Ama sonra kararından vazgeçti ve bugün şampiyonluğun en güçlü adaylarından birine dönüştürdü takımını.
Kocaman, takımı bu noktaya taşırken iki şey yaptı:
1-) İnandığı oyun sistemi ve ona göre oyuncu tipinde ısrar etti.
2-) ”Puan farkı suni” diyerek, rakiplere yönelik psikolojik ataklar yaptı.
Alanya’yı yenerek İstanbul’a gelen Karabük’ün Dolmabahçe’de biraz direnmesini bekliyordum. Fakat sahada sadece Karabük forması giyen 11 adam vardı; ortada bir ‘takım’ yoktu.
Hal böyle olunca Beşiktaş, Nevzat Demir Tesisleri’nde yaptığı idman maçlarından bile kolay bir maç oynadı.
Başakşehir’in bine yakın pas yaptığı Karabük karşısında Beşiktaş da topu dolaştırmakta zorlanmadı. Dün Güneş’in öğrencileri kanattan içe, içten kanada ‘al ver’ler ve üçgenler oluşturarak, sadece Quaresma’ya endeksli oyundan bir nebze de olsa uzaklaştı. Bu da kaleye atılan şut sayısını artırdı.
F.BAHÇE’DEKİ GİBİ
Rakibin zayıflığının da etkisiyle Pepe, öne çıkmada cüretkâr davrandı ve bunun semeresini de gol atarak aldı. Golde dikkat çeken nokta Gönül’ün F.Bahçe günlerindeki gibi ön direkten topu arkaya aşırtmasıydı.
Kolaylaşan maçta Güneş, her zamankinden daha erken davranıp 56’da iki oyuncu değişikliği yaptı. Ancak Negredo konusunda muhalefet koymak zorundayım. İlk devrenin sonunda 2 pozisyona girdi. Kaçırdı ama evvelki haftalarda pozisyona girmekte dai sıkıntılıydı. Tribünler, adını bağırarak moral verdi. Karabük, onun kendini bulmasını sağlayacağı bir rakipti. Güneş, biraz daha sabretmeliydi. Çıkarken vaziyetin iyi olmadığını yine sezen tribünler oldu ve uzun süre “Negredo” diye bağırdı.
‘KANKALIK’ OLMUŞ BİLE
Maçın ikinci devresinin tek esprisi
Oysa beklentiler onun da Caner Erkin gibi 6 maç ceza alması yönündeydi.
Bunu savunanlara karşı, “Caner Erkin ile Emre Belözoğlu’nun durumu farklı” denildi. Mevcut talimatları zorlayıp “Emre’nin sevk edilmemesi doğru” deseniz bile, durum hiç de ikna edici değil.
Caner Erkin, 6 maç almasına neden olan küfürü ettiğinde ortada ona bu kadar ceza vermeyi gerektirecek ‘sağlam’ bir talimat yoktu.
Kimi hukukçular göre eski talimatlarla da bu ceza verilebilirdi, peki TFF bu ceza için neden talimatı değiştirmek zorunda kaldı?
Beşiktaş turlayarak, sporun gereğini yaptı ancak yoğun ve kritik maç trafiğini de daha da yoğunlaştırdı. 3 F.Bahçe, 2 Bayern maçının yanısıra Trabzon ve Başakşehir duraklarının olduğu inanılmaz bir periyot...
Maçlara konsantrasyon sorunu yaşanmayacak. Tek mesele yaşlı Beşiktaş’ın bu baş döndürücü süreçte fiziken ayakta kalıp kalamayacağı.
Şenol Güneş’e hiç düşmediği kadar bir kadro mühendisliği görevi düşecek.
Beşiktaş, dün Ankara’ya kafa olarak turlamış olarak gitmişti.
Beşiktaş, Adriano’nun müthiş ‘hediye golü’yle öne geçti. Gerilimli seyircisiyle birlikte Bursa’nın işi çok zorlaşacaktı. Ama ‘generaller’den kurulu Beşiktaş, savunması tam bir ‘acemi mangası’ gibi davranınca 2-1 geriye düştü.
Orhan Uluca, yayın hayatına başlayan Spor Arena Plus’taki B. Münih analizinde Alman ekibinin içe kavisli ortalarda kalecinin çıkıp çıkmamakta tereddüt etmemesi gerektiğini, aksi halde faturanın ağır olacağını söylüyor. Tıpkı Bursa’nın ilk golünde olduğu gibi...
Fabri,tereddüt etti, Medel ıskaladı ve kabak Negredo’nun başına patladı. 2. golde de Yusuf, Beşiktaş savunmasının istifasını istedi! Anlaşılıyor ki fazla yıldızdan maraz doğuyor. Bu general savunmacılarına bir ‘çavuş’ Tosic şartmış!
Güneş, 2. devreye beklenen Lens-Love değişikliğiyle girdi. Bu iki oyuncu da sırasıyla kaçırdıkları pozisyonlarla maçın kırılma noktalarına imza attı.
PEKTEMEK DE ŞAŞIRMIŞTIR
Gönül-Caner değişikliğiyle Güneş, ceza sahasına daha fazla uzun top göndermeyi hesapladı ve muradına da uzatmada erdi. Oysa temel sıkıntı ortadaydı. Beşiktaş, düşük ve başarısız bir pas oyunu oynarken, takım savunması da zayıflıyordu. Oğuzhan, kağıt üzerinde oynuyordu! Bir Tolgay hamlesi beklenirken Pektemek girdi. O da şaşırmıştır!
Beşiktaş’ın bu sezon ligdeki en formsuzu Şenol Güneş... Beşiktaş, geçen sezonlarda kaybettiğinde dahi oyuna hükmediyordu. Dün maçı kazanacağı duygusunu hiç vermedi. Bu deplasman karnesiyle Beşiktaş’ın yarışta kalıp kalmayacağı artık kendisine bağlı değil...
MAÇIN ADAMI: HARUN TEKİN
Hleb, Kocaman’ın kendilerinden sürekli koşmalarını istediğini savunarak, ‘derinlik anlayışı’nın olmadığını saunmuştu. Bu koşma mevzusudan ötürü, “Kocaman eşittir koşu mesafesi” diye bir klişe oluştu.
Kocaman teknik oyuncuya değil, teknik oyuncunun topla olan ilişkisine ve yaşa bağlı fiziksel kapasitesine de takılıyor. Valbuena için söylediği “Topla yatacak kadar futbolu seviyor” sözünde bu manada ince bir eleştiri de var. Çünkü, topla çok oynayan oyunu yavaşlatır ve hem de çok top kaptırabilir.
Ama topla oynamakla koşu arasında bir fark var. Cryuff, kimsenin toptan hızlı olamayacağını vurgularken, doğru pozisyon alıp, topu hızlı dolaştırmaya dikkat çeker. Messi’nin son El Clasico’da resmen yan gelip yattığı istatistiklerle ortaya konuldu ama buna rağmen 1 gol ve 1 asistle skorun belirleyicisi oldu Barnebau’da.
Hemen şu itiraz gelecek: “Messi olsun canımı yesin.” Ama takdir edersiniz ki topu koşturmak ve pozisyon bilgisi bakımından Alex de az bir oyuncu değildi. Kocaman’ın Alex-Hleb-Valbuena ile yaşadığı temel sorun bence ‘dönüştürememe’! Yani oyuncusunu dönüşüme ikna edememesi.
Oysa Şenol Güneş’i öne çıkaran en büyük meziyeti ise bu: Oyuncusunu dönüşüme ikna etmesi...
TALİSCA’NIN KAFA GOLLERİ
Geçen hafta Talisca’nın başarısı sorulduğunda Güneş, şu yanıtı verdi: “Talisca'ya geçen sezon eksiğini sorduk. O da ‘Kafa vuruşu’ dedi. Buna çalıştık ve bu sezon kariyerinin en çok kafa golünü attı.”Talisca’nın Beşiktaş’tan önce hiç kafa golü yoktu!
Kocaman’
Buna karşın dün tribünler beklediğimden kalabalıktı. Şenol Güneş de kenarda oldukça arzuluydu.
‘Yarı as’ kadroyla Beşiktaş, ilk devre Gençlerbirliği’ne fırsat vermeden golü buldu. Pektemek’in golü, ‘3 pozisyon 1 gol’ kabilindendi.
Bu bölümde Lens’in hırslı ve fizik olarak verdiği iyi görüntü Beşiktaş’ın gelecek haftaları için kazanç.
İkinci devrenin başlarında Beşiktaş, golü yediğinde kaleci hariç, 7 oyuncu aktif alanda. Ama 4’ü sadece ‘şekil’ yaptığı için beraberlik geldi.
Öncelikle iştahlıydı. Topu hızlı ve iyi dolaştırdı. Herkes hem hücumda hem savunmada topa ayak uzattı. Nihayetinde ortaları verimsiz diye son dönemlerde yerde yere vurduğum Quaresma’nın da ayağı sıcak olunca erkenden 2-0’ı buldu.
Devrenin son 5 dakikası hariç, Beşiktaş 40 dakika boyunca Paşa’ya pozisyon da vermedi.
AH ŞU ‘MAÇI ALDIM’ HAVASI!
- Beşiktaş, ikinci devre geçmişteki Kasımpaşa maçlarında olduğu gibi yine “Maçı aldım” hatasına düştü. Kemal Özdeş de ikinci 45’e Murillo’yu çıkarıp İlhan’ı alarak önce orta sahada üstünlüğü düşündü. Paşa, geride olmanın da mecburiyetiyle daha fazla adamla hücumlara çıktı.
Beşiktaş 3. gol için bir iki fırsat yakaladı bu arada. Ama kimse fazla üzülmedi ama bu rehavetin cezalandırılacağı aşikârdı.
2-1’den sonra Beşiktaş, pas yaparak oyunu tempoya ayar vereceğine gel-gitli oyunu beslemeye devam etti. Negredo-Lens değişikliği de bu oyunu mecbur kıldı bir yerde.
Geldiğinde Lens’e dün biçilen görev Vagner Love’a verilecek. İkinci devre tam onluk zira.
Güneş,