Hayatımızı aplikasyonlar ve kumandalarla yönetir olduk.
Akıllı evler, akıllı eğitim sistemleri, akıllı telefonlar, akıllı arabalar... Liste uzar da gider.
Teknoloji birçok şeyi kolaylaştırıyor gibi gözükse de beynimizdeki tembellik, geri dönülmez çizgiyi çoktan geçti. Altın rehber nesliyiz biz. Telefon rehberimizdeki her numarayı ezbere bilen, navigasyonsuz adres tarifi bulan, bir kere gittiğimiz adresi yıllar sonra elimizle koymuş gibi bulan nesiliz. Daha doğrusu nesliydik.
Peki, en son kimin telefon numarasını ezberleyebildiniz? Benim hatırladığım numaralar, toplasan iki elin parmağını geçmez. Onlar da çok eskiden gelenler. Yıllar oldu yeni numarayı beynime kaydedemeyeli...
Kitap okumayan, hiçbir şeyi hatırlayamayan, 5 dakikadan fazla bulunduğum ortama ve konuya odaklanamayan birine dönüştüm. Kısacası bana beyin detoksu şart. Siz de benim gibi zihninizi resetlemek ve değişim başlatmak istiyorsanız bedeniniz için uyguladığınız detoksu, ruh ve beyniniz için uygulamanızın tam zamanı.
Öncelikle evdeki kumandaları bırakıp, beyninizin kumandasını elinize almak en doğru başlangıç noktası olacaktır. Beyni en çok yoran şey olaylar değil, olaylara yüklenen anlamlar aslında.
Olumsuzlukları hayatınızdan çıkarmadığınız sürece beynin rahatlaması mümkün değil.
İstanbul’un bitmeyen event’leri Bodrum’da kaldığı yerden devam ediyor.
Her gün farklı mekan davetleriyle sezona damga vuran Bodrum, birbiri ardına açılan dünya markaları ile jet set’in ilgi odağı olmuş durumda.
Yalıkavak Marina’da açılan Gucci, Dior, Prada, Louis Vuitton, Valentino ile Mandarin Oriental içinde yer alan Chanel, Hermes, Audemars Piguet, Brunello Cucinelli, Eres ve Beymen’de sezonun en hit ürünlerini görebilirsiniz.
Kısacası Bodrum, mega yat limanları ve sınırsız alışveriş imkanıyla çoktan Saint Tropez’e rakip olmuş durumda.
Şampiyonanın galibi
Cem Hakko
Cem Hakko’nun spora, özellikle de su sporlarına olan düşkünlüğünü bilemeyenimiz yok.
Geçen günlerde
Dior’un kreatif direktörü Maria Grazia Chiuri, koleksiyonunda kullandığı el işçiliği kumaşlar, işlemeler için markanın resmi sosyal medya hesaplarında belgesel niteliğinde bir içerikle, defilenin en özel parçalarının yapım aşamasını izletiyor.
Paris Erkek Moda Haftası kapsamında gerçekleşen Dior defilesinin akabinde, defilenin en hit parçasının Gaziantep’te dokunan kutnu kumaşından yapıldığını ve bu kadim geleneğimizin Dior yorumuyla nasıl mükemmel hale geldiğini de videolardan öğrenmiş olduk. Gurur verici bu haberle kutnu hak ettiği değeri sonunda görmüş oldu.
Kutnu, ipek ve pamuğun elle dokunarak, kendine has dikey çizgili deseni ve ışıltılı görünümü sayesinde görür görmez diğer el dokuması kumaşlardan ayrılıyor...
Kutnia markasının kurucusu Jülide Konukoğlu, sosyal sorumluluk olarak başladığı yolculuğunda, kutnu kumaşının dokuma tarzını değiştirmeden ama dar olan enini genişletip dikişe elverişli hale getirerek dünyaya tanıtmayı hedeflemişti.
Konukoğlu’nun Dior’la bu hedefine ulaştığını görüyoruz.
Kutnia’nın Gaziantep’te dokunan ipliklerinin her biri Dior’un kataloğundaki renklere ve batik desenlerine göre yeniden boyanarak uç uca ekleniyor ve 24 saatte ancak 2.5 cm’lik bir kumaş dokunabiliyor.
Defilede kullanılan kumaşın bir metresinde 5 bin 700 iplik olduğu ve tek bir yumağın 24 saatte açıldığını düşünürsek defiledeki tasarımında çok büyük bir ustalık söz konusu.
Yapılan araştırmalara göre bunun nedenini de şöyle sıralamışlar:
* Orijinalin çok pahalı olması...
* Sahtesiyle arasında çok fark olmaması
* Sosyal medyada takip ettikleri kişilerde gördükleri kıyafet ve aksesuvarlara sahip olma isteği...
Tabi gençlerin “sadece sahip olmak istemesi”, o ürünün sahte mi, gerçek mi olduğuyla ilgilenmemesi büyük bir sorun.
Bu bitmek tükenmek bilmeyen tüketim çağında bilinçli tüketici olmak hiç olmadığı kadar önemli.
Çok uzun yıllar Türk markaları olarak yurt dışında kendimize özgün tasarımlarımız olmadığı için sahtecilikle suçlandığımız, ciddiye alınmadığımız bir dönem içinde olduk.
Adidas’ın ikonik üç şeritli eşofmanlarını, moda evinin kreatif direktörü Alessandro Michele’in Gucci DNA’sıyla harmanlaması son yılların en dikkat çeken ve ses getiren iş birliğini ortaya çıkardı.
Rihanna, Jared Leto, Daisy Edgar-Jones gibi ünlü yıldızların yüzü olduğu Gucci, sokak modasına yeniden yön verecek, 70’lerin kült olan birçok tasarımını tekrar hayatımıza sokmayı başaracak gibi.
Gucci’nin meşhur kırmızı ve yeşil tonlarını sıklıkla gördüğümüz koleksiyon kloş pantolonlar, geometrik baskılarla tasarlanmış elbiseler, örgü yelekler gibi retro parçalar haricinde aksesuvarlar, mücevherler ve yaşam tarzı parçalardan oluşan geniş bir seçkiden oluşuyor.
Ama benim için Adidas X Gucci’nin en ikonik tasarımları, Adidas Gazelle spor ayakkabı ile Gucci’nin süet ve deriden oluşan Horsebit Loafer’larının yeni versiyonları oldu.
Farklı boyutlardaki Gucci Horsebit 1955 çapraz askılı çanta ve spor çantalar çoktan koleksiyonerlerin radarına girdi.
Bu iş birliğinin kampanya çekimlerinin 70’lerden başka bir temayla yapılması bence söz konusu bile olamazdı ve tabii ki kreatif direktör Alessandro Michele, Carlijn Jacobs tarafından fotoğraflanan kampanya çekimleri ile 1979 Adidas arşivinden ilham aldığını açıkladı.
Koleksiyon 7 Haziran’dan itibaren Gucci’nin web sitesi ile mağazalarında, Adidas Confirmed uygulamasında ve İstanbul, Los Angeles, New York, Miami, Chicago, Houston gibi şehirlerdeki bir dizi pop-up mağazada satışa sunuldu.
İstanbul’un bitmek bilmeyen sosyal hayatı, markaların şuursuzca yaptıktırdıkları lansmanlar, günde yapılması gereken en az 8 kapı zorunluluğu ve tabi meşhur trafik çilesi de eklenince isyan cümleleri yükselmeye başladı.
Kiminle konuşsam, bu durumdan yılmış durumda. Sosyal yaratıklar olarak evrimleşmiş olmamıza rağmen hem mental hem fiziksel olarak hiçbirimize iyi gelmedi bu kadar yoğunluk.
Son bir ayın sonunda hem mental, hem fiziksel sağlığımızı zorlamaya başladık.
Birçoğumuz hasta, olmayanlar ise halsiz bir şekilde gününü devam ettirmeye çalışıyor.
Bedenimiz alarm çanını çalalı çok oldu, kendimizde ne bağışıklık sistemi bıraktık, ne de sağlıklı yaşam rutini.
Buna bir “dur” deyip yeniden dengeyi girmek sağlamak isteyenler için yapılması gerekenleri, Brain Health Network’te bilim ve araştırma etkisi direktörü Prof. James Goodwin, “Supercharge Your Brain” adlı kitabında çok güzel açıklıyor.
Platin Jübile ne derseniz, hükümdarın tahttaki 70’nci yılını onurlandırmak üzere gerçekleştirilen bir monarşi geleneği.
İngiliz Kraliyeti mücevher koleksiyonunda, Kraliçe II. Elizabeth için tasarlanan veya kendisine miras kalan göz alıcı taçlar ağırlıkta.
Hatırlarsanız Prens William, Kate Middleton ile evleneceği zaman hangi tasarımcıya ait gelinlik giyeceği değil, kraliyet koleksiyonuna ait hangi tacı seçeceği merak konusu olmuştu.
Kraliyet ailesine ait taçların hepsinin arkasında etkileyici bir hikâye vardır.
Bunların içinde en güzeli, Kraliçe tarafından oğlu Prens Charles’ın düğününde Prenses Diana’ya hediye edilen Cambridge Âşıklarının Düğümlü Tacı (Cambridge Lover’s Knot Tiara) isimli parça.
Nereye giderseniz gidin bence bizim koylarımız gibisi yok. Özellikle Datça Yarımadası’ndaki koylar bir başka.
Hizmet sektörü olarak da Türkiye’yi ilk sıralarda konumlandırıyorum. Otellere gelince ‘Türkiye’de tek, dünyada ise sıralı neresi var’ diye sorsanız Datça Yarımadası’ndaki tüm koya hakim, nefes kesici plajlarıyla kesinlikle D Maris derim.
Bu sene 10’uncu yılını kutluyor ve benim bu konudaki fikrim 10 senedir hiç değişmedi. Eskiden yurtdışına gittiğinizde ve yabancı biriyle Türkiye hakkında sohbet ettiğinizde ilk cümlesi aksanlı bir şekilde Galatasaray veya Reina olurdu artık D Maris ve Bodrum...
Otellerin içinde bulunan butik ve mağazalara gelirsek, yabancı misafirleri cezbetsin diye genellikle bilinirliği yüksek dünya markalarından seçkiler koyarlardı.
Ama son yıllarda yerli moda markalarındaki yükseliş, butik ve tasarımcılar arasında özel koleksiyon iş birliklerine doğru evrildi. Ve butikler moda tasarımcılarıyla iş birliği yapabilmek için sıraya girmeye başladı.
Bu sezonun ilk iş birliği lüks moda markalarının seçkin koleksiyonlarını bünyesinde barındıran In-Formal ile Raisa&Vanessa ile başladı. Gündüzden geceye taşınan, göz dolduran ve her yaz giyebileceğiniz zamansız parçalardan oluşan Raisa Vanessa Exclusive for In-Formal koleksiyonu 18 birbirinden farklı tasarım ve 12 kombinden oluşuyor.
Mavi, beyaz ve terracotta tonlarını seviyorsanız ve sıcak yaz günlerine özel bir şıklık sergilemek istiyorsanız bu koleksiyonu kesinlikle görmelisiniz.
Louis Vuitton’un yüksek zanaatkârlığı