Hayır!
Galatasaray’ı Avrupa’dan Türkiye Futbol Federasyonu men etti!
Neden?
Çünkü, federasyon, Kulüp Lisans ve Finansal Fair Play Talimatı’nı doğru düzgün işletebilseydi, Galatasaray bugün Avrupa’dan men cezası almayabilecekti...
Zira federasyonun bu talimatı da tıpkı UEFA Finansal Fair Play Kriterleri gibi, kulüplerin bazı mali kriterlere uymasını emrediyor.
Sosa-Oğuzhan ikilisi göbeği delmekte beceriksizdi.
Geriye kanatlar kalıyordu. İlk 45’te Tosic, tam 5 orta yaptı ama kafasını kaldırmadığı için hepsi rakipten döndü.
Quaresma’nın kestiği toplar daha etkiliydi ki birinde Gomez, dokunsa golü bulacaktı.
Her şeye rağmen oynamak isteyen Beşiktaş’tı.
Sürpriz Periera’nın esame listesindeydi.
Fomsuz Nani kenarda, Alper ilk 11’de. Portekizli, Alper’le Beşiktaş’ın hızlı hücumcularına ‘bilmukabele’ diyordu.
Daha koltuğumuza kurulmamışken Fenerbahçe, Samandıra bolca çalışıldığı belli olan bir duran top golüyle öne geçti.
Beşiktaş için olabilecek en kötü başlangıçtı bu.
Olabilir.
Peki adalet, sadece futbol söz konusu olunca mı, aranan bir kavram?
Sağlıkta, eğitimde, trafikte, işte, fatura kuyruğunda ve sokakta da adalet arıyor mu, futbolda adalet arayanlar?
Sadece tribünden maç izleyenler değil, futbolcusundan hocasına, yöneticisinden gazetecisine kadar esasen ‘oyun’la ilgilenen herkes aynı zamanda bir taraftar/seyirci.
GENÇLERBİRLİĞİ futbolcuları, ta Ankara’dan kalkıp İstanbul’a geldi ancak ilk 45 dakikada Beşiktaş ceza sahasına doğru düzgün ayak basamadılar!
‘Olay yeri’ Gençler’in sahası ve özellikle de sağ ve sol kanadıydı.
Selçuk Şahin’li başkent göbeğini Oğuzhan ve Sosa bir türlü çatlatamadı.
Evet Beşiktaş, Gençler’in iki kanadından çok yürüdü ancak adam akıllı bir tek 17’de İsmail ile çarpıcı geldi.
Ama öyle olmadı.
Bu iddiayı öne sürerken açıkçası Galatasaray’ın kadrosundaki zihinsel ve fiziksel zaafları gözardı etmiş, Denizli’nin tecrübesine güvenmiştim.
Gelinen noktada ise, Denizli’nin arkasını dönüp bakmaya korkacağı bir yedek kulübesi var.
Lig yarışından kopan sarı kırmızılıların tutunacağı en önemli dal UEFA Avrupa Ligi. Lazio ile oynanan son 32’nin ilk maçında alınan 1-1’lik beraberlik sonrası Denizli’nin kadro tercihi yerden yere vuruldu.
Arjantinli, serbest vuruştan golü bulmasaydı siyah beyazlılar belki bir puanı bile alamayabilirdi. 1-0’dan sonra ise Beşiktaşrahatladı ve bu kez da farkı kaçırdı. Bu galibiyet psikolojik açıdan Beşiktaş’a çok şey kazandırır.
BAŞAKŞEHİR maçından sonra sosyal medyadaki siyah beyazlı taraftarlar arasında “Beşiktaş’ın şampiyonluğu engellenemez” kampanyası başlatıldı. Siyah beyazlılara göre lig havası puslu! Ben bir camianın bu psikolojiye girmesini salık vermem ama dün akşam Başakşehir’de hava gerçekten de sisli ve pusluydu.Fikret Orman, geçenlerde bir Moğol atasözüne atfen “Beşiktaş büyük bir kurttur” benzetmesini yapmıştı. Malum, kurtlar da puslu havayı sever. Teşbihler güzel ama kar nedeniyle ertelenen Mersin İdmanyurdu maçını görüş mesafesi kısıtlı bir havada oynamayı hangi ‘kurt futbolcu’ ister ki...İki maçı ertelendi, bir as stoperini sattı, diğeri sakatlandı, yeni stoperlerini erteleme maçlarında oynatamıyor, oynatabildiği ilk maçta ise yenilerden biri ceza alıyor... Tüm bunların yanında karlı havadan sonra sisli hava da Beşiktaş’a denk geliyor... Milan Kundera, Beşiktaş’a bakıp yeni bir ‘Şaka’ romanı yazsa yeridir!
GÖKHAN TÖRE YOKLARI OYNADI
GÜNEŞ, beklendiği üzere Quaresma’yı 11’de başlatırken Özat’ın göze çarpan tercihi Pedriel’i kulübede tutup, Eren Tozlu’yu ortaya almak Nakoulma’yı en uca koymasıydı. Niyet açık: Tosic-Necip zaafından yararlanmak. 40 dakikalık ilk devrenin yarım saatinde Beşiktaş, golü bulmak için tüm seçenekleri kullandı. Quaresma ve Töre sık sık kanat değiştirdi ancak Gomez’e tek bir pozisyon yaratamadılar. Töre, fizik olarak da yokları oynuyordu. Kenardan gelebilen tüm hava toplarını ise Mersin savunması çok rahat savuşturdu.
ŞAMPİYONLUK mücadelesi veren takımlar için ligin ikinci yarısı aynı zamanda ‘psikolojik savaş’a sahne olur.
Özellikle geride olan takım, rakibini polemiklerin içine çekip sahaya yönelmiş olan konsantrasyonunu bozmak ve sinirlendirmek ister.
Şenol Güneş’i, onca tecrübesine rağmen, sinirlendirecek bir çok olumsuzluk yaşandı ligin ikinci yarısında.
Güneş, açıkçası devreyi lider bitirmenin keyfini süremedi.