Emaneti evlatlarımıza kirletmeden, yok etmeden, betonlaştırmadan bırakmamız gerekirken; nefes alınamaz bir hava, kirletilmiş dereler, baltalanmış ormanlar, betonlaşmış şehirler oluşturduk.
Bırakalım çocuklar doğayı sevsin, toprağa çıplak ayakla bassın. Bir salyangozu eline alıp incelerken, kedinin köpeğin başını okşamaktan korkmasın. Aç bir hayvanı doyurmaya, susuz bir hayvana su vermeye heyecanla gitsin. Kuşların cıvıltılarını, martıların çığlıklarını duymaktan mahrum etmeyelim onları. Havada kuş, denizde balık, sokakta kedi, bahçede köpek, kırda at, çiçeklerin üstünde arı-kelebek, merada koyun keçi görme şanslarını ellerinden almayalım. Televizyonun, tabletin, cep telefonunun, okulun, kafenin dışında bir hayat olduğunu öğrensin, doğanın her gün yeniden uyanışına tanıklık edebilsinler.
*
Yarın acısıyla tatlısıyla bir yılı daha geride bırakıyoruz. Değişen tek şey takvimler değil elbette. Bizler birer yıl yaş alırken, çocuklarımız büyüyor. Yıllar sonra yaşlandığımızda hayat onların avuçlarında olacak. Doğaya, hayvanlara, insanlara karşı saygılı; onlara değer veren; koruyan, hayatı tüm canlılarla paylaşabilen bir evlat yetiştirebildiysek dünyaya gerçek bir miras bıraktık demektir.
Yeni yıl umutla, sevgiyle gelsin hoşgelsin. Mutlu yılar...
Görme fonksiyonlarınız git gide azalıyor. Çevrenizi, sevdiklerinizi flu görmeye başladınız ne hissedersiniz? Tüm organlarımız hayati değere sahiptir ancak günlük hayata açılan pencere olan gözlerimizdeki sorunlar endişe vericidir.
Gözler tüm canlılar için çok çok önemlidir. Kedi ve köpekler temel ihtiyaçlarını gidermek, avlanmak ya da tehlikelerden kendini korumak için keskin gözlerini bir kullanırlar. Karşı karşıya kaldıkları göz hastalıklarının görme kayıplarına neden olmaması için tedavisi şarttır.
Konjonktivit; enfeksiyon kaynaklı bir göz hastalığıdır. Her yere burnunu sokan kedilerde daha ağırlıklı olmak üzere köpeklerde de görülebilir. Gözlerde çapaklanmanın artışı, gözyaşı artışı, göz içinde kızarıklık gibi belirtiler göz enfeksiyonuna işaret eder. Vakit kaybetmeden veteriner hekimiyle buluşturmanız önemlidir. Erken yakalanan konjonktivitin tedavisi kolaydır, tedavi sonrası gözler eski sağlığına geri kavuşur.
*
Entropium; kedi ve köpeklerde göz kapaklarının içeri dönmesi bozukluğudur. Göz kapağının kenarındaki kirpiklerin göze batar. Batma hissi rahatsız edicidir fakat daha önemli orun korneada ülserlere ve delinmelere yol açabilir. İlaç tedavisi mümkün değildir, cerrahi müdahale ile göz kapağı eski haline döndürülebilir.
Harder bezi hiperplazisi; halk arasında kiraz göz olarak da bilinir. 3. göz kapağının altında bulunan ve göz yaşı üretiminin yüzde 40’ını üstlenen glandula nictitansın luksasyonu yani büyüyerek yer değiştirmesi ve dışarıdan görülebilir hale gelmesidir. Cerrahi müdahale gerektiren bir hastalıktır.
Göz tümörleri: Gözlerin kenarında göz kapaklarının içinde sivilce benzeri yapılar görülmesi tümör habercisi olabilir. Bunlar olduğunda vakit kaybetmeden veteriner hekime götürmek önemlidir. Tümörler erken yakalandığında tedavi edilebilmesi mümkün olabilmektedir.
Hekimliğin temel prensibi anamnezleri öğrenmek, onunla bağlantılı daha derin bilgi almak, hastayı muayene etmek ve muayene sonrası gerekli görülen tetkik, tahlil görüntülemeleri yapmaktır. Hasta sahibinin aktardığı doğru bilgiler fikir verir, eksik anlatıldığını düşündüğümüz konuları yeniden sorgularız. Genel bir muayeneyi mutlaka yapar, şikayete odaklanırız. Bazen tahlillere ihtiyaç duymaksızın teşhisi koyabilmek mümkündür. Bu aşamada gerekli tedavi protokolünü başlatırız. Hekimlikteki bu doğru yaklaşım arkanızdan ‘bizimle ilgilenmedi, bir tahlil bile yapmadı’ suçlamasına neden olur. Hemogram sonuçlarının bütün hastalıkları ortaya çıkardığı algısı binlerce gereksiz tahlilin yapılmasını destekler niteliktedir. Kan tahlili isteyen hekim ilgili, işini bilendir. İstemeyen ise mesleği bıraksa yeridir. Bazı hasta yakınları da gerekli gördüğünüz tahlilleri bile yapmaktan imtina eder.
*
Gereksiz tahlil ve tetkikler veteriner sektöründe de doldukça yaygın. Buna zemin hazırlayan etkenlerden biri hasta sahiplerinin bakış açısı, bir diğeri de korkutma politikasıyla para kazanmaya çalışan meslektaşlarımızın tutumudur.
Tansiyon şikayetiyle gelen köpekten deri kazıntısı alıp mantar, uyuz bakanı da var; patisini yaralamış olandan hemen kan alanda. Bu tutum iki ciddi sonuç doğuruyor. Bunlar yapılmadığında hasta sahibi tedavi protokolünü titizlikle uygulamayabiliyor. Yapmak gerektiğinde hasta sahibi ön yargılı değerlendirip istemeyebiliyor.
Muayene etmeden tüm tahlilleri yapıp ‘nasılsa bir sonuç çıkar’ mantığına dönerse bu iş hiç şaşırmam.
Sağlıkla kalın...
Evcil hayvanla birlikte yaşama kültürü ülkemizde git gide yaygınlaşıyor. Özellikle gençler evde bir kedi köpek olmasına daha sıcak bakıyorlar. Evcil hayvanların bakımı, temel ihtiyaçlarının giderilmesi, koruyucu sağlık uygulamalarının yaptırılması sağlığını koruması için çok önemli. Evcil hayvanlar açısından diğer önemli bir konu ise kısırlaştırma.
Dişi hayvanlarda ovaryumlarla (yumurtalık) uterusun (rahim), erkek kedilerde testislerin cerrahi müdahale ile alınması işlemidir. Hedefi kızgınlık durumu ile birlikte çiftleşme isteğinin tamamen ortadan kaldırılmasıdır. Başarı oranı çok yüksek operasyonlardır. Hasta aynı gün taburcu edilir, birkaç gün içinde günlük yaşantısına geri döner.
*
Çifteşme isteğinin kime ne zararı var sorusu akla gelebilir. Kısırlaştırma hayvanların yaşam kalitesinin artması için gereklidir. Erkek kedi ya da köpeğin işaretleme yapması, dişinin sürekli farklı tınılarla miyavlaması sizi rahatsız etmeyebilir. Evcil hayvanınız ise oldukça rahatsızdır, çiftleşemediği için strese girer, huzursuz ve mutsuz olur.
Her defasında eşleştirme düşünenlerdenseniz FIP gibi ölümcül hastalıkların cinsel yolla bulaştığını hatırlatmak isterim. Dişiler açısından ise gebe kalmama ihtimali neredeyse yok gibidir. Her doğumda aile git gide kalabalıklaşır. Yavruları sahiplendirmek oldukça zor bir süreçtir. Sürekli gebelik ve doğum dişi hayvan için yıpratıcı, yorucu bir süreçtir. Önemli olan sahiplerinin değil evcil hayvanın yaşam konforudur. Bunun için tek yol kısırlaştırmadır. Hormon iğneleri, ilaçları kullanımı da uzun vadede sağlık sorunlarına yol açar.
*
Doğasına aykırı olup olmadığı çok konuşulan bir argümandır. Hayvanların doğal yaşam alanları evlerimizin içi değildir. Doğasından başka bir hayat sürmeye başlamıştır. Kısırlaştırılan evcil hayvan depresyona girmez. Hayvanlarda fiziksel bir durumdur ve bu durum ortadan kalktığında farkında olmayacaktır. Kısırlaştırmak için ergenliğe girmesi, çiftleşmesi hatta bir kere doğum yapması gerekmez. 5-6 aylıkken henüz kızgınlık başlamadan kısırlaştırılması idealdir. Erken kısırlaştırmada operasyon ve iyileşme süreci çok daha kolay olacaktır. Kızgınlık döneminde özellikle erkek kediler evdeki bir oyuncak ya da battaniye ile çiftleşme hareketi yapabilir. Geç kısırlaştırılan hayvanlarda bu durum davranış bozukluğu olarak kalabilmektedir. Genç kısırlaştırmalarda bu durum görülmez. Kısırlaştırma ile kızgınlık sona erer. Sürekli karşılayamadığı bir eşleşme isteği olmayan hayvan mutludur.
Annesi hala hayatta olan biz yetişkinler bile uyarıları almaya devam ederiz. Gerçekten soğuğa maruz kalmak ya da soğuk yiyecek ve içecekleri tüketmek başlı başına hastalık nedeni midir? Eğer öyleyse soğuk iklim ülkelerinde yaşayanların hastalıklardan başını kaldıramaması gerekmez miydi? Ya da hava sıcaklıklarının sıfırın altında 40 dereceleri gördüğü Kars, Erzurum gibi illerimizdeki yurttaşlarımızın sağlıklı olduğu bir gün olmaması.
Aynı durum hayvanlarımız için de geçerli elbette. Soğuğa maruz kalan hayvanlarımız sürekli hasta mı olacak, bunun nasıl önüne geçebiliriz?
*
Soğuk hava başlı başına bir hastalık nedeni değilse de hastalıkların oluşumuna zemin hazırladığına yönelik araştırmalar mevcuttur. Karşı tezini savunan araştırmalar da olsa kış döneminde hastalıkların yaygınlaşması soğukla ilişki olduğuna yönelik tezleri güçlendirmektedir. Soğuk vücut direncini düşüren bir dış etkendir. Direncin düştüğü noktada vücuttaki hasta eden mikroorganizmalar hemen atağa geçer. Savunma sistemi ise sakat ve eksik oyunculu bir futbol takımı gibi güç kaybetmiştir, sahasını yeterince koruyamaz.
*
Evcil hayvanlarımızın hastalıklara karşı direncinin düşmemesi için sıcaklıklarını korumak önemlidir. Barındıkları ortamı sıcak tutmak, dış alanda kalıyorsa ıslanıp üşümemesi için yalıtımlı bir kulübe inşa etmek, köpekleri gezintiye sabah çok erken akşam çok geç çıkarmamak ve dolaşma sürelerini kısa tutmak gerekir. Kış aylarında evcil hayvanlarınızı yıkamamak doğrudur ancak mutlaka yıkanması gerekiyorsa önce havlu ardından saç kurutma makinesiyle iyice kurutmak faydalı olacaktır.
Sağlıkla kalın...
Evcil hayvanın hareket ediyor olması, kanama görülmemesi sahiplerinin en çok tereddütte kaldığı noktalar arasında. Kırık, çatlak gibi hareket etmesine engel ağrı verici bir durumu olmayabilir, dıştan gözlemlenebilen bir kanaması olmayabilir ancak kafa içi ve iç organlarda aldığı darbeler ölümcül olabilir.
Çarpma anında kafa içi basıncı yükselmiş olabilir, beyin kanaması ya da iç kanama tehlikesi vardır, iç organlar zedelenmiş olabilir. Tüm bunlar veteriner hekiminizin müdahalesini gerektiren durumlardır. Geç kalındığında, beklendiğinde durumu ağırlaşabilir. Geciken müdahale de tedaviyi güçleştirir, hayati riski arttırır.
Kafa travması kazalara bağlı ölümlerde en göze çarpan durumdur. Olağandışı duruş, gözlerde istemsiz normal dışı hareketler, bilinçsiz davranışlar, denge bozuklukları, solunum düzensizlikleri, burun ve kulaklardan kan gelmesi kava travmasına işaret ediyor olabilir.
*
İç kanama ölümle sonuçlanabilen ciddi bir durumdur. Baş dönmesi, mide bulantısı, kusma, ağız-burun ve kulaklardan kan gelmesi, idrarda kan, denge bozuklukları iç kanama belirtileridir.
Veteriner hekiminiz acil müdahale ile durumunu kontrol altına alacak, kanamaların durdurulmasını varsa kafa içi basıncın dengelenmesini sağlayacaktır. Acil müdahalenin ardından görüntülemeler ve tetkiklerle kemiklerin ve iç organların durumu kontrol edilir. Elde edilen sonuçlara göre nasıl bir yol izleneceğine veteriner hekiminiz karar verecektir.
Bunları sert, güçlü diş ve çene yapıları sayesinde kolayca kırıp yutabilirler. Hatta hayvanlar boğulma tehlikesi geçirmeden çok farklı maddeleri mideye indirebilirler. Bugüne kadar kedi ve köpeklerden çıkardığımız yabancı cisimlerden dikkat çekenleri iplik takılı dikiş iğnesi, inci dizili lastik toka, çakıl taşı, deste halinde ıslak mendil, düğümlü ayakkabı bağcıkları, halı püskülleri, oyuncak zil.
*
Yabancı cisim vakalarında özellikle metal, keskin ve sivri uçlu bir cisim tespit edildiyse cerrahi müdahale şarttır. Bağırsaktan geçebilecek, saplanma riski olmayan yumuşak dokulu yabancı cisimleri vücuttan atmada cerrahi müdahale ikinci seçeneğimizdir. Öncelikle bağırsakların hareketlendirilmesi ve dışkıyla atılması için ilaç uygulamaları yaparız. Eğer vücuttan atılamazsa kaçınılmaz son operasyondur.
Bir yabancı cisimle bir gıda maddesi nasıl olur da aynı sorunu çıkarır diye merak edenler için söyleyelim; ‘bir şeyin yenilebilmesi onun sindirilebileceği anlamına gelmez.’
Özellikle köpeklere sıklıkla verilen kemiklerin her defasında mide ya da bağırsak geçişinde tıkanıklığa neden olmaması küçük parçalara ayrıldığı için daha kolayca boşaltım sistemine ulaşabilmesinden kaynaklanır. Yeterince parçalanamamış daha büyük ebattaki besin ögelerinin tıkanıklığa yol açması muhtemeldir.
*
Bu durumdaki bir hastada kusma, iştahsızlık, dışkılamama gibi belirtiler görülür. Bu durumda veteriner hekiminize danışmanız fayda var. Sürekli oynadığı bir eşya varsa yerinde olup olmadığını ya da parçalarının eksilip eksilmediğini kontrol etmeniz yerinde olacaktır. Mama dışında yedirdiklerinizi saklamamanız evcil hayvanınıza hekimin daha hızlı yardım edebilmesini sağlar.
Onların insanlarla kıyaslandığında kısaymış gibi görünen ömürleri onlar için uzundur aslında. Köpekler için 22-25 yıl kediler için 12-15 yıl ortalama yaşam süresi vardır. Bu süreyi çok çok aşan evcil hayvanların sayısı az olsa da yok değil. Kalıtsal bir hastalığı yoksa, kaliteli gıdalarla beslendiyse, koruyucu sağlık uygulamaları düzenli takip ediliyorsa yaşam süresi 3-5 yıl daha uzayabilir. Daha fazlasını beklemek ise mucize olur. Köpeğiniz kediniz ileri yaşlılık dönemindedir. Yaşlılığa bağlı olarak iç organlar işlevlerini yitirmeye başlar. Organ fonksiyon kayıpları için yapabileceğimiz bir şey yoktur. O hayvan yaşam döngüsünü tamamlamak üzeredir.
*
Bu durumu zor da olsa kabullenmek gerekir. Sahiplendiğiniz hayvanın ömrünüz boyunca sizinle birlikte olamayacağını, kaybına tanıklık etmek zorunda kalacağınızın farkında olmalısınız. Üzülmek, ağlamak, boşluğunu hissetmek insani duygular. Acınızı yaşarken sizin, ailenizin ömrünün halen devam ettiğini, çocuklarınızın hayatın başında olduğunu unutmayın. Kaybettiğinizin aynısı olmayacak ama yeni bir evcil hayvan edinmek tüm aileye iyi gelecektir. Özellikle yavru bir hayvanın şaşkınlıkları, şımarıklıkları en iyi tesellilerden biridir.
Sağlıkla kalın...