Oslo’ya bir açılım gerek

GÖZÜME uyku girmiyor! Dünyayı ayağa kaldıran katliamın sanığı “Breivik”i merak ediyorum. Acaba rahatı yerinde mi?

Haberin Devamı

Gözaltında tutulduğu oda kaç metrekare? Penceresi büyükçe mi? Havalandırması yeterli mi? Kliması var mı? Ne yer, ne içer bu vatandaş? Dengeli beslenebiliyor mu? Spor yapma imkânı tanıyorlar mı? Katliam sırasında, “Yüzüklerin Efendisi” filminin müziğini dinlemiş. Demek ki, ince ruhlu bir adam; tamamen odun değil. Mapusta ona radyo bile dinletmiyorlardır şimdi...
Haberleri izliyorum; daha AB komiserleri ziyarete bile gitmemiş, tık yok! Bir başına kaldı garip oralarda. Bari bizim parlamenterler bir uğrayıp hal hatır sorsalardı. Adettendir; sabun, havlu, sigara filan götürselerdi diyorum. Televizyonda gördüm; adliyeye nakledilirken arka koltuğa oturtmuşlar. Emniyet kemerini bile bağlamışlar; eziyete bak... Sonra  bakalım, adliyenin tabelasını okuyabiliyor mu? Sordunuz mu? Şayet okuyamıyorsa, başka bir lisanda yazmak neden gelmedi aklınıza? Medeniyetin beşiği bir kıtanın ortasında, bir refah memleketinde reva görülen muamele hiç hoş değil. Belki adam bir “Önder”; siz daha fark etmediniz... Ne yani olamaz mı? Biri çıkıp demeyecek mi, bu Norveçlilere, “Avrupa Birliği’nin yolu, Oslo’dan geçer Efendi... Vallahi paspasın üstünde yatarsınız” diye...

Haberin Devamı

Şüphelerim var

Acaba, avukatlarıyla haftada bir görüşüp, (itiraf ettiği üzere) “parçası olduğu İslam karşıtı şebekenin Norveç’teki iki ve yurt dışındaki birkaç hücresi”ne haber ve talimat gönderebilecek mi? Bilemiyoruz; o da bir muamma... Sonracığıma, bu şebekenin Norveç fiyordlarına çıkmış diğer üyeleri, yarın bir gün “pişmanlık yasasıyla” şehre inerse, bakalım “bando-mızıkayla” karşılayan olacak mı? İş büyük. Kuzeyliler hakkından gelebilecek mi meselenin? Şüphelerim var. Bu Norveçliler açılım maçılım da bilmez şimdi. Oysa bu katliam, “ustalık dönemini yaşayan” bir elde, bir barış fırsatına çevirilebilir pekâla.

İnsanın aklındaki şüphe

İşi büyütmeyin! Uluslararası bir skandala dönüşmesin. Norveç polisi, saldırgan Anders Behring Breivik’i, 30 yıl hapis cezasını öngören “insanlığa karşı suç işlemekle” yargılamayı düşündüğü açıklanmış. Yedikleri halta bak! 40.000 kişiyi öldürmedi ya bu adam? Neticede, 7 kişi bombayla berhevâ oldu. Tarananlar desen, epi topu 68 kişi yahu... Efendim, acemi oldukları nereden belli? Hiç “ölenlerin kanları yerde kalmayacak” diyen bir Allahın kulu oldu mu arkalarından? Ne gezer? Cani yakalandığı için olsa gerek, “ölene tabut, kalana zabıt, maktul derdest, katil firar... Asayiş berkemal!” kabilinden bir tekerleme bile duymadık. Avukatı, “müvekkilinin katliam sırasında daha erken durdurulmadığı için şaşkın” olduğunu söylemiş. Garabete bakın. Onu daha erken durdurması gerekenlerde bir şaşırma hali yok anlaşılan... Şimdi insanın aklına şüphe düşüyor: “Adaya gönderilen helikopter, uçuş öncesi yapılması zorunlu olan son kontroller yüzünden gecikti mi acaba?” diye. Ama biraz da insaflı eleştirmek lâzım. Daha dün bir, bugün iki... Adamların 30 yıllık terör tecrübesi mi var canım...

Haberin Devamı

Norveç’te ulusal yas

Beni asıl medyanın tavrı ürkütüyor. “Bu saldırı, Norveç’in huzurunu bozmaya yöneliktir. Biz buna aldanmayalım; çalıp söylemeye devam edelim” diyecek insaf sahibi bir tek vatan evladı çıkmadı herhalde ki, necip Norveç basınında, kaşla göz arasında, “ulusal yas” bile ilân ediverdiler. Sansür zaten diz boyu. Bir tek ceset göremedik. Görüntüye mecburen takılanları da dumanlamış pervasızlar... Ben, ciddi ciddi, Oslo’da insan hakları ihlâli yapılabileceğinden endişe ediyorum artık. “Hepimiz Breivik” miyiz yoksa?  Gel de uyu şimdi!

“Gözler ayrı renkte olsa da, gözyaşları aynı renktedir...”

Yazarın Tüm Yazıları