Paylaş
Türk şirketlerinin küreselleşme hedeflerinde yön çevirdikleri yeni pazar Uzak Doğu... Çin, Hindistan, Japonya gibi ülkelerin şirketleri ile yeni ortaklıklar, işbirlikleri hızla artıyor. Yeni ortaklıklardan biri geçen hafta Rekabet Kurulu’ndan çıkan izinle birlikte Japon devi Marubeni ile Türkiye’nin tekstilde en büyük ihracatçılarından Saide Tekstil arasında gerçekleşti. Marubeni 130 yıllık bir Japon şirketi. Gıda sektöründen kimyaya birçok alanda faaliyet gösteriyor. Türkiye’de Temsa ve Nuh’un Ankara Makarnası ile ortaklığıyla biliniyor. 66 ülkede 40 bine yakın çalışanı var. Cirosu 63.5 milyar dolar.
BÜYÜK BAŞARI
Saide Tekstil ise 1991’de Duru ailesinin kurduğu bir aile şirketi. Aynı dönemde kurulan birçok şirket piyasadan çekilirken onlar Türkiye’nin en büyük ihracatçılarından oldu. İlk onda yer alıyor. New Look, Forever New gibi ünlü markaların temsilcisi olarak perakende, Hard Rock Cafe, Carluccio’s gibi ünlü yeme içme markalarıyla gıda, Milestone ile gayrimenkul sektörlerinde faaliyet gösteriyor. Mayıs ayında Marubeni ile Saide ortak olmak için Rekabet Kurulu’na başvurmuştu. Onay geçen hafta çıktı. Japon devi Marubeni, Saide’nin yüzde 45.5 hissesini alarak Türkiye’de tekstil sektörüne de gelmiş oldu. Çin krizini atlattıktan sonra yeniden yapılanan ve hızlı moda, katma değeri yüksek ürünler üretmeye başlayan tekstil sektöründe böyle bir ortaklık büyük bir başarı.
GURUR DUYDUK
Marubeni’yi Saide ile ortaklığa ikna eden gerekçeler arasında ise grubun global stratejileri öne çıkıyor. Saide Londra’da hızlı bir planlama üssüne sahip. Marubeni, Japonya ve diğer Asya pazarları müşterileri için Saide’nin üretim ağını kullanarak uygun fiyatlı ve kaliteli ürünlerle satışlarını artıracak bir sinerji yaratmak istiyor. Şirketin kurucusu Mehmet Duru geçen yıl vefat etmiş. Aileden Alev Duru Londra’da yaşıyor. Yönetim Kurulu Üyesi Ayla Duru’ya ortaklığı sordum. Marubeni ile ortaklıktan gurur duyduklarını söylüyor ama henüz daha fazla bilgi verecek durumda olmadığını anlatıyor. Yeni dönem için çalışmaya başladıklarını da ekliyor.
MAKİNECİLER ROBOT AKADEMİSİ KURACAK
ADNAN Dalgakıran iş dünyasının sözünü sakınmayan üyelerinden biri. Türkiye Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Dalgakıran, bir süredir Türkiye’nin takılıp kaldığı 10 bin dolar milli gelir tuzağına dert etmiş durumda. Her fırsatta bu tuzaktan kurtuluşun tek yolunun makine sektörünün dijital devrim sürecine adapte olmasında yattığını söylüyor. Bunun için de bazı stratejik kararlar almışlar. Dalgakıran ve Türkiye Makinecileri Almanya Temsilcisi Ahmet Yılmaz’la buluştuk. Çok önemli buldukları bu yeni kararlarını anlattılar. Dalgakıran, makine sektörünün Türkiye’yi daha hızlı yukarı taşıyacak bir sektör olduğunu ancak bunu bürokrasi ve siyasete anlatamadıklarını ekliyor.
Dalgakıran, “30 bin dolar seviyesine nasıl geleceğiz? Bunu son 60 yılda başarabilen iki ülke var. Kore ve Tayvan. Orta gelire atlayansa en az 20 ülke var. Bizim artık orta gelirde rekabet etmekte olduğumuz ülke sayısı çoğaldı. Riskimiz artıyor.”
Bu tuzaktan çıkışın yolu ne? Çok ilginç bir saptama ile şunları söylüyor: “Bir ülkenin ekonomik olarak gelişmesi için lazım olan şey yaratıcı sınıf. Bunu geliştirecek bir iklimin var olması gerekiyor. Demokrasi, hukuk, özgürlük, devletin şeffaf olması, eğitim gibi. Burada bir yüzleşme gerekiyor. Bu insan kaynağı bizde var mı? Yok... Aksine beyin göçü var. Gelişmiş ülkeler akıllı insanlara fırsat sunarak ülkelerine alıyor.”
Bu arada hükümetin tarihte görülmemiş bir teşvik verdiğini de söyleyen Dalgakıran, “Buna rağmen ciddi bir Ar-Ge ve inovasyon gelişmesi yok. Çünkü nitelikli insan sayımız az” diyor.
Dalgakıran, makineciler olarak bu döneme hazırlık yaptıklarını söylüyor. Hannover Messe Technology ve Volkswagen firmalarının kurucusu olduğu Robotation Academy ile Teknik Partner Üyelik anlaşması imzalanmış. Dalgakıran “İkinci aşama Robotik Teknoloji Akademisi’ni Türkiye’de kurmak” diyor.
Almanya’da yaşayan Ahmet Yılmaz da, Endüstri 4.0 konusunda ciddi bir vizyon ve yol haritası oluşturan Almanya’yı 4 yıldır radara aldıklarını söylüyor.
HARD ROCK CAFE YENİDEN AÇILACAK
BU arada Saide, dediğim gibi Hard Rock Cafe ve geçenlerde kapanan Carluccio’s’un Türkiye temsilcisi. Duru’ya Beyoğlu’nda 2014’te sessiz sedasız açılan geçen ay da sessiz sedasız kapanan Hard Rock Cafe’nin durumunu soruyorum. Duru gençlerin büyük ilgi gösterdiği Hard Rock Cafe’nin yeniden açılacağını söylüyor. “Gençler merak etmesinler. Hard Rock Cafe ile yeniden kucaklaşacaklar” ifadelerini kullanıyor.
DEİK’TE SEÇİMLER 11 OCAK’A ERTELENDİ
DIŞ Ekonomik İlişkiler Kurulu’nda (DEİK) yeni dönem yeni başkan Nail Olpak’la geçen hafta başlamıştı. Başkan’ın Ekonomi Bakanlığı tarağından atandığı DEİK’in 143 iş konseyinde ise seçim sürecine girildi.
Ülke seçimleri sürüyor. İş konseyleri başkan ve yönetim kurulu seçimleri ise 26 Aralık’ta yapılacaktı. Öğrendiğime göre Olpak’tan gelen bir maille seçimlerin 11 Ocak’a ertelendiği duyurulmuş üyelere. Bu kısa süreli ertelemenin nedeni ise yeni seçim sistemi. Çünkü DEİK’te bölge bazında yapılan seçimler artık ülke bazında yapılıyor. Ülke seçimleri bittikten sonra da başkan olmak isteyen üye, listesiyle iş konseyi seçimine giriyor. Bir üye eskiden bölgedeki tüm ülkelere üye olabiliyordu. Şimdi sadece üç ülkeye üye olabilecek. DEİK’in yeni sistemle amacı üyenin gerçekten işi olduğu ülkeyi seçmesini sağlamak. Yeterli üye olmayan ülkeler olursa ya kapatılacak ya da kümelendirilecek. Ancak Olpak da vurgulamıştı, iş konseyi sayısında azaltma düşünülmüyor. DEİK’te Güler Sabancı’dan Ali Koç’a, Tuncay Özilhan’dan Murat Ülker’e kadar önemli isimlerin yer aldığı Yönetim Kurulu ise yönetmeliğe göre iki yıl daha görev yapacak.
Yine aldığım duyumlara göre birkaç iş konseyinde başkan değişikliği beklense de genel olarak iş dünyasının DEİK üyeliğine ilgisi azalmıyor, artıyor.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR
Paylaş