İsmet Solak: Kar yağıyor içim yanıyor...

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Ne zaman kar yağsa, içim yanıyor... Depremzedeler gözümün önüne geliyor. Ve içim kan ağlıyor.

NTV'deki Ankara Kulisi programını, son konuğum İzmit Büyükşehir Belediye Başkanı Sefa Sirmen ile noktalamıştım. Sirmen şöyle demişti:

- Deprem bölgesinde sıkıntılar çok büyük. Bir kere tüm vatandaşlarımız karamsar. Ankara, maalesef bizim oradaki halimizi, böylesine büyük felaketi ve yıkıntıyı kavrayamadı.

Peki, hükümet daha neler yapabilirdi?

- Bir defa olsun, bir bakanlar kurulu toplantısını bölgede yapmalıydı. Bazı bakanlara görev verdi, gönderdi. Ama yeterli olamadı. Vatandaşın güven duyması gerekiyordu. Morale ihtiyacı vardı. Hükümetimiz bu morali vermedi!

Arife günü, İzmit Büyükşehir Belediyesi'nden yeni bir faks geldi:

- Ecevit Hükümeti, İzmit halkını cezalandırmayı sürdürüyor. Körfez Vergi Dairesi bile İzmit'ten ikinci kez kaçırıldı...

Bunun ne demek olduğunu, DSP'li Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı ve çok saygı duyduğum aziz dostum Prof. Yılmaz Büyükerşen anlatmıştı:

- Firmaların fabrikaları burada, üretimi burada. Ödedikleri vergiler ise İstanbul veya İzmir'de... Verginin yatırıldığı merkezde olan belediyeler pay alabiliyor, bu firmaya hizmet götüren asıl belediyeler alamıyor.

Tuzağı görüyor musunuz? İzmit'in başına çorap örülüyor:

- Vergi Dairesi'nin Körfez'e kaçırılmasıyla İzmit Büyükşehir Belediyesi aylık iki trilyon zarara uğratılıyor. Bu para İzmit halkından kaçırılıyor.

İki trilyon lira! Dile kolay... Sirmen, kendi olanaklarıyla 3 bin 500 konutu bitirip depremzedeleri yerleştirmişti. Devlet biraz destek verse, 10 bin konut daha biterebilirdi. Ama destek yerine köstek geliyordu:

- Hükümet, CHP'li belediyelere karşı partizanca yaklaşımını sürdürüyor. Yüzyılın felaketini yaşayan İzmit de, hükümetin bu yaklaşımından nasibini alıyor. 2 Şubat 2000 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla İzmit halkını yine cezalandırdı. İller Bankası payları belirlenirken, CHP'li belediyelerin katsayıları, en çok zarar gören yerler olmalarına rağmen, düşük tutuldu.

Buna vicdan mı dayanır? Sirmen daha büyük bir acıyı haber veriyor:

- Asrın felaketini yaşayan Kocaeli halkının en büyük ihtiyacı nedir? Kalıcı konutlardır. Bu konuda bizim öneri ve çözümlerimize duyarsız kalan hükümet, yakın gelecekteki en büyük felaketi hazırlamaktadır.

Felaket geleceğinden bin kat fazla gelmiş, daha ne gelsin? Dinleyin:

- Koceli'de 34 bin konut yıkıldı. 40 bin konut hasarlı, içine girilemez durumda. Devletin hak sahipliği kavramında üreteceği konut sayısı 16 bin. Konut açığı 48 bin. Bu konutlar yapılmazsa, 48 bin aile prefabrik ve çadır yaşamına devam edecek demektir.

Peki çözüm? Sirmen'de çözüm hazır:

- Belediyemiz, 48 bin depremzede aile için proje üretti ve kaynak buldu. Ama, 30 yıl vadeli ve sıfır faizli krediler için hükümet hazine garantisi vermemekte direniyor. Bunu sağlasa, ayda 100 dolar taksitle İzmitliler ev sahibi olacaklar. Başka yerdeki depremzedeler de bize katılabilecekler.

Kimse kızıp, 'olmaz böyle şey' demesin... Bunlar oluyor.

Dışarda kar yağıyor. Yüreğim yanıyor. Film şeridi gibi gözümün önünden titreşen çocuklar geçiyor... İçim kan ağlıyor.

Bayram selamı: İsviçre'de taksi işletmeciliği yapan Erdinç Kartaloğlu, Başbakan Bülent Ecevit'e bayram için selam gönderiyor:

- Biz cepten iki bin İsviçre Frangı ödeyerek geldik, Karaoğlan kazansın diye oy verdik. Sor ona; şeriatçıları savunması için mi verdik bu oyları?

Hasta Ecevitçi Kartaloğlu, aynen Ecevit'e soruyor!

Yazarın Tüm Yazıları