Nedim Şener

FETÖ’cülerle, darbecilerle, darbeseverlerle UZ-LAŞ-MA-YA-CA-ĞIM

6 Nisan 2020
KORONAVİRÜS salgını nedeniyle evlere kapandığımız bugünlerde Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeleri boş durmuyor. Elbette FETÖ’cülerin bu ülkeye yönelik operasyonları gibi, FETÖ’cülere karşı mücadelemiz de her koşul altında sürecek.

“Koronavirüse karşı ilaç” diye sunulan ve hakkında savcılığın usulsüz takipsizlik kararı verdiği akademisyen vakası ortaya çıkmışken, bir başkasının, “toplum sağlığına yararlı olabileceği” gerekçesiyle tahliye edilmesi gibi örnekler de yaşıyoruz. Bu tür garipliklerin devam edeceğini düşünüyorum.

Elbette ben de payıma düşeni yaşıyorum.

FETÖVİRÜS RAHAT DURMUYOR

Koronavirüs nedeniyle evlerde karantinada olmamız bizi her şeyden korumuyor. Koronavirüsten korunmak için eve kapansanız da başka mikroplar size ulaşıyor. Birkaç hafta önce telefonuma şöyle bir mesaj geldi:

Bursa Cumhuriyet Savcılığı’nca yürütülmekte olan ve tarafı olduğunuz 2020/3482 sayılı dosyada uzlaştırma işlemlerini yürütmek üzere ... sicil No’lu uzlaştırmacı Bursa Cumhuriyet Savcılığı uzlaştırma bürosunca görevlendirilmiştir. Uzlaştırmacı en kısa sürede sizinle irtibata geçecektir.

Çok önemsemedim. Eve kapanmış iş güçle uğraşırken geçen hafta telefonum çaldı. Adı bildirilen uzlaştırmacı arıyordu. Konuyu anlattı, “uzlaşma isteyip istemediğimi” sordu.

DARBE GECESİ UTANÇ TWEET’LERİ

Oysa,

Yazının Devamını Oku

Birbirimizin ‘katili’ olmayalım

3 Nisan 2020
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, önceki gün Türkiye genelindeki koronavirüs salgınıyla ilgili son durumu açıklarken hem ciddi uyarılarda bulundu, hem de umut verici rakamları paylaştı.

Öncelikle test sayıları hızla artıyor. Açıklanan rakamlara göre son 24 saatteki test sayısı 14 bin 396. Bir günde tespit edilen vaka sayısı 2 bin 148, hayatını kaybedenlerin sayısı 63. Başından beri hayatını kaybedenlerin sayısı 277 iken, 333 hasta da iyileşerek taburcu oldu. Dünya ortalaması yüzde 3’ün üzerindeyken, Türkiye’de hayatını kaybedenlerin oranı 1.58 olarak açıklandı.

Bakan Koca, konuşmasında “filyasyon” çalışmalarını yaptıklarını söyledi ve çok çarpıcı bir örnek verdi.

FİLYASYON ÇALIŞMASI

“Filyasyon” kelimesi, bu çalışmanın salgını önlemede neden önemli olduğunu gösteriyor. Filyasyon, herhangi bir bulaşıcı hastalığın hangi sebeplerden kaynaklandığının tespit edilmesi işlemine verilen isim. Başka bir deyişle, kaynak arama çalışması. Bu çalışmalar neticesinde tehlikenin hâlâ devam edip etmediği ve başka insanların risk altında olup olmadığı gibi önemli bilgiler elde edilebiliyor.

Şimdi gelelim verdiği örneğe: Bakan Koca, basın toplantısında bir grafik göstererek şunları söyledi: Ortada gördüğümüz bir hasta, bulaştırdığı kişi sayısı en az 30. Bu herhangi bir tablo değil. Bu isimlerini bildiğimiz, kimlerin hasta olduğunu, kimlerin pozitif olduğunu, kimlerin yoğun bakımda olduğunu, kimlerin kaybedildiğini gösteren somut bir örnek. Yani virüs bu kadar kolay yayılıyor. Bu son derece önemli bir örnek. Bulaştıran kaynak ise hayatta, hastaneye bile yatmadı. Ama bulaşmasına yol açtığı üç kişi hayatını kaybetti, 12 kişinin de koronavirüs testi pozitif çıktı.

1 KİŞİDEN 30 KİŞİYE BULAŞTI

Sağlık Bakanı

Yazının Devamını Oku

Savcı ‘Arayın’ dedi, aramaz olsaydım

1 Nisan 2020
‘Koronavirüse karşı mucize adam’ diye tanıtılan ve ihraç edildiği görevine iadesi için başta FETÖ mensuplarının, sonra bazı gazeteci ve siyasetçilerin kampanya yürüttüğü Mustafa Ulaşlı hakkında takipsizlik kararı veren dönemin Gaziantep Cumhuriyet Savcısı Mehmet Bal, bana bir e-posta gönderdi.

Verdiği takipsizlik kararı, usulsüz olduğu gerekçesiyle 26 Mart 2020 günü Gaziantep 2. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından kaldırılan Mehmet Bal, cuma günü yolladığı e-postada şunları yazmış:

“Nedim Bey, hakkımda yazdığınız bilgiler doğru değil. Soruşturmaya ve raporlara dair verdiğiniz bilgiler de yanlış. Siz konuyu öğrenmek adına iyi niyetle bir şeyler yazıyorsunuz ama vatandaş altına iyi niyetli olmayan yorumlar yapıyor. Sizden istirhamım, ya HSK’dan bilgi alın, ya Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan bilgi alın, ben size açıklama yapayım. Mehmet Bal. Tel: 0505 218 ...”

Gerçi Gaziantep 2. Sulh Ceza Mahkemesi, Mustafa Ulaşlı hakkında verdiği kararı bana e-posta attığı gün kaldırarak gereken cevabı vermişti ama yine de olayın içinde Cumhuriyet savcısı sıfatıyla adı geçtiği için diyecekleri önemliydi.

SAVCININ CEVAPLARI

Verdiği telefon numarasından dün aradım. Konu hakkında kısa bir konuşma yaptık. Ardından açıklamasını WhatsApp mesajıyla yolladı. Noktasına dokunmadan buradan yayınlıyorum:

“Nedim Bey, rahatsız ediyorum. Konunun karmaşıklığına binaen buradan da açıklamak isterim.

1- Kilis Ağır Ceza tutanağındaki ifade dosyaya girmemiş. Kilis bildirimde bulunması gerekirdi. Bulunmuşsa da benden sonraki savcının bu belgeye istinaden takipsizliği kaldırması gerekirdi.

2- SGK kaydı 17/25 Aralık öncesine ait olduğu için SGK kaydı olmadığı kabul edildi. 2014 sonrası olsa bile  sadece SGK ve dernek kaydı dolayısıyla iddianame düzenlemek mümkün değil.

Yazının Devamını Oku

FETÖ sizi parmağında işte böyle oynatır

30 Mart 2020
FETÖ’cüler öylesine kendilerini maskelemiş; fırsatçı, yalancı ve ikiyüzlüler ki “Hakkında takipsizlik kararı verilen koronavirüs uzmanı Mustafa Ulaşlı görevine dönsün” kampanyasıyla yalnızca zihinleri bulandırmadılar, hakkıyla takipsizlik ve beraat kararı almış olanları da zan altında bıraktılar. Çünkü FETÖ’cü Ulaşlı hakkındaki haksız takipsizlik kararı bozuldu ve yeniden soruşturma başladı.

Yurtdışında firari olan FETÖ üyelerinin ardından, Türkiye’de bazı gazetecilerin 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Gaziantep Üniversitesi’ndeki görevinden ihraç edilen FETÖ üyesi Mustafa Ulaşlı’yı “koronavirüse çare olacak mucize insan” diye pazarlayan yazılarından sonra, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun yaptığı açıklamalar beni pek şaşırtmadı ama FETÖ ile mücadele konusunda duruşları resmen ibretlikti. HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun kampanyası ise tam bir rezillikti.GAZETECİLERDEN KAMPANYA

Özellikle, Davutoğlu’nun tam bu kampanya sırasındaki “Haklarında cezai bir müeyyide olmayan bütün sağlık çalışanları ve bilim insanları görevlerine geri dönmelidir” sözü adrese teslim bir açıklama gibiydi. Çünkü adı ortaya atılan Ulaşlı hakkında FETÖ üyeliğinden soruşturma açılmış ve savcılık takipsizlik kararı vermişti.

Kemal Kılıçdaroğlu ise “Kamu sağlık kuruluşlarındaki eleman açığı hızla giderilmeli, KHK ile gönderilenler sağlık kuruluşlarına geri çağrılmalı” önerisinde bulundu.

Oysa siyasetçilerden OHAL Komisyonu tarafından hak ihlali ve görevi iade kararı verilen sağlık çalışanlarına yönelik bir çağrı yerinde olurdu.

OHAL Komisyonu’na telefon açsalar her türlü bilgiye ulaşmak mümkünken Davutoğlu’nun “Haklarında cezai bir müeyyide olmayan bütün sağlık çalışanları ve bilim insanları görevlerine geri dönmelidir” sözü FETÖ üyesi Ulaşlı lehine bir kampanyaya dönüşüverdi. Takipsizlik kararı olsa da Komisyon’dan FETÖ ile ilgili bağlantısına dair deliller öğrenilebilirdi.TAKİPSİZLİK KALDIRILDI

Nitekim Mustafa Ulaşlı 13 Nisan 2017 tarihinde takipsizlik kararı almış, bu karar ile OHAL Komisyonu’na başvurmuş, hakkındaki deliller nedeniyle 18 Eylül 2018’de göreve iade talebi oybirliği ile reddedilmişti.

FETÖ üyesi Ulaşlı hakkında adli makamlarda bulunan ve soruşturmayı yapan savcı Mehmet Bal tarafından göz ardı edilen delilleri son iki yazımda gündeme getirmiştim. Gaziantep Savcılığı o delilleri dikkate alarak takipsizlik kararının kaldırılmasını talep etti. Gaziantep 2. Sulh Ceza Hâkimliği de 26 Mart 2020 günü takipsizlik kararını kaldırarak Ulaşlı hakkında soruşturma açtı. Kararda takipsizlik kararı veren savcı Mehmet Bal tarafından göz ardı edilen FETÖ iltisakına dair birçok teknik delil yanında, Ulaşlı hakkında soruşturma başlamadan önce Mustafa Polat isimli FETÖ mensubu doktor tarafından verilen, “Mustafa Ulaşlı örgüt ile aramızdaki bağlantıyı sağlardı, Bank Asya’ya para yatırmamızı istedi, eşimin bileziklerini bozdurup yatırdım” şeklindeki ifadeleri takipsizliğin kaldırılmasında etkili oldu.

FETÖ’YE ALET OLANLAR

Yazının Devamını Oku

FETÖ’cü doktordan itiraf: ‘Mustafa Ulaşlı örgütle irtibatımızı sağlıyordu’

27 Mart 2020
Türkiye’de koronavirüs salgınının başlamasıyla birlikte özellikle firari FETÖ mensupları, KHK’yla ihraç edilen Mustafa Ulaşlı isimli örgüt üyesiyle ilgili büyük bir algı operasyonu başlattı.

“Koronavirüsün çaresini bulacak mucize adam” gibi tanıtılan Ulaşlı’nın, hakkında yürütülen soruşturmada takipsizlik kararı almasına dayanarak bazı gazeteciler de görevine iadesine yönelik yazılar yazdılar. Hatta bazı siyasetçiler, bunu daha da genelleştirerek “KHK’yla ihraç edilen ama beraat ve takipsizlik kararı alanların kamuya iadesiyle ilgili” açıklamalar yaptılar. Bu da yetmedi, Ulaşlı’nın kamuya geri döneceği ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile görüşeceğini yazan, söyleyen bile oldu. Son yazımda, FETÖ’yle ilişkisi en iyi bilinen kişilerden olan Ulaşlı’nın 1 Eylül 2016 tarihinde Gaziantep Üniversitesi’nden ihraç edilen ilk 98 akademisyenin arasında olduğunu yazmıştım. Yazımda, 98 kişi hakkında 3 Nisan 2017 günü açılan soruşturmanın 10 gün içinde tamamlanarak Ulaşlı’nın 13 Nisan 2017 günü 34 kişiyle birlikte “takipsizlik kararı” aldığını belirtmiştim. İlginç olansa, polis raporunda FETÖ’yle iltisakı somut delillerle açıkça yazılan Mustafa Ulaşlı hakkında savcı Mehmet Bal’ın takipsizlik kararı vermesiydi. Nitekim savcılığın takipsizlik kararına rağmen OHAL komisyonu, Mustafa Ulaşlı’nın FETÖ’yle ilişkisini gösteren delillere dayanarak göreve iade başvurusunu 18 Eylül 2018 tarihinde reddetti.

FETÖ’NÜN ABİLERİNDEN

Ulaşlı hakkında takipsizlik kararı veren Gaziantep Savcısı Mehmet Bal’ın çok önemli bir delili göz ardı ettiği ortaya çıktı. Kilis Ağır Ceza Mahkemesi’nde 6 Şubat 2017 tarihinde yapılan duruşmada, FETÖ mensubu uzman doktor Mustafa Polat etkin pişmanlıktan yararlanarak örgütle ilişkilerini isim isim anlattı. Polat, avukatlarının da katıldığı mahkeme huzurunda “Bize abilik yapan Mustafa Ulaşlı isimli biri vardı, doçent doktordu, örgütle bizim aramızdaki bağlantıyı sağlıyordu” dedi.

Polat, mahkemede soru üzerine tekrar “Çok iyi hatırlıyorum. Mustafa Ulaşlı bize hitaben, ‘Tayyip Erdoğan Bank Asya’nın anahtarını istiyor. Banka Asya’ya yardım etmemiz gerek’ dedi. Ben de hanımdan bileziklerini alıp bozdurduktan sonra bankaya yatırdım” şeklinde itirafta bulundu.

FETÖ’CÜ UZMAN DOKTOR

Kilis Gaziantep Devlet Hastanesi’nde uzman doktor olarak görev yapan

Yazının Devamını Oku

FETÖ’cü akademisyene takipsizlik nasıl verildi?

25 Mart 2020
Her zaman söylediğim gibi, FETÖ yalan ve algı operasyonları ile kaos yaratmaya ya da var olan gerginlikleri kaosa çevirmeye çalışır.

Konu deprem, sel, kuraklık, seçim, kurların yükselmesi, ABD ya da AB ile gerginlik, yabancı sığınmacılar, Rusya ile ilişkiler veya koronavirüs olsa da fark etmez. Hemen yalan, dezenformasyon ve algı operasyonuna girişirler. Sahte belge üretirler. Çünkü geniş bir kitlenin gerçeğe ulaşma imkânı olmadığını, birçoğunun da “muhalif düşüncelerle” ürettikleri yalanın müşterisi olduğunu bilirler.

Koronavirüs daha Türkiye’de görülmeden kolları sıvadılar, önce bazı hastanelerde gizlenen vakalar olduğuna, karantinaya alınanlar olduğuna dair sahte ses kayıtları yaydılar. Vaka ve ölümlerin gizlendiği yalanını ortaya attılar. Sağlık Bakanlığı antetli sahte belge yaydılar. Cezaevlerinden sadece FETÖ üyelerinin çıkarılması amacıyla sahte kampanya yaptılar. Son numaraları, koronavirüs nedeniyle toplumda oluşan paniği suiistimal etmek oldu; Gaziantep Üniversitesi’nde görev yapan ve ihraç edilen FETÖ mensubu Mustafa Ulaşlı’yı “Koronavirüse karşı aşıyı bulacak mucize” olarak parlatmaya çalıştılar.

Bunlara aracı olan bazı gazeteci, ajans ve siyasetçiler de koronavirüse karşı fedakârca mücadele eden doktorlar başta olmak üzere sağlık çalışanlarına haksızlık yapmaktan kaçınmadılar. Ulaşlı’nın koronavirüs hakkında bilgisi ya da çalışmaları hakkında değerlendirme yapacak değilim.

Yazımın konusu, Ulaşlı hakkındaki FETÖ üyeliği ile ilgili iddialar ve verilen takipsizlik kararının içeriği. Çünkü bu süreçte FETÖ’cülerin ve onlara sözcülük yapanların en çok kullandıkları şey, Mustafa Ulaşlı hakkında savcılığın “FETÖ üyeliğinden” verdiği takipsizlik kararıydı. Bazı gazeteci ve siyasetçilerin, “Takipsizlik ya da beraat kararı alan KHK’lılar geri dönsün” açıklamalarının temelini de bu tür kararlar oluşturuyor.

O yüzden takipsizlik kararı verilen dosya içeriği önemli.

POLİS ‘VAR’, SAVCI ‘YOK’ DİYOR

Araştırınca ilginç bir durum ortaya çıktı, özetleyeyim:

Yazının Devamını Oku

10 maddede ‘covidiot’larımız

23 Mart 2020
Ölümcül koronavirüsün sebep olduğu COVID-19, ortaya çıkmasıyla önce küresel bir salgına, aynı anda küresel bir paniğe yol açtı. Ve birçok kavramı da gündelik hayatımıza soktu.

Mesela hepimiz “pandemi” nedir artık biliyoruz, çünkü bu küresel salgını ve etkilerini hepimiz yaşıyoruz.

Virüsün yaygınlaşmasıyla birlikte İngilizce olarak yeni bir kelime ortaya atılmış: “Covidiot”.

“COVID-19” hastalığıyla “aptal” anlamına gelen İngilizce “idiot” kelimelerinin birleşiminden meydana getirilmiş.

Kelime anlamı olarak Türkçeye “kovidaptalı, kovidsalağı” şeklinde çevrilebilir.

İngilizce olarak kullanılan “covidiot” iki anlamda kullanılıyor.

İNGİLİZCE İKİ ANLAMI VAR

Birinci anlamı, inatla “sosyal mesafe” protokolünü görmezden gelen ve böylece COVID-19’un daha çok yayılmasına sebep olan “aptal” kişiler.

İkinci anlamı ise gereksiz yere yiyecek stoklayarak COVID-19 korkusu yayan ve hayati malzemelerden başkalarını mahrum eden kişi.

Yazının Devamını Oku

Koronavirüsle mücadelede şimdilik tek çare: Evde kalmak

20 Mart 2020
KORONAVİRÜSLE mücadele konusunda her birimize düşen görevle ilgili çok güzel bir cümle okudum.

Mealen şöyleydi: Bana hastalık bulaşmasın diye değil, sanki bende hastalık varmış ve başkasına bulaştırmamalıymışım gibi yaşamalıyım.

Gerçekten salgın hastalık konusunda kişisel, dolayısıyla toplumsal sorumluluğu en iyi ifade eden cümlelerden birisi.

O cümlelerden diğeri de koronavirüse karşı en önde savaşan doktorlar ve tüm sağlık çalışanlarından geldi.

Hastanelerde gece gündüz emek veren doktorlar, hastanelerden paylaştıkları fotoğraflarla, “Biz sizin için burada kalıyoruz, sen de bizim için evinde kal” mesajı veriyorlar.

POTANSİYEL TAŞIYICIYIZ

Neden evde kalmalıyız?

Hatırlayacaksınız, koronavirüsten hayatını ilk kaybeden 89 yaşındaki vatandaşımız, yurtdışına gidip hastalığa yakalanmadı.

Yazının Devamını Oku