Kenan Başaran

İstanbul’da dağıtır

27 Temmuz 2017
BAŞAKŞEHİR, ilk 45’i 2-0 geride kapattı çünkü 6 kez ofsayta düştü.

Fiziken ve ruhen maça hiç iyi başlamadı. En azından ruhsal bir uyum olmalıydı zira ilk 11’in 9’u geçen sezonun personeliydi. Yavaş oynayan, pas ağı kuramayan ve rakibin baskısına cevap veremeyen Başakşehir’in yediği gol karakterine yakışmayan, ayıp bir goldü. Cengiz Ünder, Roma’ya gitti peki ya Visca? İlk 45’te, “Ben de gitmek istiyorum” mesajını yönetimin gözüne sokmak ister gibiydi.

BABACAN’A ‘TEHDİT’ LAZIM

Yeni sezon için kendisine Napoli’yi modelleyen Avcı, kuvvetle muhtemeldir ki oyuncularına, “Bırakın Napoli’yi, bana geçen sezonki Başakşehir’i geri verin” demiştir. Kaybedecek bir şeyi olmamasının da tesiriyle, daha ısırgan, topa daha çok hükmeden bir Başakşehir olunca, üst üste goller geldi. Brugge’ün 2. devreye “İşi bitirdim” duygusuyla çıkması da Avcı’nın işini kolaylaştırdı. 2-2’den sonra dağılan rakip karşısında galibiyet kaçınılmazdı ancak Volkan Babacan, istemedi! Kadroyu derinleştiren Avcı, Babacan’ı da tehdit edecek bir kaleci almalıdır zira geçen sezonun 2. devresinden beri düşüşte. 2. devredeki oyun İstanbul’da sürerse, Başakşehir, Brugge’ü dağıtıp, eler.

Yazının Devamını Oku

'Çin İşkencesi', 'Çin Devrimi'ne dönüşecek mi?

22 Temmuz 2017
BEŞİKTAŞ Futbol Takımı, Salı gecesi 01.00’de İstanbul’dan havalandı ve perşembe sabahı 09.30’da da geri döndü. Bunun yaklaşık 30 saati havada ve karada olmak üzere yolda geçti. Peki Beşiktaş bu

Çin İşkencesi’ne niye katlandı? Nedeni, 2 milyarı bulan borç ve artık içeride tükenmiş sponsorluk kaynakları...

Fikret Orman, yaklaşık 3 yıldır dillendirdiği projesine start verdi. Bu işle görevlendirdiği Erdal Torunoğulları’nın yaptığı sondajlar sonunda, bu sezon takımın Çin’e götürülmesi kararlaştırıldı. Şangay’da da bir ofis açılacak. Sadece Şangay’ın nüfusu 80 milyon, yani bir Türkiye kadar!

GÜNEŞ NEREDE?

1.5 MILYARLIK bir dünyada Beşiktaş’ı tanıtmak 1 maç oynayıp dönmekle ve bir ofis açmakla olmaz. Önce kulübün her hücresinin bu işin örgütlenmesine gönüllü katılması lazım. Çin’e giden takımda olsalardı en çok

imzayı Quaresma ve Pepe verecekti. Onların yokluğunda eski Liverpoollu Babel ve Barcelonalı Adriano öne çıktı. Öne çıkması gereken bir isim de Şenol Güneş’ti zira 2002 DünyaKupası’ndaki üçüncülük ve Güney

Kore’deki teknik direktörlük kariyeri nedeniyle Uzakdoğu’da tanınan bir sima. Fakat Güneş, öne çıkmak bir yana, kendisi ve takımı Çin’de adeta görünmez kılmak için uğraştı! Bunu da başardı.

Beşiktaş’ın Çin seyahati önce 10 gün olarak planlandı. Sonra 4 ve en sonunda 2 güne kadar düşürüldü. Çünkü Güneş, bu seyahate karşıydı. Çünkü Güneş, kulübü değil, takımını; uzun değil, kısa vadeyi düşünüyor.

Haliyle

Yazının Devamını Oku

Beşiktaş ile Efes birleşecek mi?

7 Temmuz 2017
BEŞİKTAŞ’ın futbol dışındaki branşlarda küçülmeye gideceği haberleri çıkınca ve F.Bahçe de Doğuş ile işbirliğine gidince o ezeli soru yine gündeme geldi: “Beşiktaş da Anadolu Efes ile birleşecek mi?”

Dün en üst düzey muhatap; Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan ile konuştum. Direkt, “Kamuyonda Beşiktaş ile Efes’in birleşmesi konusunda bir mutabakat var, ama siz direniyorsunuz Neden?” diye sordum: Özilhan, Fikret Orman ile bu konuyu resmi ve gayriresmî ortamlarda bir çok kez konuştuklarını vurguladıktan sonra, şunları söyledi:

“Ben Beşiktaşlıyım ve başarılarından son derece mutlu olan ve de keyif duyan biriyim. Ancak Anadolu Efes de basketbolda bir ekol. 40 yıldır ayakta olan bir kulüp. Avrupa’da ilk takım kupasını kazandıran, NBA’e ilk oyuncu gönderen, en çok şampiyon olan bir takım. Başarılı olmak önemli, ama biz sadece bundan dolayı mücadele etmiyoruz. Evet Ülker, Fenerbahçe ile birleşti, şimdi de Doğuş. Ancak bu birliktelikler genelde 3-5 yıllık oluyor. Sonra çekiliyorlar. Bizim 40 yıllık bir emeğimiz var. Sosyal projelerimizle de Türkiye’ye böyle daha faydalı olduğumuza inanıyoruz.”

Özilhan’ı çok zorladım, ama o “Olabileceğine dair bir söz edince insanları boşuna umutlandırmış oluyoruz. İleride ne olur, bunu söylemek zor. Ancak kısa vadede Beşiktaş ile Anadolu Efes’in birleşmesini söylemek olacak bir şey değil” dedi.

Gelelim madalyonun diğer yanına. Erkek basketbol dahil, futbol dışındaki tüm branşların yıllık maliyeti yaklaşık 50 milyon lira. En büyük kalem 25 milyon lirayla erkek basketinin. Kadın basketbol takımana ise, 10 milyon liraya yakın bir para harcanıyor. Hentbol dahil, diğer branşlar ise, sadece 15 milyon liraya dönüyor. Bu branşlar, bütçelerinin yüzde 15-20’sini İddaa’dan sağlıyor.

BEŞİKTAŞ HALKBANK OLSUN

FUTBOL dışı branşların yıllık bütçesi Pepe’nin 2 yılda alacağı para kadar. Ama popülizme gerek yok. UEFA, futbol gelirlerinin futbol dışındaki branşlara harcanmasını istemiyor.

Beşiktaş, baskette Efes’i ikna edemiyorsa başka seçenekleri masaya yatırmalı. Voleybolda Vakıfbank, Halkbank ve Ziraat Bankası gibi uluslararası alanda da başarı yakalayan kamu kulüpleri var, fakat boş tribünlere oynuyorlar. Üç büyüklerin taraftarı da takım başa oynamıyorsa maça gitmiyor. Misal, rekortmen Beşiktaş Mogaz Hentbol Takımı, 150 kişiye oynuyor! Voleybol takımları da 50 kişiye! Ama başarılı olunca (F.Bahçe Basketbol Takımı gibi) salonlar  tıklım tıkış oluyor.

Kamu kulüpleri ve üç büyükler, futbol dışında birleşmeli.

Yazının Devamını Oku

Gomez'in peşini bırakma Beşiktaş

30 Haziran 2017
RÜZGÂR gibi geçti...

Belki de geçmedi! Mario Gomez’den söz ediyorum.

Beşiktaş, geçen sezon şampiyon olurken bile taraftar hep Gomez’in adını sayıkladı. Hürriyet Facebook’taki her yayında Beşiktaşlılar hep
“Gomez geri dönecek mi” diye sordu?

Oysa doğru soru şuydu:

Yazının Devamını Oku

Kral çıplak!

9 Haziran 2017
GAZETECİ Bilal Meşe’nin boğazına sarılan ve ‘birileri’ne galiz küfürler eden Arda Turan, ülkeyi hayal kırıklığına uğrattı!

Oysa ‘O Futbolcu Türkiye’ydi’... O, Rüştü Reçber’in barındırılmadığı Barcelona’da Messi ile pas alışverişi yapmış, dahası goller atmıştı. G.Saray’da doğan, ama Beşiktaşlının da Fenerbahçelinin de bağrına bastığı  renkler üstü futbolcu...

Arda Turan için Atletico öncesi ve sonrası olmak üzere, iki dönem var. Öncesinde hâlâ gidilecek menzili olduğu için mütevazılığını koruyan bir Arda Turan; sonrasındaysa bu toplumun ‘formasızlaşan’ ortak değerleri olan Lefter’leri, Baba Hakkı’ları ve Metin Oktay’ları aşıp, “Arda Turan gibisi 100 yılda bir gelir” diyen, koca bir ‘Kibirsporlu Arda’...

Güç zehirlenmesinin emareleriydi bu sözler. ‘Barcelonalı Arda’ olduktan sonra asasen daha çok ‘İstanbullu’dur. Çünkü büyük şöhretini Barcelona’dan ziyade, İstanbul’da yaşayabilmektedir. Barcelona’da çekilen selfiler’de yan, İstanbul’dakilerde baş roldedir.

‘İZMİR MARŞI’NA VAR MISIN?’

Barcelona günleriyle birlikte etrafındaki ‘profesyoneller’in çizdiği ‘Beckham imajı’, çar çabuk bozuldu. Saç-sakal tamam, ama neticede pozlar, dünya jet sosyetesine değil, İstanbul gecelerinin magazinine düşmektedir. Bavul bavul götürülen ve Instagram’lardan paylaşılan kitapların kapağının açıldığına dair işaretler yoktur, zira kullandığı dil pek bir ‘giderli’dir. Oysa Arda Turan, Barcelona’ya kitap taşımadan önce bu memleketin Kürt, o memleketin de Katalan meselesi üzerine konuşacak kadar cesur bir dile sahipti! Referandum tercihini açıkladığı için tefe konulması yanlıştı. Socrates de siyasi tavır almıştır, Maradona da...

Ve lakin, bugün onun kademesine giren arkadaşlarının da İzmir Marşı’nı okuyanları tefe koymaması lazım. Ki o arkadaştır, referandumda “Var mısın” diyerek, siyasal tercih soran..

ADAMLIK: CİNSİYETÇİLİK

Arda

Yazının Devamını Oku

Güneş sisteminin yıldızları

4 Haziran 2017
ÜMRANİYE’deki aşçıdan, Dolmabahçe’deki güvenlikçiye kadar herkesin emeği var, ama yine 3. yıldızın sahadaki esas aktörlerine dair bir iki kelam edelim:

- Fabri: Lyon ve F.Bahçe maçlarındaki hatalarına rağmen güven kaybetmedi.

- Gökhan Gönül: O, şampiyonluk yolunda atılan ilk psikolojik goldü.

- Marcelo: Çaptan düşmüş geldi, Beşiktaş’ta Brezilya Milli Takımı radarına girdi.

- Tosic: Ne stoperler geldi geçti, iş yine ‘Duşko’ya düştü!

- Adriano: Oyun aklına katkısıyla, Caner Erkin’i hiç akla getirmedi.

- Oğuzhan: O çelimsiz çocuktan bir ‘yerli Atiba’ doğdu. Daha estetik ve de kaptan.

- Atiba: ‘FSE’, yani Futbol Standartları Enstitüsü demek, Atiba. Sezonun adamı yine.

-

Yazının Devamını Oku

Güneş’li Günler-2

29 Mayıs 2017
BEŞİKTAŞ, Gaziantep’e zaman geçirmeye gitmişti. Ama aynı zamanda keyifli şekilde. 

Şampiyonluklar bir noktadan sonra önce kafalarda ilan edilir, sonra sahada teyid edilir. Beşiktaş da psikolojik olarak geçen hafta şampiyonluğunu ilan etti. Gaziantep’e de bunu matematiğe dökmek için gitti, 30 bin taraftarıyla.  6. dakikada Babel attığı golle aslında Beşiktaş’ın işini zorlaştırdı! Öyle ya, taraftarlar bir an önce  3. yıldız için sahaya inmek istiyordu. Siyah beyazlıların gerçek rakibi sayılı dakikalardı. Dakikalar sayılı olsa da, zaman, Dali’nin resimlerindeki gibi, ‘geçmek bilmez’ bir his veren erime halindeydi.  İlk goldeki Oğuzhan-Babel işbirliği ikincisinde Babel-Oğuzhan olarak yazıldı ve soyunma odasına 2-0 önde gitti Beşiktaş... Talisca ise, attığı golle ‘frikikte yeni açılım’ yaptı!

PAYLAŞIN YİNE ÇOĞALSIN

Şampiyonlar Ligi’nden gruptan çıkmayı son maçta kaçıran, UEFA Avrupa Ligi’nde yarı finali penaltılarla kaçıran ama Lyon ile finalden bile daha güzel iki maça imza atan bir Beşiktaş, bir yandan da ligi hep zirvede götürdü. Geçen sezonun temel direkleri Gomez ve Sosa’yı kaybetse de istifini bozmayan Şenol Güneş, üst üste ikinci şampiyonluğu yaşattı.

Futbol takımlarında en büyük motivasyon başarıdır. Başarıların devam etmesinin temel motifi de paylaşılabilmesidir. Beşiktaş geçen sezonki şampiyonluğu taraftarıyla, futbolcusuyla, hocasıyla ve yönetimiyle paylaşmasını bildi ki bu sezon da mutlu sona ulaştı.

Güneş’in kalbi şimdiden Şampiyonlar Ligi için atıyordur. Camia, bu başarıyı da paylaşırsa, hem 3. yıldızla yetinmez hem Avrupa’da da daha büyük hedeflere koşulur. Evet, şimdi motorları bir kez daha maviliklere sürme vakti... Zira Güneş’li günler bir kez daha görüldü. Tebrikler Güneş ve öğrencileri, tebrikler Orman ve yönetimi.. Ve tebrikler takımlarına inanan taraftarlar...

Yazının Devamını Oku

Kara Kartal Avrupa’ya Kartal Yuvası Asya’ya

26 Mayıs 2017
BEŞİKTAŞ şampiyonluğa koşuyor. Herkes pazara kilitlenmiş durumda. Gaziantep Arena, Vodafone Arena’ya dönüşecek. 2012’de futbol takımı için girişilen yapılanma üst üste ikinci kez şampiyonlukla taçlanacak.

Bu politikadan ödün verilmezse ‘Metin-Ali-Feyyaz’lı yıllar tekrarlanacak. Üstelik Avrupa’da o dönemin başarıları da çoktan geride bırakıldı.

Beşiktaş, şampiyon olduğunda da şu haberleri okuyacaksınız: “Kasası doldu”, “Forma satışları patladı” vs...

Beşiktaş’ın 2016 mali genel kurulu geçen hafta yapıldı. Kulübün toplam net borcu 1.4 milyar lira olarak açıklandı. Başkan Fikret Orman, yüksek borca karşın küçülme modeline geçmeyeceklerini ve büyüyerek borcu eritme yolunu seçeceklerini vurguladı.

Özetle “Hem şampiyon ol, hem küçül diyemezsiniz” dedi.

Orman’ın bir önemli lafı da şuydu: Artık Türkiye sınırlarında gelir kaynakları tükendi.

Yani formada da statta da Kartal Yuvaları’nda da satılacak daha fazla bir şey kalmadı. Bu durum esasen tüm büyük kulüpler için geçerli.

KASA DEĞİL, BANKA KAZANIYOR!

-

Yazının Devamını Oku