Mete Tamer Omur

Arsa sorununa sanayiciden çözüm önerisi

19 Haziran 2013

Yıllardır inşaat sektör temsilcilerinin, ‘proje üretecek arsa bulamıyoruz’ söylemine sanayi cephesinden bir çözüm önerisi geldi.


İZMİR’in son yıllarda gayrimenkul alanında yaşadığı hareketliliği sürekli yazıyoruz... Ardı ardına birçok yeni proje açıklanıyor. Bir yanda bu gelişmeler yaşanırken, öte tarafta sektörün karşısında en büyük sorun olarak ‘arsa’ yer alıyor. Sektör temsilcileri, ‘proje çok ama uygun arsa yok’ sıkıntısını yıllardır dile getiriyor. Hal böyle olunca da hayata geçen projelerin fiyatları ister istemez yükseliyor.

Kentteki arsa sorunun çözümüne ilişkin bir öneri de sanayi cephesinden geldi. Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, zamanla kent içinde kalan fabrikaların organize sanayi bölgelerine taşınmasını öneriyor. Böylece fabrikalardan kalan alanların dönüşüme tabi tutulmasını istiyor. Eğer bu gerçekleşirse, İzmir’de önemli bir konut alanı ortaya çıkacaktır. Ve bir nebze de olsa ‘arsa’ sorununa çözüm olacaktır diye düşünüyorum.

Taşıyana teşvik verilmeli

Ender Yorgancılar, A.A’ya verdiği demeçte şöyle demişti: “Çarpık yapılaşma mağduru olan İzmir’in kentsel dönüşümde pilot il seçildi. Bakanlık ve yerel yönetimler ardı ardına dönüşüm projeleri açıklıyor. Kentte konutların yanında çok sayıda fabrika da dönüşüme ihtiyaç duyuyor. Kurulduğu dönemde şehir dışında olmasına rağmen nüfusun hızlı artışıyla konut alanları içinde kalan fabrikalar, kötü bir görüntü yaratıyor, çevre ve trafik sorunlarına neden oluyor. İzmir’de sanayinin geliştiği 1960’lı yıllarda fabrikalar, genelde ilçe çıkış yolları üzerinde yoğunlaştı. Bu fabrikaların altyapısı hazır olan organize sanayi bölgelerine taşınarak boşalan arazilerde dönüşüm projelerinin hayata geçmesi gerekiyor. İzmir’deki 13 organize sanayi bölgesinde 7,5 milyon metrekare boş sanayi arsası var. Bu şekilde fabrikasını taşımayı düşünenlere teşvik verilmeli.”

***

Yazının Devamını Oku

Sofralara mutlu tavuklar geliyor

16 Haziran 2013

Avrupa’nın en büyük modern serasına sahip Agrobay, yeni yatırımlar için düğmeye bastı.

EGE, günümüzde modern seracılık konusunda önemli bir üs oldu. Geçmişte Antalya ile özleşen sektör, artık bölgede konuşlanır oldu. Liderliğini de de Bergama-Dikili Yolu’ndaki Agrobay Seracılık yapıyor. Bu değeri yaratan ise Hasan Şentürk... Hem sektör, hem de Agrobay için büyük emekler sarf etmiş biri olan Şentürk, geçen yıl, yakalandığı hastalığa yenik düşmüştü. Vefatın ardından bayrak, zorunlu olarak kardeşi Ahmet Şentürk’e geçti. Şentürk, abisini kaybettikten sonra ‘sağlıklı yaşam’ felsefesinden hareketle doğal ürünlere ağırlık vermeye başladı. Mevcut üretimin yanında peynirden domatese, salçadan reçele, baldan zeytin ve zeytinyağına kadar geniş ürün grubunu katkısız, doğal bir yöntemle üretmek için hareket geçti. Ahmet Şentürk, geleneksel yöntemlerle üretilecek bu ürünleri internet üzerinde Agrobay Ailesi’ne üye tüketicilere ulaştırmayı hedefliyor. Süt sığırcılığının yanı sıra küçükbaş hayvancılıkla ilgili yatırımları da bulunan şirket, ayrıca serbest dolaşan tavuk üretimine de giriyor. Marka ise ‘Agrobay
Mutlu Tavuk’ ve ‘Tavukum’... Bu yıl 20 milyon dolar yatırım yapacak olan Agrobay, yeni yatırımlarıyla birlikte 300’ün üzerinde kişiye iş imkanı da sağlayacak.

Üretimi merak edenlere

Agrobay Seracılık Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Şentürk’le şirketin yatırımlarını ve hedeflerini konuştuk. Üretimin yüzde 90’ını ihraç eden Agrobay, iç piyasaya da ürün vermeye başladı. İzmir’de 110 noktaya ürün verdiklerini anlatan Şentürk, yeni oluşumla ilgili şu bilgileri paylaştı:

“Abimin vefatının ardından sağlıklı beslenmeyle ilgili düşünceler ortaya çıkmaya başladı. Sürekli geçmişteki lezzetleri arar olduk. Bu nedenle doğal, katkısız ürünlerle ilgili bir çalışma içindeyiz. Üretimini yaptığımız tüm ürünleri geçmiş yıllarının teknolojisini kullanarak üretip, tüketiciyle buluşturacağız. Peynirden reçele, baldan domatese, zeytin ve zeytinyağından bibere, salçaya kadar bi çok ürün olacak. Bunları internet üzerinde satacağız. Bir üye portalı oluşturacağız. Üyelerimizin haftalık ihtiyaçlarına göre onlara doğal ve katkısız ürün göndereceğiz. Bunun için de yöredeki kadınları istihdam edeceğiz. Ayrıca, bu ürünlerin nasıl üretildiğini merak edenlere işletmemizin kapıları açacağız. Bir yerde agroturizm yapacağız.”

YERLİ MALI OLSUN

Yazının Devamını Oku

Alt sektörlerde yatırıma başladı

13 Haziran 2013

İzmir gayrimenkul sektöründe yaşanan canlanma, alt sektörleri de harekete geçirdi. Firmalar, İzmir’de mağaza açmaya başladı.

İNŞAATIN, ekonominin lokomotifi olduğu ve yüzlerce alt sektörü doğrudan etkilediğini bilmeyen yoktur. İzmir’de de son yıllarda bu lokomotif sektörde, ciddi bir canlanma var. Hal böyle olunca, İzmir’e konut yatırımı için gelenlerin yanına inşaatın alt sektörleri de eklendi. Elginkan Holding şirketlerinden Elmor, Türkiye’de 4’üncü mağazasını İzmir’de açtı. Firma, hem mevcut inşaat pazarındaki hareketlilik, hem de önümüzdeki günlerde hayata geçecek olan kentsel dönüşüm nedeniyle İzmir’de de yatırım kararı aldı.
Elmor A.Ş. Şirket Müdürü Hakan Günderen ile İzmir’de açtıkları mağazayı, kentsel dönüşüm, yenileme pazarını ve sektördeki gelişmeleri konuştuk. İzmir’de mağaza açma kararlarının arkasında gayrimenkul sektöründe yaşanan hareketliliğin olduğunu anlatan Günderen, şöyle devam etti:

İzmir’de potansiyel büyük“Ciddi bir potansiyel var ve bu potansiyel her geçen gün harekete geçiyor. Biz de bu pazarda yerimizi mağaza açarak aldık. Bugün Türkiye’de genç nüfusunu dikkat aldığımızda, yılda 700 bin konutun üretilmesi gerekiyor. Buna kentsel dönüşümü de eklediğiniz zaman, bu sayı daha da artıyor. İzmir’in yıllık konut ihtiyacı ise 30 bin civarında. Yani 10 yıl içinde 300 bin konut yapılacak gibi gözüküyor. Bunun dışında 400 bin konut yenilecek. Bu rakamları gördüğümüzde kente çok doğru bir yatırım yaptığımızdan emin olduk.”

KONUT İTİCİ GÜÇ
2005 yılından itibaren konut alanında ciddi bir büyümenin başladığını aktaran Hakan Günderen, o yıl 550 bine yakın konut yapmak için ruhsat alındığını belirterek, “Daha sonraki yıllarda bu 960 binleri gördü. Geçtiğimiz yıl ise 765 bin konut ruhsatı alındı. 2005 öncesi bu oranlar, 150-200 bin civarındaydı. Dolayısıyla bu alandaki gelişme bizim pazarı da büyüttü. Islak zemin grubu olarak nitelendirilen sektörümüz, son iki yılda yüzde 30-35 civarında büyüdü” bilgisini verdi.

NİTELİKLİ ÜRÜN

Yazının Devamını Oku

Altın gününden pazarlamaya

9 Haziran 2013

Dünyanın lider doğrudan satış şirketlerinden Amway, bugün Ege Bölgesi’nde binlerce girişimciye kendi işini yapma olanağı veriyor.

AMAÇ, minimum yatırım miktarı ve sıfır riskle insanlara iş fırsatı yaratmak. Amway, 54 yıldır dünyada, 19 yıldır da Türkiye’de bu felsefeyle faaliyette. Amway Türkiye’nin, 35 bini Ege’den, toplam 230 bin serbest girişimcisi var. Bu girişimci listesinin başında ev kadınları bulunuyor. Ev kadınlarının en büyük pazarlama platformu da altın günleri. Sohbeti bırakıp ev ekonomisine katkı için sıkı pazarlama yürütüyor. Ama bu tablo, geçmiş yıllardaki ekonomik krizle oldukça renklenmiş. Bugün ev kadınları ve genç emeklilerin yanında, bankacıdan mühendise, doktordan akademisyene, birçok kişi doğrudan satışı kendine ek meslek edinmiş durumda.

Amway Avrupa Kurumsal İlişkiler Bölge Müdürü Candan Çorbacıoğlu ile hem Türkiye’yi, hem de sorumlu olduğu 10 Avrupa ülkesini konuştuk. Çorbacıoğlu, evinde oturan kadının iş yapma olanağının oldukça dar olduğuna dikkat çekiyor ve şöyle diyor: “Bu nedenle yıllardır ev hanımlarının vazgeçilmezi olan altın günleri, ‘doğrudan satışın’ en fazla müşteriye ulaştığı alan oldu. Sadece muhabbete gitmiyor, ürünlerini tanıtıyor, ev ekonomisine katkı sağlıyor. Bizim sektör, ‘ben kullandım, memnun kaldım’ diyerek büyüyor. Bunun da en uygun ortamı, dolayısıyla günler. Serbest girişimcilerin yüzde 70’i kadın. Ama son yıllarda erkekler de ciddi olarak bu işe yönelmeye başladı. Türkiye’de en fazla ev bakım ürünleri satılıyor. Sonra güzellik, vitamin ve beslenme destek ürünleri geliyor. Dünyada ise bu sıralama tam tersi. Bu biraz Türkiye’nin sosyo-ekonomik durumuyla alakalı” diyor.

10 ülkeden sorumlu

Amway Türkiye’nin 1994’te faaliyete geçtiği yılda pazarlama sorumlusu olarak işe başlayan Candan Çorbacıoğlu’na, bugün Türkiye, Letonya, Litvanya, Estonya, Polonya, Macaristan, Slovenya, Hırvatistan, Romanya, Yunanistan bağlı. Önümüzdeki yıl Bulgaristan da bu gruba eklenecek. Sürekli seyahat eden Çorbacıoğlu, bu ülkelerin dış dünyayla ilişkilerini ayarlıyor, hükümet, basın, değişik sektör dernekleriyle ilişkilerini koordine ediyor. Şirketin ve sektörün doğru tanınması adına emek veriyor.

Türkiye’de 20’nci yıl

Yazının Devamını Oku

İzmir’e yabancı ilgisi

6 Haziran 2013
İzmir’e olan ilgi sınırları aştı. Yabancı firmalar da gayrimenkul alanında yatırım için rotalarını İzmir’e çevirdi.

İNŞAAT sektöründe son dönemde yıldızı parlayan İzmir’e ilgi her geçen gün artıyor. Pazarda yerini almak isteyen firmalar ciddi bir yarışa girdi bile. Hatta bu yarış İstanbul-İzmir tartışmasını başlattı. İzmirli müteahhitler, “İzmir’i en iyi biz tanırız, bu işi de en iyi biz yaparız” derken; şehir dışından gelenler de, “Bu oyunda bizde varız” diyor.

Bir yanda bu tartışmalar sürerken, öte yanda ise artık pazarda sadece yerlilerin olmadığı ortaya çıktı. Geçtiğimiz hafta Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’nde yapılan ve ‘İzmir-İstanbul’ tartışmasının hakim olduğu ‘Her Yönüyle Kentsel Dönüşüm Zirvesi’nde Türkiye İnşaat Müteahhitleri Federasyonu Başkanı Necip Nasır, yabancı ilgisiyle ilgili bir bilgi paylaştı.


Nasır, Işıkkent’te İtalyan bir firmanın bin 100 konutluk projeye başladığını, ayrıca Kuveyt Prensi’nin de İzmir’de büro açtığını söyledi. Kuveyt Prensi, şimdiden bölgedeki gayrimenkul alanındaki yatırım imkanlarını araştırmaya başlamış bile. Tabii, yabancı ilgisi bununla sınırlı değil. Olmayacak da... Almanya’dan da bir grubun kente yatırım için çalışmalar yürüttüğü biliniyor. Ayrıca, bazı yabancı fonların ciddi olarak başta İzmir olmak üzere Ege’yi yakın markaja aldığı gelen duyumlar arasında. İster yerli, ister yabancı olsun, sonuçta gelen yatırımcının bölgenin değerlerine saygı göstermesi ve kentin hem mimari hem de ekonomik alanda kazançlı olması önemli. Bu ilginin, yatırımın sonucunda tek kazanan İzmirli, Egeli olmalı.

Kentsel dönüşüme farklı bir bakış

İLLÜSTRATÖR-ressam Mine Burak, inşaat sektörünün birinci gündem maddesi olan ‘kentsel dönüşüm’le ilgili ilginç bir çalışmaya imza attı. Burak, hızla gelişen kentsel dönüşümün geri plana ittiği kültürel, tarihi, mimari deformasyona ahşap modül enstellasyon çalışmalarıyla dikkat çekti. Mine Burak, çalışmasıyla ilgili şu bilgileri verdi: “Kentsel dönüşümde meydana gelen kültürel kayıpları dile getirirken araç olarak Bodrum’un yerel mimarisini yansıtan tarihi evleri aldım. 3 boyutlu ahşap modül tasarımları, kule rezidansları hatırlatan iri cüsseleri ile Bodrum’un derin mavi sularında kaybolmaya yüz tutmuş beyaz tarihi evleri vurguladım. Modüllerin üst bölümlerinde matematiksel bir kurgu ile yerleşmiş ‘Bir Masaldır Bodrum’ temalı yağlıboya sergimin soyut sembolleri bulunuyor. Enstellasyonun Bodrum’da çekilen video klip çalışmasında yer alan sesler, yol ve inşaat sesleri arasında doğanın huzursuzluğu, tavuk gıdaklamaları, horozun ötüşlerine karışmış doğa ve medeniyetin çatışmasını yansıtıyor.”

Yazının Devamını Oku

Gençlere özel ürün yaptı ‘yakı’ satışları patladı

2 Haziran 2013
Piyasada bilinen adıyla ‘Aslanlı Yakı’nın üreticisi Şanlı İlaç, gençlerden gelen şikayetleri dikkate aldı. Onlara özel ürün geliştirdi. Sonuç, bir yılda yakı satışları yüzde 250 arttı.

Kas ve eklem ağrısı çeken, romatizma ya da siyatik şikayeti olanların kimi hapla, kimi iğneyle, kimi de kremle şifa bulmaya çalışıyor. Tabii bir de ‘yakı’yla derdine derman arayanlar var. Yakıyı bilmeyen yoktur. Bugün bir kaç üreticisi olan bu ürünün en tanınırı ve pazar lideri ise Şanlı İlaç... Kuruluşunun 65’inci yılını kutlayan, logosundaki kaplan resmine rağmen namı diğer ‘Aslanlı Yakı’, önemli başarılara imza atmış durumda. Yakının yanı sıra nasır bandı da üreten şirket, son yıllarda hedef kitlesine gençleri de ekledi, satışlarını ciddi oranda artırdı. Geleneksel bir ürün olan yakının gençler tarafından kullanımı ve satışlarda yarattığı büyük patlamayı Genel Müdür Gürcan Eralp’den dinledik. Eralp, yakının kokusu ve ebadından şikayet eden gençler için üründeki ‘yakı’ ibaresini çıkardıklarını anlatarak söze başladı. Gençler tarafından da kullanılması adına ikinci bir marka oluşturduklarını, ‘Capsi’ markasında tamamen gençlerin taleplerini dikkate aldıklarını anlatan Eralp, “Gençlere sıcak gelmeyen üründeki yakı yerine, termal plasteri sözcüğünü koyduk. Sonuçlar bizi oldukça mutlu etti. Bu hamlemizin ardından geçtiğimiz yıl bu grup yakı satışımız yüzde 250 arttı” diyor.

65’lik delikanlı

Tanıtım ve reklamı yasak olan yakı, bugün birçok insanın derdine derman oluyor. Gürcan Eralp, Türkiye’de yılda 6 milyon adet yakı tüketildiğini söylüyor. Eralp, bu işin sırrını eş-dost tavsiyesi olarak belirtiyor. Şirket ömrünün ortalama 12 yıl olduğu Türkiye’de bu yıl Şanlı’nın kuruluşunun 65’inci yılını kutladığını hatırlatan Eralp, bunda amiral ürün olan yakının büyük katkısı olduğuna dikkat çekiyor. Eralp, “Ekonomik krizle birlikte şirketlerin ömrü İngiltere’de 9, Almanya’da 18 yıl gerilemiş durumda. Dünyanın 500 büyük şirketlerinin ortalama ömürleri ise 40 yıl. Bu pencereden baktığınızda 65 yıl övünülecek bir süre” diyor.

 

LOKOMOTİF ÜRÜN

Yazının Devamını Oku

Yazlık konutlar atıl kalmaktan kurtuluyor

23 Mayıs 2013

Yıllardır boş duran binlerce dolar değerindeki yazlıklar, artık sahiplerine önemli gelir kapısı olacak.

EGE kıyılarında bulunan yazlık konutlardaki fiyat artışlarını geçen hafta ele almıştık. En pahalı konut Çeşme’de, fiyat artışın en fazla olduğu yer ise Bodrum’du... Bu tabloya bakıldığında yazlık konutlar bulunduğu bölgelere önemli bir ekonomik canlılık sağlıyor. Turizm sektörünün arka mahallesinde yer alan inşaat sektörü bugün önemli bir aktör. Yazlık bölgelere olan ilginin her geçen gün artmasıyla birlikte her yıl binlerce konut üretiliyor.
Bu tablo işin güzel yanı. Kötü tarafı ise yaklaşık 3 ay kullanılan ve daha sonra atıl vaziyette duran bu binlerce dolarlık yazlık konutlar. Yıllardır, Ege kıyılarında ikinci konutların turizme kazandırılması adına yoğun istek var. Birkaç örneğin dışında bu hep bir istek olarak kaldı. Ama artık yavaş yavaş somut projeler çıkmaya başladı. Sistemler oluşturuluyor. İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş’ın da bu yönde bir çalışması olduğu biliniyor.
İkinci konutların turizme dahil olmaya başladığı yerlerden biri de her yıl milyon dolarlık projelerin hayat bulduğu yer olan Bodrum... Bodrum, bu konuda önemli yol almış gibi. Birkaç firma gerekli altyapılarını oluşturarak ürettikleri projeleri bu mantıkla pazarlıyor. Hatta insanlar bu işi önemli bir yatırım kapısı olarak görmeye başladı bile. Sonuçta, hem tatil yapıyorsun hem de gelir getiren mülk elde ediyorsun.

Hem tatil hem para

Bodrumlu Çağdaş Holding de bu yönde önemli bir adım attı. Swissotel’in yatırımcılığını yaparak başlattığı “Swissotel Resort Bodrum Beach” ve “Swissotel Residence Bodrum Hill” isimli iki otel projesinde yer alan rezidansları bu kapsamda değerlendiriyor. Çağdaş Holding CEO’su Çağdaş Çağlar, Turgutreis’te yer alan ve bu yıl sonunda tamamlanacak olan Swissotel Resort Bodrum Beach’in yanında 72 özel rezidansın yer aldığını belirterek, “Bu konutları alanlar önemli bir yatırım yaptı. İkinci konutları turizme dahil ettiğimiz çalışma ile rezidans sahibi aldığı yapıyı sisteme dahil ediyor. Burada işletmeciliğini Swissotel yapacak. Böylece mülk sahibi de bu sistemden para kazanacak. Şu anda bu projeden konut alanların hepsi bu sisteme geçti. Böylece hep tatil yapacaklar hem de para kazanacaklar. Tatil planlaması da rezervasyon sistemiyle yürüyecek” bilgisini verdi.

Evim para kazandırsın

Yazının Devamını Oku

2 milyonluk konutu satmak daha kolay

16 Mayıs 2013

Güneşin yüzünü göstermesiyle birlikte yazlık ev fiyatları hareketlendi. En pahalı yazlık fiyatı turizm cenneti Çeşme’de...

BAŞLIĞI yanlış okumadınız. Sözün sahibi ise turizmden inşaata, havacılıktan enerjiye birçok sektörde faaliyet gösteren Bodrum merkezli Çağdaş Holding’in CEO’su Çağdaş Çağlar... Bodrum’da son dönemde önemli projelere imza atan kurumun yöneticisi, “150 bin liralık bin adetlik konut projesi yapmaktansa 100 tane 2 milyon TL’lik konut yapmayı tercih ederim. Çünkü 2 milyon TL olan projeyi satmak daha kolay” diyor.

Şu ana kadar Bodrum’da 21 farklı noktada proje ürettiklerini anlatan Çağdaş, “Doğru yerde, doğru zamanda ve doğru proje” sloganıyla hareket ettiklerini ve projelerini rahatlıkla sattıklarını belirtiyor. Bu aslında Türkiye’de yıllardır tartışılan ikinci konutlara olan talebin de bir göstergesi. Bodrum, Türkiye’nin önemli turizm merkezlerinden biri olunca, bu paralar da ödeniyor tabii.

En pahalı yazlık Çeşme’de

Türkiye’nin en çok ziyaret edilen e-ticaret sitelerinden sahibinden.com’un yaptığı bir araştırma da yazlık fiyatlarıyla ilgili önemli detaylar veriyor. Nisan verileri baz alınarak yapılan araştırma sonuçlarına göre, bugün Türkiye’de en çok yazlık ev ilanı Kuşadası’ndan veriliyor. Ev fiyatlarının ortalama 360 bin TL’yi bulduğu Çeşme ise Türkiye’nin en pahalı ilçesi olarak görülüyor.

Tatilcilerin gözde merkezlerinden Bodrum’da ise yazlık ev fiyatları marta göre ortalama yüzde 20 artarak 276 bin TL’ye ulaştı. sahibinden.com verilerine göre yazlık ev fiyatlarında dikkat çeken artışın yaşandığı yerlerden biri de Ayvalık. Özellikle sakin tatil isteyenlerin ve dalış meraklılarının tercihi olan Ayvalık’ta yazlık ev fiyatları yaklaşık yüzde 41 oranında arttı. Geçtiğimiz martta ortalama 127 bin 500 TL değerindeki yazlık evler 180 bin TL’ye yükseldi.

Yazının Devamını Oku