Olumsuz tepki gösterenlerin temel dayanağı şuydu:
“Böylesine güzel altyapı yatırımı yapan kulübü yıpratmayın.”
Aslında da tam da bu yüzden... Öyle ya, Özkan bu davranışıyla önce kendi emeğine kendisi yazık etmiş oluyor.
Bakın Özkan, milyonlarca lira para harcayıp şahane tesisler yaptı; iyi eğitim almış hocalar getirdi ve daha da önemlisi sporcu ahlakını her şeyin önüne koydu.
Yıldırım’ın Pereira ile yaptığı sohbette sarf ettiği “Galatasaray-Beşiktaş maçından sonra...” laflarının, Orman’ı rahatsız edip etmediğini soruyordu gazeteciler.
İddialara göre Yıldırım, hocasına ertelenen Fenerbahçe-Galatasaray derbisinin ne zaman oynanacağını söylüyordu. O konuşmanın bağlamı neydi, ne değildi; Orman’ın cevabı vs... Herkes tuttuğu takımın rengiyle meseleye baktığı için kimsenin kimseyi ikna etme şansı yok bu konuda.
Ben başka bir noktaya dikkat çekmek istiyorum: Orman, söz konusu soruya Süper Lig A.Ş. toplantısının çıkışında muhatap oldu. Biraz önce içeride kamuoyuna deklare edilen şirket taslağındaki önemli vaatlerden biri, her türlü şaibeye karşı ortak mücadele ve sportmenlik...
GÜVEN VE ADALET
ANKARA’nın yasından çıkmamışken, dün de İstanbul’un İstiklal caddesindeki bombayla güne başladık.
İnsanlar artık laf olsun diye değil, gerçekten “Kendine dikkat et” diyor, evden uğurladığı eşine dostuna...
Böylesi günlerde futbola dair kalem oynatmak kolay olmasa da “İnadına yaşayacaksın” diyen Nazım’ın öğüdünü tutmaktan başka dayanak noktamız yok...
Beşiktaş, açık oynadığı için iştahını kabartan bir rakiple karşılaştı.
Takımınız da şampiyonluk potasındaysa, baharın coşkusu bir başka olur...
Şu sıralar siyah beyazlılar da sarı lacivertliler de o kokuyu duyuyor.
Fenerbahçe, ligin başındaki Beşiktaş verimliliğine ulaştı.
Yani, yedeğin de as oyuncu kadar skora etki ettiği bir takım hüviyeti oluştu.
BEŞİKTAŞ’ın kafasının rahatlaması için, ertelenen Trabzonspor maçının oynanması lazımdı. Çünkü artık hesabını kitabını daha doğru yapacaktı. Ama dün ilk 45’te kafasını bir türlü toparlayamayan bir Beşiktaş vardı.
Zihni en bulanık isimse Gomez’di. Alman, sanki haftalardır gol atamıyormuşçasına şartları yine Rize’deki gibi aşırı zorladı. Topu aldığında gözü kararıyor ve hiçbir takım arkadaşını görmüyor. Oysa bugüne kadar oyunda az göründüğü maçlarda golü daha rahat bulduğuna şahitlik etmiştik.
Yine de Beşiktaş’ın öne geçme şansını esas olarak hakem Yıldırım engelledi zira Yumlu’nun koluyla kestiği top net penaltıydı. E geri pası tutan Estanban’ı da es geçti!
Trabzonspor, Oğuzhan ve Sosa tüm hamallığı Atiba’ya verdiği için Beşiktaş’ın kalesine çok rahat indi. Ancak bordo mavililer final vuruşlarında da aşırı rahat davranınca golü bulamadı. Necip-Cardozo eşleşmesinde, siyah beyazlı oyuncunun üstünlük kurması dikkate değerdi.
GÖKHAN Töre ve Quaresma’nın kadroda olmaması ilk 11’den ziyade, ilk 18’i daha fazla etkiler.
İki oyuncunun varlığı, Şenol Güneş’e hamle zenginliği sağlıyor.
Maç yoğunluğu şikayetlerini dün de sürdüren,-ki yadırgıyorum -Güneş’in endişesi, sakatlığı nükseden Quaresma’yı son anda kadrodan çıkarırken muhtemelen katlandı.
Bu efkârı dağıtmaya namzet Kerim’di.
Passolig, bu şekilde lanse edilmişti. Artık yeni bir dönem başlayacak; 7’den 77’ye aileler statlara koşacak; tribünler tıklım tıklım dolacaktı...
Türkiye’nin dört bir yanında, tabir caizse, gıcır gıcır statlar yapıldı. Ne var ki hiç biri ağzına kadar dolmuyor.
Ligin sonlarına doğru şampiyonluk adayları ve düşme hattında can derdinde olan takımlar nispeten daha fazla taraftar çekecek, ama yine de ideal doluluğa ulaşılamayacak.
Son olarak Passolig’e direnen kale de düştü. Beşiktaş’ın Çarşı Grubu, tribüne dönme kararı aldı.
Bu ‘Mutlu bir yanılgı’ Başakşehir, Mersin ve Gençlerbirliği ve kupadaki Konya maçlarında siyah beyazlıları çok hırpaladı. Çünkü rakipler, onları daha önce 2-0 yenmeyi başaran Akhisar formatını uyguladı.
Kapanan takımı açmak zorlanan Beşiktaş, göbekten delme konusunda eskisi gibi üçgenlerden pozisyon yaratamıyor, kenardan da Gomez ile buluşacak nitelikli toplar atamıyordu. Duran toplar da çok kötü kullanılıyordu. Akhisar maçından bu yana Güneş’in B planı bulması gerektiğini yazdık çizdik.
Dün akşam Güneş’in en azından duran toplar için takımı özel çalıştırdığı ortaya çıktı. Derbide Volkan Şen’den yedikleri golün benzerini atmak için iki duran topu ceza sahası dışında konuşlanmış adama pas olarak kullandı Beşiktaş ama zamanlamalarda sorun yaşandı. Buna rağmen, golü kornerden buldu. Belli ki Atiba’nın golü
de Ümraniye’de çalışılmıştı.