Kanat Atkaya

Mutlaka güneş gözlüğü takın

14 Mart 2014
ŞANLIURFA’da Başbakan Erdoğan’ı izledik ve bazı dersler çıkardık Lato’yla.



Öncelikle mutlaka güneş gözlüğü takın. Hem göze sallanan bayrak sopası, fırlatılan deste çiçek vb. girme riskini azaltırsınız, hem de Erdoğan’la göz göze gelip fırça yeme riskini azaltırsınız. Mesela Emniyet Müdürü “Sen ne iş yapıyorsun? Orada seyrediyorsun?” fırçasını yerken bizim tarafa bakıyordu, refleks olarak eğildim. “Dombra” yüklemesinden kaçmaya çalışmak boş bir çaba. Aradan üç gün geçti hâlâ bünyem bu şarkıyla sallanıyor. Bir de sürekli “Açılın”. Başbakan’ın en sevmediği şey –tabii mitingden çıkardığım kadarıyla- “açılmamak”. Ortalama 10 cümlede bir “Açılın!” diyor, sözünü dinledim, miting bittiğinde Halfeti’ye varmıştım!

-BAYILIYORUZ Miting alanında “Halk Başbakan’a bayılıyor” diyenlere “He valla!” diye hak verilebilecek bir konumda, çadır revirin yanında da takıldım. Kalabalıkta sıkışmış çocuklar, al basmış kadınlar, poşusu savrulmuş adamlar baygın vaziyette yanımdan geçip durdu. Sedyelerle veya kucakta taşınanların çoğu tansiyonu ölçüldükten ve yüzüne su serpildikten sonra taburcu edildi. 50’den sonra saymayı bırakmam ve “Ayılın!” diyerek kalabalığa karışmam gerekti...

Yazının Devamını Oku

Yuhalayın arkadaşlar

11 Mart 2014
BAKAN ve küskün belediye başkanı arasındaki diyalog üç cümleden oluşuyor ama ziyadesiyle çarpıcı:

-Hoş geldiniz sayın bakanım.
-Bu yaptığın terbiyesizlik.
-Yuhalayın arkadaşlar.
Yerel siyaset güdüsünün kodlarını, ruhunu okumak için sizleri Kastamonu’nun şirin ilçesi Devrekani’ye davet etmek isterim...
Olaylar şöyle gelişiyor.
13 bin nüfuslu Devrekani, Kastamonu’nun doğal güzellikleriyle meşhur, köklü ilçelerinden biri.
Bir önceki seçimlerde AKP adayı Mümtaz Aliustaoğlu seçimi kazanmış.

Yazının Devamını Oku

Potansiyel ‘feys’ kapatma bahaneleri

9 Mart 2014
DOMBIRA günler dilerim...

Dabılyu dabılyu dabılyu, efendime söyleyeyim; merabayın sanal âlem kom...
Benim vatandaşımın profiline ayakkabılarıyla girmişler...
Benim öğrencilerimin duvarlarına “Turgut Uyar’ın şiirleriyiz” yazmışlar...
Benim masum tosuncuklarımı tabletlerine girerek takip etmişler...
Benim çiftçi kardeşimin “farmville”ine –çok afedersin-, deve, eşek, domuz, evet domuz salmışlar...

*

Yazının Devamını Oku

Yıldızlar parlayınca

9 Mart 2014
İŞTE bu yüzden yalnızca bazı oyunculara “yıldız” payesi veriliyor futbol âleminde...

Parladıkları zaman bütün sahayı aydınlatabildikleri, oyunun belli bölümlerinde belirseler de herkesi etki altına alabildikleri için... Dün akşam da üç yıldız gözlendi; ışıkları maçı aldı götürdü.
Durgun başlayan takımı ateşleyen Wesley Sneijder oldu. Önce köşe vuruşunda topu Drogba’nın kafasına kondurdu, ardından Alex Telles’in müthiş bindirmesini golle taçlandıracağı şaheser gol pasını verdi. Ligimizin iyi futbol sevdalısı takımlarından Akhisar, 19’uncu dakikada nasıl olduğunu anlayamadan 2-0 geriye düşmüştü.

HAK YERİNİ BULDU

KENDİNE gelmesi biraz zaman aldıysa da bunu başardı Ege temsilcisi, hatta ilk yarıda perde kapanırken Galatasaray defansını epeyce yıprattı fakat gol çıkartamadı. İkinci yarıda zaten bir golü bulunan Drogba parladı. Gol attı, Burak’a attırdı, özlediğimiz performanslarından birini sergiledi.
Peki Burak? O da atan / attıran yıldızlar listesine girdi. En anlamlı asisti, dün akşam maçın nasıl gelişeceğine karar veren adam olan Sneijder’a attırdığı gol oldu, hak yerini buldu.

BAŞKA YILDIZLAR

YAZIYI gökbilim makalesine çevirmek istemem ama daha önce de bahsetmiştim, futbol “takımyıldız” olunca güzel. Yıldızlara gollerin, asistlerin, alkışların kapısını açanlar da elbette yıldızdır gözümde... Muslera’dan Semih’e defans işini yapmasaydı...

Yazının Devamını Oku

Eyvah ablam kapıda

6 Mart 2014

Sinir krizinin eşiğindeki seçmenin günlüğü

PAZARTESİN’ABER SANDIK

Sevgili günlük;
Bu sabah Başbakan’ın “Hakikat sandıktadır” sözü üzerine oy kullanacağım sandığı ziyarete gittim. Son gördüğümden bu yana biraz yıpranmış, gelecek sefer yanıma vernik ve fırça da almalıyım. “N’aber sandık?” dedim, cevap vermedi. “Kim kazanır?” dedim, cevap vermedi. “Hayatın anlamı ne? İnsanlar televizyona nasıl giriyorlar?” gibi aklımı kurcalayan diğer soruları da yönelttim, cevap vermedi ama içimi dökmenin rahatlatıcı etkisini hissettim; Başbakan haklıymış elhamdülillah ve hamdullah.

SALI MUHTAR ÇAKMAĞI

Canımın içi günlük;
Güne parlak bir fikirle uyandım. Mahallemizde benim de desteklediğim muhtar adayına promosyon olarak muhtar çakmağı dağıtmayı düşünmesi gerektiğini söyledim. “Sana bir ilmuhaber yazayım, sakinleş” dedi. Daha sonra muhtar ve ihtiyar heyetiyle ‘selfie’ çektirdik. İhtiyar heyetinde genç insanlar da gördüm; “insan hayret ediyor”.

ÇARŞAMBA KANATÇIM KENDİNE GEL

Yazının Devamını Oku

12 Yıllık Esaret

4 Mart 2014
YILIN filmi seçildi: 12 Yıllık Esaret...

Seyrettim.
Zulüm, hak yemek, hayat hırsızlığı üzerine bir film...
Vicdansızlık karşısında ne yapacağını bilememek üzerine bir film...
Bir adamın çaresizlik girdabına kapılması, zalimin elinde oyuncak olması üzerine bir film...
Parlak vaatlere kanıp elinde avucunda olanı da kaybetmek üzerine bir film...
Emeğini, ömrünü, umutlarını sömürerek zenginleşenlere kul köle olmak üzerine bir film...
Hak aramayı unutmak, insanca ve özgür yaşama talebini dile getiremeyecek kadar sinmek üzerine bir film...

Yazının Devamını Oku

22 puan kaybedersen...

3 Mart 2014
GALATASARAY bir deplasmandan daha hayal kırıklığı ile dönerken, maçı özetlemek için şu cümlelerden uygun gördüğünüz bir tanesini seçip kullanabilirsiniz:

“Kendi düşen ağlamaz”, “Atamayana atarlar”, “Kendi etti, kendi buldu”, “Şapşallığına doyma…”Vasatı bile tutturamayan Galatasaray, uyku ilacı etkisi gösteren oyunuyla maçı zerre kadar hak etmemişti. Buna rağmen, son dönemin sürpriz golcüsü Chedjou ile hem de kornerden –duy da inanma- golü buldu, öne geçti. Esas dram da bu golden sonra başladı. Önce Umut Bulut, hafta sonları hobi olarak halı sahada arkadaşlarıyla top koşturan “sıradan” vatandaşın bile gole çevirebileceği pozisyonda “fırttı”.

FAZLA SÖZE GEREK YOK

ARDINDAN bu kolektif beceriksizlik şovuna dünya yıldızı Sneijder de katkıda bulunmaya karar verdi, sağolsun! Eh, -çok afedersiniz ama- böyle “deveci armudu” gibi iki pozisyonda golü kaçırırsanız, olacağı budur; saç baş yolarak galibiyete veda edersiniz! Maç bittiğinde spiker “Bu sezon Galatasaray’ın deplasmanlardaki toplam puan kaybı 22’ye ulaştı” dedi ki; daha fazla lafa gerek yok.
Sezonun özetidir. Şampiyonluk sadece evinde kazanılan bir hadise değil, çok yazık…

MANCINI’NİN NOT DEFTERİ

ROBERTO Mancini’nin ara sıra maç oynanırken oyuncuların eline not tutuşturmak gibi bir alışkanlığı var. Birkaç not önerisinde bulunmak isterim kendisine:
- Uyumayın!

Yazının Devamını Oku

Hak yerini buldu; oldu, gözlerim doldu

2 Mart 2014
HESABIM yanlış değilse 75 gün önce, 17 Aralık 2013’te yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla uyandık.

Ayakkabı kutusu, kol saati, bavul, ev dekorasyon ünitesi olarak banka kasasıyla tanıştık.
Aralarında bakan çocukları ve işadamlarının da bulunduğu 94 zanlıdan 24’ü tutuklandı, mal varlıklarına el konuldu.
19 Aralık’ta İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın görevden alındı.
21 Aralık’ta Adalet Bakanı Bekir Bozdağ Başbakan Yardımcısı iken İstanbul Emniyeti’ni “ziyaret etti”.
İçlenerek “Ne istediniz de vermedim” diyen Başbakan Erdoğan da 21 Aralık’ta “Yargıya sesleniyorum, bizim de bildiklerimiz var” şeklinde seslendi Fatsalı yurttaşlara.
Operasyonu tasarlamakla suçlanan cemaatin lideri Fethullah Gülen de aynı gün Pensilvanya’dan seslendi: “Allah onların evlerine ateşler salsın, yuvalarını yıksın, birliklerini bozsun, duygularını sinelerinde bıraksın, önlerini kessin, bir şey olmaya imkân vermesin...”
Kılıçlar çekildi; hakaretler, beddualar, tehditler savruldu...

Yazının Devamını Oku