Melda Narmanlı Çimen

Haremin büyüsünü evinize sokan bir marka var

13 Aralık 2008
Akaretler’deki Sıraevler restorasyon projesinin sürprizlerinden biri de, kavuk formlu logosuyla kimliğini birebir yansıtan ev tekstil mağazası Haremlique oldu. Her şeyiyle "made in Turkey" olan bu marka, uykuyu kaliteli hale getiren pamuklu ve keten çarşaflar, yatak örtüleri, kaşmir yastıklar ve battaniyelerle öncelikle yatak odamıza göz dikiyor.  

Küçücük bir bez parçasının kalitesinden yola çıkarak farklı iplik, kumaş ve işlemelerde "haute couture" bir yatak ve banyo tekstili koleksiyonu oluşturan Haremlique markası, adından da anlaşılacağı gibi yerel değerlere ve geçmişe göndermeler yapan ürünlere sahip. Konfor, şıklık ve sadeliğin ağır bastığı tasarımların hikayeleri Topkapı Sarayı’nın demir pencerelerine, Fransız gravürlerine, Osmanlı figürlerine uzanıyor. İşlemelerdeki desenler için zaman zaman minyatür sanatçılarından destek alınıyor. Beyaz ve lacivert ağırlıklı koleksiyonda hardal rengi detaylara yer verilmiş.

Markanın yaratıcıları, Haremlique’in temel ürünlerini havlu ve çarşaf olarak belirlemiş. Yan ürün olarak ise peştamaller, bornozlar, uyku giysileri, yatak örtüleri, kaşmir yastıklar ve battaniyeler bulunuyor. Sabunlar, Edremit’te yüzde 100 zeytinyağı ile üretiliyor, damla sakızlı, çikolatalı, tarçınlı ve geleneksel olmak üzere dört çeşidi bulunan Türk kahveleri ise İzmir’de özel olarak Haremlique için yapılıyor.

İsteğe göre monogram işlenebilen havlu ve nevresim takımlarıyla Haremlique, mekána ve kişiye özel tasarımlar hazırlayıp, yaşadığınız ortamı daha da özel kılmanızı sağlıyor. Modern tasarımlarla klasik çizgileri birleştiren koleksiyonda yer alan tüm ürünler, kullanılan özel pamuk, keten, kaşmir ve ipeklerin dokunuşlarıyla kalitesini hissettiriyor.

Yakın zamanda ikinci mağazayı da açmak isteyen mağaza sahipleri Caroline Koç ve Banu Yentür, internet satışının ardından yurtdışına açılmayı hedeflediklerini belirtiyorlar. Önümüzdeki sezonda ise bebeklere özel bir koleksiyon müjdesi veriyorlar: ’Haremlique pour les Petits’.

Haremlique, Tel: (0212) 236 83 46; www.haremlique.com.tr

Haremlique adı nereden geliyor?

Harem Osmanlı'da mahremiyetin yanı sıra sarayın en özel bölümü. Yatak odası ve banyo da evlerin en özel bölümü. Haremlique adı, bu müstesna alanların en özel ürünlerle dekore edilmesi gerektiğine olan inançla alınmış. Ürünler kadınlara hitap ediyor. Harem, hanımlara özgü bir yer olarak algılansa da, Sultan'ın mahremiyet alanı. Bu nedenle kavuğu simge olarak kullanmanın ilginç olacağı düşünülmüş.

Banyoda kokuların dansı

Jo Malone banyo yağları, duş jeli ve sabunları ile banyoda kokuların rahatlatıcı dünyasına yolculuk etmeniz amaçlanıyor. Temizleme ve nemlendirme özelliği olan banyo yağları, istenirse suyla karıştırılıp süt kıvamını alıyor ve temizleme amaçlı kullanılabiliyor. Arzu ettiğiniz kokudaki duş jeliyle kendinizi şımarttıktan sonra size en uygun parfümle baştan çıkartıcı kombinler yaratmak elinizde. El ve vücut temizliğinde nemlendirici özelliğe sahip Jo Malone sabunlardansa bir kere kullandıktan sonra vazgeçmeniz çok zor.

Renkler içinizi ısıtsın

Yaşam alanlarına stil katan renklerin uzmanı Kalecolor, Kalia serisi ile 2008 kış sezonunda moda olan tüm renkleri duvarlara yansıtıyor. Naturel ve doğal renklerin hakimiyetindeki bu palette, krem, açık bej ve sıcak kahverengi gibi renkler içinizi ısıtıyor. Kalia ayrıca duvarda ve tavanda küf üremesi, kalorifer ve sigara isinin duvarlarda kalıcı kirliliğe yol açması ya da tavan boyasının hiçbir şekilde silinememesi gibi sorunları çözüme kavuşturuyor. Fotokatalitik özelliğe sahip olduğu için ışıkla kendi kendini temizleyebiliyor. Tel: 444 KALE / 444 5253

Karşınızda Lady Chair!

Deneysel tasarımlarıyla dünyada başlı başına bir kültür oluşturan Arflex’in IX Triennale’de altın madalya alan "Lady Chair" isimli koltuk tasarımı, İtalya’da düzenlenen uluslararası bir yarışma olan PULCHRA’da da yüz ürün arasında yer alıyor. Bugüne kadar tasarım ve işleviyle insanlar üzerinde etki yaratmış 100 objenin seçildiği PULCHRA’da bu tasarımlar arasına giren Lady Chair’e, İstanbul macerasında ise Sihir Mobilya mağazaları evsahipliği yapıyor. Tel: (0212) 282 50 00.

Eviniz kışa hazır mı?

Havalar soğudu ve evlerde de kışlık kıyafetler, battaniyeler, yorganlar gardroplardaki yerlerini aldı. Peki ya oturma odanız? O kışa hazır mı? Ekonomik bir yenilenme için ilk adreslerinizden biri Ikea mağazaları. 100 YTL.’nin altındaki küçük taktiklerle ev ortamınızı sıcacık keyifli bir hale dönüştürmeyi mümkün kılıyor. Koltuk kılıflarının kadife bir kılıfla değiştirilmesi, tül perdelerin yanlarına canlı renklerde bir perde asılması, orta sehpa üzerine konulacak farklı aksesuvarlar, koltuğun üzerine atılacak bir şal ve yanına konulacak işlemeli yastıklar ile eviniz bir anda değişebilir.

"Blue Moon"da yıkanmak

Uluslararası banyo tasarım ve üreticisi Duravit’in "Blue Moon" küveti, banyolarda mini havuz keyfini yaşatıyor. 53 cm’lik cömert derinliğe sahip Blue Moon’un ergonomik iç kısmının yanlarında bulunan pratik girintiler, kol veya ayak dayama yeri ve destek olarak görev yapıyor. 520 litrelik kapasitesi sayesinde kullanıcı ışıklar arasında, ılık suyun üzerinde adeta yüzüyor ve kolaylıkla birçok değişik pozisyonda durabiliyor.
Yazının Devamını Oku

Evde pastellere yer açın

6 Aralık 2008
Peri masallarına davet eden, hayalleri köpürten Uzakdoğu stilleri evlerdeki yerini güçlendiriyor. Bu egzotik havanın baskın renkleri ise alışılageldiği gibi sadece doğal tonlar değil. Pasteller vargüçleriyle sızıyor yaşama mekanlarımızın içine. Bu paleti oluşturan toz pembe, yağ yeşili, uçuk mavi, bej ve beyazın saflığı, son yıllarda modern Batı ile sık sık buluşan Asya evlerini bizimle yeniden tanıştırıyor.

2009 trendleri bize ’hayatınızı basitleştirin’ diyor. Bu basitleşme manifestosunu uygulayabilmenin yolu ise sade hatlar ve pastel tonlardan geçmekte. Vintage mobilyalar hálá önemini korurken, patine yüzeyler, nostaljik ürünler de göze çarpıyor. Yeşil ve tonları ise, ekolojiye aratan ilgiyle birlikte ana renklerden biri konumunda. Sadeliğin asaletini parlatan pudra renkleri; pastel tonlarında mavi, toz pembe, su yeşili, vazgeçilmez renk beyaz ve bej bu yılın son demlerinde dekorasyon yolculuğunuzun refakatçileri olacak.

Bu yolculuğun gerçek rotasını mistik, lirik, kırılgan Uzakdoğu yollarından alıyoruz. Kültürel geçmişi binyıllara dayanan bu kıtanın daima esrarengiz bir yüzü olmuştur. Batı’dan o topraklara yapılan sayısız seyahat, daima yeni zenginliklerin belleklere yazılıp taşınmasıyla yayılmıştır. Baharatlardan geleneklere, yeme-içme alışkanlıklardan kumaş ve mobilya malzemelerine kadar pek çok alanda Batı Doğu’dan ilham almıştır, gerekirse de getirmiştir. Japonya ve Çin bu serüvenlerin daima ilk başvuru kaynağı olmuştur. Kolonyalizmden minimalizme kadar birçok akımın ilk doğum yeri de bu ülkelerdir.

Bugün, yeni bir çağda, yeni bir yaşam düzeninde Doğu da elini Batı’ya uzatmakta. Kendi stilini Batı’nın modernist ve sportif formlarıyla, malzemeleriyle, teknolojileriyle, işlevleriyle, kullanım yöntemleriyle ve estetiğiyle kombinlemekte. Bugün Doğu da, bir o kadar Batı’ya düşkün.

Dekorasyonda karşımıza çıkan bu palet, başta Çin olmak üzere büyük bir modernleşme koşusuna katılan Asya’nın yeni romantizmini gündeme taşınıyor. Kış sezonunun soğuk yüzünü yumuşak tonlarla ısıtan pudra renkleri de bu romantizmi destekliyor. Limon küfü, yağ yeşili ve kum renkleri, o toprakların doğaya dönük yüzünü yansıtırken, toz pembe, sarı, mavi ve sedef şiirsellikle örülü masumiyeti simgeliyor. Saten ve ipek gibi dokuların yumuşaklığını yün sıcaklığı ile ahşabın kilitli sihrini hasırın örgüsündeki gizemle birleştirebiliyoruz.

Uzakdoğu ülkelerinin nev-i şahsına münhasır dokusu ülkemizde uzun süredir çok ilgi çekiyor ancak onu biraz daha yumuşatmak, ferahlatmak ve feminenleştirmek için bu palet doğru parolanız olacaktır. Pek çok tasarımcının yaptığı gibi, siz de "kalbinizi Doğu’ya açın...".

Kaz tüyü uyku seti

Maya Tekstil, kurban bayramı ve yeni yıl arifesinde herkesi kaz tüyü uyku seti sahibi yapacak bir kampanya başlattı. Yıl sonuna kadar Boyner ve Özdilek mağazalarından Penelope kaz tüyü yorgan alanlar, yanında yastığını da alıp gidiyor.

İstanbul ve ötesi

Mimarlık’ın son dönem gerçekleştirdikleri arasından seçilen on yedi proje, "İstanbul ve Ötesi" başlığı altında 22 Aralık tarihine kadar Londra, Riba’da sergileniyor. Murat ve Melkán Tabanlıoğlu’nun projelerinin yer aldığı sergi Londra Riba (İngiliz Kraliyet Mimarlar Birliği) galerinlerinde 22 Aralık tarihine kadar devam ediyor.

Sergi, Tabanlıoğlu Mimarlık projelerinin küresel yol haritasını tespit etmek üzere izleyiciyle ilk kez "0" noktasında, Greenwich’te buluşuyor. Sergi Londra’dan sonra İstanbul, Tokyo, Amsterdam ve Viyana’da izlenebilecek.

Geometrik formlar

Mimarca’nın yeni aksesuVarları, yeni yıl öncesi Mimarca showroomları’nda yerini aldı. Yaşadığımız coğrafyanın kültürel renklerini her seferinde farklı bir bakış açısıyla yorumlayan Mimarca ekibi bu kez geleneksel el işçiliği ve geometrik formları karşı karşıya getirmiş.

Sancar Ahunbay bu kez kıvrak ve kırık formlara, pirinç üstü yirmi mikron gümüş kaplama ve ahşap, pişmiş toprak, taş bileşimleri ile; art obje kimlikli ve sunum işlevli tasarımlar gerçekleştirmiş.

Feng Shui haftası

22-27 Aralık tarihleri arasında Kalamış’taki Marshall KEY Showroom’da Feng Shui Haftası düzenleniyor. Gökyüzünü ve insanları izleyerek doğanın akışından yaşadığımız mekanlarda en iyi şekilde nasıl faydalanabileceğimizi gösteren Feng Shui’nin temel prensibi doğanın akışına saygı göstermek ve kendi doğamızla dış çevremizi uyumlu hale getirmek olarak tanımlanıyor. Hafta boyunca, konunun Türkiye’deki uzmanlarından Esra Koyuncu showroom’da seminerler ve özel seanslar düzenleyecek. Bilgi için: (0212. 339 83 83)

Efsanevi Diptyque

Sofistike ve yoğun parfümleriyle John Galliano’dan Carla Bruni’ye kadar birçok ünlü ismi büyüleyen Diptyque, ev parfümleri ve özel mumları, şimdi Beymen Home’larda. 12 ayrı aşamadan elde üretilen mumların her birinin kendine özgü bir kokusu bulunuyor. Sandal ağacından tarçına, lavantadan incir ağacına kadar 36 farklı parfümü 60 saat boyunca sürekli aynı yoğunlukta yayan 190 gr. ağırlığındaki mumların ayrıca 24 farklı ev spreyi ve 11 farklı eau de toilette’i de satışa sunuluyor.

Sabun çılgınlığı

2003 yılında Antwerp'te ilk dükkanını açan, pek çok Avrupa kentine yayılan ve Türkiye’deki ilk mağazasını Palladium Alışveriş Merkezi'nde açan The Soap Story, doğal, nemlendirici özelliklere sahip, gliserin bazlı el yapımı sabunlarıyla kendi tutkun kitlesini yarattı bile. Belçika’da üretilen ürünlerin hiçbiri hayvanlar üzerinde test edilmemiş. Doğal ve iyi bilinen kozmetik içeriklere sahip vücut ürünleri, etkili kişisel bakım ve eşsiz kokuları birleştiriyor.
Yazının Devamını Oku

Dokunmanın büyüsünü keşfedin!

29 Kasım 2008
İçine girdiğim anda kendimi iyi hissettiğim mağazalaran biri Chakra. Duru renk seçimi, aydınlık atmosferi ve doğaya yakın tasarımları pozitif enerji yüklüyor bana. Tarif edemeyeceğim rahatlatıcı bir kokusu bile var. Raflardaki her havluya, her bornoza, her peştemale dokunma isteği doğuyor içimde. Evcimen’de bu hafta sizi bu özel mekanla buluşturmak istedim.

Son yıllarda yapılan tüm fuarlarda, duyulara seslenen marka, koleksiyon ve tasarımların giderek daha çok ilgi çektiğine tanık oluyoruz. İnsan bedeniyle ilişkide olan, ruhu şımartan ve "wellness" konseptine hizmet eden ürünler de çoğalmakta. Yüzde yüz Türk markası olan Chakra, özellikle dokunma duyumuzu harekete geçiren ve arınma, rahatlama, sarınma ihtiyaçlarımızı cevaplayan ürünleriyle son zamanlarda en sevdiğim markalardan biri oldu. Pek çok alışveriş merkezinde bulabileceğiniz mağazalarının konseptleri de aynı amacın bir parçası: Şık ve özgün tasarımlı ürünlerle evlerde sıcak yaşam alanları yaratmak.

Neler bulabilirsiniz?

Chakra’nın doğal bambu ipliğinden üretilen nevresim takımları, yatak örtüleri ve yastıkları benzersiz yumuşaklıktaki dokularıyla sarıyor bedenleri. 2009 kışı için hazırlanan nevresim koleksiyonu; ekru, toprak, yeşil ve mürdüm tonlarıyla tasarlanan şık desenlere sahip. Koleksiyonda yer alan tüm ürünler sık yıkanmada dahi yıpranmayarak uzun ömürlerini koruyor ve daha çok yumuşaklık kazanıyor. Kolay ütülenme özelliğiyle de büyük avantaj.

Chakra havlu ve bornozlar, hafif dokuları ve ipeksi yumuşaklıklarıyla banyo keyfinizi eşsiz kılmak üzere tasarlanmış. Tümü doğal pamuk ve bambu liflerinden üretiliyor. Kullanılan bambu lifleri, çok sık yıkanan havlu, bornoz gibi malzemelerin de yıkandıkça yumuşayarak, uzun ömürlü olmalarını sağlıyor. Yeni sezonda yer alan havlu ve bornozlarda Chakra’nın genel temasına uygun olarak natürel tonlar yine ön planda. Ayrıca yeşilin tonları ve mürdüm renkleri de kullanılmış.

Vücudunu şımartmaktan hoşlananlar içinse Kızıldeniz’in tuzları ile üretilmiş, vitamin ve minerallerle zenginleştirilmiş Chakra Spa Koleksiyonu, cilt bakımına yönelik sunduğu özelliklerin yanı sıra, uzun süre kalıcı etkili esansları ile dikkat çekiyor. Ürünlerde yeşil çay, tatlı badem ve süt&bal kokuları kullanılmış. Spa koleksiyonunda el ve vücut kremi, sıvı sabun, vücut peeling’i, duş jeli ve banyo tuzu gibi pek çok ürün mevcut. Özellikle doğal sabunlar mutlaka denenmeli. Isırgan otlu, karanfilli, yulaflı, ballı sabun seçenekleri her tür cildin farklı ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte. Sabunlar cildin kozmetik ihtiyaçları kadar kuruma, cilt çatlakları, selülit gibi cilt rahatsızlıkları için de bakım önerisi sunuyor.

Gündelik hayatın stresinden uzaklaştığınız, sakin ve huzurlu bir ev ortamı için aradığınız tüm günlük yaşam ürünleri ve aksesuvarlarını Chakra mağazalarında bulabilirsiniz, üstelik şu anda da yüzde 50’ye varan indirimler var; şiddetle öneriyorum!

Bambunun hikayesi

Çok uzaklarda, Uzakdoğu ormanlarında yetişen görkemli bambu ağaçları, Chakra'nın çok özel dokumalarıyla yumuşacık havlulara ve kumaşlara dönüşüyor. Kimileri şans getirdiğine inanıyor bambunun, kimileriyse uzun ömür, dostluk ve temizlik sembolü olduğuna. Her kültürde pozitif anlamları olan ve insana pozitif yaşam enerjisi veren bambu, doğanın sunduğu bu mucizeyle Chakra'nın sahip olduğu teknolojilerin yardımıyla yepyeni formlara dönüşüyor. İnce ince dilimler halinde kesilen bambu ağaçları önce elyaf haline getiriliyor. Liflerinden ayrıştırılarak, çeşitli işlemlerden geçirildikten sonra ipliğe dönüştürülüyor. Ve bu işlemler sırasında ipliklerin tamamen doğal ve saf kalmasına büyük özen gösteriliyor. Teninizdeki serin ve tatlı dokunuşu, bambunun kendine has bir özelliği. Hava geçirgenlik özelliğiyle bedeniniz rahatça nefes alıyor. Pamuktan bile daha hızlı bir emiciliğe sahip olan bambu, içeriğindeki bambu kun maddesi sayesinde deride alerji yapmıyor ve antibakteriyel özelliğe sahip. Bambu ipliği, çok ince olmasına karşın yıpranmaya karşı da dayanıklı ve sağlam.

Hediye Chakra havlular

Elle Decor dergisinin aralık sayısında Chakra’dan bir hediye var: Renk renk ikili el havlusu setleri. Yeni yılı evinde karşılamak isteyenler için pek çok süsleme ve ışıklandırma fikrinin sunulduğu derginin bu ayki özel dosyası ise yılbaşı sofraları. Farklı isimlerin kurduğu sofralara ilave olarak, pek çok sofra koleksiyonundan da seçimler sunulmuş.

Bebekler için organik tekstiller

Chakra’da 0-3 yaş grubu bebek ve 4-12 yaş grubu çocuklar için çok özel bir havlu-bornoz ve nevresim koleksiyonu var: Chakra Çocuk Koleksiyonu. Markanın üstün kalitesi, bambu lifinin hava geçirgenlik ve antibakteriyel özellikleri ile birleşerek huzurlu ve sağlıklı bir uyku ve banyo keyfi sağlıyor. Arkadaşınızın yeni doğan bebeğine bir çift organik patik götürmek istemez misiniz?
Yazının Devamını Oku

WGSN trend ajansı diyor ki Evinizle duygusal bağ kurun

22 Kasım 2008
Ancak yıllık üyelikle size gelecekten haberler veren WGSN, moda, tasarım ve stil dünyasına online bilgi, araştırma ve trend analizi sağlayan dünyanın önde gelen global bilgi servislerinden biri. 2009 için baktıkları trend falından çıkanlar özetle şöyle: Eko-bilinç, global kültürleri karıştıran tarzlar ve sahibiyle duygusal bağ kuran mekanlar. Kuruluşunun 10. yılını kutlayan WGSN’in merkezi Londra’da; ayrıca New York, Paris, Barselona, Hong Kong, Seul, Los Angeles, Melbourne ve Tokyo gibi birçok yerde de ofisleri ve global danışmanları bulunuyor. WGSN’in Ortadoğu, Balkan ülkeleri ve Türkiye müdürlüğünü Müjde Abdiş Güçlü yapıyor. Toplam 60 ülkede 40,000 kullanıcıya ulaşan WGSN'in üyeleri arasında Armani, Nokia, Ralph Lauren, Zara, H&M, Diesel, D&G gibi dünyanın tanınmış markalarının yanı sıra, Türkiye'den de Mudo, Boyner, Uniteks, Mavi Jeans gibi 100'e yakın firma WGSN’den trend bilgileri alıyor.

Peki bu kadar ünlü markaya hizmet veren WGSN neler yapıyor? Yılda 140 moda ve tasarım fuarı izliyor. Öncelikle, sosyologlarla birlikte çalıştıkları tüketici araştırmalarını baz alarak, bugünden 2 yıl sonrasına yön verecek ana çıkış noktalarını, tasarım yeniliklerini, alışveriş eğilimlerini ve trendleri belirliyorlar. Her ay 7-8 farklı şehirden 1.000'in üzerinde vitrin fotoğrafı ve satış analizleri yolluyorlar. WGSN ekibi tarafindan gelecek sezonlara özel hazırlanan orijinal ve yüksek çözünürlüklü, yüklenebilir formatta clip-art ve grafik tasarımlar emrinizde oluyor. Her sezon 20.000 üzerinde defile fotoğrafı, video çekimleri ve WGSN ekibinin defile analizleri size ulaşıyor. Etiket ve paketleme trendleri, pazar araştırmaları ve vitrin tasarım analizleri de sunulan hizmetler arasında.

WGSN trend danışmanları 2009 için üç farklı tema belirlemişler: Connect, Extraordinary ve Transform. Bir yandan gerçek hayattaki iyileri koruyup geliştirerek daha fazla hayatımızda yer almalarını sağlarken, diğer yandan da geleceğin bize getireceği gelişimlerden faydalanmak üzerine kurulu bir yaşam tarzının bizi beklediğini söylüyorlar:

Connect (Bağlantı)

Günümüz modern şehir yaşantısına eko-bilinçle hassas bir yaklaşım. Yumuşak renk paletiyle doğadan ilham alınan detaylar ön planda. Connect temasında ürünlere biraz daha duygusal bakılıyor ve malzemeler duyarlılıkla yaratılıyor. Tarihten referanslarla yeni bir perspektif oluşturuyor. Ürünler ile duygusal bağlar kurabilmek çok önemli. Uzun ömürlü doğal malzemeler, ham yün, doğal taş, terracotta, bakır ve ahşap kullanılıyor. Botanik desenler ham keten ve yıkanmış kotonlarla uyumlu. Mat seramikler ise yumuşak pastel renklerde tercih ediliyor.

Extraordinary (Sıradışı)

Geçmişten referanslar kullanmak aslında birçok yeni tasarım için ortak çıkış olarak kullanılıyor. Extraordinary’de geçmiş zamanların geleneksel el sanatları ve hobileri tekrar keşfediliyor. Geleneksel motifler, malzemeler, günlük modern hayata giriyor. El yapımı dekoratif süslemeler, nakışlar, etaminler, eski seramik fincan takımlarının desenleri ve renkleri, retro yer karoları gibi geçmişten referanslarla nostaljik bir hava yaratılıyor. Desenlerde floral fonlar, işlemeli desenler ya da jakarlı dokular, koton örmeler ve kroşelerle birlikte kullanılıyor.

Transform (Dönüşüm)

Global kültürlerin çeşitliliğine odaklanan bir tema. Parlak renkler, pragmatik sokak grafikleri, grafitiler, retro teknikler fazlaca kullanılıyor. Bu temaya özellikle pop art güçlü bir ilham kaynağı olmuş. WGSN tasarımcılarının seyahatlerinde ilham aldıkları görsel referanslar tüm temaların çıkış noktaları. Bu temadaki renkler Hindistan, Vietnam, Laos gibi şehirlerden esinlenerek hazırlanmış. Parlak renkler bir arada kullanmaya alışkın olmadığımız cesur kombinasyonlarla karşımıza çıkıyor. Parlak lake cilalar ve airbrush teknikleri kullanılıyor. Desenler geometrik kontrast renk kullanımlı ve retro hissini koruyor.

www.wgsn.com Bu da ünlülerin tercihi

Kadınlar artık TV’deki sabah programlarında dekora da dikkat ediyorlar. İzleyici, süslü taşlarla bezenmiş, bu birbirinden renkli koltuk ve aksesuvarlara nasıl ulaşacaklarını sormak için kanalların telefonlarını bile uzun süre meşgul ediyor. Seda Sayan, Esra Ceyhan ve Esra Erol’un sundukları programda kullandıkları mobilyalarla, Bülent Ersoy, Pınar Eliçe, Lerzan Mutlu gibi şov dünyasındaki ünlülerin evde tercih ettiği mobilyalar, E&G Mobilya imzalı. Tasarımların yaratıcısı olan E&G Mobilya’nın sahibi Emrullah Genç, Seda Sayan’a eşi Onur Şan tarafından hediye edilen swarovski taşlarla süslenmiş yatak odası tasarımı ile gündeme gelmişti.

TAKİP New Dutch Design

Tasarım dünyasının trendsetter ülkelerinin başında gelen Hollanda , tasarımda sınırları zorlayan, yenilikçi ve futuristik bir yaklaşıma sahip. Yıllardan beri Hollanda tasarımını en iyi anlatan platform olma özelliğine sahip olan "New Dutch Design" 2009 sergisinin dünya prömiyeri, 17 Ğ 21 Aralık tarihleri arasında İstanbul’da Trend Show’09’da yapılacak. 40 farklı sanatçı tarafından hazırlanan 350’den fazla eserin seçici kurul tarafından seçilen en iyi, en çok konuşulan 50 parçası sergilenecek.

KEŞİF En büyük dergi

Maison Française dergisinin kasım sayısı, sadık ve tutkun okurlarını "büyük" bir sürprizle karşılıyor. "Golden ıssue" teması altında dekorasyon ve tasarım dünyasının altın isimlerini, stillerini ve örneklerini bir araya getiren dergi, bu aya özel büyük boy ve olarak 422 sayfa hazırlanmış. Eve götürürken biraz yorulabilirsiniz, ancak içindeki estetik şölen zahmetlerinizin karşılığını veriyor!

STİL Derinin uzman ismi

Deri mobilyada dünya trendlerine yön veren İtalyan mobilya markası Natuzzi’nin 2009 koleksiyonu, yine İtalyan geleneğinin kusursuz yaklaşımını yansıtıyor. Zengin renk, doku ve model seçenekleri, farklı deri kombinasyonları, konforlu formlar ve müzik sistemleriyle entegre mobilyalar, yaşam alanlarına keyifli bir dokunuş getiriyor. Görmek için Natuzzi Etiler ve Florya mağazaları hizmetinizde. Tel: (0212) 324 00 72.
Yazının Devamını Oku

Evdeyim ve çalışıyorum

15 Kasım 2008
Ofislerdeki çalışma koşulları, özellikle açık ofislerin devreye girmesiyle konsantrasyon konusunda kişileri olumsuz etkileyebiliyor. Bu nedenle işlerini, akşam evlerine gittiklerinde laptopları aracılığıyla tamamlamaya başlayanların sayısı artıyor. Kısacası bazı kişilere göre çalışma saatleri gece herkes evine çekildikten sonra başlıyor!

Çalışma köşeleri, kendi kurallarımızı kendimiz koyduğumuz evde bir bölüm olduğu için, evin genelinde hakim olan dekorasyon ile uyumlu tasarımlar devreye giriyor. Fonksiyonel detaylar, evlerdeki çalışma alanlarının en büyük kurtarıcısı olurken, ergonomi kavramı en çok evin bu bölümünde önemli hale geliyor. Ev-ofislerde konsantrasyonunuzu bozabilecek her türlü etki mevcut olduğundan çalışmaya özel bir mekán ayırmak gerekiyor. Kişilerin tercihine göre bu alan, bazen yatak odasında bir köşe, bazen aile bireylerinden kopmamak için salonda bir bölüm ya da evin bir odası olabiliyor.

Müziği açıp, içeceğinizi alıp, evinizin tatlı sıcaklığını hissederek konsantre olabiliyorsunuz. Bu durumda da devreye ofis kurallarından bağımsız kendinize özel çalışma köşeleri oluşturma fikri giriyor. Kişinin çalışma gereksinimlerine göre bir dolap, üzerinde yayılabilecek bir masa, belki ihtiyaca göre bir keson ve çalışma sandalyesi temel unsurlar arasında. Kilometrelerce uzaktaki kişilerle oturduğumuz yerden iletişim kurmamızı sağlayan laptoplar, gsm telefonlar gibi teknolojik gelişmeler sayesinde özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerde çalışanlar, artık işlerini rahatlıkla evlerinden yürütebiliyor. 1930’lara kadar uzanan ev-ofis kavramı, arada zaman farkı olan ülkelerle işlerin yürütülmesinde de kolaylıklar sağlıyor.

Kendi kurallarımızı kendimiz koyduğumuz evdeki çalışma köşelerimizde, rahatımızı tam olarak sağlamak için tasarımcılar ve üretici firmalar da kolları sıvamış durumda: Çalışma ortamında gerek duyulacak ergonomik özellikleri ev ortamına ters düşmeyecek malzeme ve formlarla birleştirerek kullanıma sunuyorlar. Bu koşullarda, artık çalışma alanlarına yönelik tasarımlarda, renk ve materyal konusunda da alışılmış kalıpların dışına çıkılmaya başlandı ve rengárenk tasarımlar kavramı bu alandaki yerini çoktan aldı. Kişinin kendini iyi hissettiği ve azami ölçüde verimli olabildiği bir ortamda çalışması gerekliliği de rengin ev-ofislere girmesini kaçınılmaz yapıyor. Renkli bir çalışma köşesi oluşturmak istiyorsanız, öncelikle sizi en çok rahatlatan renklerden oluşan ürünleri kullanmalısınız. Çünkü kullanılan renkler, kişilerin ruh halini ve dolayısıyla da konsantrasyonunu etkiler. Çalışma yüzeylerinde ise, örneğin, masaların üzerinde çok açık renkler yansıma yapacağı için kullanılmamalıdır.

Çağın Evi’nde çalışma alanları

Modern şehir yaşayanının değişen öncelikleri, "ev"inden beklentilerini de etkiliyor. Yakın zamana kadar geçerli olan yerleşik ev düzeni ve mekánların fonksiyonel dağılımı, günümüzde yeniden şekilleniyor. İsimleri ile net biçimde ayırt edebildiğimiz, mutfak, yemek odası, yatak odası, salon, misafir odası gibi, belli kullanımlar için ayrılan mekánlar, artık birbirleriyle iç içe geçmiş durumdalar. Bu gelişme, "tek merkezli ev"den, çok merkezli kullanıma geçişin bir sonucu. Gün içinde yaşanan bilgi ve iletişim bombardımanından kaçışın ifadesi olarak, ev yaşamı sadece fiziksel değil, zihinsel anlamda da korunmaya yarayan bir barınak haline geliyor. Evde sağlanacak çalışma ortamlarında bu gerçek göz önünde tutulmalı. Günümüzde insan-iş arasındaki ilişkiyi rehabilite etmek mümkün müdür sorusuna yanıt aramak gerekiyor. Beden ve zihnin birlikteliğini yakalamak için insanın ruhuna, hayattaki amaçlarına hitap eden bir ortam, iş konusu ve mekán kurgulamak çok önemli. Evde çalışma ortamları bu nedenle önemlidir ve ofis için tasarlanan mobilyaların eve taşınmasından ibaret olmamalıdır. Koray Malhan, Koleksiyon Mobilya’nın marka ve tasarım direktörü

Kalitenin adı Hermes

1837 yılında deri binicilik aksesuvarları ve at eyeri üretmekle işe başlayan Hermes, tutkunlarına deri ürünlerde olduğu kadar porselen, kristal ve gümüş çatal bıçaklarda da kalitenin en iyisini sunmaktan yana. Farklı çizgileri göz kamaştırıcı renklerle süsleyerek egzotik çiçek desenlerine hayat veren Hermes, zarafetini deniz ve toprak temalarından esinlenerek çizdiği hayvan figürleriyle yansıtıyor.

Bu dergi yok satıyor

Elle Decor dergisinin "Davet Sofraları" kitabı hediye ettiği kasım sayısı yok satıyor. İçinde farklı temalarda ve farklı amaçlarda davetler için pek çok yaratıcı örneğin bulunduğu 120 sayfalık kitap, gerçekten de çok şık hazırlanmış. Derginin bu sayısının ana konusu ise, Asya kökenli etnik trendlerin yeni evlerde nasıl uygulandığı.

Romantik kışa hazır mısınız

Yüksek kalite, stil ve modern ürün çeşitliliği ile İngiltere'nin önde gelen ev tekstil ve mobilya markası Laura Ashley, duvar káğıdından döşeme değiştirmeye, kanepe siparişinden perde ölçümüne kadar pek çok alanda uzman servisi ile işimizi kolaylaştırıyor. Bu kış için hazırladıkları serilerde renkli bir romantizm hakim, özellikle koyu yeşil, kızıl, mor, tarçın, altın renkleri bu görüntüye daha fazla bir keyif katıyor.
Yazının Devamını Oku

Vintage hızla yükseliyor

8 Kasım 2008
Son yıllarda mekán tasarımlarındaki kullanımı giderek çoğalan vintage mobilya ve aksesuvarlar, geçmiş yaşamlara eşlik etmiş ama sonra atılmış, işlevini kaybetmiş ya da eskimiş eşyalara yeni, beklenmedik işlevler kazandırıyor. Bu stilden yana göz kırpanlar, vintage mağazalarda, ikinci el eşya satan adreslerde, eskicilerde, antikacılarda, açık artırmalarda geziyor. Modayı ele geçirdikten sonra evlere de yerleşen bu stil, ’tüketme’ yerine ’yeniden değerlendirme’yi desteklediği için aynı zamanda çok çevredostu!

Tasarımların melez dünyasında, kışlık evlere firar ettiğimiz ve ev dekorasyonunda değişiklik yapmak için kolları sıvadığımız şu sıralar, firmaların yeni koleksiyonlarının yanında, yakın geçmişe ait olan ikinci el ürünler ve bu ürünlerle yaratılan vintage mekánlar da oldukça revaçta. Üretimle ilgili kaynakların tasarruf edilmesini sağladığı için doğa dostu yöntemlerden biri olarak kabul edilen ikinci el mobilyalarla hem ekolojik hem de nostaljik alanlar yaratabilirsiniz.

Dank firmasının kurucusu Yağmur Musal, bu stilin Türkiye’deki öncülerinden. Bir ürünün antika sayılabilmesi için en az 70-80 yıllık olması, iyi bir ustanın elinden çıkmış, döneminin özelliklerini taşıması gerektiğini vurguluyor. İkinci el mobilya ve aksesuarlar ise, kaliteli bir malı çok iyi fiyata bulmayı mümkün kılıyor. Üstelik ürünün üstünde oynayarak (cila, láke, döşeme vs.) yeniden yaratabiliyorsunuz.

Vintage ev, geçmişe ait formları, dokuları, desenleri ve malzemeleri kullanarak dekore edilen ev demek. Ancak tamamen değil, yeni kodlarla birleştirerek. Art deco bir kanepeyi bugünün iri çiçekli modern kumaşlarıyla bir araya getirmek gibi... Modern yaşam alanlarında gördüğümüz soğuk renklerin (gri, beyaz, ekru) ve düz formların içine katılan vintage mobilya ve aksesuvarlar, mekána eski ile yeninin uyumunu, yaşanmışlık hissini getiriyor. Kimi zaman da karmaşık gözüken desen ve formların, günümüzün modern mobilya ve formlarıyla birleşimini sağlıyor.

Props vintage mağazasının sahibi Merve Soylu, son yıllarda retrospektif kimliklerde yaşanmışlık hissi veren ev detaylarına karşı yükselen bir eğilim gözlendiğini söylüyor: "Bu detayları, bugünün tasarımlarıyla birleştiren her evde, farklı bir ruh, başka bir karakter ve yeni bir hikaye de doğuyor. Artık evler de insanlar gibi, birbirine benzemiyor."

Teknolojinin insan emeğine hükmettiği günümüz yaşam koşullarında; yaşanmışlık izleri taşıyan ikinci el objelerin bizleri kimi zaman gülümseten kimi zaman hüzünlendiren anılarla dolu bir yolculuğa götürdüğü kesin. Nadir bulunabilen ve sizin gönlünüzü çelen bir parça için mekánınızda yer açmak çok değerli hale geliyor.

Müstamel Eşya Evi’nin sahibi Aslı Kendiroğlu da, bu stili kullanırken dikkat etmek gerekenleri şöyle özetliyor: "Eski eşyalardan hoşlananlar için benim dükkánımın da bulunduğu Beyoğlu adeta bir vaha. Hoşunuza giden objeleri elden geçirmek suretiyle kullanarak evinize yeni bir soluk getirebilirsiniz. Genelde topladığımız ikinci el objelerin hemen hemen tümünü renove ediyoruz. Renovasyon prosedürü maliyetli olduğu için, genelde döneminin özel parçaları için bu işlemleri uyguluyoruz. Bu sebeple, ahşap mobilyalar ve döşemeli ürünler seçerken ürünün durumunu iyice tahlil etmenizi tavsiye ederim."

Vintage/ikinci el eşya satan firmalar

American Garage; Tel: (0212) 244 52 20.

Dank; Tel: (0212) 352 60 44.

Hall Mimarlık; Tel: (0212) 292 95 90.

Müstamel Eşya Evi; Tel: (0212) 245 21 00.

Pouf Design; Tel: (0212) 227 46 88.

TV karşısında sıcacık oturun

Kış mevsiminin gelmesi ile evde geçirdiğimiz zamanlarda kendimizi ısıtma ihtiyacımız da ön plana çıkıyor. Soğuk kış günlerinde ve gecelerinde yardımımıza koşan Yataş pamuklu battaniyeler, sıcacık dokunuşları ve enerji veren renk seçenekleri ile ister TV karşısında geçirilen dinlenme anlarında, isterseniz de gece uykularında gerçek battaniye keyfini yaşatıyor.

Davet vermeyi seviyorsanız

Elle Decor dergisinin kasım sayısını hemen alın çünkü verdiği ’Davet Sofraları’ kitabı size bütün bir yıl yapacağınız davetlerde sofra dekorasyonu konusunda yol gösterecek. Misafirlerinizi şaşırtacak detaylar ve süsleme fikirleriyle dolu olan bu kitap, tam 120 sayfa.

Bırakın, parlasın

Yeni sezonun perde ve döşemeliklerinde parlak dokular, döşemelikte özellikle parlak kadifeler tercih ediliyor. İpek üzeri brodeler, altın veya gümüş ipliği kullanılarak zenginleştiriliyor. Tüllerde değişik ipliklerin beraber dokunması ile farklı dokular elde ediliyor, devore tekniği kullanılıyor. İpek veya tül gibi ince kumaşların üzerine kalın ve büyük brodelerin işlenerek altın veya gümüş baskılarla tamamlandığını da görüyoruz. Tüm bu yenilikleri iki ünlü markadan takip etmek mümkün: Omexco ve Designers Guild.
Yazının Devamını Oku

Bir İzmirli ve Ankaralının ortak tasarım macerası

1 Kasım 2008
Net çizgiler, kusursuz hacimler, sağlam malzemeler, pürüzsüz yüzeyler, mükemmel işçilik ve tüm bu sert imaja rağmen yumuşacık bir ifade. Derya Akdurak’ın bu eşsiz tasarımları, markası Megaron’un dünya platformunda da ilgi görmesini sağladı. 2009 koleksiyonunda işbirliği yaptığı uluslararası tasarımcımız Defne Koz, Megaron’un sıradışı silüetine feminen bakışını eklemiş. Londra 100% Design Fuarı’nda sergilenen koleksiyona çok yakından bakma imkanını buldum.

Defne Koz tasarımı Dondola serisi, dümdüzlüğe katılmış yuvarlak hatlarda uzun ve kısa banklar, koltuklar ve sallanan oturma birimlerinden oluşuyor. Süreklilik çizgisinin hissedildiği bu ürünlerin üzerinde formdan kaynaklanan yansımalar, ürünlerdeki derinlik hissini artırmakta. Ürünlerin bir ya da birden fazla kişi tarafından kullanılması ve farklı şekillerde oturma olasılıkları düşünülmüş.

Bu yıl 10. yaşının kutlayan Makomim, İzmir merkezli bir mimarlık ve dekorasyon firması. Sınırlarını önce İzmir’in dışına çıkararak tüm Türkiye’de bir hayran kitlesi kazandı, daha sonra bir adım öteye geçerek Avrupa fuarlarında görücüye çıktı ve tasarım konusundaki iddiasını uluslararası platformlarda gösterdi. İlk kez 2002 Ocak ayında Paris’te lanse ettiği Megaron markası, firmanın tasarım çalışmalarının bir sonucu. Marka bugün dünya metropollerindeki onlarca projede yer alırken, İngiltere’de Andrew Martin ve Kelly Hoppen, Almanya’da Christine Kroencke vitrinlerine girmeyi başarmış bulunuyor.

Tasarım felsefesi

Başlangıçta uluslararası pazarın nabzını tutmak amacıyla ahşap, kumaş kaplı ve metal ürünleri belli bir konsept içinde sunan Megaron, gelen yoğun talep ve piyasada tek olmanın verdiği avantajla, tasarım odaklı paslanmaz çelik ve kompozit ürünlere konsantre olmuş. Tasarımlara imza atan ve markanın kimliğini oluşturan mimar Derya Akdurak, Megaron felsefesini şöyle anlatıyor: "Yaşadığımız bilişim çağında farklı malzeme ve işçilikleri, farklı kültürlerin yarattığı formal yapıyla fonksiyonel ihtiyaç araçlarına dönüştürmek ve bu sırada kullanıcıya hazlar yaşatabilmek... Bu anlamda çok tanıdık formlar, farklı bir malzemeyle ele alındığında değişik ve kışkırtıcı hale gelebiliyor."

Yeni bir bakış: Defne Koz

Bu yıl Megaron bünyesine katılan feminen bir bakış var: Defne Koz. İtalya’da yaşayan tasarımcının Megaron kimliğini ön planda tutarak yarattığı çizgiler, geçtiğimiz eylül ayında Paris ve Londra fuarlarında ilk kez görücüye çıkmıştı. Başarılı tasarımların, tasarımcı ve girişimci arasında oluşan başarılı kimyadan ortaya çıktığını söyleyen Defne Koz, Megaron hikayesini şöyle anlatıyor: "En iyi tasarım projelerinin çoğu müşteri ve tasarımcı arasında zaman içinde dostluğa dönüşen bir ilişkiden doğar. Benim Megaron hikayemde bu arkadaşlık çabuk geldi. Derya’nın şirket vizyonunu anlamama yardımcı olan çok ilginç diyaloglarla katalize oldu. Bu projeden çok zaman önce Megaron’un yapabildikleri beni etkilemişti. Derya’yı tanımak onun kişisel titizliğini kusursuz planlama ve üretime dönüştürme şeklini anlamama yardımcı oldu. Yeni malzemeler keşfetmek her zaman çok ilgimi çekmiştir. Megaron tasarımlarımda, bildik bir malzeme olan paslanmaz çelik, yeni kaynak teknikleri ve zorlayıcı tasarımlara olan tutku ile yeniden keşfedildi. Bu koleksiyonda Megaron’un birleşim çizgisi olmayan, kaynak yerleri gözükmeyen kusursuz hacimler geliştirme becerisini kullanarak metali tatlı kıvrımlara katlayıp ona yumuşak bir görünüm vermeye çalıştım. Bu iş, endüstriyel bir malzemeyi şekillendirip ev ortamına daha uygun bir hale sokmaya benziyor ve benim bir malzemeyi yeniden keşfetmek arzumla örtüşüyor."

Derya Akdurak ise, Defne Koz ile kader çizgilerinin çok paralel olduğunu düşünüyor. Aynı ortamlarda yaz tatili geçirmiş, aynı yıllarda Milano’da bulunmuş, aynı büroda staj yapmış olmalarına rağmen hiç karşılaşmamışlar. Ancak bu proje nedeniyle buluştuklarında, kısa sürede aynı frekansı yakalamayı başarmışlar. Defne Koz’un pek çok firmaya tasarım yaptığı için tüketiciyi ve beklentileri çabuk kavradığını söyleyen Akdurak, Paris Maison&Objet fuarında Koz’un tasarımları sayesinde insanların uzun zamandır arayıp da bulamadıkları ışığı görmüş gibi etraflarını sardığını söylüyor.

Derya Akdurak ve Defne Koz’un Egeli ruhları, detaylara verdikleri önem, malzeme aşkı, kurgu bilgisi ve tecrübeleri birbirini tamamlamış, arındırmış ve mükemmele ulaştırmış. Bu duyguyu, yarattıkları objelerin her kıvrımında hissetmek mümkün.

www.megaron.org

Derya Akdurak tasarımı Nadia masa çelik gibi sert kıvrımları ve işvesiyle ayakta duran, ortamına göre ısınan fonksiyonel bir eleman.

Bir imparatorluk ağırlığıyla kendini belli eden Han serisi, mükemmel işçiliği ve ağırbaşlı geometrisiyle koleksiyonda öne çıkan ürünlerden, Derya Akdurak imzasını taşıyor.

Derya Akdurak tasarımı Biloba paravan, kendi kendine ayakta durabilen, metalin tüm çıplaklığı ile kendini gösterdiği, verdiği yansımalarla bulunduğu ortamı bir görsel şölene dönüştüren, bölerken derinlik veren bir enstrüman.

Derya Akdurak tasarımı Marcel serisi sandalye ve koltuk, üretildiği paslanmaz çeliğin yumuşak kıvrımları ve dayanıklılığı ile kendini var eden kışkırtıcı bir ürün.
Yazının Devamını Oku

Türkiye’nin en kapsamlı tasarım projesi Design Turkey Tasarım Ödülleri

25 Ekim 2008
Türkiye ve Anadolu kültürleri dünya tasarımcılarının yeni ilham kaynağı olarak popülerleşirken, Türk tasarımcıları da durmuyor ve hem yerel, hem de uluslararası pazarlar için üretim yapıyorlar. Sonuçları geçtiğimiz hafta açıklanan "Design Turkey Endüstriyel Tasarım Ödülleri", Türk tasarımcılarının çalışmalarını 3 kategoride derecelendirip ödüllendirirken, Türkiye’de endüstrinin, ihracatın, uluslararası markalaşmanın ve endüstriyel tasarımın gelişimine ve toplumun yaşam kalitesinin yükseltilmesine katkı sağlamayı hedefliyor.

Lansmanı, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen’in himayelerinde 30 Mayıs 2008 tarihinde gerçekleştirilen ve başvuruları 1 Eylül 2008 tarihinde sona eren "Design Turkey Endüstriyel Tasarım Ödülleri" 2008’e toplam 12 sektörden, ürün tasarımında 386, kavramsal tasarımda ise 58 ürün başvurusu oldu. Yapılan ön elemenin ardından, ulusal ve uluslararası önde gelen markaların oluşturduğu toplam 293 ürün ve 24 kavramsal proje ön elemeyi geçerek, 21 Ekim Ğ 2 Kasım 2008 tarihlerinde İstanbul Antrepo 3’de düzenlenecek sergiye katılma hakkını kazandı.

Ön elemeyi geçerek sergilenmeye değer bulunan toplam 293 endüstriyel tasarım ve 24 kavramsal proje, geçtiğimiz hafta düzenlenen ödül töreninden iki gün önce, ulusal ve uluslararası seçkin uzmanlardan oluşan 29 kişilik bir jüri heyeti tarafından sektörel bazda değerlendirilerek "İyi Tasarım Ödülü"; "Üstün Tasarım Ödülü" ve "TURQUALITY Tasarım Ödülü" olmak üzere 3 kategoride derecelendirildi.

En çok başvuru ’mobilya’ sektörlerinden

"İyi Tasarım Ödülü", "Üstün Tasarım Ödülü" ve "TURQUALITY¨ Tasarım Ödülü"nden oluşan "Design Turkey Endüstriyel Tasarım Ödülleri", 12 sektörü kapsıyor: Ambalaj; aydınlatma; elektronik ürünler; ev cihazları; ev ve ofis gereçleri; kamusal ve ticari ürünler; mobilya; spor, hobi, oyun ve kişisel ürünler; ulaşım ve taşıma araçları; yapı gereçleri; yatırım ürünleri; tıbbi cihaz ve gereçler. Bu sektörler içinde en fazla katılım ise, mobilya; ev ve ofis gereçleri ve aksesuvarları; yapı gereçleri ve ambalaj sektörlerinden oldu.

Projenin kazanımları

Bu yarışma ve ödüllendirmenin kazanımları, yarışma yetkilileri tarafından şöyle açıklandı: " Endüstriyel tasarım, ürünün doğru hedef kitleye seslenmesini, hedef kitlenin ihtiyacını en iyi şekilde karşılamasını ve pazarda farklılık yaratmasını sağlar. Bu katkı, ürünün değerini en fazla artıran unsurlardan biridir. Endüstriyel tasarım böylelikle, üretimin ve teknolojinin ürün için yarattığı değeri, sonuç ürüne kazandırdığı kullanım değeriyle, katma değere dönüştürmüş olur. Ödül alan tasarımlar, iyi tasarımın taşıması gereken nitelikler konusunda sanayiciyi yönlendirecek, ürün geliştirme sürecinde doğru tasarım stratejilerini belirlemelerinde yol gösterecektir. Design Turkey Endüstriyel Tasarım Ödülleri sayesinde, her yıl yapılacak yeni ödüllendirmelerle, Türkiye’nin tasarım envanteri ortaya konulacak, bu birikim, ulusal ve uluslararası tasarım gündemine sanal ve gerçek ortamlar aracılığıyla sunulacaktır. Bu şekilde Türkiye’deki tasarım kültürü uluslararası ortamda görünür hale gelecek, ülkemizin kültürel tanıtımında, Türk tasarım kimliğinin oluşturulmasında ve dünyaya tanıtılmasında katkıları olacaktır. Ulusal kökenli tasarım ürünlerinin uluslararası pazarlarda tanıtılması ve kendilerine yeni pazarlar bulması, böylelikle ülke ekonomisine de fayda getirecektir. Türkiye’nin ihracatında sürdürülebilir artışın sağlanabilmesi için, fason üretim yerine; katma değeri yüksek, yenilik ve farklılığıyla tüketicinin ihtiyacına cevap verebilen, markalı ürünlerle küresel rekabete uyum sağlanması gerekmektedir. İşte bu yüzden endüstride tasarım farkındalığının gelişmesini ve tasarım kültürünün yaygınlaşmasını hedefleyen Design Turkey; dünyadaki devlet destekli ilk ve tek markalaşma programı olan TURQUALITY¨ Programı dahilinde yürütülmektedir."

Değerlendirme kriterleri

Jüri, "İyi Tasarım" ödüllerinin değerlendirme kriterlerini şöyle sıraladı: Yenilik ve farklılık, işlevsellik , ihtiyaca cevap verme, dürüstlük ve içtenlik, estetik katkı, kullanım kolaylığı, sağlık ve güvenlik, ekonomi, üretim için tasarım kalitesi, çevreye etki. "Üstün Tasarım" değerlendirme kriterleri ise yenilikçilik (inovasyon), işlevsel üstünlük, estetik üstünlük, kullanıcıya duyarlılık, endüstrinin gelişimine katkı, markaya ve iş ortamına katkı, topluma ve kültüre katkı, çevreye katkı olarak belirlenmişti.

Mobilya kategorisinde ödül kazananlar

WOODY KOLTUK , Marka: AUTOBAN

Üretici: DE LA ESPADA

Tasarımcı: SEYHAN ÖZDEMİR , SEFER ÇAĞLAR

ONE ARMED SANDALYE , Marka: AUTOBAN

Üretici: DE LA ESPADA

Tasarımcı: SEYHAN ÖZDEMIR, SEFER ÇAĞLAR

KAYRA SANDALYE, Marka: ADNANSERBEST

Üretici: ADNAN SERBEST

Tasarımcı: ADNAN SERBEST

MIS KOLTUK, Marka: ADNANSERBEST

Üretici: ADNAN SERBEST

Tasarımcı: ADNAN SERBEST

SPIN BANKO, Marka: ALPARDA

Üretici: ALPARDA MOBİLYA

Tasarımcı: AZİZ SARIYER

LEAF HAMAK , Marka: GAEAFORMS

Üretici: GÖVSA KOMPOZİT

Tasarımcı: PINAR YAR, TUĞRUL GÖVSA

BOLERO FONKSİYONEL KANEPE, Marka: CASA

Üretici: CASA MOBİLYA

Tasarımcı: HASAN KASAN

OVAL KANEPE, Marka: ALPARDA

Üretici: ALPARDA MOBİLYA

Tasarımcı: AZİZ SARIYER

U TOO OFİS SİSTEMİ, Marka: NURUS

Üretici: NURUS A.Ş.

Tasarımcı: SEZGİN AKSU, SILVIA SUARDI

CASE CASE KİTAPLIK, Marka: ADNANSERBEST

Üretici: ADNAN SERBEST

Tasarımcı: ADNAN SERBEST

WL SS ÜÇLÜ BEKLEME KOLTUĞU, Marka: TAUTMANN

Üretici: KBB ÖZEL SAĞLIK HİZMETLERİ VE TIBBİ DAN. TİC. VE SAN. A.Ş..

Tasarımcı: ÖZKAN IŞIK, WOLF GIEBEL

TURQUALITY¨ ödülleri kimin oldu

KALEMKUMANDA UNIVERSAL KLİMA KUMANDASI

Marka: AIRFEL, Üretici: AIRFEL ISITMA VE SOĞUTMA SİS.

Tasarımcı: HULUSİ NECİ

TT X-RAY WT SS HASTA TRANSFER SEDYESİ

Marka: TAUTMANN , Üretici: KBB ÖZEL SAĞLIK HİZMETLERİ

Tasarımcı: MEHMET ATAMAN, STEFAN LIPPERT, ÖZKAN IŞIK, WOLF GIEBEL

6500 ÇAYDANLIK TAKIMI

Marka: JUMBO, Üretici: JUMBO

Tasarımcı: MİNAS ÇOLAKYAN

ARÇELİK DIVIDE AND COOL BUZDOLABI Ğ BÖLÜNEBİLİR SOĞUTMA TEKNOLOJİSİ

Marka: ARÇELİK, Üretici: Eksen Makine A.Ş.

Tasarımcı: FUAT ARI, SONER ILGIN
Yazının Devamını Oku