Beşiktaş, oyuna iyi girdi ve bunu sağlayan en önemli faktör uzun çapraz toplardı.
Golü bulduktan sonraysa oyun büyük oranda Beşiktaş’ın sağ savunma hattında geçti. Porto, Adriano-Quaresma kulvarını, Pepe ve Oğuzhan’ın acil yardımlarına rağmen çok yıprattı.
CENK’TEN TORUNLARINA MİRAS
Porto, ligde duran toptan sadece bir gol bulmuştu. Dün Telles, kalçası çıkma pahasına(!) sayısız korner kullandı ama sonuç alamadılar.
BEŞİKTAŞ, Şampiyonlar Ligi’ni Porto deplasmanıyla açıyor. Tarihi itibariyle Porto, çekinilecek bir ekip ama önemli olan ‘güncel Porto’dur. 2013’ten sonra liginde hiç şampiyon olamayan Porto, bu sezon lige 5’te 5 ile iyi bir giriş yaptı. En formda ismi Aboubakar. Geçen sezon aldığı cezayla Beşiktaşlıları üzmüştü ama o cezadan kalan 1 maçlık bakiye bugün siyah beyazlıları kârına oldu. Porto’nun attığı 12 golün 5’inde Aboubakar’ın imzası var. Attığı kadar da kaçıran bu ‘kestirilemeyen’ golcünün olmaması gerçekten büyük avantaj...
1- OYUN KALİTESİ GERİDE OLSA DA...KADRO kalitesinde Beşiktaş, Porto’dan önde. Bu maçta Porto’dan ziyade Beşiktaş’ın ne yapıp yapmayacağı sonucu belirler. Beşiktaş’ın oyun kalitesi geçen sezonların gerisinde. Ancak Devler Ligi motivasyonunu eklersek, daha iştahlı olacaklardır. Beşiktaş’ın bugünkü en büyük silahı kazanmaya oynamak olmalıdır.
2- YAMALARI HEP CASILLAS YAPIYOR!PORTO’nun en formda isimlerinden biri de kaledeki efsane Iker Casillas. 5 maçta 12 gol atan Portekiz ekibi, kalesinde gol görmedi. Bunun aslan payı 36 yaşındaki tecrübeli eldivenin. Zira Porto defansı duvar öremiyor! Bilakis çok açık veriyorlar ve yamaları yapan hep Casillas oluyor.
3- OLIVER TORRES’İ KİLİTLEMEK GEREKABOUBAKAR yoksa gözlerin çevrileceği isimler Marenga, Oliver Torres, Tiquinho Torres ve Brahimi... Golü de ileri uçta Marenga ile arayacaklar. Porto’nun Marenga ve Tiquinho Soares ile çift forvet çıkması bekleniyor. En iyi servisçileri Oliver Torres. Beşiktaş’ın onu oynatmaması, kilitlemesi lazım.
4- GARY MEDEL ‘BOZUCU’ OLABİLİRATTIKLARI 12 gole bakılınca, hücum karakterini sıra dışı kılan isim Aboubakar. Onsuz Porto’nun doğaçlama oranı düşecek. Defanstan başlayan pas oyunuyla hücumu olgunlaştıracaklardır. Brahimi-Torres-Danilo Pereira üçgenini kırmak lazım. Güneş, Gary Medel’i bir bozucu olarak kullanabilir.
33’te sol bek Caner kesti kafayı sağ açık Lens vurdu. Bu pozisyon, ilk devrenin en iyisiyle en kötüsünü de buluşturan pozisyondu. Bu Lens’in yedek olarak bile şansı yok. Son adam gibi ileride eli belinde dolaştı durdu.
Babel de sol kanatta hücumda etkisizdi ama hiç değilse topun peşinden koşturuyor. Ki ikinci devre de maçın adamlarındandı. İki açık oyuncusunu verimli kullanamayan Beşiktaş’ı atağa Caner taşırken, merkezden de Talisca zorlayan isimdi. Negredo iki önemli pozisyon hazırlarken takım arkadaşları kendisine benzer bir kıyak yapamadı.
LENS ZAMAN KAYBIYDI
Sanki şartmış gibi Güneş, ikinci devreye de Lens ile çıktı. Beşiktaş, dün son vuruşlarda öyle kötüydü ki nihayetinde en teknik adamı Oğuzhan da penaltıyı aut gibi kullandı. Kaçan penaltı oyunun ruhunu da değiştirdi. Sözeri’nin iki değişikliği Beşiktaş’ı ortada zorladı. Üstüne Tosic’ten beklenen kırmızı da (benim için sürpriz değildi) gelince Beşiktaş, ‘piknik maçı’ tadındaki mücadeleyi ateşten gömleğe dönüştürdü.
Ama oyuna ateş düşmesi iyiydi zira Beşiktaş’ta eksik olan buydu. Rollerin değişmesi Beşiktaş’ı galibiyete taşıdı. Kaçan penaltı ve Tosic’in atılması Beşiktaş’ı daha çok konsantre etti.
1- Beşiktaş Lens ile de 10 kişi oynadı.
2- Atiba Hutchinson, Kanadalardan kaç kez gelip maça çıktı. Medel de dün sağ bekte olmalıydı.
3- Beşiktaş, golcüsünü hâlâ istediği gibi pozisyona sokamıyor.
Lucescu, ‘acı ve sabır’ demektir. Ama bunun semeresi bir lig maratonunda alınır. Mutlak kazanılması gereken 2 maçlık ‘100 metre koşusu’nda Lucescu’nun başarılı olması sürprizdir. Milli takım CV’si çok parlak olmayan Luce’nin, bu toprakların futbolda iyi savunmacı olmadığını bilyor olmalı.
Danimarka kulübü Nordsjaelland’ın bedelsiz keşfettiği Emre Mor, geçen yıl Türk Milli Takımı kampındayken Borussia Dortmund’a gitti. Almanlara maliyeti 16 milyon Euro oldu. Ve yine bir Türkiye Milli Takımı kampındayken 13 milyon Euro karşılığında Celta Vigo’ya gitti. Kendisine ödenen paralar hariç, bu 29 milyon Euro’luk ekonomi sadece 2 bin 49 dakikalık bir futbolla gerçekleşti. Milli maçlarla beraber, yaklaşık 23 resmi maça tekabül ediyor. Genç adam bu 2 bin 49 dakikada 3 gol ve 7 asistle oynadı.
Bu rakamlara göre Emre Mor, haddinden fazla gürültü çıkarmış. Peki neden?
1-) Çalım sayısı
Özellikle milli maçlardan sonra sadece ona özel bir istatistik kullanıldı: ‘Emre Mor kaç kez adam geçti?’
Zaten videolarına da bakarsanız hep attığı sıra dışı çalımları görürsünüz. Bir anda süratleniyor, ani dönüşler yapıyor ve tribünleri ayağa kaldıran çalımları atıyor. Ya sonra? Sonrası şu: ‘Sonuçlanamayan Emre Mor çalımları.’
Kolayına kaçıp suçu Beşiktaş’a atabilirim ama o zaman Bursa’nın dolayısıyla Le Guen’in hakkını yemiş olurum. Çünkü takımı, hareketli oyunda Türkiye standartlarına göre mükemmel denilecek bir saha yerleşimine sahipti. Oyuncular iple birbirine bağlıymışçasına blok halinde hareket ederken, her Beşiktaşlı’nın başında üçer üçer öbekleniyorlardı.
Golleri, duran toplardan sonra yediler. Ama beraberliği ‘eski Beşiktaş’ gibi attılar: Hücuma çıkan rakibi gafil avlama. Beşiktaş, golü yediğinde Pepe az önce Bursa kalesinde gol arıyordu.
Tosic’in Cenk’e ‘al da at’ dediği top dışında, Beşiktaş forvetini doğru düzgün pozisyona sokamadı. 71’de oyuna giren Negredo’nun ayağına top değmedi doğru düzgün. Cenk’in iki pozisyonu dışında bir hücum organizasyonuyla yaratılan pozisyonu yok Beşiktaş’ın. Üç puan 2 korner sonunda geldi.
Yeniler ne zaman oynayacak sorusundan önce Beşiktaş’ın takım olarak sorgulanması lazım.
NEREDE O ÜÇGENLER?
1 İçinde Oğuzhan’ın da olduğu üçgenler kurma yok.
2 Kanatlardan etkili gitme ve isabetli orta yapma yok.
3
Psikolojik olarak iyi bir kura. Ama iş sahada bitiyor. Geçen sezon Beşiktaş, favori Napoli’den 4 puan alırken Kiev’e hem 4 puan verdi hem de 6-0 gibi ağır bir yenilgi alarak, gruptan çıkmayı kaçırdı.
İYİ KURA ÇEKİLDİ
Geçen sezon F.Bahçe, Monaco’ya elendiği için yerden yere vuruldu. Ama Fransızlar, Şampiyonlar Ligi’nde yarı final oynadı! Hasılı bazı takımlar, kağıt üstünde durduğu gibi durmuyor. Yine de Fikret Orman, ilk uçakla gidip Vida’ya alıp getirmeli. Daha önce getirebilirdi fakat bu sezon Franco, Boyko, Milosevic’ten kurtulmadan yeni yabancılar alınca kontenjan doldu. Haliyle “Gidin” denilen oyuncuların eli güçlendi. Bu anlamda Orman yönetimi yanlış bir strateji izledi.
Monaco, geçen sezon çıkış yapan önemli isimlerini kaybetti. Değer biçilemeyen Mbappe de gitti gidecek. Porto’nun en pahalı adamı Beşiktaşlının ciğerini bildiği Aboubakar. Ama Porto, sonuçta bir ekoldür. Leipzig geçen sezon Bundesliga’yı salladı. Grubun kilit takımı olacak Almanlar...
DEVLET GÖREVE
Beşiktaş’ın Şampiyonlar Ligi’nde en büyük rakibi gurbetçiler olacak! Hele ki Leipzig maçında. Çünkü Lyon maçından ötürü alınmış ve 2 yıl başımızın üstünde duracak olan 1 yıllık Avrupa’dan men cezası var. Fikret Orman, derhal devlete başvursun. Almanya başta olmak üzere, Avrupa’daki tüm gurbetçi dernek ve vakıflarına yazı gönderilsin ve “Aman Beşiktaş’ın maçlarında olay çıkarmayın” denilsin.
Yönetim geçen sezon Lyon’a “Bizim gurbetçilerimize bilet satma, karışmam” dedi ama UEFA’ya aynı doğrultuda yaptığı resmi bir başvuru yok. Bu hataya bir kez daha düşülmesin...
MARIO GOMEZ NASIL KAÇTI?
Bu nedenle Tudor’un asgari kayıpla devam etmesi şart. Hırvat için ‘yarın’ yok, ‘bugün’ var. Her maça garanti belgesi olmadan çıkacak. En büyük destekçisi kurduğu takımı. Ve takım da enerjisiyle “Tudor’un takımıyız” duygusunu veriyor.