Kenan Başaran

Yerini bilmiyor, uzaktan yiyor

20 Ağustos 2017
GEÇEN sezonun sürpriz ismiydi. Evet, Lyon ve F.Bahçe derbisinde iki büyük hata yapmıştı, fakat birçok maçta inanılmaz kurtarışlara da imza atmıştı.

Fabri’den söz ediyorum. ‘Çizgi kalecisi’ Tolga, defans arkasına uzun toplara çıkmadığı ve çıktığında da genelde başarısız olduğu için Beşiktaş taraftarının gönlünden düştü.

Buna karşın ayağını daha iyi kullanan ve kalesini terk etmekte beis görmeyen Fabri, siyah beyazlılara Neuer gibi gelmişti. Birkaç kritik hatasına rağmen siyah beyazlı camia sezon sonunda İspanyol eldivenden razıydı. Ne var ki hazırlık maçları dahil, yeni sezona pek iyi bir giriş yapamadı ve tartışma konusu oldu.

BEŞİKTAŞ ÖYLE KALECİLER GÖRDÜ Kİ!

OTURUP Fabri’nin yediği tüm golleri bir kez daha izledim. ‘Kusur arayan gözle’ bakınca ister istemez birçok sıkıntı buluyorsunuz. Karşı karşıyalarda ve yakın mesafelerde genelde iyi. Misal, son Antalya maçında Eto’o’nun ayağından aldığı top...

Kalesini terk etmekten çekinmiyor. Yan toplarda da cesur ama birçok pozisyonda topu kontrol etmekte zorlanıyor. Neyse ki bunların çoğunda hakemler faul çalıyor. Fabri’nin yediği gollere bakınca ortaya özetle şu görüntü çıkıyor: Doğru yer tutmada ve uzaktan şutlarda büyük sıkıntısı var. 

İspanyol, kapattığı köşeden de çok fazla gol yiyor. Bu saatten sonra stili değişir mi? Zor ama gerektiğinde çizgiye yakın kalabilse fena olmaz. Ama tüm bunlara rağmen Fabri’nin kredisi tükenmiş değil, zira Beşiktaş öyle kaleciler gördü ki, onu hemen harcama lüksüne sahip değil. 

BEŞİKTAŞ PERFORMANSI

MAÇ:

Yazının Devamını Oku

‘Lüküs takım’la 1 puan

19 Ağustos 2017
SON yıllarda Beşiktaş ile Kasımpaşa’nın kapışmaları çok zevkli geçiyor.

Dün de öyle oldu. İlk 45’te iki takım da ‘atan kazanır’ havasında oynadı. Güneş’in, Tolgay-Oğuzhan-Talisca’lı hücumcu orta alanı bu havayı estiren temel nedendi.

İlk devre üç klas hareket üç golü getirdi:

Cenk klas hareketlerle Babel’e attırdı, Caner de Talisca’ya. Neumayr da klas bir gol attı ama onun en büyük yardımcısı Fabri’ydi. Güneş belli ki devre arası “Top yapın” demiş ki Beşiktaş, ikinci 45’te bol bol pas yaptı. Gerektiğinde geriye oynayıp rakip genişletti ve boşluklara sızdı. Babel kendisine asist yapan Cenk’e ‘bilmukabele’ demek istedi ama o 6 pastan topu Taksim Meydanı’na attı!

BEŞİKTAŞLI ALIŞTI!

Paşa, Beşiktaş’ın 2. Devre planını kırmış değildi ama Güneş, Medel-Lens ikilisini sahaya sürüp, Oğuzhan-Quaresma ikilisini kenara aldı.

Bu değişiklik dostu düşmanı kıskandırır. Zira memleket standartları için oldukça lüks bir değişiklikti. Ama Güneş’in orta alana lüks aşısı ters tepti, zira ikinci yarıda ahenk bozuldu ve beraberlik golü yenildi.

Güneş, Negredo’yu da Cenk’in yanına koydu. Paşa da yaslanınca son bölümler Beşiktaş ablukasında geçti ama 1 puanla yetindi. Paşa karşısında bu sürpriz değil, zira Beşiktaşlı buna alıştı. Kemal Özdeş’i tebrik ediyorum. Reklam yapmadan işini yapıyor. Sıkı bir ekip kurmuş.

1- Beşiktaş puan kaybetse de Antalya maçına göre daha arzulu bir futbol oynadı. 

Yazının Devamını Oku

Takım ‘Tudor’ dedi

15 Ağustos 2017
HAYIR. O kalsaydı zaten Tudor kalamazdı.

Sneijder adanmışlık bakımında ne bir Hagi ne de bir Alex’ti. Sneijder’in duygusu azdı. Dün tribünlerin ıslıkladığı ve yönetiminde kademesine çoktan Terim’i koyduğu bir Tudor vardı takımın başında. Ve takım arzusuyla, gollere sevinme biçimiyle ve skorla tribün ve yönetimin akisine tercihini Tudor’dan yana kullandı. Bu tutku sürer ve 3’lü savunma da oturursa Sneijder kalplere gömülür.

Yazının Devamını Oku

Gizli golcü pepe

14 Ağustos 2017
VODAFONE Park’taki maçlarda tahtaya yazılacak ilk isim ‘taraftar’dır.

‘Eyyam cezası’ nedeniyle taraftar dün yoktu. Yerine 3. ölüm yıldönümü vesilesiyle Seba’nın siması ve sözleri vardı tribünlerde.

Seyirci olmayınca sezona henüz hazır olmayan Beşiktaş, maçın havasına girmekte gecikti.

Beşiktaş ilk devreyi tek kanat oynadı. Sebebi Babel’di. Anderson Talisca da bireysel marifetlerini pek sergileyemedi.

Sert ve ikili mücadele azimli Antalya karşısında 2 net pozisyona giren Beşiktaş, soyunma odasına giderken adeta yoldan dönüp golü attı.

Santrası olmayan Pepe golü, iki hocanın da stratejisini değiştirdi.

EN HIRSLI CANER’Dİ

Çalımbay’ın takımı öne daha çok çıkınca gevşedi ve bu da Beşiktaş’a daha rahat top dolaştırma hücum şansı tanıdı. Ama Beşiktaş 2. golü, penaltı olmayan bir pozisyonda buldu. 

- Beşiktaş için seyircisiz de kazanması önemliydi.

Yazının Devamını Oku

Futbolda Neymar kriteri: Hülle

11 Ağustos 2017
UEFA Finansal Fair Play Kriterleri, bizim kulüplere çok faydalı.

En azından oyuncu satmayı da öğrendiler. Ne var ki Neymar’ın 222 milyon Euro’ya Barcelona’dan PSG’ye gitmesi UEFA kriterlerini tartışılır hale getirdi. Asrın transferi ‘asrın hüllesi’ kokusu da verdi.

Kâğıt üzerinden Neymar, serbest kalmak için Barcelona’ya 222 milyon Euro’yu kendisi ödemiş! Oysa “Nereden buldun” diye sorulması gerekiyor ki bu ‘gelir’in bir de İspanya’nın kasasına girecek vergisi var.

Neymar, 222 milyon Euro karşılığında Katar’ın (PSG’nin sahipleri Katarlı) tanıtım yüzü oluyor ve bu parayla bonservisini alıyor! Bu bir hülle, aksi halde eşyanın tabiatına aykırı. Para gerçekte onun değil. Kulüpler, UEFA kriterlerini aşmak için satın aldıkları oyuncuları kiralık gösterme yoluna da gitmeye başladı. PSG’nin yaptığı da yeni bir yol.

Futbol kulüpleri ezelden beri ‘batık ama iflas etmeyen işletmeler’ olarak tanımlanır. Hal böyle olunca kriterleri istisnalar hariç tüm kulüplerin sürdürülebilir şekilde tutturması zor. Çünkü sermaye insanın bacaklarına yükleniyor. Temenni etmem ama Neymar sakatlanıp futbol hayatı bitse, yapılan tüm yatırım da çöp oluyor.

ORTADOĞU SORUNU

UEFA, kulüplerin gelirlerini tanımlamış ve abartılı sponsorluk ve fonlamalara izin vermeyeceğini deklere etmiştir. Kulüp sahiplerinin bile para koymasına bile sınırlı bir seviyede izin veriyor.

‘Futbolda Ortadoğu sorunu’yla da karşı karşıyayız. Neymar transferi, futbolun gidişatı açısından çok önemli. UEFA ve La Liga yönetiminin  alacağı tutuma göre  futbolda olumlu veya olumsuz yeni kriterleri gündeme getirecektir.

SİZ ŞEYHİN PARASINI YERKEN İYİ MİYDİ?

Yazının Devamını Oku

Erken uyarı

7 Ağustos 2017
19 Mayıs Stadı yeni ama çimler eski! İşitme Engelliler Olimpiyatı mazeret olamaz. Planlamayı ne zaman transfer edeceğiz? Hocalar takımları sahadan çekse, kızmazdım. İlk 45 istatistiklerinin iki kalemi hariç, hepsinde Beşiktaş üstün ama Konya galipti.

Konya, 2 faul yapan Beşiktaş’a 13 fualle karşılık verip sadece bir sarı kart gördü. Bu 1. anahtar. Beşiktaş’ın 11 ortasından sadece 1’i isabetliydi; bu da 2. anahtar. Fofana ile birlikte Beşiktaş’ı hırpalayan Traore, gol attığında karşısında Şampiyonlar Ligi’nden ziyade bir amatör ekibin savunma yerleşimi vardı. Tolgay, inisiyatif almadı, Quaresma topu çok tuttu ve Babel diğer kanatta unutuldu.

LİGE HAZIR DEĞİL

Güneş, 61’de Caner ve Negredo’yu alıp baskıyı artırdı ve beraberliği yakaldı. Ama genelde rakibi açmakta zorlandı. Atiba da, “Alternatifimi bulun” diyor. İlk maçına rağmen sahanın iyilerinden Pepe’nin hamle hatası kupayı Konya’ya götürdü. Genelde Beşiktaş baskılı olsa da lige hazır değil. Geçen yıl G.Saray’a kupayı kaybederken çok daha iyiydi. Bu maç erken uyarı oldu. Sahaya bıçak atan ve her fırsatta atlamaya çalışan Konya seyircisi, herkesi korkuttu.

MAÇIN ADAMI: TRAORE

Fofana’yı da seçebilirim ancak Traore, genel olarak da bu ligde hakkı az teslim edilen bir oyuncu. Dün akşam gol dışında da Beşiktaş savunması tek başına dağıttı.

Yazının Devamını Oku

'Vahşi batı Milli Takımı’na hayır

4 Ağustos 2017
Gazetemiz yazarlarından Kenan Başaran, Milli Takım hakkında değerlendirmelerde bulundu.

2004’te Beşiktaş’tan giderken Türkiye’nin Çavuşesku Romanyası’ndan daha kötü olduğunu söylemişti. Ve Lucescu, 13 yıl sonra Türkiye Milli Takımı’nın başına geçti! Getiren kişi de Yıldırım Demirören. Hafızam beni yanıltmıyorsa Demirören, 2004’te Beşiktaş Başkanı olunca Lucescu ile devam etmeyeceğini açıklamıştı.

Bu topraklarda ilkeler değil, şahısların tercihleri belirleyici oluyor. Ve bu tercihler de çoğunlukla tutarsız oluyor. Futbol da bundan azade değil.

‘Baba’, ‘Ağabey’ vs kültüyle yürüyen bir ‘Anadolu futbol kültürü’ne sahibiz. Özünde feodal bir kültür bu. Son Arda Turan ve Fatih Terim olayları bu kültürün zirve ‘eser’leridir!

Terim gitti, Lucescu geldi. O halde Arda Turan yeniden milli takıma dönecek mi? Oysa söz konusu ilkeler olsa, böyle bir soru olmazdı?

Zira Arda Turan’ın ayrılığına neden olan olaylar vahimse, bunlar hocanın isminden bağımsızdır. Yok eğer değillerse, o zaman niye takımdan ayrı düştü? Daha o gün Terim niye gönderilmedi? Ya bu arabesk kafayı tarz olarak beliryeceğiz veya değiştireceğiz. Benim için Arda Turan’ın Türkiye Milli Takımı’ı bırakma kararının gerekçeleri geçerliliğini koruyor. Zira ay yıldızın kaptanlık bandını takan bir futbolcu, uçakta bir gazeteciye saldırıyor ve futbolu yönetenlere de sayıp sövüyorsa, bu durumun Terim veya Lucecsu ile bir ilişkisi yoktur.Bu ilkesel bir durumdur.

Arda Turan, yeniden milli formayı giyerse biz maç kazanırız ama esasen lazım olan ilkelere yine hasret kalırız. Lucescu’nun bu ülke futboluna radikal bir dokunuş yapıp yapmayacağı bence Arda Turan ile ilgili kararla belli olacak.

Dünya Kupası mı Şampiyonlar Ligi mi?

Takım taraftarlarıyla bir anket yapılsa ve “Hangisini istersiniz?” diye sorulsa ve cevap olarak da şu iki şık sunulsa: A) Tuttuğum takımım Şampiyonlar Ligi şampiyonu olsun. B) Milli Takım Dünya şampiyonu olsun?

Yazının Devamını Oku

Beşiktaş, Güneş’i bırakma

28 Temmuz 2017
FATİH Terim gidince sosyal medya, “Şenol Güneş Milli Takıma” etiketi oluşturup, ‘trend topic’ (en çok ilgi gören başlık) yaptı. Yazanların yüzde 90’ı Fenerbahçeli ve Galatasaraylıydı. Güneş’i çok sevdiklerinden mi? Hayır. Güneş’in gitmesiyle Beşiktaş’ın zayıflayacağını hesaplıyorlar.

Rakip taraftarlar bu hareketleriyle Beşiktaş yönetimine de yol gösterdi: Şenol Güneş’i sakın bırakmayın!

ÖZGÜR DEĞİLLER Kİ

Çin seyahatinde de gördük, Güneş zor biri. Fakat, iki sezonda kazandırdıklarıyla büyük bir toleransı hak ediyor. Onun şöhretinde başka biri, iki kez şampiyon yaptığı Beşiktaş’ı, 2 yılda 12 maç oynatan Terim’den daha düşük ücretle çalışmazdı.

Şampiyonlar Ligi’nde isim yapmak, milli takımları Dünya Kupası’na taşımaktan daha cazip. Ki Güneş’in milli formayla kendini ıspatlamasına da lüzum yok. Güneş, Beşiktaş ile Türkiye futboluna çok daha büyük katkı sağlar.

Milli Takım, sadece bir hoca meselesi değildir. Topyekûn bir yönetim meselesidir. TFF’nin özerk yapısını koruyamayan yönetimler, özgürce karar alamaz. Kulakları her daim başka yerde olur. Arda-Terim kavgasında da net gördük. Terim’in gidişinde bile işaretten sonra düğmeye basıldı. Güneş, Beşiktaş’taki özgürlüğü Türk Milli Takımı’da bulamaz. Futbolu yönetenler illa ki Güneş’i istiyorsa, onun Beşiktaş’tan ayrılmasına gerek yok.  İki koltuğu da idare edebilir.

BİZİM İL MÜNİH’TİR

Nasılsa altyapımızı Almanya besliyor. Milli takıma kim gelirse gelsin, “81 ili tarıyoruz” masalını bir daha anlatmasın. Bıktık. O işi bir kez Sepp Piontek yaptı ve mirasını da Terim kullanıp, efsane oldu. Gidip geleceğiniz iller, gurbetçilerin yaşadığı Hannover, Münih, Kölndür! Erdal Keser’i yine ‘gurbetçi topçudan sorumlu bakan’ yapın olsun bitsin(!)

Hasılı

Yazının Devamını Oku