Nedim Şener

FETÖ’nün siyasi ayağı yoktur, kullandığı siyasetçi vardır

3 Aralık 2021
Nureddin Nebati, Maliye Bakanlığı’na atanınca bir kısım zevatın aklına yine “FETÖ” geliverdi, ne hoş...

Eski AKP Milletvekili Nureddin Nebati’nin, 2013 yılında bir grup AKP ve CHP milletvekili ile FETÖ’cülerin Amerika daveti sırasında, Pensilvanya’da ziyaret ettikleri FETÖ elebaşı Gülen ile grup halinde çekilmiş fotoğrafları sosyal medyada gündem oldu.

Nureddin Nebati üzerinden de olsa tartışma bir anda tekrar “FETÖ’nün siyasi ayağı” konusuna geri döndü.

SİYASİ AYAĞI FETÖ’CÜLER AÇIKLASIN!

FETÖ’nün siyasi ayağı konusunda yeri göğü inletenlerin, nedense yargıda 1000 dolayında hâkim ve savcının, 20 bin dolayında TSK’daki FETÖ mensubu var denildiğinde ağızlarını açmıyorlar.

Çünkü somut olguları konuşmak için bilgi gerekir ama sığ bir tartışmanın bilgiye ihtiyacı yoktur; saplantı ve inat yeter...

Gözlemim şu: “FETÖ’nün siyasi ayağı” tartışması; hayata siyaset gözüyle bakan, iktidar olmak isteyen, iktidarını korumak isteyen, makam, mevki maddi güç peşinde olanlar açısından birbirini yıpratmanın en kestirme yolu oldu. Oysa FETÖ ile mücadele, bunu aşan önemli bir konudur.

Belki de, yönetimi ve tetikçileri sosyal medyada bol olan FETÖ’cüler örgütün siyasi ayağı konusunda açıklama yapsalar, bu tartışma bitecek. Kimsenin birbirini yemesine gerek yok; FETÖ’cüler örgütün siyasi ayağını açıklasın, en başa da en nefret ettiklerini koysunlar.

Peki neden yapmıyorlar? Çünkü FETÖ’nün siyasi ayağı yoktur, dönemden döneme değişen kullandığı siyasetçi vardır.

Yazının Devamını Oku

Babacan’ın ‘Pandora Kutusu’

1 Aralık 2021
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, parti kurucularından Metin Gürcan’ın “siyasi casusluk” nedeniyle tutuklanması üzerine yaptığı açıklamasında “‘Hukuken yakın takipteyiz, hukuki destek olarak Metin Bey’e sonuna kadar destek veririz, çünkü masumiyet karinesi var. Eğer bu siyasi bir operasyon ise o zaman da bu tür operasyon bize işlemez, Deva kadrolarını korkutmaz, yolumuza devam ediyoruz’ dedim.” sözlerine yer verdi.

YABANCILARDAN ZARFTA ALINAN PARALAR

Yabancı elçilik görevlileri ve istihbaratçılarıyla, otel lobilerinde, AVM’lerde, otoparklarda araç içinde gizli gizli buluşan, onlara sadece dış politika değil, Türkiye’nin yurtdışı askeri operasyonları, iç siyasi gelişmeleri hakkında da raporlar yazan, karşılığında da zarflar içinde paralar alan eski bir subay olan Metin Gürcan’a kol kanat germesi, insanın gözlerini yaşartıyor!

‘MASUMİYET KARİNESİ’ AKLINA GELDİ!

Hele hele yasal dinleme ve izleme kayıtlarıyla delillendirilen “siyasi casusluk” iddialarına, “siyasi operasyon” yorumu yapması enteresan, komik, gülünç, “masumiyet karinesinden” söz etmesi ise mide bulandırıcı...

Sözde demokrat Babacan, unutulduğunu, unutturduğunu zannediyor, hukuktan, masumiyet karinesinden söz ediyor. “Siyasi operasyon” görmek istiyorsa 2010 yılına gidelim, “tam göbeğinde” olduğu FETÖ’nün İzmir Askeri Casusluk kumpasında, “masumiyet karinesi” aklına gelmeden imzasıyla yapılan bürokrat tasfiyelerini hatırlayalım.

Şimdiki kuşaklar bilmez; tam 11 yıl önce FETÖ’cülerin asker ve bürokraside kendilerinden olmayanları tasfiyeye yönelik giriştiği bu operasyonun baş kahramanlarından birisi dönemin Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan’dı.

ABD’DEN GÖNDERİLEN MAİL İLE BAŞLADI

Kumpas, 10 Ağustos 2010’da, Amerika Maryland’deki

Yazının Devamını Oku

‘Arınç’ın damadı olduğu için beraatine...’

29 Kasım 2021
Fetullahçı Terör Örgütü’nun, yönetiminden öğretim kadrosuna, sınav komisyonlarından öğrencilerine kadar ele geçirdiği “askeri okullarla” ilgili yazıma bugün ara verip Bülent Arınç’ın, “FETÖ üyeliğinden” yargılanan damadı Ekrem Yeter hakkında, Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen ve Ankara Bölge İdare Mahkemesi 22. Ceza Dairesi tarafından bire karşı iki oyla onanan beraat kararına değinmek istiyorum.

Yazıma bir soruyla başlayayım: FETÖ’nün en üst düzey 5 yöneticisiyle 766 görüşmeye dair HTS kaydınız olsa, FETÖ’nün kurduğu bir derneğin yöneticisi olsanız ve FETÖ elebaşının talimatı sonrası Bank Asya’daki hesabınıza para yatırsanız, üstüne FETÖ’cülerin yaptığı ev toplantılarına katılsanız, mahkeme huzurunda verilen tanık ifadelerinde, yer, zaman, konum bilgisi dahi verilerek FETÖ ile ilişkiniz anlatılsa başınıza ne gelirdi?

Yani, mahkeme ne karar verirdi?

Ben söyleyeyim, bunların yalnız biri veya birkaçı olsa, “FETÖ üyeliğinden” ceza alırdınız.

Ekrem Yeter için bunların hepsi var hatta fazlası mevcut ama o yargılandığı ilk derece mahkemesi tarafından beraat ettirildi, üst mahkeme olan istinaf mahkemesi de, bir üye hâkimin itirazına rağmen iki hâkimin oyuyla o kararı onadı.

O KARARI BEN VERMİŞİM GİBİ UTANDIM

Evet karar kesinleşmedi bir de Yargıtay aşaması var ama kararın basına yansımasından itibaren irtibatta olduğumuz 15 Temmuz şehitlerinin aile üyelerinden ve bazı 15 Temmuz gazilerinden aldığım telefonlar nedeniyle bu satırları yazmak, onlara olan borcumdu.

Bu karar hiçbirinin içine sinmiyor hele kararı dikkatlice okuyan avukat bir şehit yakınının, “Nedim Bey, beraat kararına ve yeni delillere rağmen beraat kararı hakkındaki onama kararının gerekçesine, ‘Bülent Arınç’ın damadı olduğu için beraatine’ diye yazmayı unutmuşlar” deyince, ne diyeceğimi bilemedim.

Sanki o kararı ben vermişim, ben onamışım gibi utandım.

Yazının Devamını Oku

FETÖ, askeri okullara sızmamış, ele geçirmiş

26 Kasım 2021
Yazılı sınavı çalıntı sorularla, mülakatı da aday numarası üzerinden kodlamayla geçerek askeri okullara yerleşen FETÖ’nün askeri öğrencileri konusunda, örgüt üyeleri ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin yaratmaya çalıştığı “algı”ya karşı “olguları” yazmaya devam ediyorum.

FETÖ’cüler ve CHP içinde bu konuda çalışanların yaratmaya çalıştığı “askeri öğrenci masumdur” algısına karşı gerçekleri yazmam hepsini rahatsız ediyor biliyorum.

FETÖ’cüler, her dönem olduğu gibi şimdi de kullanacak bir siyasi aktör buldular.

O yüzden, CHP yönetimine nasıl bir ateşle oynadıklarını anlatmak, Atatürk’ün kurduğu partinin çatısı altında örgüt üyelerinin ailelerini ağırlamak dahil bu konudaki tüm girişimlerinin ülke açısından çok tehlikeli sonuçlar doğuracağı konusunda onları uyarmak istiyorum.

CHP içinde bu konuyla uğraşanlardan bazılarının bildiğine eminim ama büyük çoğunluğu, askeri öğrenciler konusundaki gerçeklerden habersiz görünüyor.

Elimde Ankara, İstanbul ve İzmir savcılıklarının iddianamelerinde yer alan, 15 Temmuz darbe girişimi ile kapatılan ve bu tarihten önce askeri okullara yapılan kayıtlarla ilgili bilgiler var. Sırasıyla hepsini paylaşacağım ama önce, sizi 2013 yılına götürmek istiyorum.

2013 DHO ve DAMYO

Ortadoğu Teknik Üniversitesi Kriptoloji Anabilim dalı tarafından hazırlanan raporda da yer alan bilgilere göre, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı 2013 yılı Deniz Harp Okulu (DHO) ve Deniz Astsubay Meslek Yüksek Okulu (DAMYO) Öğrenci Seçme Mülakat sınavına 18 bin 465 kişi başvurdu.

Yapılan incelemede, aday numarasının 2 ve 3’üncü hanelerinin toplamı 9,10,11 ve 12 olan toplam 5 bin 326 kişi belirlendi.

Yazının Devamını Oku

Adı Fatih, 13 yaşında kod adı ‘Ebubekir’

24 Kasım 2021
Cumhuriyet Halk Partisi, KHK ile atılan FETÖ’cülerden sonra, uzun süredir FETÖ üyelerinin yürüttüğü “askeri öğrenci” kampanyasını da sırtlamış görünüyor.

CHP’nin bu tehlikeli kampanyaları hakkında “askeri öğrenci” konusunu topluma somut olgularla anlatmak zorundayız. Savcılıklar, TSK’daki yapıyı çökertmek için rütbeli personel yanında artık FETÖ iltisaklı askeri öğrencilere yönelik operasyonlara hız verdi. Dün İzmir Cumhuriyet Savcılığı’nın gözaltı kararı verdiği 112 kişi arasında 65 eski askeri öğrencinin bulunması dikkatlerden kaçmamıştır.

Savcılıkların tespitlerine göre, yıllara ve okullara göre değişmekle birlikte, bu kurumlar kapatıldığında öğrenci mevcudunun yüzde 80 ile yüzde 99.5’i FETÖ iltisaklıydı.

Bu kişiler, yazılı sınavı çalıntı sorularla, mülakatları aday numarası üzerinden şifreleme ile geçtiler. Sağlık engeli olanlar da FETÖ’cü hekimlerin sahte raporları ile okullara sokuldu. Yazımın devamında buna dair bir askeri öğrencinin itirafını okuyacaksınız.

Dahası, “Biz çocuklarımızı devlete teslim ettik, devletten isteriz” diyen ailelerin, çocuklarını daha askeri okula girmeden, ortaokul 2’nci ve 3’üncü sınıfta kod adı verilerek, evlerindeyken FETÖ üyesi haline getirildiğini göreceksiniz.

YÜZDE 58’İ İTİRAFÇI OLDU

Türkiye çapında bugüne kadar haklarında gözaltı kararı verilen askeri öğrenci sayısı 6 bin 386’ya ulaştı. Bunların 5 bin 896’sı gözaltına alındı. Yakalananlardan 3 bin 425’i yani yüzde 58’i etkin pişmanlıktan yararlanarak itirafçı oldu.

TSK mensubu olan FETÖ’cülerde itirafçılık oranı yüzde 40’ı bulurken askeri öğrencilerde bu oran yüzde 60’a yakın seyrediyor.

Bu rakamları vermemin nedeni, CHP’nin yürüttüğü kampanya. Durumun vahametini bu kez ben değil, FETÖ mensubu bir askeri lise öğrencisi anlatacak...

Yazının Devamını Oku

FETÖ’cü askeri öğrencilerin yüzde 58’i itirafçı oldu

22 Kasım 2021
Cumhuriyet Halk Partisi, FETÖ üyeliği ve iltisakı nedeniyle 15 Temmuz sonrası Kanun Hükmünde Kararnameler ile kamudan ihraç edilenlerden sonra, FETÖ mensubu askeri öğrencileri gündeme getirmeye başladı.

Önce, Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, Deniz Astsubay Meslek Yüksek Okulu’na, aday numarası üzerinden şifreleme yöntemiyle giren ve Ankara Cumhuriyet Savcılığı tarafından hakkında FETÖ soruşturması yürütülen Ümit Can Özorman’ı ziyaret etti ve Genel Başkanı Kılıçdaroğlu adına desteklerini açıkladı.

Şimdi de askeri okulların yazılı sınavlarını çalıntı soru ile kazanan, mülakatlarını da aday numarası üzerinden şifreleme yöntemiyle geçen FETÖ mensubu askeri öğrencilerin aileleri Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi’nde bir araya getirildi.

ATATÜRK’ÜN RESMİNDEN DE UTANMIYORLAR

Her biri henüz ortaokul ikinci ve üçüncü sınıfta, FETÖ dershanelerine giderken örgüte katılan bu gençlere, götürüldükleri “ışık evlerinde” önce iki şey öğretiliyordu; birincisi Atatürk’ün “Deccal” ikincisi FETÖ elebaşı Gülen’in de sözde “mehdi” olduğuydu...

Buna kanıt olarak da FETÖ elebaşı Gülen’in gerçekte 27 Nisan 1941 olan doğum gününün 11 Kasım 1938 olduğu, yani Atatürk’ün ölümünün ertesi günü dünyaya geldiği yalanını söylüyorlardı.

CHP Genel Merkezi’nde ağırlanan FETÖ’cü ailelerle çekilen fotoğrafta, arkadaki duvar boyunca asılan Atatürk fotoğrafını görünce, bir yandan Atatürk’ün kurduğu partinin ne hale geldiğine bakıp üzülüyorsun, diğer yandan, “Atatürk’ün resminden de utanmıyorlar” demeden edemiyorsun.

Üzüntü bir yana, FETÖ’ye bu derece kol kanat germenin ne anlama geldiğinin farkındalar mı, girişimlerinin bu devlet ve ihanete uğramış bu millet açısından nasıl bir felaket anlamına geldiğini görüyorlar mı, emin değilim.

Yazının Devamını Oku

‘Hevalleşenlerle’ ‘helalleşme’

19 Kasım 2021
CHP Genel Başkanı, “Helalleşeceğiz” deyince özellikle üç kesim çok sevindi.

Birincisi FETÖ’cüler, ikincisi PKK’ya yakın isimler, üçüncüsü de FETÖ’nün kumpas operasyonlarının dolgu malzemesi ve PKK’ya yakın isimlere toz kondurmayan liberaller...

Ortak özellikleri ise Amerika’nın ve Avrupa’nın elemanları olmaları.

CHP seçmen tabanını oluşturan Atatürkçü, ulusalcı kesim ve muhafazakârlar ise, pek inandırıcı gelmedi. Hatta parti içinde itiraz edenleri kastederek, “Kılıçdaroğlu önce CHP içindekilerle helalleşmeli” diye yazanlar bile oldu. “Helalleşme projesi”ne inanmış gibi yapanlar da oldukça ihtiyatlı.

Kılıçdaroğlu’nun “helalleşme projesi” sadece seçime giderken “taktik” adımdan ileriye gitmeyecek özellik taşıyor.

Amacı, kendi seçmen tabanının yanına muhafazakâr ve HDP’ye yakın kesimleri çekmekten ibaret. Tıpkı, “KHK’lıları iade etme”, “Kürt sorunu çözeceğiz” açıklaması gibi altı doldurulmamış, ne olduğu tanımlanmamış, çözüm önerisi geliştirilmemiş projelerine benziyor.

HELALLEŞME TORBASI

“Helalleşme projesi”nin nasıl bir torba olduğu şu açıklamasından belli: “Helalleşeceğiz dostlarım. Açık yaralar var, biliyorum zor olacak ama kesinlikle yapacağız ve başaracağız.

28 Şubatçıların açtığı yaraları kapatıp helalleşeceğiz. İkna odalarına sokulan başı kapalı kızlarımızla helalleşeceğiz.

Yazının Devamını Oku

FETÖ ‘şüphelisi’ öğrenciye ‘şifresini’ sordunuz mu?

17 Kasım 2021
Cumhuriyet Halk Partisi, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Kanun Hükmünde Kararnamelerle kamudan ihraç edilen Fetullahçı Terör Örgütü mensuplarından sonra şimdi de askeri okullardan çıkartılan FETÖ mensuplarını gündeme getiriyor.

Ben şaşırmıyorum, 15 Temmuz’a “kontrollü darbe” demiş bir partiden bunu beklemek doğal. Yalnız, girişimleri gitgide tehlikeli bir hal almaya başladı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, FETÖ “şüphelisi” eski astsubay okulu öğrencisinin ayağına Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü’yü yollamış.

Konuyu, Jale Hanım’ın 1 Kasım 2021 günü Twitter hesabından öğrendik. Ümit Can Özorman isimli “FETÖ şüphelisi” kişi ile görüşmüş. Hatta beraber çektikleri kamera kaydını paylaşmış, dediğine göre Kemal Kılıçdaroğlu da ‘mağduriyetleri” biliyormuş.

Sonraki tweet’inde de şunu yazmış: “Ziyaretimizde yaşadıklarını kaleme aldığı ve Eskişehir’de en çok satan kitaplar arasında yer alan ‘MS’im Komutanım’ adlı kitabını hediye eden Özorman’ın ve suçsuz yere KHK ile mağdur edilen 16 bin askeri öğrencinin mücadelesinde yanında olmaya devam edeceğimizin sözünü verdik.”

KİM İLE KARŞI KARŞIYASINIZ?

Jale Hanım ne ile, kim ile karşı karşıya geldiğinin farkında mı bilmiyorum ama yakasındaki Atatürk rozeti onu aldatmasın. Çünkü Ümit Can Özorman, Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın yürüttüğü soruşturmaya göre, FETÖ’nün mülakatta “şifreleme yöntemiyle” okula soktuğu kişilerden birisi.

2010’dan itibaren değişik askeri okul mülakat sınavlarında başarısız olan

Yazının Devamını Oku