Sevgili Güzin Abla, ben Almanya’da yaşayan ve 10 yıldır evli bir genç kadınım.
Görücü usulüyle evlendirildim. Babam beni Almanya’da yaşayan ve burada iyi para kazanan bir akrabamızla evlendirdi, ancak evlendiğim bu adamın maalesef çocuğu olmuyor. Çocuk hasretiyle 10 yıldır bu evliliği yürütmeye çalışıyorum fakat artık dayanacak halim kalmadı.
Çünkü kısırlığı bir yana benim varlığımın farkında bile olmayan bir adamla yaşıyorum.
Eşim, evde var mıyım yok muyum farkında bile değil.
Hafta sonları bile bir bahaneyle evden çıkıp gider. Bana zar zor geçinecek kadar para bırakır ama bir isteğim var mı, bir yere gitmek ister miyim diye sormaz bile.
Ben bu arada ufak tefek evde işler yaparak, dikiş dikerek kendime göre bir miktar para kazanmaya çalışıyorum. Harçlığımı çıkarıyorum.
Genç yaşta hiçbir eğlencesi olmayan hayatının çoğunu evde kapalı şekilde geçiren bir kadın olarak çok mutsuzum. Artık bıktım, gençliğim elden gidiyor.
Merhaba Güzin Abla, ben şu an 25 yaşındayım. 19 yaşındayken, üniversitenin ilk yıllarında biriyle tanıştım. O benim ilk sevgilim, ilk aşkımdı...
Her şey çok güzel gidiyordu. Ama 2 yıl sonrası ailevi sorunları olduğunu söyleyerek benden uzaklaşmaya başladı. Ben de ilgisizliğe sevgisizliğe dayanamayıp ayrılma kararı aldım.
Bu kararımdan pişman olup onu defalarca aradım ama telefonlarımı bile açmadı. Daha sonra o barışmak için bana ulaşmaya çalıştı ama bu defa ben istemedim.
Aradan bir yıl geçti. Onu unutmak için yeni birini hayatıma aldım. Onunla ilişkimizin evliliğe doğru ilerlediğini düşündüm. Ona güvenerek birlikte oldum. Sonrasında beni çok kısıtlamaya başladı.
Sürekli tartışıyorduk, ondan da bu sebepten ayrıldım.
Aradan aylar geçti... İlk aşkım yine aradı beni unutamadığını ve barışmak istediğini söyledi. Konuşmaya başladık, evlilik hayalleri kurup duruyordu. Fakat ben yaşadıklarımı ona nasıl söylerim diye kara kara düşünüyordum.
İlk buluşmamızda tüm cesaretimi topladım, söyledim. Sadece “biz artık birbirimize acıdan başka bir şey vermeyiz, git kendine yeni bir hayat kur” dedi. Benim ondan başkasıyla beraberlik yaşamama dayanamamıştı.
Bu olayın ardından bir yıl geçti... Ben hâlâ son sözlerine takıldım, nasıl içimi yaktı anlatamam... Kendime yeni bir hayat kurdum ama hâlâ o ilk aşkımı unutamadım. Kendi ellerimle hayatımı mahvettim sanki...
Belki hatırlarsınız, belki o dönemi yaşayanlardansınızdır... Fransızların efsane starı Brigitte Bardot, onu dünya çapında üne kavuşturan “Ve Tanrı Kadını Yarattı” filminden sonra, onlarca gişe rekoru kıran esere imza attı.
Yaşlılığı kabullenemeyen pek çok yıldızın aksine, henüz 40 yaşlarındayken, bir anda sinema dünyasını terk etti...
Dünyanın en güzel kadınlarından biri olduğu halde, henüz genç sayılabilecek bir yaşta, oyunculuktan vazgeçti, kendini Saint-Tropez’deki malikanesine kapadı ve sadece çok sevdiği hayvanlarıyla yaşamayı seçti.
O günden beri de sadece hayvanlar için çabaladı, onlara kendini adadı ve tüm servetini onlara harcamayı sürdürdü.
Bugün de en büyük hayvan hakları savunucularından biri olarak tanınıyor.
Asla estetik yaptırmadı, yaşadığı fırtınalı aşklara nokta koydu.
Yaşlılığı olduğu gibi kabul etti ve asla isyan etmedi. Yabani ve evcil hayvanların korunması için Brigitte Bardot Vakfı’nı kurdu.
Merhaba Güzin Abla, hayatım bir süre öncesine kadar gayet güzeldi, kendimi iyi hissediyordum.
Ancak nişan atmak zorunda kaldım.
Bu olaydan sonra kendimde büyük değişiklikler gördüm ama bunu pek dışarı yansıtamadım.
Çevremdeki insanlar bana “Çocuk gibisin, sürekli gülüyorsun, bu enerjin ne böyle” derken iş çıkışı bohem bir havaya bürünüyordum.
Sanki iki tane ben varmış gibi.
Şu sıralar yeni biriyle tanıştım.
Tanışalı 1 hafta oldu, kendisiyle kalabalık bir ortamda yüz yüze de görüştüm.
Merhaba Güzin Hanım, ben 2.5 yıllık evliyim ama eşimle 8 senedir tanışıyoruz. Kendisi benim ilk sevgilimdi ve o dönemde ilk yıl aramız iyi sayılırdı; sonraki yıllarda okul bitince o memleketine, ben memleketime döndüm...
Ne yazık ki hemen işe giremedik. İşsizlik sürecinde ailemin de durumu iyi olmadığından çok zorluklar yaşadım. Yıllarca sınavlara hazırlandım ve şükür ki sonunda mezun olduktan 4 sene sonra bir işe girebildim.
Eşimle o sıralar çok fazla kavga ediyorduk, sık sık ziyaretine gidemiyordum, yeterince ilgilenemiyordum. Her seferinde ailesi de devreye girip ‘artık bu ilişkinin adını koyalım’ gibi yorumlarda bulunuyorlardı. Ailecek bana karşı çok agresiflerdi. Birkaç kez ayrıldım ama eşim sonradan çok defa arayıp ağladı sızladı, barıştık.
Sonunda ben işe girince bir sene içinde de aceleyle evlendik.
Eşimin önceden de agresif tavırları vardı ama evlendikten sonra giderek arttı. Benimle ilgilenmiyorsun bahanesiyle ağza alınmayacak küfürler ediyor bana, birkaç kez fiziksel saldırı da gördüm, elim yüzüm yaralı işe gitmek zorunda kaldım.
Kavga sırasında apartmanı inletiyor, ‘bağırma’ dediğimde en hafifinden ‘başlatma apartmanından’ diyor. Aslında tüm ailesi böyle, ağzı bozuk, onu fark ettim.
Ben kendisini birkaç kez uyardım ama fayda etmedi. Ayrıca, şu anda işsiz ama önerdiğim işleri beğenmiyor, sınava hazırlanıyor güya, günde en fazla 2 saat ders çalıştı, sınavı da kötü geçti.
Selam ablacığım, ben iki yıl önce eşimi kaybettim ve genç bir kız annesiyim. İki de büyük oğlum var. Kızım bu sene liseden hemşire yardımcısı olarak mezun oldu ama bizi hiç dinlemiyor.
Ailecek istemediğimiz biriyle nişanlandı. İster istemez o nişanı yaptık ama nişanlı olduğu gençle hep kavga ediyor. O genç, sürekli kızımı ağlatıyor...
Ben ne yapacağımı gerçekten bilemiyorum. Karşımızdaki insanlar bize hiç uygun değiller, çok farklı yapıdalar. Biz yine de kızım istiyor diye kabul ettik.
Ama nişanlısı olan genç bize bir yüzükle geldi, yüzüğü taktı ama anne baba gelmedi istemeye.
Üstelik bu gencin işi gücü yok...
Hep benim kızım arıyor, hep o gidiyor. Darıldıklarında yine kızım gidip barışıyor. Ben biraz uyarmaya kalksam, “siz nişanlımı istemiyorsunuz, ondan böyle yapıyorsunuz” diyor. Ama karşı taraftan hiçbir şey görmüyoruz. Nişanlanalı bir yıl oldu. Hâlâ ses seda yok.
Birkaç gün önce nişanlısı bir video çekip göndermiş. Bu videoda kızıma, annesinin onu istemediğini söylüyor. Kızım bunu dinleyince çıldırdı. Sürekli ağlıyor ama ona bir şey söyleyemiyor.
Ne olur Güzin Abla, bir çare bulalım. Ben işin içinden çıkamıyorum. Kızımın abileri var, eğer bu durumu duyarlarsa çok kötü şeyler olur diye korkuyorum. Kızımla konuşmaya çalışıyorum, anlamıyor.
27 yaşında güzel bir kadınım. İki evlilik yaptım ve ayrılıkla sonuçlandı. Şu an bir sevgilim var. Onu seviyorum aslında ama aşırı kıskançlık yapıyor. Artık sevgisi saplantı haline geldi. Ne işini gözü görüyor ne ailesini... Sadece benimle vakit geçirmek istiyor. Elinden gelse 24 saatini bana ayıracak.
Beni babamdan dahi kıskanıyor ve “Baban bile saçının telini görmesin” diyor. Bahçeye bile çıkmamı istemiyor.
“Bana bu kadar baskı yapmamalısın” dediğimde, “Sen de bu kadar güzel olmasaydın” diyor. Gerçekten artık çok bunaldım. Ailemle tanıştı.
Ailem ondan pek hoşlanmadı.
Bana, “Nereden tanıdın bunu” diye sordular. Babama, “Bu da yürümüyor” diyemiyorum ama bunalıma girmek üzereyim.
Sürekli beni suçluyor. İstiyor ki bütün işlerimi bırakıp sadece onunla ilgileneyim, ona yazayım, onu arayayım.
İki dakika görmesin, “özlüyorum” demeye başlıyor. Benim hiç sosyal hayatım kalmadı.
41 yaşındayım ve hep tek başıma mücadele verdim. Ama şu an o kadar zor bir durumdayım ki neye karar vereyim, ne yapayım bilmiyorum. Önce babam terk etti beni, daha sonra annem kapıya attı.
Lise mezunuyum ve genellikle geçici işlerde çalıştım.
Bugüne kadar birçok sanatçıya ulaşmaya çalıştım. Tabii ki devlet kurumlarına da yazdım, hepsi olumsuz döndü. Hatta bazıları hiç geri dönmedi bile.
Hayatta Allah’tan başka kimsem yok. Herkesin kapısına gittim.
Evim de kira...
İnsanlara garip gelebilir ama gerçekten kimsem yok.
İnan kimseden maddi bir yardım istemedim. Sadece bana iş bulmalarını istedim.