×
Teknik direktörlüğe İbrahim Üzülmez’in gelmesinin ardından çıkış yakalayan Bursaspor, deneyimli teknik adam yönetiminde çıktığı 7 maçta 5 galibiyet aldı. Üzülmez yönetimindeki ilk maçında deplasmanda Ekol Göz Menemenspor’a kaybeden ve diğer yenilgisini de sahasında yüzde 62’lik topla oynama oranına karşın Eskişehirspor karşısında alan yeşil-beyazlılar, toparlanarak üst üste galibiyetlere imza attı. Üzülmez’in gelişiyle birlikte lider Hatayspor ile arasındaki 9 puanlık farkı 3’e düşüren Bursaspor, şampiyonluk yarışında iddialı hale geldi.
OYUNU ŞEKİLLENDİRDİ
Bursaspor’un söz konusu 7 maçında, Abdullahi Shehu performansıyla önemli rol oynadı. Önceki dönemlerde sağ bek mevkisinde de görev alan Nijeryalı merkez orta saha oyuncusu, son 4 maçta asıl mevkisine dönmesinin ardından Bursa temsilcisinin oyununu da şekillendirmeye başladı. Son oynanan Adana Demirspor maçında pas trafiğinde yüzde 14.9 ile topu en fazla kullanan isim olan Nijeryalı, bu paslarının yüzde 8.5’ini hücum oyuncularına aktararak, atakların gelişiminde pay sahibi oldu.
İLK KEZ FORMA GİYEMEYECEK
Hücumu geriden şekillendiren Bursaspor’un oyun yapısında daha fazla sorumluluk alan 26 yaşındaki oyuncu; Eskişehirspor’a karşı yüzde 15.9, Akhisarspor’a karşı yüzde 12.4’lük pas trafiği ile oynadı. Üzülmez’in oyun kurgusuna kilit role sahip isimlerden biri olan Shehu, bu süreçte Osmanlıspor’a karşı 1 de gol sevinci yaşadı.
Öte yandan, sezon başından bu yana tüm maçlarda forma giyen tek isim olan deneyimli futbolcu, Adana Demirspor karşısında gördüğü sarı kart ile cezalı duruma düştü. Bu hafta deplasmanda Büyükşehir Belediye Erzurumspor’a konuk olacak Bursaspor’da Shehu ilk kez takımını yalnız bırakacak.
Burada ‘sürpriz’ kavramı pek yok, haliyle futbol iklimi de sürekli değiştiğinden matematiksel açıdan şans sona ermedikçe her takım, kendi bünyesinde umudunu koruyor.
Bir de sertlik yanı var.
Oyuncu yeteneğiniz hangi noktada olursa olsun, mücadele düzeyinin sertliği bir noktada ileriye taşıyor ya da geriye itiyor.
O sebeptendir ki, üst sıralardaki ekipler dahi kazanırken genelde tek farklı galibiyetlere imza atıyor.
Savunmanın ne denli önemli olduğunu da buradan anlayabiliriz.
Öne geçen ekipler, sıralaması ne olursa olsun koruma içgüdüsüyle oyunu kontrol altında tutmaya çabalıyor.
Bu durumun bariz örneğini Bursaspor’da yaşıyoruz.
Özellikle de birçok eksiklik, deplasmanda alınan Andorra galibiyetini daha da değerli kılıyor.
Sammy Mejia, DJ White, Matt Lojeski derken statü gereği yeni transfer Rion Brown da maçta forma giyemedi, Başantrenör Orhun Ene’nin rahatsızlığında ise komuta bir kez daha Yalçın Küçüközkan’daydı.
Bir önceki Frutti Extra Bursaspor maçına baktığımızda çarpıcı bir hücum grafiğiyle, oyunun her dakikasını forse ederek kazanan TOFAŞ için, en büyük handikap bu maçın yanıltıcı olabileceğiydi.
Nitekim söz konusu maçın ilk yarısında 57 sayılık performans sergileyen takım, Andorra deplasmanın son periyoduna 50 sayının altında girdi.
Ancak savunmada gösterilen mücadele ve oyunun dengede tutulması, galibiyetin önemli etkenlerinden oldu.
EuroCup serüvenine baktığımızda tempo oyununu seven, iç sahada 80 sayının altına düşmeyen Andorra karşısında TOFAŞ Basketbol Takımı’nın tempoyu düşürerek oyun ritmini elinde tutması, maçın her anında ‘kazanma’ güvenini aşıladı.
Son periyoda geldiğimizde de takım, adeta kimliğini hatırlarken sergilediği sert müdafaa ile galibiyetin yolunu açtı.
Türkiye Futbol Federasyonu’nun da ciddi tedbirler aldığı süreçte kulüpler artık, ‘fuzuli’ harcamalara uzak durma mecburiyetinde...
Şüphesiz bu durumu en yakından soluyan takımların başında da Bursaspor geliyor.
Şampiyon-luk sonrası dönemden başlayarak, özellikle son 5 yılda tehlike sinyallerini veren mali kriz kulübün kapısından içeri girdi.
YENİ DÖNEMDE HATA PAYI KALMADI
Geçmişte yönetimsel bazda yapılan hatalardan ötürü, yeni süreçte hata payı neredeyse kalmadı.
Hal böyleyken; Bursaspor, son zamanlarda hiç olmadığı kadar destek kampanyalarına yöneldi.
Geçmiş yıllarda gördüğümüz söylemler, yavaş yavaş icraatlara yerini bırakırken, her statüden, tabakadan, yönetiminden taraftarına ve iş dünyasına uzanan yelpazede elini taşın altına koyması gerekiyor.
Böyle bir maçı geride bıraktı Bursaspor.
Daha fazla isteyen, amiyane tabirle rakibi daha fazla ısıran, daha çok koşan bir takım gördük.
Memnun eden de skordan ziyade bu durum oldu.
Son anlarda gelen gol; hem bu çabaların göstergesi, hem de pastanın üzerindeki çilek.
Elbette bu durum, umutların yeniden yeşertilmesine katkı sağladı.
Özellikle de devre arası sürecine girerken, akıllarda hep son maçların kaldığını düşünürsek ikinci yarıda daha iştahlı bir Bursaspor göreceğiz.
Bunun yanı sıra, mücadelenin bir diğer önemi de verdiği mesajdı...
TFF 1’inci Lig’de bu sezona ‘şampiyonluk’ parolasıyla başlayan Bursaspor’da teknik direktör değişimi de yaşanırken, kanatların oyuna etkinliğinin oldukça az olduğu görüldü. Yeşil beyazlıların kanat oyuncularından yalnızca Burak Kapacak performansı ve skora katkı ile birlikte öne çıkarken, diğer isimler ise performanslarıyla hayal kırıklığı yarattı.
IGOR HEDEF TAHTASINDA
Büyük umutlarla transfer edilen Brezilyalı Igor, şu ana dek 8 lig maçında forma giymesine karşın herhangi bir gole katkı veremedi. Bir diğer isim Iasmin Latovlevici de performansıyla eleştiri oklarının hedefi oldu. Bunun yanında santrfor oyuncularına takımın hücum yönünde katkı sunması beklenen Özer Hurmacı ve Recep Aydın’ın da kariyerlerindeki performanslara kıyasla geride kalmaları sonrasında Bursaspor’un son maçlarda hücum etkinliği azaldı.
BURAK’TAN 5 ASİST
Bu sezon takım içerisinde en çarpıcı grafiğe imza atan isim ise Burak Kapacak oldu. 20 yaşındaki oyuncu, her ne kadar sakatlık da yaşasa da dönüşünde performansını daha da geliştirdi. Henüz ligde gol sevinci yaşayamamasına karşın asistleriyle öne çıkan Kapacak, şu ana dek 5 golün hazırlayıcısı oldu. Özellikle Boluspor, Keçiörengücü ve Adanaspor maçlarında üst üste asistler yapan genç oyuncu, takımının hücum oyununda etkin bir rol oynadı.
“Her şeyden biraz var, hiçbir şey tam değil.”
Dönemin, hatta günümüzün futbol yapısını özetleyen bu cümle, bu sezon Bursaspor’a da tesir etti.
Yakın bir sürece gidecek olursak; kendisine ‘yabancı’ bir ligde mücadele edecek, içerisindeki mali yapı kaynaklı tasarrufların sınırını zorlayarak ayakta kalan, bunun yanında genç, dinamik antrenörler ve oyuncular ile başarı kovalayan bir kulüp vardı karşımızda.
Pek çok kesimin düşündüğünün aksine Bursaspor, ilk 6 maçından 4 galibiyet çıkarırken; endişeler yerini umuda sevk etti.
Bir an da değişen atmosfer ile birlikte ‘şampiyonluk’ söylemleri kendisini gösterirken, haftalar ilerledikçe bir takım sorunlar baş gösterdi.
CAMİA -3 PUANA TAKILDI
3 puanı silinen camia, hakkını ararken bu duruma öylesine takılı kaldı ki, nice 3 puanlar da o süreç sonrası kayıp gitti.
Ancak ilerleyen zaman dilimiyle birlikte ligin de sertliği artarken, son haftalarda gelen Gaziantep Basketbol ve Türk Telekom yenilgileri, bu enerji ritminin sekteye uğramasına yol açtı.
Böyle bir durumda çıktığı Bahçeşehir Koleji maçında galibiyetten başka düşüncesi olmayan Potanın Timsahları, son saniyelere dek başa baş geçen mücadelede Chris Jones’un ellerinden yeniden hayat buldu.
*
Bir mesaj niteliği taşıyan maçta, önceki karşılaşmalara kıyasla nispeten daha az seyirci olmasına karşın, bir şekilde takım tribünle bütünleşerek, hakem faktörüne de karşın galibiyete uzandı.
Şayet Frutti Extra Bursaspor, ‘Bu ligde ben var olacağım’ diyorsa bu mücadelelerden elde edeceği galibiyetler, rotasını en keskin biçimde çizecek.
Zira ligin ilk 4 sırasındaki ekipleri bir kenara koyarsak; her bir takım, iç ya da dış saha fark etmeksizin rakibine oldukça zorluklar çıkaracak nitelikte.
Bursa ekibinin, alt basamaklarında yer alan Gaziantep ve Türk Telekom’a farklı mağlup olması da bunun göstergesi...