Ama taraftarın sevinci yüzlerde solmamışken golü yedi. Kabahat topun çarptığı hakemden ziyade, Eduok’a basmayan Talisca’nındı. Tıpkı derbide Kjaer’e basmayan Tosun gibi. Maçı hemen koparma arzusu bazen gereksiz bir telaşa neden oldu. Oysa sakin kalıp ayağa oynadığında Beşiktaş, kaleye çok rahat gidip pozisyonları buldu.
BİR CUMARTESİ GECESİ KEYFİ
Babel, topu iyi taşıyor, ancak son tercihte daha hızlı karar vermeli. Beşiktaş'ın ceza alanında pozisyona girmediği halde 1 gol bulan Paşa’ya karşı soyunma odasına geride girmesi haksızlıktı.Talisca’nın golü aslında 2'de biten maçı 49’da sonlandırdı. Hele ki 2-1 sonrası sahada tek takım vardı. Sonrasında Beşiktaş, mücadeleyi Dolmabahçe'de keyifli dakikalara dönüştürdü.
TRİBÜN
ÇOCUKLAR VARSA...
Çocuklar da işin içine giriyorsa başarı kaçınılmazdır. Atiba'nın oğlu Noah'tan sonra dün de Q7'nin oğlu Ricky ile Marcelon’nun oğlu Daniel de topa girdi.
NADİR BEŞİKTAŞ!
BEŞİKTAŞ
Kulübün Beşiktaş kadar şampiyonluğu hak ettiğini de belirtip, buna mukabil Başakşehir’in İstanbul Büyükşehir Belediyespor’un (İBB) yarışma haklarını devralırken bir bedel ödeyip ödemediğinin bilinmemesinin olumsuz bir algı yarattığını dile getirmiştim.
Başakşehir Başkanı Göksel Gümüşdağ, arayıp davet ederek, “Gelin asbaşkanımız Mesut Altan hem kulübü gezdirsin hem de sorularınızı yanıtlasın” dedi.
Çarşamba günü gittim ve Mesut Bey, iki saat boyunca futbolcuların kaldığı odalar dahil, tüm birimlerinin bulunduğu Fatih Terim Stadı’nda bir tur attırdı.
Her şey dört dörtlük bu da Başakşehir’in başarısını anlatan en önemli tablo “Konseptimiz aile ortamı. Maç günü oyuncumuz odasından çıkıp asansörler sahaya iniyor. Maça otobüsle gitmiyor yani” diyerek, anlatmaya başladı Mesut Bey.
Evet, Beşiktaş’ın dünkü rakibi sahadaki Bursa’dan ziyade tribündeki Bursa’ydı. Nitekim hakemin orta sahaya çekilip ikaz yapmasına neden olacak kadar oyuna müdahale ettiler. İstekli, ama istediklerini yapamayan Beşiktaş, ilk yarım saat kaleye şut bile çekemedi. Talisca’nın yokluğu bu noktada çok hissedildi. Tribünlerin motive ettiği son 3 haftanın 16 gol yemiş Bursa’sının ilk 45’teki tek gayesiyse gol yememekti ve bunun için sertliği de kullandılar.
Güneş’in Atiba’yı alıp Cenk’i sahaya sürmesi şaşırtıcı değildi. Çünkü yüzde 99 pas isabet oranıyla rekorlar kırmış Kanadalı, dün en çok hatalı pas yapanlardandı.
Gol, Tolgay-Aboubakar-Cenk’in üst üste üç marifetli hareketiyle geldi. Gole kadar zaten eksik olan bu marifetti.
TRİBÜN
KÜFÜR ZAYIFLIKTIR
Bursa taraftarı sadece kendi takımına odaklandığını mükemmel. Ama, küfür-kıyamet ve gerilimle en zayıf tribün oluyor. Beşiktaşlılarsa en umutsuz anda destek modundaydı.
MUHTEŞEM FİNAL
90 dakika
Başakşehir’in sportif mücadelesine duyulan sempatiyi kıran veya zedeleyen bu kulübün oluşturulma biçimidir.
İSTANBULLUNUN MALI
Başakşehir, örnek bir futbol organizasyonu. Daha önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) olarak sahne alan kulüp, İstanbullunun vergileri ve belediye şirketleriyle beslendi.
Bu, da haklı olarak çok eleştirildi. Zira İstanbul Belediyesi’nin profesyonel futbolda olmasının bir anlamı yoktu. 2014’te İBB’nin yarışma hakkı Başakşehir FK’ya devredildi. Ama nasıl oldu, kaç para ödendi, bilmiyoruz. Adı değişen kulüp bugün artık bir şirket. Ortakları var. Çinlilerin bile iştihanı kabartan Başakşehir, Şampiyonlar Ligi’ne doğrudan katıldığında galibiyet alamasa bile 20-25 milyon Euro kazanacak. Lig şampiyonluğu da düşünüldüğünde gelir 50 milyon Euro’ları bulacak. Bu gelir 100 milyon Euro’ları da bulabilirdi. Fakat, bunun için milyonlarca taraftar lazım. Milyonları geçtim, onbinler bile yok, bu kulübün arkasında. Ortalaması 3 bin! Bunların da aidiyeti sorgulanmaya muhtaç. Adı Başakşehir olsa dahi, bu semtin mahallerine nüfuz edebilmiş değil. Şampiyon olsa sokağa muhtemelen Beşiktaş’ın ezeli rakipleri Galatasaray ve Fenerbahçeliler çıkar. Ama Başakşehir’in şampiyonluğundan ziyade Beşiktaş’ın olamamasına sevinecekler. Başakşehir’in ofisinde bile bir taraftar olarak, “Başakşehir” diye, kaç kişi sevinir, meçhul.
Başakşehir’in olası şampiyonluğu sadece Beşiktaş’ın değil, futbol kültürüne sahip tüm kulüplerin ağır bir yenilgisi olacaktır. Özellikle de büyük kulüplerin sürmekte olan zihniyetlerinin iflası olacaktır.
BÜYÜKLERE DARBE
Zira semtsiz, mahallesiz, seyircisiz ve derin köklerden yoksun bir kulübün şampiyonluğu, ‘milyonlarca taraftarlı asırlık kulüp’ mitini yerle bir edecektir.
Demek ki iyi yönetilen her şirket, bu ligde artık şampiyon olabilecektir.
Siyah beyazlılar bunu hızlı pasla kırabilirdi ancak başarılı olamadılar. Bir de tek top oynamayan, fantastik hareketlere soyunan Quaresma buna eklenince Güneş kenarda sinirlendi. 25’ten sonra Beşiktaş, o akışkan oyununu oynamaya başladı. Bu noktada ‘psikolog Volkan Demirel’ sahneye çıktı. Talisca ile girdiği dalaştan bir gerilim üretti. Evet, tribünler gerildi, fakat siyah beyazlı futbolcular kupa maçındaki hataya düşmedi. O gün bu hatayı yapan Oğuzhan, bu kez bilakis arkadaşlarını olay mahallinden uzaklaştıran kişi oldu.
Fenerbahçe, beklentinin aksine kalesinin önüne otobüs çekmedi. Nitekim hücuma çıkarken kaptırdığı bir topta golü kontradan yedi. Oysa böyle bir golü Beşiktaş’ın yemesi beklenirdi.
SORU iŞARETLERi ARTTI
Advocaat, ikinci devreye iki değişiklikle başladı. Maç öncesi konuşulan senaryoya döndü ve Ozan’ı sağ beke aldı. Salih tercihiyse herkes için sürprizdi.
Ancak bu iki değişiklik de Fenerbahçe’nin pozisyonsuzluğuna çare olamadı. İlk ciddi pozisyon 80’de Emenike ile geldi. Beşiktaş, topu bu devre rakibine biraz daha fazla verip, uzun toplar ve şutlarla ikinci golü aradı. Atak buldu fakat Quaresma’nın pozisyonu dışında çok da üretken değildi siyah beyazlılar. F.Bahçe’nin skoru değiştiremeyeceği görüntüsü Beşiktaş’ın 2. gol iştahını kırdı ve hani “Olmasa da olur” moduna soktu. 9 kişi kalan rakip karşısında şampiyonluk şarkıları söylerken Beşiktaş, yine bir kaleci hatasına kurban oldu. Brugge, Sporting, Lyon ve dünkü F.Bahçe maçı. Bu durum psişik bir hal aldı. Beşiktaş kalecisiz oynasa yeridir.
Beşiktaş, Fenerbahçe’nin 90 dakikada yaratamadığı pozisyonu kendi kendine üreterek, altın değerinde 2 puan bıraktı. Evet, şampiyonluk kaçmadı bu beraberlikle ancak soru işaretlerini artırdı, durduk yere. Taraftar ne kadar kahrolsa, hakkıdır...
AYNI KAFAYLA BURSA’YA...
ADANA
Dört büyüklerin 2016 yılına ait 3. dönem finansal tablolarına (elimizdeki en son rakamlar bunlar) bakın. Hepsinin de borsadaki şirketlerinin özsermayesi negatif!
Beşiktaş, -543, F.Bahçe -517, G.Saray -606 ve Trabzonspor -228... Futbol ekonomisi üzerine yıllardır kafa patlatan Tuğrul Akşar’a göre bu rakamların anlamı şu: Teknik iflas!
Galatasaraylılar, Dursun Özbek’i beğenmiyor. Hatta bazen ayrımcılığa varan yakıştırmalar bile yapılıyor. Özbek’i beğenin ya da beğenmeyin, ama o ısrarla size acı gerçeği haykırıyor: Batıyoruz!
Kulübü finansal bataktan çıkaracak daha becerikli biri varsa, çıksın projelerini ortaya koysun. Ancak ben bugün Türkiye’de büyük kulüpleri borç batağından çıkarabilecek bir ‘para sihirbazı’ göremiyorum. Varsa, 2019’daki başkanlık sisteminde ekonomiden sorumlu bakan olarak da görev alsın!
17 YILDIR KUPA KUTLANIYOR!
Bu sözünü ettiğim negatif öz sermaye rakamları sadece borsa şirketlerine ait. Fakat kulüplerin genel vaziyeti daha da kötü. F.Bahçe’nin borcu 1 milyar, Beşiktaş ve G.Saray’ın 2 milyara dayanmış durumda. Faiz borçları bel büküyor.
UEFA ile yapılan anlaşmalar sadece futbol şubesinin harcamalarını disiplin etmeye yarıyor. Oysa kulüplerin her bir köşesinin kriterlere ihtiyacı var.
Türkiye
DAHA Mart’ta hakkında şampiyonluk başlıkları attığımız Beşiktaş, F.Bahçe ve Bursa maçlarını kaybederse, 2003-04’teki gibi bir trajedi yaşayabilir. Bu nedenle pazar günkü derbi, ‘şampiyonluk derbisi’ niteliğinde. Beşiktaş, ligin son 5 haftasında oynayacağı rakiplerinden ligin ilk devresinde 10 puan almıştı, ama Bursa’yı da Gaziantepspor’u da yenerken, hayli zorlanmıştı.
SAVUNMA ÇÖKTÜ
Beşiktaş, F.Bahçe derbisine mental olarak çok iyi hazırlanmalı. Kartal, F.Bahçe ile kupada oynadığı derbiyi rehber edinmeli; hırsın, aklın önüne yine geçmesine izin vermemeli ve ‘1 puan’ın bile kıymetli olduğunu unutmamalı. Son 3 lig maçında 8 gol yiyen savunma da toparlanmalı. Yoksa, şu ‘kıyamet senaryoları’nı konuşuruz:
1- DERBİYİ KAYBEDERSE F.BAHÇE DE ORTAK OLUR
Beşiktaş, F.Bahçe’ye kaybeder ve Başakşehir de Antalya’da kazanırsa, lig yeniden başlar. F.Bahçe derbiyi kazanırken, Başakşehir de Antalya’da kaybederse, yarış üçlü bir hal de alabilir. Çünkü bu durumda F.Bahçe’nin Beşiktaş ile puan farkı 5’e, Başakşehir ile de 1’e düşecek.Bu durumda Beşiktaş’ın da Başakşehir’in de stresi artacak ve kalan haftalarda özgüven belirleyici olacak.
2- BURSASPOR, SEZON TELAFİSİ İÇİN OYNAYACAK
Beşiktaş’ın derbiden sonraki rakibi Bursaspor... 2004’ten bu yana Timsahların tribünleri, Beşiktaş’a husumet duyuyor. Dolayısıyla, konumları ne olursa olsun, takımlarının Beşiktaş’ı yenmesini istiyorlar. Başakşehir ise, aynı hafta Gençlerbirliği’ni ağırlayacak. F.Bahçe’nin konuğu da Antalya... İkisi kazanır, Beşiktaş ise, son 3 sezondur galip geldiği Bursa’da kaybederse, koltuk el değiştirecek.
3- KASIMPAŞA TERS GELİYOR G.ANTEP CAN DERDİNDE
Beşiktaş, 2004’teki meşhur Samsun maçında bile son 3 golü 11 değil, 17 dakikada yemişti. Ama o takım 8 kişiydi. Dünkü maçtaysa sahada bir Beşiktaşlı olduğunu iddia etmek zordu! Sanki Beşiktaş maça çıkmamıştı. Kendini şampiyon ilan ederek gelmişti Başakşehir’e ve bunun faturasını da 11 dakikada ağır ödedi.
KAFALARDA ÇOKTAN BİTMİŞTİ
İki pas yapamayan, ayakları birbirine dolanan savunmacılar, ilk kez ortalıkta görünmeyen Atiba, işlemeyen kanatlar... Ama hepsinden öte bildiğimiz Beşiktaş ruhundan eser yoktu. İlk gol Avcı’nın Lyon maçlarını ezberlediğini gösteriyor. Yerden kısa paslar ve garanti adama çıkarılan gollük top... Diğer iki golse Beşiktaş’ın hâlâ olayın farkına varamamasının sonucuydu. 2. devreye Güneş’in Tolgay ile Aboubakar’ı birlikte sokmasını bekledim, ama o 10 dakika daha bekledi. Hoş girdi de ne oldu? Çünkü maç kafalarda çoktan bitmişti. Başakşehir de adeti olduğu üzere, topu Beşiktaş’a verdi, oyalansın diye!
TRİBÜN
GEÇEN SEZON GİBİ...
GEÇEN sezon da Beşiktaş, işi bitirdiğini düşünmüş ve sonra Kasımpaşa’ya yenilerek gerçeğe uyanmıştı. Başakşehir yenilgisi de bu işlevi görürse 3 puan kadar değerli olur. Fenerbahçe derbisinin kıymeti ikiye katlandı. Çünkü ezeli rakibi de şimdi içinden bazı duyguları geçirebilir.
Öyle ya sonrasında Beşiktaş, Bursa deplasmanına gidecek ve kümede kalma derdinde olan Gaziantep’e de konuk olacak. Beşiktaş, bu yenilgiyi krize dönüştürmemeli… Yol kazası saymalı, fakat tedbiri de almalı.