Karar, pek çok kesim tarafından da tepki ile karşılandı.
Özellikle MKE Ankaragücü’nde pozitif vakasının çıkmasıyla aynı sürece gelen karar, yanında sağlık açısından ciddi endişeleri de beraberinde getirdi.
Kararın doğrusunu yanlışını bir kenara bırakırsak; sürecin bir fotoğrafını çekmek faydalı olacaktır.
*
Öncelikle; salgın sürecinde en fazla görülen durum futbolun endüstriyelleşmesi oldu.
Eski romantik düzen, yerini ekonomik parametrelere bırakmış durumda...
Türk futbolu da başta olmak üzere, pek çok ülkenin futbol kültüründe taraftarın baskın olduğunu düşünüyorduk, ancak bugün gelinen nokta da kulüpler ve federasyonların ekonomi endişelerinin ağırlığı daha da derinden hissedildi.
Bunun dışında kentin potansiyeli, futbola olan aşk ve tüm bunların yanında elde edilen şampiyonlukla tarihe adının altın harflerle kazınması, bu futbol dünyasında sahip olduğu noktayı gösterecektir.
Ancak, bugün geldiğimiz nokta; mücadele ve azmin birleştiği, kısıtlı imkanlara rağmen şampiyon olunabileceğinin gösterildiği günden, ciddi mali krizler ile boğuşan ve yeniden ‘Süper Lig’e yükselme mücadelesi verilen günlere işaret ediyor.
10 SEZONDA CİDDİ GELİRLER ELDE EDİLDİ
BURSASPOR Başkanı Mesut Mestan’ın da aralarında bulunduğu, yeşil beyazlı camianın önde gelen isimlerinin bu noktadaki ortak görüşü; şampiyonluğun ardından Bursaspor’un kötü yönetildiğiydi...
Bu bir bakıma sportif düşüşün yanı sıra, mali düşüşün de kaynağını açıklar nitelikte.
Şöyle bir rakamlara bakacak olursak;
Süper Lig şampiyonluğunu elde ettiği 2009/10 sezonu sonrasından itibaren geçen 10 sezonluk transfer dönemlerinde yeşil beyazlılar, yalnızca oyuncu satışlarından çok ciddi gelirler elde etti.
28 MİLYON EURO KÂR ELDE EDİLDİ
Yalnızca sözleşme tarihlerinde değil, aynı zamanda saha içerisine de yeşil beyazlı kulübün her daim en fazla altyapı ve genç oyuncularına şans veren kulüpler arasında başları çektiğini görebiliyoruz.
Bu değerin önemi ise, önümüzdeki süreçte çok daha fazla anlaşılacaktır.
*
Şöyle ki;
Türk futbolu, koronavirüs salgını sürecinin ardından çok ciddi bir değişime gidecek görünüyor.
Özellikle ekonomik açıdan duraksamalar ve geriye doğru gidişin ardından, kurtuluş her zaman olduğu gibi yine tek bir düşüncede toplanacak; özüne dönmek.
Hali hazırda, kulüplerin mali yapılarını düzeltmeleri amacıyla ciddi ekonomik yaptırımların olduğu bu dönemde, salgın sonrası zararı minimum seviyeye indirgemek ve yeniden yükselişe geçmek isteyecek olan kulüpler, daha ‘ekonomik’ hamlelerle karşımızda olacak.
Geçtiğimiz günlerde bu noktada açıklamalarda bulunan Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu, ertelenen liglerin her şeyin normalleşmeye başlamasının ardından haziran, temmuz ve ağustos oynatarak bitirmek istediklerini kaydetti.
Başkan Türkoğlu, temennilerinin de liglerin oynatılarak bitirilmesi yönünde olduğunun altını çizdi.
TBF LİGİN BİTİRİLMESİNDE ISRARCI
Elbette bu doğrultuda pek çok senaryo masaya yatırılıyor...
Hatta daha önce federasyonun, kulüplere liglerin devam etmemesi durumunda alınabilecek kararlara ilişkin görüşlerini istediği bir yazının gündemde yer aldığına da rastlamıştık.
Ancak son gelen haberler doğrultusunda, federasyonun liglerin oynanarak bitirilmesine ilişkin görüşte ısrarcı olduğunu görebiliyoruz.
Peki bu noktadan sonra bizi hangi senaryolar bekliyor?
EKONOMİK ZORLUK DA DÜŞÜNÜLÜYOR
Yurt genelinde olduğu gibi, dünyanın pek çok ülkesinde görülen salgın şimdiden futbol ekonomisine de ciddi zararlar vermiş durumda...
Geride bıraktığımız süreçte, salgından kaynaklı durağanlaşan futbol endüstrisinin güçlü temsilcilerinden 5 büyük lig olan; Premier Lig, La Liga, Serie A, Bundesliga ve Ligue 1’de zararlar yaklaşık 4 milyar Euro’ya kadar uzandı.
GELİRLER DURDU, GİDERLER SÜRÜYOR
KÜRESEL düzeydeki organizasyonların tamamı ertelenir ya da bazı ligler tescil edilirken, bu durum şüphesiz kulüpleri çok yakından etkilemeye devam ediyor.
Zira, kulüplerin yaşadığı en büyük sıkıntıyı gelirlerin durması, ancak giderlerin devam etmesi oluşturuyor.
Hal böyleyken, yaşanan süreç bir takım tedbirlere de işaret ediyor.
OLİMPİK LYON, MAAŞ ÖDEYEMEYECEK
Her ne kadar basketbolun profesyonel liglerinde maçlar oynanmaya devam edilse de, bu durumun parkeye yansımalarına, geçtiğimiz hafta sonu oynanan mücadelelerde şahitlik ettik.
Oyuncular her ne kadar, alınan karar doğrultusunda parkede mücadelelerini gösterse de akılların bir yanında her daim virüs salgını yer edindi...
Dolayısıyla da bu da oyuna yansıdı.
OYNAMAK İSTEMEDİLER
Sammy Mejia ve Devin Williams, salgından kaynaklı endişeleri neticesinde bu maçta görev almak istemedi.
TOFAŞ Basketbol Takımı, Fenerbahçe Beko deplasmanından 84-75’lik mağlubiyetle ayrılırken; Başantrenör Orhun Ene’nin “Maçtan önce bir şekilde sahaya böyle çıkmak zorunda kaldık” ifadesi de, yaşanılan tedirginliği gözler önüne serir nitelikte...
3 maçlık oyun açısından olumsuz görüntünün ardından, önce Andorra karşısında 97-94 kazanan takım, son olarak Meksa Yatırım Afyon Belediyespor karşısında da 79-71’lik skorla güldü.
Avrupa ve ligde en kritik sürece girildiği bu dönemde, form grafiği ne denli önemliyse; aynı şekilde kazanma alışkanlığının da etkisi büyük oluyor.
Andorra ve Afyon maçlarında ‘aktif dinlenme’ yapan Bursa temsilcisi, ‘kazanma’ alışkanlığını sürdürmesi açısından bu galibiyetler ayrı bir değere sahip.
Belki de sezonun en kilit dönemine girilirken; oyun içi dalgalanmalar TOFAŞ Basketbol Takımı için sorun oluşturabilecek etkenlerden biri olarak görünüyor.
Konsantrasyonun ne denli önemli olduğunu da Andorra’nın ikinci yarının hemen başında yakaladığı 14-0’lık seriden anlayabiliyoruz.
Bu noktada TOFAŞ’ın rakibin direncini kırmaya yönelik sezon içerisinde yaşadığı çeşitli sıkıntılar, son maçlarda da baş gösterse de, hataları hangi ölçüde minimalize ettiği, takımın bu virajı nasıl alacağını da gösterecek.
İki ekibin de galibiyet için büyük efor sarf ettiği zorlu mücadelede gülen yine ev sahibi oldu.
Kupa maçında gördüğümüz TOFAŞ, büyük hayal kırıklığı yarattığından bir kıyaslamanın doğru olmayacağı gibi, temsilcimiz özellikle ligdeki son 3 maçına bakmak bir takım fikirler verecektir.
NEDENİ İSTİKRARSIZLIK
Türk Telekom’a deplasmanda 68-67 kaybedilen, akabinde Bahçeşehir Koleji karşısında iç sahada 77-76 kazanılan maçları da dahil ettiğimizde; TOFAŞ’ın, oyunu koparmakta güçlük yaşadığını görüyoruz.
Oyun içerisindeki istikrarsızlık, söz konusu 3 maçta alınan sonuçların temel nedeni haline geldi.
Nitekim Başantrenör Orhun Ene de, Bahçeşehir Koleji maçının ardından yaptığı değerlendirmede; “Bahçeşehir karşısında hücumda ve savunmada reaksiyonlarımız bireysel anlamda da geçti. Bu biraz ritimden çıktığımızın göstergesi” ifadeleriyle yaşanan soruna ışık tuttu.