×
Sözler, Jurgen Klopp’a ait. Mert Demir’in alıntıladığı sözleri İngiltere için eden Klopp, bizde olsaydı, ‘saplantı’ yerine ‘sapkınlık’ diyebilirdi.
Hele ki Trabzonspor! Gelenin gidenin haddi hesabı yok, ama sonuç hep hüsran.
Trabzon, özellikle 2011-12’den beri yönetimden hocasına kadar sürekli bir değişim içinde.
Fakat bu hep yıkıcı oldu.
Yeniden yapılanma bayrağını dalgalandırarak gelen Muharrem Usta yönetiminin takıma attığı format bile bugün itibarıyla bir fiyaskoya dönüşmüş durumda.
Ancak çare olarak manşetleri yine ‘transfer’ süslüyor!
TRABZON SABIR TRANSFER ETMELİ
DÖRT
Gönül-Caner, anlaşıldı ki Sosa-Gomez ile güzel olurmuş. Güneş, Caner’in uzun toplu kanat oyununu ve Talisca’nın kurucudan ziyade, 9 numaralık oyununu takıma adapte etmeye çalışırken, ikisi de sakatlandı. Gönül de ancak derbide F.Bahçe ile vedalaştı.
Bir Sezen Aksu klasiği iyi gider: Geri dön...
ABOUBAKAR: BU NE YAMAN ÇELİŞKİ
GÜNEŞ, kendisiyle gelişen oyuncular için sırrı sorulduğunda “Ünlü heykeltraş Rodin gibi taşın fazlalıklarını almaya çalışıyorum” diyordu. Aynı Güneş, Aboubakar’ın fazlalıklarını bir türlü alamadı! Afrikalı, az gol attı, ama hepsi de jeneriklikti. Beri yanda öyle goller de kaçırdı ki, komik videoluktu... Bir yanı Gomez, bir yanı Nartallo! Evet sözler, Ahmet Kaya’dan: Bu ne yaman çelişki anne! KAĞIT üzerinde Güneş’in bolluğu defans önüydü: Atiba, İnler, Tolgay ve Oğuzhan... Gerçekse şuydu: Atiba’nın yanına koyduğu günü kurtarıyor, önüne koyduğu ise dökülüyor! İnler ve Tolgay, sıklıkla 45 dakikalık performanslarla yetindi.Bir 45’lik: Bak bir varmış bir yokmuş!
FABRİ: İSPANYOL MEYHANESİ
ARA rapor: Kanatları sadece Quaresma’ya bakan, forvetinde Cenk+Aboubakar’ın ‘1’ edemeği, 10 numarası olmayan, 10 numarasını giyenin de formanın içinde kaybolduğu bir Beşiktaş... Tüm bunların üstüne, şampiyon hocanın ‘usta’lığından ziyade, önündeki maça bakan ‘yarım sezonluk kontrat yapmış’ hocanın sabırsızlığını taşıyan Güneş’i ekleyin. Şampiyon olurken 14-15 oyuncuyla oynadığı için eleştirilen Güneş, geçen sezon 17 maçta 20, bu sezonsa 16 maçta 23 oyuncu kullandı. Geçen sezon 15 oyuncu çift haneli maç sayısına ulaşırken, bu sezon sayı 12.
Aslında Talisca, özellikle de Oğuzhan’a geçen sezonki Oğuzhan’ı hatırlatmış oldu.
ÖMER KALABiLiR Mi?
Yasin Öztekin, kopma noktasına geldiği Galatasaray’a kupa maçlarıyla tutunmuştu.
Ömer Şişmanoğlu ise, kupa maçlarıyla satış listesine aday oldu. Hoş, her türlü takasta adı geçen ilk isim oluyor. Sanıyorum performansı da bu yüzden düştü. Üçüncü mutlak pozisyonda attığı gol, kalmasına kafi olur mu? Sanmam.
Dünkü gölge oyununda Beşiktaş’ta bir Talisca ise, iki de İnler’di. Sadece enine değil, dikine de çok top attı. Beşiktaş, grupta erken vize alarak, son iki mücadelesini ligin ikinci devresi için, gerçek anlamda hazırlık maçlarına çevirdi.
Oysa Quaresma, kanatta eli hep havada bağırıp çağırdı. Fakat hiçbir arkadaşı ona top atmaya cesaret edemedi. Uzun menzilli top atabilecek en iyi adam olan İnler de kulübeydi. Kanat demişken, evet Tosic orta şansı buldu sık sık, tabii onlara orta denirse!
Bu arada Beşiktaş savunması, ikisi Atiba kaynaklı, Antep’e 3 önemli pozisyon verdi. Aynı Atiba, ofansif bölgede bir türlü dikine top atmayı ve şut çekmeyi düşünmedi. Aboubakar’ın gol attığı pozisyonun öncesinde normalde Atiba’nın şut çekmesi beklenirdi.
Aboubakar için artık fotoğraf çekildi: Belirsiz adam! İşte, yine kolay olanı değil, zor olanı yaptı. Az atıyor, ama çok güzel gol atıyor...
İLİŞKİLER BOZULUYOR MU?
TAKIMIN penaltıcısı kim? Bu neden tartışma konusu olur? Niçin Quaresma, Oğuzhan’a “Cenk atsın” diyor? Kasımpaşa maçında bazı ilişkilerin bozulduğunu düşünmüştüm, dün emin oldum!
KİEV ETKİSİ SÜRÜYOR
GÜNEŞ, oyuncu değişikliği için Tamer Tuna’ya talimat verince, “Rhodolfo çıkacak” diye düşündüm, çünkü az önce hızlı rakip karşısında dağılmıştı. Ancak Güneş, Tolgay-İnler değişikliğine gitti.
62’de
Ne zaman ki bir ‘üç büyük’ yöneticisi çıkıp, Başakşehir’e verilen penaltı veya verilmeyen kartı ağzına alırsa, bilin ki Başakşehir artık şampiyonluğun gerçek adayıdır.
Süper Lig’in ilk perdesini yüzde 99 lider kapatacak olan Başakşehir’i zirveye taşıyan temel adamlar, bir nevi ‘Kalbi Kırık Adamlar Kulübü’ üyeleri...
Abdullah Avcı başta kendisi olmak üzere, bu adamlara, sanki “Hadi herkese kendimizi bir kez daha gösterelim” demiş gibi... CV özetlerine bir bakalım isterseniz:
ABDULLAH AVCI
“Piet Keizer, sahanın en çamurlu noktasına uzun bir top atarak, Ajax’ın tüm zamanlardaki en güzel gollerinden birini atmıştı. Topun sekeceğini zanneden Türk savunma oyuncuları, top düştüğü yerde kalınca, kontrpiyede kaldı. (Alıntı: Harika Portakal-İthaki Yayınları)
Keizer, rüzgârın hızını da hesaplarmış. Dün Bolu’da karlı hava koşullarını avantaja dönüştürmeyi düşenen tek bir oyuncu görmedim. Bilakis çoğu ‘şikayet eder bir havada’ oynuyordu. Kramponunu bile doğru seçemeyen vardı.
KLİŞELER GEÇERSİZ
“Kaleciler için zor bir zemin” klişesi geçerliydi lakin yerden şut deneyen de pek yoktu. İlk devre sadece Aboubakar’ın pozisyonuna ve genelde olduğu üzere yine yanlış vuruşuna şahitlik ettik. İkinci yarının 10 dakikası dolmadan Güneş, Aboubakar’ı kenara aldı. Afrikalı bir hayli üzgün görünüyordu. Ömer’i ise, bir tek golde yaptığı aldatmaca hareketiyle gördüm.
Siyah beyazlılar, iyi pas yaptı, hızlı çıktı, bol bol da şut çekti. Atiba, yine her açığı kapatan isim olurken, Tolgay hem top saklama hem de kullanmada en mahir devrelerinden birini oynadı. Gol atağı da onun ayağından başladı zaten.
Tosun’un golü, geçen sezon Beşiktaş’ından bir pasajdı. Hücumdaki rakibi gafil avladı ve iki, üç pasta sonuca gitti. Cenk’in tersteki Aboubakar’ı görmesi, Kamerunlunun adam eksiltip gol öncesi son hazırlığı yapması... Güneş’in kafasındaki Beşiktaş’ın özetiydi bu gol.
Kasımpaşa’nın golden sonra yüklendiği anlar dışında Fabri, topla en az buluştuğu bir ilk 45 dakikayı yaşadı.
Evet, bu maçın beyaz sayfasıydı.
44 can toprağa verildikten sonra kol kola yürüdüğünü gördük Beşiktaşlının ve Bursalının...
Şimdi anlaşıldı, 2004’ten beri futbol topundan yaratılan ‘husumet’in anlamsızlığı...
Futbol dünyası, takdire şayan şekilde teröre karşı tepki verdi. Ancak Hürriyet Spor Müdürü Mehmet Arslan’ın çarşamba günü Futbol Konseyi’nde ortaya attığı önerisini unutmayın: “Futbol önce kendi içindeki terörizmi bitirmeli.”
Yanlış anlaşılmasın, terör saldırısında ölen insanların sebebi futbol değil. Ancak, bir stadın çeperinde gerçekleştirilen bu saldırıda neden o kadar polisin bir futbol maçı için nöbet tutmak zorunda olduğunu da artık konuşmalıyız.