Paylaş
Sergi, Voltaire’in Candide’inden Lord Byron’ın Don Juan’ına, Virginia Woolf’un Orlando’sundan Pierre Loti’nin Aziyade’sine, Ian Fleming’in James Bond’undan Jules Verne’in İnatçı Kareban’ına yolu İstanbul’dan geçen kahramanların izinde bir yolculuğa çıkarıyor ziyaretçisini.
16. yüzyıldan günümüze farklı zamanlarda ve çeşitli edebî türlerde üretilmiş eserlerdeki İstanbul’un izini süren sergi, fantastik öykülerden grafik romanlara, bilimkurgudan casusluk hikâyelerine Batı edebiyatının kurmaca yapıtlarındaki İstanbul tahayyüllerini inceliyor.
Ömer Koç Koleksiyonu’ndan yaklaşık 300 kitabın merkezde olduğu seçkide yazarlara ait elyazmaları, nadir ilk baskılar ile imzalı ve ithaflı kitaplara farklı kaynaklardan gravür, resim, nota kitapçığı, film, afiş gibi çeşitli yapıtların yanı sıra yayımlanan Türkçe çeviriler ve gazete kupürleri eşlik ediyor.
Serginin küratörlüğünü üstlenen Ebru Esra Satıcı ve Şeyda Çetin özellikle tarihî romanlarda daha görünür olan Doğu-Batı ayrımı, oryantalizm, Türk algısı gibi değerlendirmelerin bu serginin doğrudan konusu olmamakla birlikte, sunulan malzemelerin bu olanağı da sunduğuna dikkat çekiyorlar.
Pierre Loti gibi İstanbul’da yaşayıp yazanlar kadar oryantalist bir bakış açısıyla hayalini kurduğu doğuyu temsilen hayali bir İstanbul anlatanlar da mevcut.
DON JUAN HAREMDE NE YAŞADI
İngiliz şiirinin en ünlü temsilcilerinden Lord Byron, Akdeniz’de yaptığı büyük tur sırasında 1810 yılında İstanbul’a gelmiş ve daha sonra yazdığı Don Juan efsanesini tersine çevirdiği eserinde bu seyahatindeki izlenimlerinden yararlanmıştı. Don Juan’ın köle pazarında satılarak kendini sultanın hareminde bulmasıyla gelişen hikâyede İstanbul, arzuların ve tutkuların serbest bırakılabileceği bir yer olarak anlatılır.
SELİM İLERİ’DEN ÖLÜMSÜZ İSTANBUL
Sergiyle birlikte Türkçe ve İngilizce olarak yayımlanan katalog, sergiyi farklı okuma ve yorumlama biçimlerini yansıtan yazılar içeriyor. Katalogda ayrıca yakın zamanda kaybettiğimiz merhum Selim İleri’nin, seçkideki kitaplardan kişisel tarihinde yer etmiş olanlara değindiği ‘Ölümsüz İstanbul’ başlıklı yazısı bulunuyor.
Kitaplardan uyarlanmış filmlerden bir seçkinin gösterimlerinin yapılacağı etkinlik alanındaki okuma bölümlerinde sergide orijinalleri görülen kitapların Türkçe çevirilerini incelemek mümkün. 13 Temmuz tarihine kadar görülebilir.
AZİYADE’NİN EKSİKSİZ ELYAZMASI
Batı edebiyatında İstanbul denilince ilk akla gelen isim kuşkusuz Fransız deniz subayı Julien Vilaud (Pierre Loti) gelir. Sergide onun ilk romanı ‘Aziyade’nin eksiksiz bir elyazması kopyası da yer alıyor. Bu romandan sonra Pierre Loti imzasını kullanmaya başlayan yazar, iddiasına göre 1876’da Selanik’te yaşlı bir beyin haremindeki Aziyade isimli Çerkes bir genç kadınla tanışır.1876-1877’de Aziyade ile İstanbul’da tutkulu bir aşk yaşar.
Bu ilişki sırasında, İstanbul’daki yaşam ve Türk kültürü hakkındaki zengin tasvirlerini de kapsayan bir günlük tutar. Bu günlüğü Fransa’ya döndüğünde arkadaşlarının ısrarıyla yayımlar. Yazar, Aziyade’nin vefat haberini aldığı 1887’de ve bundan sonra birkaç kez daha İstanbul’a gelir. Aziyade’ye ait olduğunu iddia ettiği mezar taşı şu an müze olan Rochefort’taki evindedir.
ll. Abdülhamid’in Pierre Loti’ye Mayıs 1890’da Yıldız Sarayı’nda hediye ettiği elmas taşlı sigara tabakası ve Aziyade’nin Osmanlı Türkçesine ilk tercümesi.
SAİT FAİK HİKÂYE ARMAĞANI BAŞVURULARI BAŞLADI
TÜRK edebiyatının halen devam eden en köklü ödülü Sait Faik Hikâye Armağanı bu yıl 71’inci kez düzenleniyor. Usta yazar Sait Faik Abasıyanık’ın anısını yaşatmak adına her yıl bir öykücüye verilen ve Darüşşafaka Cemiyeti ile İş Bankası Kültür Yayınları’nın işbirliğiyle düzenlenen yarışmaya başvurular başladı.
Başvuru yapacak yazarların hikâye türündeki kitabından on beş (15) nüshayı, 28 Şubat 2025, cuma günü saat 17.00’ye kadar Darüşşafaka Cemiyeti’ne elden ya da posta yoluyla ulaştırması gerekiyor. Yarışmaya katılacak hikâye kitaplarının 2024 yılında yayımlanmış olması, herhangi bir ödül almamış olması ve yazarın daha önce bu armağanı kazanmamış olması gerekiyor.
Ön jüri ve jürinin değerlendirme süreçlerinden geçecek başvuruların kazananı mayıs ayı içinde açıklanacak.
Bu yıl ayrıca, Sait Faik Hikâye Armağanı’nın Onursal Jüri Başkanı Doğan Hızlan adına ‘Doğan Hızlan Özel Ödülü’ de verilecek.
1955 yılında yazarın annesi Makbule Abasıyanık tarafından hayata geçirilen Sait Faik Hikâye Armağanı, Makbule Hanım’ın 1964 yılındaki vefatının ardından Darüşşafaka Cemiyeti tarafından sürdürülüyor. Sait Faik’in annesi Makbule Abasıyanık’ın vasiyeti doğrultusunda her yıl, dönemin önde gelen edebiyat ustalarından oluşan jüri, o yıl içinde yazılmış en iyi öyküyü seçerek yazara Sait Faik Hikâye Armağanı’nı takdim ediyor.
Paylaş