Sonuç olarak hepsi tek bir şey söylüyor: Artık küçük yaşamamız gereken bir döneme giriyoruz!
Özellikle vedig astrolog’u Ebru Cinek, eylül ayı ile birlikte yeni bir döneme gireceğimizi, küçülüp, özüne dönen kişilerin daha az, şu an içinde bulunduğumuz durumdan ders almayan ve neden böyle olduğunu anlamayan kişilerin ise çok daha sert bir şekilde etkileneceklerini üzerine basa basa anlatıyor.
Önemli markaların tasarımcıları, kreatif direktörleri de moda sektörünün eskisi gibi olmayacağından bahsediyor.
Geri dönüşüm odaklı kumaşlardan üretim yapmayanlar zaman içinde yok olmaya mahkum gibi gözüküyor.
Şahsen ben eskisi gibi tüketim çılgınlığının devam edemeyecek olmasından mutluluk duyuyorum.
Tüketime değil eskiden olduğu gibi üretime dönmemiz gereken bir dönemdeyiz.
Evde yapılacak şeyleri bitirdikçe kendimizi iyice teknolojiye verdik.
Ben gerçekten sosyal medya konusunda klinik vaka olduğuma karar verdim artık, çünkü telefonumu asla elimden düşüremiyorum.
Her sabah “İnternette boş boş vakit geçirip, bilgi kirliliği yaratan yorumları okumayacağım artık” diyorum ama bir bakıyorum yine akşam olmuş ve yine telefona bakmaktan okumak istediğim kitaplarımı elime hiç alamamışım.
Ama bugünden itibaren sadece bana katkı sağlayacak makaleleri okuyup, TV programlarını izleyeceğime dair kendime söz verdim.
Şu an bir tarih yazılıyor ve hepimiz buna tanıklık ediyoruz.
Dünyada ekonomi durma noktasına geldi.
Dünyanın sahibi biziz sandık, sonuna kadar hem kendimizi, hem onu tükettik. Sonunda “Durun” dedi. Durduk!
Bu sefer zorla anlattı derdini, şu an biz duruyoruz, o yaralarını sarıyor. Biz durdukça mekanın sahibi geri geliyor.
Senelerdir çalışma tempomuzdan şikayet ettik.
Etrafımızı görmeden, doğayı dinlemeden zamanı su gibi akıttık. “Günlerce evden çıkmadan aylak aylak vakit geçirmek istiyorum”, “Hiçbir şey yapmadan kitaplarıma gömülmek istiyorum”, “Asla işe gitmek istemiyorum”, “Çok yorgunum, artık durmak istiyorum” diyen biz değil miydik?
Peki neden şimdi bu karamsarlık? Neden şimdiki olağanüstü durumu kabul edip, söylenmeyi bırakamıyoruz?
Doğa bize bağıra çağıra bir şeyler anlatmaya çalışıyor. Bizim ona yaptıklarımızla ayna tutuyor tüm insanlara.
Hepimizi küresel ısınma yüzünden kutuplarda çaresiz bırakıp, ölümle burun buruna getirdiğimiz kutup ayıları gibi çaresizce evlerimizde kapalı bıraktı.