Amerikalıların yarısı yılda 23 milyar doları daha sağlıklı olmak için minik haplara harcıyor.
Vitamin düşkünü olanlar yalnız Amerikalılar değil.
Çevremde, ABD’ye gidip yanında kutu kutu vitaminle dönmeyen bir tek Türk tanımıyorum.
Kendisi için değilse mutlaka bir yakını için birkaç kutu almıştır.
Hal böyleyken bir Amerikan şirketinin yüze 100 Türk imalatı bir vitaminle ilgilenmesi ilginç değil mi?
Amerikan şirketinin adı Apple.
İphone, İpod gibi buluşlarla ününe ün katan Amerikan bilgisayar şirketi.
Vitamin
6-7 Ekim’de İstanbul’da yapılacak Dünya Bankası ve IMF’nin yıllık toplantısını, küresel krizi, krizin Türkiye’ye ve yoksul ülkelere etkisini konuştuk.
Eski Ürdün Dışişleri Bakanı olan Muaşer, İstanbul’daki yıllık toplantı için, “Türkiye’nin bölgesel güç iddiasını güçlendirecektir” diyor.
İstanbul toplantısı, eylülün son günlerinde ABD’nin Pittsburgh şehrinde yapılacak G-20 Zirve’sinin hemen sonrasına, Kopenhag’daki İklim Zirvesi’nin öncesine denk geliyor. İstanbul’da G-20 Zirvesi’nin sonuçları değerlendirilecek. Kopenhag’ın ön hazırlıkları yapılacak.
Marvan Muaşer, İstanbul toplantısına önemli sayıda STK’nın katılacağını söylüyor. “Dünya Bankası sivil toplum kuruluşlarının seslerini duymaya, görüşlerine kulak vermeye hazır” diyor.
Dünya Bankası ve IMF toplantısına 13 bin kişinin katılması bekleniyor.
Marvan Muaşer, “İstanbul trafiği” konusunda kaygılı. Benim kaygım ise başka.
Geçen akşam ünlü caz ustası George Benson’ın Açık Hava’daki konserine giderken toplantının yapılacağı Kongre Vadisi’nde inşaatın bitmediği dikkatimi çekti.
Acaba, geçenlerde Dubrovnik’te görkemli Rixos Oteli’nin açılışını yapan Fettah Tamince’nin Sembol İnşaat’ı, Kongre Vadisi’ni 6-7 Ekim’de yetiştirecek mi?
Gelen e-postalardan azımsanmayacak sayıda şirketin güneş enerjisiyle ilgili çalışmaları olduğu ortaya çıktı.
Kimi güneş enerjisinden elektrik sağlayacak PV panellerini üretebiliyor.
Kimi yabancılarla ortaklık peşinde.
Peki Türkiye güneş enerjisi teknolojisinde yeterli mi?
Bu sorunun cevabı Gazi Üniversitesi Fizik Bölümü öğretim üyesi Prof. Süleyman Özçelik’in göndermiş olduğu e-postada.
Özçelik, İspanya gibi güneş enerjisinden mutlaka yararlanmamız gerektiğine inanıyor.
YERLİ TEKNOLOJİYLE ÇOK DAHA UCUZ
Ancak önemle şu hatırlatmayı yapıyor:
Sanıyorum güneş enerjisine bir ya da iki yazı daha ayırmak farz oldu.
Aklın yolu bir.
Güneş enerjisinin yakın bir gelecekte Türkiye açısından son derece önemli bir olacağına inananların sayısı hayli fazla.
Sevindirici bu.
Bugün geçen hafta pazar günkü “Ulaştırma Bakanı’na Çağrı” yazısına devam edeceğim.
Zira Bodrum’da “ölüm kavşağı” diye de bilinen Torba Kavşağı’nda tanık olduğum trafik kazasıyla ilgili hem Ulaştırma, hem Sağlık bakanlıklarıyla yoğun bir “telefon trafiği” yaşadım hafta boyunca.
Dolayısıyla aldığım bilgileri paylaşmak istiyorum.
Ulaştırma Bakanlığı Basın Müşaviri Mehmet Aycı’nın verdiği bilgilere göre, Karayolları Genel Müdürlüğü’yle Emniyet Müdürlüğü’nün ortak çalışması sonucu Türkiye’nin “kaza kara noktaları” haritası çıkartılmış.
Diyarbakır dahil çeşitli illerden ve hatta Kanada’dan gelen e-postalar konuya ilginin hiç de azımsanmayacak kadar çok olduğunu ortaya koydu.
E-postaların ortak noktalarını şöyle özetleyebilirim:
* Enerjide büyük oranda doğalgaza ve dolayısıyla dışarıya bağımlı olan Türkiye, doğanın bu bedava nimetinden eninde sonunda yararlanmak zorunda.
* Hükümet “Güneş Enerjisi”ne gereken önemi vermiyor.
* Bu konuda belirli bir politikası yok.
* Güneş Enerjisi’yle ilgili yasal düzenlemeyi ağırdan alıyor.
Güneş enerjisiyle su ısıtma sistemlerinde Avrupa’nın 2. numaralı şirketi olan Ezinç A.Ş Genel Müdürü Hakan Alaş’ın belirttiği gibi, elektrik üretme bir yana “su ısıtma” sektörü de devletten gerekli ilgiyi görmüyor.
Alaş e-postasında diyor ki:
Bol güneşli tatil dönüşü ayağımın tozuyla Türkiye’de güneş enerjisini en iyi bilen iki isimle bir araya geldim.
Form Solar Yönetim Kurulu Üyesi Tunç Korun ile Genel Müdürü Ateş Uğurel.
Geçtiğimiz mayıs ayında İstanbul’da “Eğrisiyle Doğrusuyla Güneş Enerjisi” seminerini düzenlemiş olan Korun ve Uğurel ikilisi gelecekte bu enerjinin payını giderek artıracağına inanıyor.
Tunç Korun, enerjiyi verimli kullanan sistemlerde deneyimli Form Grubu’nun 2. nesil sahiplerinden.
Otellerin deniz suyuyla soğutulabileceğini ya da evlerin toprağın altından geçen bir sistemle ısıtılıp soğutulabileceğini ilk kez ondan duydum.
Nazire Dedeman’ın Çanakkale’deki evinde, Ümraniye’deki Metro M1 Projesi’nde bu sistem uygulanmış.
Ateş Uğurel, 15 yıl öncesinden daha küresel ısınma gündeme oturmadığı bir dönemde, internette üzerinden bir makalede, rüzgâr ve güneş enerjisinin gelecekte ciddi ticari değerleri olacağını okumuş.
Yenilenebilir enerjiyle o günden beri ilgili ve Temiz Dünya Platformu kurucularından.
Ama gelin görün ki burası Türkiye.
Son dakikada keyif kaçıracak bir şey mutlaka olur.
Nitekim bu “son dakika gölünü” tatil dönüşü Bodrum Havalimanı yolunda, tam Torba Kavşağı’nda yedim.
İki yıl önce genç şarkıcı Barış Akarsu’nun hayatını yitirdiği nokta Torba Kavşağı.
Yıllardan beri sayısız kazalara neden olduğu için “ölüm kavşağı” diye de biliniyor.
Kaza dediğin bir anda.
Biz Torba Kavşağı’na varmadan birkaç saniye önce olmuş.
Kavşağa geldiğimizde inanılmaz bir tabloyla karşılaştık.
300 kişinin öldüğü, 50 bin kişinin de evsiz kaldığı L’Aquila cumaya kadar dünya liderlerini ağırlama hazırlığında.
Zengin ülkeler zirvesinin daha önce Sardunya’nın kuzeyindeki Maddalena Adası’nda yapılması planlanmıştı.
Berlusconi “depremzedelerle dayanışma” için zirvenin L’Aquila’da düzenlenmesini karar verince planlan alt üst oldu.
Zirve için 10 bin kişiyi ağırlamaya hazırlanan Maddalena Adası hayal kırıklığı yaşadı.
Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Berlusconi’nin partisine oy çıkmadı.
Peki L’Aquila, felaketten sonra başına konan bu devlet kuşundan mutlu mu?
Okuduklarıma bakılırsa pek öyle değil.
ABD Başkanı Barack Obama’nın, İngiliz Gordon Brown’un , Fransız Sarkozy’nin ve diğer liderlerin lüks oteller yerine şehrin polis akademisinde konaklayacak olmaları depremzedeleri fazla sevindirmemiş.