Kenan Başaran

Beşiktaş’ın psikoloğu Ryan Babel

14 Nisan 2018
BEŞİKTAŞ, kafasında soru işaretleriyle çıktığı Akhisar maçında kendisinin de beklemediği şekilde henüz 3. dakikada öne geçti. Bu tipik Babel golü, ‘Akhisar-deplasman-cuma sendromu’na da atılan bir ‘psikolojik gol’dü.

Okan Buruk’un uyarılarına rağmen öne çıkmayan ve siyah beyazlı savunmaya etkili bir baskı kuramayan Akhisar, üstüne üstlük, Negredo’ya da ikramda bulundu.

20. dakika geride kaldığında Beşiktaş, Akhisar ceza sahasına doğru düzgün ayak basmadan, 2-0’ı bulmuştu.

Fabri’nin topla en çok oynadığı ve uzun bir aradan sonra yeniden bir libero görüntüsü verdiği bir ilk 45 dakika izledik çünkü Beşiktaş, kalecisini de kullanarak istediği gibi top çevirdi.

Ama aynı Beşiktaş, skora rağmen topu ön tarafa çok iyi taşıyamadı. Quaresma’nın maç eksikliği kadar, ön ikilinin Medel-Atiba’dan oluşması da etkendi.

Muğdat, Lopes ve Olcan’ın yokluğu Akhisar’ı elbette çok etkiledi. Buna karşın Buruk’un devre bitmeden yaptığı Kadir-Henrique değişikliği hücuma hemen yansıdı.

Maçın başında olduğu gibi, ikinci yarının hemen başında da Babel, attığı kopya golle, Akhisar’ın hevesini kırdı.

3-0’dan sonra iki gariptir Beşiktaş’ın da oyun disiplini bozuldu ve maç ‘atan kazanır’ havasına büründü. Beşiktaş, ailecek farkı artırmak için bonkörce pozisyonları harcarken, savunmasında da dağınık şekilde yakalanmaya başladı.

F.BAHÇE DE ETKiLENiR

Yazının Devamını Oku

Yılmaz Vural’ın Monchı’si olsaydı

13 Nisan 2018
34 yıl sonra Şampiyonlar Ligi’nde yarı final gören Roma’nın Barcelona karşısında gerçekleştirdiği mucizede bizim dikkatimiz ister istemez Cengiz Ünder’e yoğunlaştı. Ne de olsa turu getiren goldeki korneri o kullandı.

- Roma’nın tarihi zaferinde ışığın tutulması gereken belki de en önemli isim Monchi. Yani İspanyol sportif direktör. Bu sezon başında Sevilla’dan Roma’ya geldi. 17 yıl sportif direktörlüğünü yaptığı Sevilla’da yaptığı işler dillere destan. Üst üste 3 UEFA Kupası şampiyonluğu var. Toplamda 9 kupa...

- Esbab-ı mucizesi şu: Çok yüksek bedeller ödemeden, iyi kadrolar kurması. İşte onun altına imza attığı bazı transferler:  Reyes, Dani Alves, Sergio Ramos, Babptista, Navas, Adriano, Fabiano, Kanoute, Rakitic, Negredo.

- Nihayetinde bizim Cengiz’i de Roma’ya götürdü. Fakat belki de Roma için esas dokunuşu teknik direktörlük koltuğunda yaptı. Kulübeyi Eusebio Di Francesco’ye teslim etti. Siz olsanız ikinci ligde kümede kalma savaşı veren takımları çalıştıran, İtalya’nın en üst liginde de en iyi derecesi altıncılık olan bir hocayı zirveye oynayacak takımın başına getirir misiniz?

- Monchi hiç tereddüt etmeden onu Roma’nın imparatoru yaptı. Çünkü Di Francesco’nun sınırlı olanaklarla Sassuolo’da yaptıklarını önemsedi. “Kıtlıkta Sassuolo gibi bir takımı Seria A’da tutan adam Roma’da daha fazlasını yapabilir” dedi. Ve şu gün itibarıyla da haklı çıkmış görünüyor. Yanılabilirdi de elbet. Tam da yıllardır, “Fatih Terim gelsin de kümede kalma savaşı veren takımları çalıştırsın bakalım” diyen Yılmaz Vural’ın aradığı bir adam Monchi.

Tavla arkadaşı mı arıyorsunuz?

- Mühim olan bir sportif direktörün inandığı bir takımı tasarlamasıdır. Bunun için de ‘söz-yetki-karar’a sahip olmasıdır. Monchi’nin Roma’daki deneyimi bizim buralarda sportif direktörle çalışmak isteyenlerin kulağına bir kez daha küpe olsun.

-

Yazının Devamını Oku

İki yönlü Talisca’dan sevgilerle

8 Nisan 2018
OĞUZHAN-Atiba-Tolgay üçlüsü cezalı duruma düşünce Göztepe maçında oynayacak Necip-Medel ikilisinden endişe etmediğimi belirtmiştim, Alanya maç yazısında.

- Dün Beşiktaş, bu üçlüyü değil, yine Quaresma’yı aradı. Çünkü Lens Efendi, yine yokları oynadı.

- Beşiktaş, ilk 45’i resmen 10 kişi oynamasına rağmen 2-0 önde kapattı. Çünkü Talisca faktörü devreye girdi. İlk golü atan, ikinci golün de atağını hazırlayan isimdi.

- Medel’in golünde dikkat çekilecek nokta da şu: Eğer onun yerinde dün ‘cezalı üçlü’den biri olsaydı muhtemelen şut çekmek yerine pas tercihinde bulunacaktı.

- Medel-Necip ile ön ikili süslemesiz ama takımı daha çok hızlandıran bir oyun oynadı.

- Ba ve Halil ile önemli ataklar geliştiren Göztepe, ilk devre bir gol bulabilirdi.

KURAL BİLMEZLİK!

- Güneş, taraftarın sabrını zorlayan Lens ile ikinci 45’e de çıkmaya karar verdi. Beşiktaş, 3. golü bulana kadar rahattı ancak ondan sonra adeta golü yemek için davetiye çıkardı. Ba’nın direkten dönen topu maçın kırılma anı sayılabilir.

-

Yazının Devamını Oku

Bam güm beşiktaş!

1 Nisan 2018
LİGİN golcü ekiplerinden Alanya, golü yediğinde 11 oyuncusuyla kendi sahasındaydı.

Talisca’nın da vuruş anında kaleci dahil, 9 kişi vardı önünde. Bu görüntü ilk devrenin de özetiydi. Bakkal,oynayan Alanya’nın fark yiyeceğini’ düşünüp, ailecek topun arkasında kalıp, kontrayı tercih etti.

Pozisyon sayılarına bakınca hesabı da tuttu. Ama farkı Talisca’nın klası oluşturdu. Pası Oğuzhan verse de ben asisti de Talisca’ya yazıyorum çünkü topu aldıktan sonra iki pozisyon da uygun açıyı aradı kendine. Oğuzhan’ın da hakkını yemem zira öncesinde 3 kilit pas atmıştı ama özellikle Gönül, bunları iyi kullanamadı. İlk devre Beşiktaş, kanatçı bekleri bindirme yapsa da, Alanya’nın ceza sahası çevresindeki yekvücutluğunu istenilen oranda bozup, onu geniş alanda oynamaya mecbur bırakamadı.

Bakkal, 2. devreye iki orta saha oyuncusu olarak maça ortak olmak istedi. Alanya, topla daha fazla haşır-neşir olmaya başladı. Oyunda tansiyon da yükseldi. Tolgay-Atiba-Oğuzhan üçlüsü cezalı duruma düştü. Quaresma’nın da cezası bitmedi! Güneş, haliyle dün Göztepe maçının kadrosunu da kafasında çevirmek zorunda kalmıştır. Haftaya Medel-Necip ikilisi olur ve ben karamsar değilim.

LENS YİNE KAYBETTİ

Ne Beşiktaş’ın ne de Alanya’nın 2. devre iyi futbol oynadığını iddia etmek zor. Kaotik bir tablo vardı sahadı. Beşiktaş açısından bunun nedeni Negredo’nun çıkmasıydı. Lens ve Love’lı Beşiktaş, tutarsız bir takım oluyor. Bu bölümde en doğru hareketi 90+2’de Alanya’nın gollük atağını sarı kart görme pahasına kesen Necip yaptı.  Son 2 uzatma dakikasında Beşiktaş’ın hali kederliydi. Zira Şampiyonlar Ligi’nde son 16 görmüş bir takımın topu ‘bam güm’ uzaklaştırma çabasına girmesi kabul edilemezdi.

Beşiktaş, dün kazandı ama Lens yine kaybetti! Bir pas vermekten bile acizdi. Güneş, keşke dün ona verdiği dakikaları Töre’ye verseydi.

MAÇIN ADAMI: TALISCA

Maçın en klas hareketine imza koydu. Hem pozisyonunu hazırladı hem de muhteşem bir vuruşla 3 puanı getirdi. Böylesi kısır maçlar ancak kaliteli bir isimle aşılabilirdi.

Yazının Devamını Oku

Ahmet Dursun Reçber gitsin

30 Mart 2018
FİKRET Orman, Önder Özen’den sonra bir kez daha sportif direktörlük deneyecek gibi.

Önceki gün eski futbolcu Serkan Reçber ile görüştüğü haberi düştü. Özen’in unvanı ‘futbol direktörü’yken Reçber için ‘sportif direktör’lük düşünüldüğü iddia ediliyor. Kapsam daha geniş; en azından kağıt üstünde.

Ne var ki bizde adı ve çapı ne olursa olsun, iş dönüp dolaşıp bir ‘scout’a dönüşüyor. Yani ‘oyuncu izleyen’ kişi.

Oysa bu işin hakkıyla yapıldığı kulüplerde sportif direktör geniş yetkilere sahiptir. Teknik direktörü belirleyen, yönetimle arasında köprü kuran, transferde söz sahibi olan, kulübün geliriyle giderini dert edinen kişidir. Real’in eski direktörü Valdano ile bugün Roma’nın direktörü olan Mochi ideal örnekler.

Aziz Yıldırım daha önce bu işi Aykut Kocaman ve Giuliano Terraneo ile iki kez denedi. Ne ‘evlat’ ne de ‘Avrupai’ model tutmadı.

Yazının Devamını Oku

Koşma idmanı mı oyun zekâsı idmanı mı?

23 Mart 2018
BEŞİKTAŞ, Medipol Başakşehir’e 1-0 yenildiğinde kabahatin büyüğünün Şenol Güneş’e ait olduğunu yazdım. Zaten maç yazısının başlığı da ‘Başakşehir’de Güneş tutulması’ydı...

Çünkü, Fenerbahçe derbisinde sahadaki yerleşimden oyuncu değişikliğine kadar, oyuna el uzatan Güneş, Başakşehir’de göz göre göre gelen golü ve sonrasındaki mağlubiyeti izlemişti. Tıpkı ‘Kırmızı Pazartesi’ romanında herkesin birazdan işlenecek cinayeti bilip göz yumması gibi...

Ancak sonrasında maç üzerine biraz daha düşününce Güneş kadar, sahadaki oyuncuların da yenilgide büyük pay sahibi olduğunu düşündüm.

Çünkü, tek tek oyuncuların hiçbiri, oynama biçimlerinin sonuçsuz kaldığını görüp, başka bir seçeneği denemedi; inisiyatif alarak.

Misal Gökhan Gönül, yaptığı ortaların bir sonuç vermediğini anlamadı ve her defasında  aldığı her topu kaldırmaya devam etti. Ki bunu da çok iyi yapamıyordu üstelik.

MEDEL, TOSİC’TEN ŞÜPHE ETMEDİ

Medel, ayağı kendisi kadar düzgün olmayan Tosic’in savunmadan çıkarken topu kendisinden daha fazla kullanmasından hiç kuşku duymadı. “Bu işte bir yanlışlık var” demedi.

Bu noktada futbolcunun tek kaçar yolu vardır o da hocasının böyle davranmasını sağlayacak futbol farkındalığını verip vermediği...

Güneş’in özellikle hücum bölgelerinde oyuncularını özgür bıraktığını biliyoruz. 

Yazının Devamını Oku

Başakşehir’de ‘Güneş tutulması’

19 Mart 2018
BEŞİKTAŞ’ın gol yiyeceği maçın başlamasından 2-3 dakika sonra belli olmuştu. Talisca konforu nedeniyle orta sahada üstünlüğü Avcı’ya veren Güneş, takımının atak üstüne atak yemesini kenardan izlemekle yetindi.

Avcı, Beşiktaş geriden oyun kurarken Medel’e baskı yapıp, Tosic’i ise genelde serbest bıraktı ki bireysel hata yapsın. Ama en büyük hatayı topla çıkarken Tolgay yaptı. Ancak hatayı o yapmasa bir başkası yapacaktı zira siyah beyazlılar, 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin yaşandığı gün adeta ‘Çanakkale Geçilmez’i oynuyordu. Beşiktaş, Bayern Münih’ten toplamda 8 gol yese bile bu kadar atak yiyip bunaldığı bir bölüm oynamamıştı iki maçta.

Oyunun rengi belli olduktan sonra Güneş, erken bir müdahalede bulunup golü önleyebilirdi. F.Bahçe derbisindekine benzer müdahaleler bekledim ama o gol yeme pahasına devreyi bitirmeyi yeğledi. Talisca’dan vazgeçebilirdi. Hadi ondan geçmedin, bari Lens’ten geç. Zira 4 yaş büyük Adebayor’un onunla onlarca metre depar atıp pozisyonunu bozduğu o an, aslında Hollandalı’nın iflas ettiği andı.

11 KÜS ADAM VARDI SANKİ

İkinci devrede senaryoyu değiştiren Güneş olmadı. İlk devre Mossoro’nun sakatlanması ve 2. devrede Caiçara’nın atılması oyunun mecburen Başakşehir sahasına yığılmasına neden oldu. Ama buna rağmen Beşiktaş istenilen net pozisyonları üretemedi. Çünkü siyah beyazlılar, zihinsel olarak çok dağınıktı. Birbirine küs 11 adam vardı sanki sahada. Ceza sahası civarında hareketli olmak yerine sabit kalındı. ‘Kurtarıcı’ olarak giren Oğuzhan, gerçekten sorumluluk almak yerine ‘al-ver’lerle yetindi. Eksik rakibe karşı yerden top dolaştırmak yerine ‘doldur-boşalt’la gol aranması da çaresizlikti.

Beşiktaş maçı ilk devre kaybetti, çünkü kenarda bir ‘Güneş tutulması’ vardı. Geçen sezon olduğu gibi bu sezon da Avcı’ya karşı iyi bir sınav veremedi Güneş. Bu bir ‘eşik maçı’ydı ve Beşiktaş geçemedi.

MAÇIN ADAMI: ADEBAYOR

ATTIĞI uzun deparla yakaladığı Lens’ten aldığı toptan ötürü bile seçebilirim. Ama sahadaki duruşu, mücadelesi ve liderliğiyle takımını ayakta tutan bir güven abidesi.

Yazının Devamını Oku

Sahneyi terk etme Beşiktaş

15 Mart 2018
İLK maçı 5-0 kaybetmiş bir takım rövanşa çıkıyor ve statta merdiven boşlukları bile işgal edilmiş. Şampiyonlar Ligi’ni ‘Zenginler Ligi’ne çevirmek için elinden geleni ardına koymayan UEFA, böylesi bir tutkuyu cezalandırmış olmuyor mu?

İlk golden önce ve 2-1’den sonra aynı soru geçti aklımdan: “Acaba Beşiktaş ilk maçtan tur umuduyla ayrılsaydı sonuç ne olurdu?”

Zira tur umudunu yetirmişken dahi bu kadar coşkulu olan bir takım ve taraftar, Bayern’e çok daha zor anlar yaşatabilirdi.

ÖNYARGILARI KIRDILAR

- İlk 11 başlayan Tolga, Necip ve Pektemek hepimizde bir önyargı oluşturdu. Ancak son düdük çaldığında “Bu adamlar niye oynadı” sorusu, çok da anlamlı değildi artık. Gol atmış olsa da benim için soru işareti olan kişi Love’dı. Çünkü 0-0’ken iki-üç hücumdaki pozisyon ve tercih hataları kritikti. O anlarda Negredo’nun olmasını yeğlerdim.

- Oğuzhan’ın son dönemlerde ilk kez oyuna bu kadar kendini vermiş gördüm. Sık sık ara topu attı. Ayağını biraz daha iyi tartsaydı maçı kazandıracak gollerin asistlerine imza atabilirdi. Beşiktaş, Handel’in müziğinin çaldığı bu sahnede geçen çok şey öğrendi ve semeresini de namağlup olarak gruptan çıkarak aldı. En kıymetli bilgi, ‘tecrübe edilmiş bilgidir’.

- Ve daha öteleri için de bu sahneyi terk etmemeli. Zira gelecek sezon da bu sahnede olursa, daha iyi bir oyun çıkaracaktır. Üzülmeye gerek yok. Beşiktaş bir ‘futbol takımı’na değil, dört dörtlük bir ‘futbol kültürü’ne elendi.

- Bir gazeteci olarak, bize 8 Şampiyonlar Ligi maçı izlettiği için Güneş ve ekibini kutluyorum...

MAÇIN ADAMI: NECİP UYSAL

Yazının Devamını Oku