltebilen veya yükseltemeyen, tehdit eden veya etmeyen’ herkesi bağlar. Sorgulanması gereken, sadece ve sadece, kararın yasal dayanağı olup olmadığıdır”. Yanlışsa düzeltilir, doğruysa herkes sesini keser oturur. Bu işler, sadece Patagonya ve Muz Cumhuriyeti’nde böyle ayaküstü, magazin flaşları altında, sığ, içeriksiz ve külhanbeyi ağzıyla tartışılıyor. Ondan da pek emin değilim...


Seçim Şarkıları

Haberin Devamı

Bütün partiler mindere çıkar da Mor Menekşe Partisi durur mu? Onlar da açıkladı seçim beyannamesini,  sloganlarını, seçim şarkılarını...
İşte birkaç satır:

Bizim yolumuz doğrusu,  
Kapıdan girmez eğrisi,
Bu demokrasi çağrısı,
Mor menekşe partisiyiz.

Yok demeyiz vatandaşa,
Biz ustayız, çırak mıyız?  
En düşük bizim çenemiz,
Kimseye söz bırakmayız.

Düğün evinde tefçiyiz,
Ölü evinde yasçıyız,
Nabza göre şerbetçiyiz,
Mor menekşe partisiyiz...

 

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları