11 Nisan 2009
Türk tasarımının uluslararası platformda yakaladığı ivme, onun cephesinden gelen gurur verici haberlerle daha da yükseliyor.
“Tasarım bir doğurganlık sürecidir”, diyen tasarım maestromuz Aziz Sarıyer, güçlü felsefesiyle bir kez daha dünyayı fethetmeye hazırlanıyor. Cappellini, Moroso ve Zeritalia gibi dev İtalyan markalarına yaptığı tasarımların ardından, gelecek hafta başlayacak Uluslararası Milano Mobilya Fuarı için Altreforme ve B-line firmalarına ürünler tasarlamış. Sarıyer, İtalyanların “tasarım heykelleri” olarak gördükleri bu koleksiyonlarının heyecanını ilk kez evcimen okurlarıyla paylaştı.
Kurucusu olduğu Derin firmasının koleksiyonları pek çok uluslararası fuar ve yayında övgü puanlarını toplarken, o hiç boş durmuyor ve farklı sektörler için tasarım-fikir-felsefe üretimi yapıyor. Başarısını aklını ve duygusal zekasını birleştirdiği tasarım dilinden alan 1950 doğumlu karizmatik yaratıcı Aziz Sarıyer, kısa bir süre sonra Milano’da sergilenecek olan yeni koleksiyonlarının, “Türkiye’de yaşayan, uluslararası firmalarla çalışan ve vergisini Türkiye’de ödeyen” bir tasarım ihracatçısının başarısı olarak değerlendirilmesini arzu ediyor.
? İki İtalyan markası Altreforme ve B-line 2009 lansmanlarını sizin tasarımlarınızla yapıyorlar. Altreforme ile işbirliğiniz nasıl gelişti?
- Altreforme markasının sahibi, Ferrari, BMW, Renault VW ve Audi gibi otomobillerin kapartolarını üreten Fontana Group. Otomotiv endüstrisinde 50 yıllık deneyime sahip olan bu firma, teknoloji, kapasite ve malzeme kullanımındaki başarısını başka bir yöne daha aktarmaya karar veriyor ve tasarım-sanat galerisi niteliğine sahip olacak bir marka oluşturmaya karar veriyor. Yarattıkları Altreforme markası için fonksiyonel tasarım objeleri yaratacak, kendi dna’larına uygun bir tasarımcı ararken benim çalışmalarımı görüp iletişime geçtiler. 2007 ilkbaharında başladığımız işbirliğinin sonuçları, önümüzdeki hafta Milano’da Zona Tortona içinde ilk kez sergilenecek.
? Bu tasarımların teknolojilerinde ne gibi yenilikler kullandınız?
Markayla ön anlaşma yaptıktan sonra İtalya’da imalat tekniklerini inceledim. Kalınlıkları 1,25 ile 8 mm. arasında değişen yüzde 100 alüminyum malzemeyle çalıştım. Endüstriyel ve sanatsal bakış açısını birleştiren, organik hatlara sahip ve tamamıyla preslenerek yapılan 10 ürün hazırladım. Bu ürünlerin her birinin kalıp maliyeti 1 milyon Euro’nun üzerindeydi ve marka büyük bir yatırım yaptı. İşin matematiğinden başlayıp paketlemesinde sona eren 15 aşamalı bir üretim süreci sözkonusuydu. Şu anda her biri sadece 50’şer adet üretilecek 3 ürünüm tamamlanmış durumda. Sınırlı sayıda üretildikleri için etiketleri de 50-200 bin arasında fiyatlanacak. Marka, Milano’daki Avrupa lansmanını bu ürünlerle yapıyor. Benim ardımdan Ron Arad, Jean Nouvel, Marcel Wanders gibi ünlü isimlerle de çalışacaklar.
? Sergilenecek 3 ürününüzün özelliklerini biraz anlatır mısınız?
Yazının Devamını Oku ![](https://static.hurriyet.com.tr/static/images/hurriyet/fullarticle-arrow.png)
4 Nisan 2009
Mevsim değişiyor, güneş parlak ışıklarını göstermeye başladı!
Bu değişim rüzgarına yaşadığımız mekânlar da takılmalı! Bahar, evlere değişim, doğallık, hafiflik, neşe ve ferahlık duygusunu taşıyorsa, biraz mobilya değiştirmenin, ufak tadilatları tamamlamanın, mat renklerden canlı renklere zıplamanın, yeni aksesuvarlar edinmenin de tam zamanı demektir.
Baharı küçük ama etkili yenileme fikirleriyle karşılamak, kış uykusuna yatmış evinize mevsimin canlandırıcı kimliğini yansıtmak istiyorsanız, küçük ama etkili önerilerle de büyük adımlar atabileceğinizi unutmayın:
Değişime, kapınızın önündeki yorgun ve y›pranm›ş paspastan başlayın. Derhal çiçek desenli yeni bir paspas satın alın.
Art›k şans vermediğiniz giysileri, mobilyalar› ve aksesuvarlar› hediye edin. Ruhunuzu hafifletin, evinizin içine yeni bir enerji taşıyın.
Salonunuzun veya odan›z›n bir duvar›n› canl› bir renge boyayarak keyifli bir ortam haz›rlayabilirsiniz (Filli Boya’nın ColorExpress sistemiyle kendi renginizi seçebilirsiniz)
Kanepeleriniz artık gözünüze eskisi kadar hoş görünmüyor ama yenileyebilecek durumda da değilsiniz. Kalın ve koyu tonlardaki kanepenizi çiçekli koton kumaş veya aç›k renk branda k›l›flarla giydirerek üzerine renkli yast›klar yerleştirebilirsiniz. Özellikle etnik ve tribal desenli yast›klar bu y›l oldukça moda. Ayr›ca elinizde bulunan yast›klar› da boncuklar ve pullarla süsleyerek yepyeni bir havaya sokabilirsiniz.
Gümüş aksesuvarlar› bir süre için kald›rarak, yerine has›r sepetler ve renkli cam aksesuvarlar yerleştirin. Ayr›ca onlar› mevsim bitkileriyle ve meyveleriyle süsleyin.
Yazının Devamını Oku ![](https://static.hurriyet.com.tr/static/images/hurriyet/fullarticle-arrow.png)
28 Mart 2009
Evlerin banyo ve mutfak gibi kişisel bölgelerinde geçirdiğimiz zaman uzarken, bu ıslak mekânlar için tasarım ve üretim yapan lider markaların çevreye duyarlılık ve yüksek teknoloji kaygısı artıyor, yeni koleksiyonlarda ergonomik, ekolojik ve konformist özellikler bir adım önde duruyor.
Hamam kültüründen küvete ve hızlı şehir yaşamının zorunluluğu duş kabinine kadar uzanan banyo yolculuğunda, yatak odası-banyo yakınlaşmasından doğan “kişisel rahatlama ve arınma” işlevi geçmişe dönüş yaşatıyor, “duş al-çık” mantığı yerine “uzun uzun suda kal-gevşe-şımar” felsefesine dayalı spa-banyolar yaygınlaşıyor.
Yeni dönemin banyoları, kişisel bakım, rahatlama, dinlenme gibi işlevlere cevap verir biçimde tasarlanıyor. Evin diğer alanlarıyla da yakın ilişkiler kuran bu jenerasyonun atmosferleri, adeta bir salon-spa.
Mobilya sayısı artıyor, yeni banyolara oturma ünitesi, aromatik köşeler, hatta okuma bölümleri yapılıyor. Heykelimsi üniteler, ayaklı küvetler, doğadan ilham alan organik formlu lavabo ve klozet tasarımları, aynalar ve aksesuvarlar bu estetik devrimin tamamlayıcıları. Tasarımcılar, paslanmaz çelikten cama, ahşaptan pleksiye kadar pek çok malzemeyi aynı model üzerinde değerlendiriyorlar.
Banyo sektörünün tüm oyuncularının ortak noktası ise, hem tasarımcı, hem endüstri hem de tüketicilerin artık dünyanın ömrünü uzatmak konusunda kendi üzerlerine düşen sorumlulukları iyi bilmeleri. Özellikle beyaz eşya, vitrifiye ve armatür tasarımlarında çevreye, kaynak kullanımına duyarlı “yeşil” sistemler üzerinde yoğun çalışmalar var.
Neler moda
Bir yanda gösterişli formlar ve parlak yüzeyler, diğer yandan minimal boşluklar ve sadelik. Yeni dönemin yeni sentezi bu!
Neo-lüks kavramı, 2009’da da banyolara sıçramış durumda. Su ile temasını aralıksız sürdüren vitrifiyeler ve armatürler, formlarının yanı sıra malzemeleriyle de tasarım teknolojisinin sınırlarını zorluyor. Evde yenilenme keyfini yaşamak, kişisel bakım için zaman ayırmak ve stresten arınmak için tasarlanan dinlendirici tapınaklarda, yani yeni nesil banyolarda masaj ve aromaterapi kavramları da ön plana çıkıyor.
Yazının Devamını Oku ![](https://static.hurriyet.com.tr/static/images/hurriyet/fullarticle-arrow.png)
14 Mart 2009
Moda ve dekorasyon evrenine sürülen yeni renk kombinasyonları kaotik, karmaşık ve hâlâ belirsiz dünya gündemine iki seçenek sunuyor.
Bunların ilki, toz, pudra ve tahıl renklerinin ağırlıkta olduğu pastel tonlar. İkincisi ise renk paletinin en parlak oranjını, yeşilini, kırmızısını, pembesini, mavisini içinde barındıran canlı tonlar. İlki sakinlik, denge ve sadeleşme; ikincisi ise iyimserlik, neşe ve umut vaat ediyor.
Dünyanın Doğu kolunda temeli yüzyıllara dayanan Zen felsefesi, 90’lı yıllarla beraber Batı modernizminin kanına karışınca, büyük Avrupa ve Amerika metropollerinde sakinlik ve huzur veren iç mekânlar, hava akımının kuvvetlice dolaştığı alanlar yaratılmaya başlandı. 2000’li yıllarla beraber, bu minimalist atmosferler birbirine öyle benzemeye başladı ki, insanlar evlerine yavaş yavaş, antik, etnik, vintage, provonsal gibi farklı tarzlarda dokunuşlar katarak kişisellik kazandırdılar. Dolayısıyla yalın ve kontrol sahibi kent evlerinde tekrar hareketlenme başladı; ancak insanlardaki karmaşadan uzaklaşma isteği hiç bitmedi. Onlar, doğa ananın kucağındaki sessizliği çağrıştıran her tür ilhamı sürekli aradı durdu.
İşte yeni sezonun dekorasyon eğilimlerine temel olacak renk tamlamaları için de aynı mesaj var: Doğadan ilham almak. Öncelikle gökyüzü, arkasından su ile hava ve son olarak da toprak elementlerinin kusursuz tonlarını stilize eden renk bilimciler, dış dünya ile uyum içinde olan iç mekânlar kurgulanacağını ve kapalı alanlarda ‘enerjinin hafifleyeceğini’ vurguluyor. Bu amaçla üç ana renk paleti belirlemişler:
Kil, kum ve çöl renklerinin yer verildiği skala, tozlu tonlar ve aşınmışlık hissi veren gölgeler, tabiat ananın ellerindeki ilkel hayatın paletini bize taşıyor.
Yazının Devamını Oku ![](https://static.hurriyet.com.tr/static/images/hurriyet/fullarticle-arrow.png)
17 Ocak 2009
Elle Decor dergisinin düzenlediği ve büyük finali Nisan ayında İtalya’da Milano Mobilya Fuarı kapsamında gerçekleştirilecek olan Uluslararası EDIDA Tasarım Yarışması’nın Türkiye kategorisi birincileri belli oldu. Ödüllerini geçtiğimiz hafta The Sofa Hotel’de yapılan törenle alan Türkiye takımı, başarılı isimlerden oluşuyor. Elle Decor dergisi editörlerinin seçimleriyle verilen ve derginin yayınlandığı 24 ülkede düzenlenen Uluslararası EDIDA Tasarım Yarışması’nın Türkiye ayağı bu yıl 4. kez yapıldı. Kazanan isimler, sonuçları Milano’da açıklanacak Büyük final için diğer ülkelerin yaptıkları seçimlerle yarışacaklar. Türk Elle Decor’un seçimlerine göre, 2008 Yılın Tasarımcısı ödülünü Can Yalman aldı. Yalman, geçtiğimiz yıl boyunca Nurus, Çanakkale Seramik-Kalebodur, Rocakale, Step, Hisar ve Numarine gibi markalar için çok farklı alanlarda yaptığı tasarımlarla ödüle layık görüldü. Yılın Genç Tasarımcısı ödülünü ise Leaf Hammock, Step Bench ve Trip Table isimli tasarımlarıyla İzmirli tasarımcılar P?nar Yar ve Tuğrul Gövsa (Gaeaforms) aldı. Diğer kategorilerde ise ödüller şöyle dağıldı:
1. Yatak odası
TASARIMCI: Seyhan Özdemir, Sefer Çağlar. ÜRETİCİ FİRMA: Autoban. TASARIMIN ADI: Bergere Yatak. Ceviz, meşe, kumaş ve deri gibi malzemelerin kullan?ld?ğ? Bergere, yatak baş? ve ayaklar?yla dikkat çekiyor. ?ç k?sm? çeşitli kumaşlarla kaplanm?ş, ayaklar?na uzanan ahşap çerçeve ise standart yatak seviyesinden daha alçak bir biçimde zeminden biraz yükseğe ç?karıyor.
2. Zemin kaplaması
TASARIMCI: Jan Kath. ÜRET?C? F?RMA: Jan Kath Design Gmbh. TASARIMIN ADI: Roma Vendetta. Roma Vendetta’da, çok katmanl? ve belli belirsiz küf izleri arac?l?ğ?yla, erozyon, eski freskler ve hat?ralar su yüzüne ç?kıyor. Hal?, Ortaçağ şehirlerinin bozulmuş alç? işlerini, eski medeniyetlerin patchwork desenlerini yeniden hat?rlat?yor.
3. Mobilya
TASARIMCI: Aziz Sarıyer. ÜRETİCİ FİRMA: 888 Design. TASARIMIN ADI: Wave Kitaplık. Demonte edilebilen tek bir parçadan oluşan Wave, baş aşağ? da kullan?labileceği gibi, birkaç adedi bir araya getirilerek daha büyük bir ünite yaratma imkân? da veriyor.
4. Banyo
TASARIMCI: Matteo Thun. ÜRETİCİ FİRMA: VitrA. TASARIMIN ADI: Water Jewels. Yüksek teknoloji ile üretilen seride, geleneksel seramiğin yan? s?ra cam, ahşap ve mermer gibi farkl? malzemeler kullan?lm?ş. Malzeme özgürlüğünün yan?nda Thun’?n grafik figürleri farkl? yerleşimlerle kullan?şl? ve estetik banyolar sunuyor.
5. Duvar kaplaması
TASARIMCI: Can Yalman, Korkut Tuzcu; Can Yalman Design. ÜRET?C? F?RMA: Çanakkale Seramik. TASARIMIN ADI: Orientile. Bu koleksiyonda, geçmiş, modern değerlerle bir füzyon yaratm?ş: Kökeni padişahlar?n seremoni kaftanlar?na uzanan Aya, Selçuk kültüründen yararlanarak, tek bir dörtgen formdan yola ç?kan Feza ve alt?n süslemeler ile tombak sanatlar?ndan esinlenilen Rumi.
6. Aydınlatma
TASARIMCI: Seyhan Özdemir, Sefer Çağlar. ÜRETİCİ FİRMA: Autoban. TASARIMIN ADI: Flying Spider. Pirinç çubuklar ampulün etraf?nda tam dairesel bir hareket yaparken, ana gövde metal bir ip ve kabloya bağlanarak lamban?n havada süzülmesini sağlıyor. Tıpkı bir örümceğin tavandaki ağ?ndan aşağ?ya inmesi gibi.
7. Oturma birimi
TASARIMCI: Defne Koz. ÜRETİCİ FİRMA: Megaron. TASARIMIN ADI: Lounge Bank. Lounge Bank’ta paslanmaz çelik yeniden keşfediliyor. Kullanılan yüksek kaynak teknolojisi sayesinde eklentisiz ürünler ortaya ç?karken, Koz’un metale yapt?ğ? k?vr?ml? dokunuşlar ürüne s?cak bir görünüm kazand?rm?ş.
8. Kumaş
TASARIMCI: Elvin Tekstil A&G Departmanı. ÜRETİCİ FİRMA: Elvin Tekstil. TASARIMIN ADI: Green Guard. Nanoteknoloji sayesinde yenilikçi bir kumaş olan Green Guard, güneş ?ş?ğ?nda ve/veya floresan ?ş?kta kirletici maddeleri ekarte ederek kendini temizliyor; mikrop ve koku oluşumunu engelliyor; havadaki zararl? gazlar? etkisiz hale getiriyor; deterjan, su ve enerji kullan?m?n? en aza indiriyor.
9. Masaüstü aksesuvarı
TASARIMCI: Jaime Hayon. ÜRET?C? F?RMA: Gaia&Gino. TASARIMIN ADI: Grid. Türk zanaatkârlar taraf?ndan üretilen vazo, çağdaş tasar?mla Türk duyarl?l?ğ?n? birleştirmiş. Alt k?sm? bak?r olan tasar?m?n üst k?sm?ndaki demir teller elle şekillendirilip monte edilmiş.
10. Mutfak
TASARIMCI: Ozan Kayaoğulları, Sinem Elmalıoğlu, Demet Bilici; Kale Plus Tasar?m Ekibi. ÜRETİCİ FİRMA: Kaledekor. TASARIMIN ADI: Kamille; Alaria; Inula; Orris; Tamarin&Timo. Kale Plus çatısı altında; renk kombinasyonları, ovalleştirilmiş köşe hatlar?, entegre kulplar? gibi detaylarıyla estetik; zengin modüller, paslanmaz çelik tezgâh, ayr? y?kama ve pişirme üniteleri gibi detaylarıyla da kullanışlı mutfaklar tasarlanmış.
Yazının Devamını Oku ![](https://static.hurriyet.com.tr/static/images/hurriyet/fullarticle-arrow.png)
10 Ocak 2009
Uluslararası markaların duraklama dönemine girdiği ve yeni tasarımlar yerine çoğunlukla eski tasarımların yeni versiyonlarını ürettiği 2008 yılında, Türkiye’de tasarıma ve tasarımcıya verilen önem artarak hızlandı.
Pek çok genç tasarımcı yeni oluşumlarla pazarı hareketlendirdi, marka-tasarımcı evlilikleri çoğaldı, tasarımı demok-ratikleştirme çabaları yoğunlaştı. İşte 2008’in dikkat çeken tasarım manevraları...
Linens Arzu Kaprol ile atakta
Zorlu Grubu’nun ev tekstili alanındaki markası Linens, yeni koleksiyonu için moda tasarımcısı Arzu Kaprol ile çalışmaya karar verince, ortaya otto-modern konseptiyle yaratılan ve nevresimlerden dekoratif yastıklara uzanan 5 ürün grubu çıktı: İstanbul, Madalyon, Çintemani, Çizgi ve Degrade. İstanbul siluetinden esinlenerek tasarlanan İstanbul koleksiyonunda hâki ve vizon renkleri ağırlıkta. Koton ve saten kumaşlar üzerindeki metal taş baskılarla hazırlandı. Kaprol, bu ürünlerin ev tekstilinde yeni ve farklı bir hedef kitleyi Linens mağazalarına yöneltebileceğini düşünüyor.
Aradığınız tasarıma şimdi ulaşabilirsiniz!
08.08.08 tarihinde, 8 kişilik bir grubun masanın etrafında buluşmasıyla doğan 888 fikri, yakından tanıdığımız tasarımcılara ait ürünleri ulaşılabilir fiyatlarla sunan ve yaratıcı düşünceyi sadelikle birleştiren bir dekorasyon mağazasına dönüştü. Tasarım tutkunu isimlerden Deniz Kadiroğlu’nun ‘ulaşılabilir tasarım’ fikrini Aziz Sarıyer’e açmasıyla start alan 888, Sarıyer, Defne Koz ve Aykut Erol’un bu markaya özgü tasarımlarıyla hayat buldu. Kurumsal kimlik çalışmalarını Yeşim Demir’in gerçekleştirdiği mağazaya Aziz Sarıyer, bilgelik ve sadelik ile bütünleşen geometrik dili; Aykut Erol, şaşırtıcı, neşeli ve net tasarımları; Defne Koz ise ince düşünülmüş detayları ve konforu ön planda tutan üslubu ile güç ve enerji kattı. Caddebostan’daki mağazada bu üç ünlü Türk tasarım silahşörünün ürünlerini bulmanız mümkün. Hazır ‘ulaşılabilir’ tasarım ürünleri bulmuşken, ‘ulaşın ulaşabildiğiniz kadar!’ derim. www.888design.net
Defne Koz ofise döndü
Chicago’da yaşayan Defne Koz, Türkiye, Amerika ve İtalya arasında mekik dokuyor. Domus Akademi’de endüstriyel tasarım dalında yüksek öğrenim gören tasarımcı, Defne Koz Design adı altında uluslararası firmalara tasarımlar gerçekleştiriyor. Ofis mobilyalarının önde gelen isimlerinden Tuna Ofis, 2008’de Defne Koz ile işbirliği yaparak yeni bir koleksiyon ortaya çıkardı: Float. Geniş ve ferah yönetici ofisleri için tasarlanan Float, aslında gücün değil yaratıcılığın simgesi. www.tunaofis.com
Hamam ve Zeynep Fadıllıoğlu işbirliği
Yazının Devamını Oku ![](https://static.hurriyet.com.tr/static/images/hurriyet/fullarticle-arrow.png)
27 Aralık 2008
Önümüzdeki bir hafta için global ekonomik depremlerin yarattığı ve yaratacağı sarsıntıları unutuyor; kendimizi ve yaşadığımız mekanları 2009’a gülümseyerek hazır etmek için beynimizi ve ruhumuzu çalıştırmaya başlıyoruz.
Evinizi eski yılın son gecesine hazırlarken, makyajını ve süsünü biraz abartmaktan korkmayın!
İşte yeni bir yıla daha hazırlanıyoruz ve bütün negatif enerjiler evrenin boşluğuna uğurlanıyor, taze kararlar alınıyor. Sigarayı bırakmalar, zayıflamalar, sağlıklı beslenmeler bir kez daha ‘yapılacaklar listesi’ndeki yerini alırken, ‘o’ gece için topladığımız ümitler, balkabağı saatinde, yarattığımız atmosferlerin sıcaklığında milyonlarca dileğe dönüşüyor. İşte o gece için yapabileceklerimiz:
? Süslediğimiz ağaçlar, etrafa saçtığımız ışık dizileri, şık sofralar, çığlıkla açılan hediye paketleri bize hep sıcak tonları işaret ediyor. Kırmızı, pembe, turuncu gibi renkleri karıştırmanın tam zamanı.
? Yılbaşı süslemelerinin ilk durağı antreler olabilir. Özellikle bir dresuar ya da dolap sistemi kullanıyorsanız, üzerini nokta aydınlatmalar, çiçekler (özellikle kokina çiçekleri), melekler ve esprili aksesuarlarla süsleyebilirsiniz.
? Geleneksel çam ağaçlarına diyecek yok, onlar birer klasik. Üstelik çam ağacı için yeriniz de sınırlı. Farklı, modern ve şaşırtıcı bir dokunuş yapmak ister misiniz? Çok kolay; duvara bir ağaç deseni çizebilir, desenin sınırlarını nokta ışıklarla tamamlayabilirsiniz. Üstelik alandan kazanmış olursunuz.
? Mobilyaları kaldırdınız, kalabalık yapacak aksesuarları bir hokus pokusla yok ettiniz. Demek ki artık boş bir alanınız var ve burası partilemek için ideal. Ancak bir yılbaşı esprisi istiyorsunuz: Mekanın tümünde zemine, süpürgelik boyunca nokta ışıklar dizin ve sınırlarınızı çizin. Şimdi, tek yapmanız gereken, misafirlere yiyecek ve içki servisi.
? Konuklarınızı ilk anda etkisi altına alacak farklı bir yılbaşı çamı süslemek için basit öneriler: Ağaç için salonda bir köşe ayırdıysanız aksesuar seçimlerinizi mevcut dekorasyon renklerinden yola çıkarak yaptığınızda odayla bütünleşir. Kırmızı ve altın, lacivert ve gümüş gibi iki renk üzerine yoğunlaşarak bunu odanın farklı yerlerinde de tekrarlayın. Süs toplarını ağaç dallarının iç kısımlarına doğru yerleştirirseniz ağaç daha zengin görünür. Ağaç süslemenin en kolay yolu önce ışıkları, daha sonra minik çelenkleri ve son olarak süs toplarını ve boncukları yerleştirmektir.
Yazının Devamını Oku ![](https://static.hurriyet.com.tr/static/images/hurriyet/fullarticle-arrow.png)
20 Aralık 2008
Yılbaşı yemeğini dostlarınızla evinizde yemek istiyorsunuz ancak hazırlık konusunda içiniz rahat değil çünkü herkesi etkileyecek bir mucize peşindesiniz. Yemek davetleri, partiler ajandamızın son bir aylık sayfalarını işgal ederken, 31 Aralık gecesi için evinin makyajını tasarlayanlar ve yılbaşı sofrasını düşleyenler için fikirler Evcimen’de!
’Yılbaşı gecesi ne yapacaksın?’ sorusuna artık pek çok kişi benzer yanıtı veriyor: ’Evde süper yemek, süper parti, sen de gelsene!’ Eğer siz de bu yanıtı veren çoğunluğun arasındaysanız ve 2009’a gireceğiniz geceyi arkadaşlarınızla birlikte kutlamak için plan yapıyorsanız, yılbaşı sofra dekorasyonunun ne kadar önemli olduğunun farkındasınızdır.
Sofra hazırlama kılavuzu
1. Yılbaşı sofrası hazırlamak sandığınız kadar yorucu bir iş değil. Önemli olan, yaptığınız işleri planlı ve programlı yapmak ve hazırlık sürecini dostlarınızla birlikte eğlenceye dönüştürebilmek.
2. Hazırlıklarınıza başlarken yapacağınız ilk iş mönüyü belirlemek olmalı. Yemek ve servis için gerekli hazırlıklarınızı da birkaç gün öncesinden tamamlamış olmanız gerekir. Aksi halde yılbaşından bir gün önce mönü hazırlayıp, alışverişe çıkayım derken iki ayağınız bir pabuca girer.
3. Yeni bir yıla girerken yiyeceğiniz akşam yemeği için ideal saatler 20.30-20.45’tir. Ancak davetli sayısı çoksa konuklarınıza saat verirken biraz esnek davranmakta fayda var. Mönüyü hazırlarken davetli listesini göz önünde bulundurun. Dostlarınızın hoşlandığı yemekleri hazırlamak misafirlerinizi daha da mutlu edecektir.
4. Akşam yemeği için hazırlıklarınızı yaparken, tecrübelerinizin yanı sıra yemek kitaplarına danışabilir, internetteki çeşitli web sitelerinden faydalanabilirsiniz. Tamamen özgün bir yemek daveti vermek istiyorsanız ufak tefek hatalarınızın olması çok doğal.
5. Yemek masasını yılbaşı için süslemek ve hangi renkleri kullanacağınıza karar vermek de hazırlık sürecinin önemli bir aşaması. Yeni yıla mutlu bir şekilde girmek için canlı renkler kullanmalısınız, çiçekleri ve mumları da sofradan eksik etmeyin.
6. Her yemek için ayrı bir tabak kullanmanız gerektiğini unutmayın. Tabakların yanına da farklı renklerde seçilmiş peçeteler yerleştirin.
7. Her servisin sol üst tarafına ekmekler için küçük tabaklar yerleştirebilirsiniz, böylece misafirleriniz için bol seçenekli ekmek sepeti oluşturursunuz.
8. Günün en lezzetli ve en gerekli kısmı hazırladığınız aperatiflerdir. Her zevke uyacak finger food hazırlayabilirsiniz.
9. Masaya son bir kez göz atmayı unutmayın. Yemeklerinizi kontrol edin ve salonunuzun çeşitli köşelerine büyük, kokulu mumlar yerleştirin.
10. Evinizde verdiğiniz davetin yeni yıl partisi olduğunu düşünürsek, içki de yemeğin ’olmazsa olmaz’ı. Bunun için konuklarınızın zevklerini önceden bilmenizde yarar var. Alkollü içki tercih etmeyenler için de içecekler bulundurun.
Peki ya yemek sonrasında?
1. Sıcak bir atmosfer için parti dekorasyonunuzda bol ışık ve renk kullanın.
2. Yılbaşı akşamı buzdolabında bol buzunuzun mevcut olduğuna ve içkilerin uygun şekilde servis edilmesi için yeterince bardağa sahip olduğunuza emin olun. Bir kişiye üç farklı bardak sağlayacak şekilde organize olun.
3. Sunum en az yiyecekler kadar önemli. Örneğin peynir tabağında üç çeşitten fazla peynir yer almamalıdır. Ayrıca peynirin yanına üzüm, kuru kayısı, ceviz gibi meyve ya da kuruyemiş ekleyebilirsiniz.
4. Evin içinde sembolik süsler kullanabilirsiniz. Örneğin, yılbaşı ağacı süslerini ağaca asmak yerine bir káseye tepeleme doldurup sehpanın ortasına yerleştirebilir, kuru dallara astığınız süslerle alternatif bir yılbaşı ağacı oluşturabilirsiniz.
5. Banyonuzda misafirleriniz için sepet ya da toprak bir káseye yerleştireceğiniz havlular hazırlayın. Su içinde mumları da unutmayın.
6. Paltolar portmantoya sığmadığında yatağın üzerine koymak en uygun çözüm.
7. Pencerelere Çin fenerleri asın, balkonunuza gül yaprakları serpin. Servis tabaklarınızı muz yapraklarıyla örtün, yeşil bitkilerle süsleyin.
8. Evinizi özel olarak süslemeseniz bile, kullanacağınız mumlarla farklı bir ambiyans yaratabilirsiniz. Yılbaşı olunca, kırmızıları bol tutabilirsiniz.
"Sofra, kişiliğinizin parçasıdır"
Pek çok ünlü sofra markasının temsilciliğini yaparn Luxuria firmasının sahibi Zeynep Madra, sofra düzeniyle ilgili şu ipuçlarını veriyor: "Davetler için, gelecek arkadaşlarıma ve kendi ruh halime göre bir sofra hazırlarım. Sofra takımlarım genelde beyazdır. Tabak altına yerleştirdiğim sous-plate’lar, çiçekler, mumlar ve çeşitli küçük aksesuvarlarla masayı renklendiririm. Bu renklendirmeler benim ruh halimi yansıtır. Ayrıca bunları hazırlarken, gelecek olan misafirlerimin nelerden hoşlanacağını da düşünürüm. Öncelikle sofrayı kurarken sofradaki renklerin evin dekorasyonuyla uyumlu olmasına özen gösteririm. Sofra tarzınız, giyim tarzınız gibi sizin kişiliğinizin bir parçasıdır. Bu nedenle, sofranıza mutlaka kişiliğinizin, gezilerinizin, hatıralarınızın parçaları olan objeleri, dekorasyon amaçlı da olsa koyun. Sofrada birbirinden hoşlandığından emin olduğunuz kişileri yan yana oturtmaya özen gösterin. Sonra da sevdikleri yemekleri düşünün. Özel bir rejimleri var mı? Davetlerde önemli olan yemeklerin özenli bir şekilde pişirilmesi ve lezzetli olmasıdır."
Cam: Doğal ve sağlıklı
Moser markası altında Orrefors, Kosta Boda gibi camda yıldızı parlayan isimlerin Türkiye temsilciliğini yapan Beril Kahyaoğlu’ndan işinin püf noktalarını ve ideal yılbaşı sofrasını öğrendik.
İşinizin en çok hangi yönünü seviyorsunuz?
- Camların arasında olmayı ve temsil ettiğimiz markaların cam fabrikası ortamlarını çok seviyorum. Aslında camın kendisi, ifadeleri, derinliği beni çok etkiliyor. Çünkü cam hem şeffaf, doğal bir malzeme, hem de sıvı veya katı olabiliyor. Yüzyıllar boyu dayanıklı ama aynı zamanda kırılgan, ışık dolu, sağlıklı. Bu özellikleri bir arada bulundurması onu eşsiz kılıyor. Bu nedenle camla bir arada olmayı ve onu sunmayı çok seviyorum.
Size en çok ne ilham verir?
- Tabiat ve insanlar.
Sofra sizin için ne demek?
- Sevdiklerimle, keyifli bir ortamda sohbet etmek. Az ve öz yemek.
Sofradaki favori tarzınız ve renkleriniz nedir?
- Yeni ve modern tasarımları tercih ediyorum. Pastel renklerin kullanıldığı sofra düzenleri hoşuma gidiyor.
Bu seneki sofra trendi ne olacak sizce?
- Gri ve siyah fonda kırmızı ve turuncunun tonlarını göreceğiz.
Bir yılbaşı mönüsü verseniz?
- Bademli sebze çorbası, hindi, salata, puf çikolata, yanında meyveler.
Hayattaki en büyük takıntılarınız neler?
- Sağlıksız yiyecekler ve doğal olmayan her şey.
Farklı sofra zevkleri
Klasik ama modern, sade ama gösterişli ürünleri barındıran Villeroy&Boch, kahve fincanlarından salata káselerine, çatal-bıçak takımlarından şarap bardaklarına, yemek takımlarından ekmek sepetlerine sofra ve mutfaklarınız için ihtiyacınız olan her ürünü farklı zevkleri doyuracak çeşitlilikle bulabileceğiniz bir adres. Tel: (0212) 371 75 64; www.villeroy-boch.com.
İyi dilek sepetleri
Derishow Mimarca, 2009 için özel bir tasarım sunuyor. Satine gümüş halkalardan oluşan sap ve satine pirinç eğrisel tabakla tamamlanan Sancar Ahunbay tasarımı yılbaşı sepeti, sofistike sunumlar için düşünülmüş. 18 cm ve 13 cm çapında iki boy olarak üretilen tasarımın parlak gümüş seçenekleri de var.
Yazının Devamını Oku ![](https://static.hurriyet.com.tr/static/images/hurriyet/fullarticle-arrow.png)