“Münferit ve sehven” sözlükten çıkartılsın

Türbanlıların aynı salonda sınava girmeleri münferit, YGS sorularının şifrelenmesi sehven... Gençleri otobüsten indiren İETT sürücüsünün edepsizliği, münferit.

Haberin Devamı

Bedri Baykam da zaten sehven bıçaklandı. Örnekleri çoğaltmak mümkün. İnsanımızın anadiline hâkim olmamasını fırsat bilen uyanıklar, “gölgeli, belirsiz, iyi tanınmayan ve sündürülebilir” sözcükler kullanarak, milletin aklını karıştırmayı başarmış durumdalar.
“Sehven” (yanlışlıkla), şark kurnazlığıyla elimize yüzümüze bulaştırdığımız bütün başarısızlıklar, basiretsiz hileler, art niyetli umursamazlıklar ve kasıtlı beceriksizlikler için kıvırmaya ve aradan sıyrılmaya yarıyor günümüzde. Sözcüğü kötüye kullanıp, her rezalette “istemeden, farkında olmadan, böyle bir amaç güdülmeden, yanılarak, elde olmadan, nasıl olmuş da gözden kaçmış?” demeye getiriyorlar. Toplu zekânın marifeti zannedilse de, aslında sürü psikolojisinin ürünü olan ve işimize gelmeyen haller için ise, “çoğunluğun iradesiyle ilgisi yok, tek tük görülüyor canım, biricik, yegâne, önemsemeye ve abartmaya değmez, o kadar çatlak su kaçırmaz” anlamlarını yükleyerek “münferit” (yalnız, tek başına) sözcüğünü pazarlar olduk. Gelin, bu sözcükleri olması gerektiği gibi kullanmayı deneyelim.
“Sehven yapıldığını iddia ettiğiniz bir şey, münferit olmaktan çıkmışsa, artık sehven yapıldığını söyleyemezsiniz”. Zira bu koşullarda utanmazlık, vak’a-i âdiyye (sıradan olay) haline dönüşür. Nihayet, münferit olduğunu kabul ettirmeye çalıştığınız işler, milyonları kapsamaya ve etkilemeye başlamışsa, onun da sehven yapıldığına kimseyi inandıramazsınız. Herkesi bir süre aldatabilirsiniz. Hattâ bir kısım insanları, sonsuza kadar da aldatabilirsiniz. Ama herkesi sonsuza kadar aldatamazsınız. Hukukun, “sürekli saflık kasta girer” diye kara kaplı kitaba aldığı eylemin, artık “sehven ve münferit” olmadığını “sokaktaki adam” bile bir gün anlar. Çünkü ve neyse ki demokrasi, bu farkındalığın üstünde yükselir. O gün gelene kadar, “münferit ve sehven” sözcüklerinin sözlükten çıkartılmasını öneriyorum.

Haberin Devamı

Kaldı 34

Her seferinde, “siyaset yazmayacağım” diye oturuyorum bilgisayarımın başına ama olmuyor. Seçim bitene kadar, üstümüzdeki bu “mahalle baskısı” kalkmayacak herhalde... Güzelbahçe İlçe Başkan Yardımcısı Filiz Çetiner’in, ortaya attığı ve AKP’ye karşı önyargıları gidermek için geliştirilen “35 Sarışın” projesi, adı yüzünden tartışma konusu olunca haliyle iptal edildi. Aslında, böyle bir fikir, birkaç yıl önce gündeme getirilebilseydi, İzmir’de bu projeye zorlanmadan imza atabilecek tek parti AKP olurdu. Sevgili Başkan Ahmet Bey de Konak’tan adaydı o zamanlar. “Kaldı 34” diye start verilebilirdi. Ama korkarım bu sefer de, “Yine mi 34? Yine mi İstanbul lobisi?” diye itiraz edenler çıkacaktı. Siyaset ve dengeleri... Kimseye bir şey beğendirilemiyor; zor iş canım!

Haberin Devamı

Seçim Şarkıları

Çiçekler içinde biriz,
Ve en güzel biz kokarız.
Hem kelebek gibi gezer,
Hem arı gibi sokarız.
Gerekirse pire için
Koca yorganı yakarız.
Düğün evinde tefçiyiz,
Ölü evinde yasçıyız.
Nabza göre şerbetçiyiz,
Mor menekşe partisiyiz...

Yazarın Tüm Yazıları