Paylaş
Eğitiminizde ahlak ve maneviyatı temel olarak almamışsanız, yetiştireceğiniz nesillerin en mükemmelleri bile tek kanatlı yani eksik olacaktır.
İnsanın yaratılışına dikkat ederseniz, madde ve mana yani ceset ve ruh olduğunu görürsünüz. Bunlardan yalnızca birini beslemekle insanı yetiştiremezsiniz. Her ikisini de (beden ve ruh) dengeli bir şekilde eğitmeli, beslemelisiniz.
Malum eğitimin temel kurumu ailedir; çocuk aile ocağında şekillenir, gelişir ve biçimlenir. Şayet aile, ahlaki değerlerden ve davranışlardan yoksunsa ve hatta orası çeşitli ahlaksızlıkların kol gezdiği bir yerse, orada biçimlenecek çocuğun ahlaklı olması beklenemez.
Zira üzüm üzüme baka baka kararır!
Çocuk, mutlaka sevginin, muhabbetin çağladığı bir aile ortamında yetişmelidir. Zira sevgisiz yetişen çocuk tüm kötülüklere açıktır. Aile ortamındaki çocuk, bireyler arası konuşmaları, davranışları ve bütün iletişimleri adeta bir sünger gibi emer ve benimser.
Aile, sevgiyle yoğurduğu çocuğa destek olmanın yanında ona güven verir ve güzel söz ve davranışlarla örnek olur. Başka bir aile de kin ve nefretle yoğurduğu çocuğu itmenin, ezmenin ve hakaret etmenin yanında güvensizlik verir ve kötü söz ve davranışlarıyla da kötü örnek olur.
Şayet aile bireyleri dürüstse, doğru ve temiz bir dille konuşuyorlarsa, birbirlerine karşı sevgi, saygı, merhamet ve şefkat besliyorlarsa, sorumluluk duygusuyla hareket ediyorlarsa, yardımseverlerse, çocuk da bunlara bakıp onlar gibi olur.
Aileden başlayan eğitim, okullar (ilk, orta, yüksek) boyu devam edeceğinden; eğitimin her bir kademesinde madde ve mana dengesi mutlaka gözetilmeli ve hepsinden önemlisi her kademedeki öğretmenlerin ideal-model kişilik olmaları gerekir.
Adaletin olmadığı, vatandaşlar arasındaki gelir dağılımında uçurumların olduğu, mal ve hizmetlerde fiyat istikrarının bulunmadığı (yüksek enflasyonun olduğu), kötü alışkanlıkların kol gezdiği, bireylerin birbirlerine karşı sevgi ve saygıyı kaybettiği toplumlarda ahlaktan bahsetmek zordur.
Yirmi sene öncesine kadar Avrupa’daki boşanma oranlarının çokluğunu görüp hayret eder ve toplumumuzdaki dinamik ve sağlam aile yapımızla övünürdük. Bugün geldiğimiz noktada ise boşanma oranlarında Avrupa ülkelerini geride bıraktık. Nerede ise gençlerimiz boşanmak için evleniyorlar.
Ortada çocuk da varsa; anne ya da baba sevgi ve şefkatinden yoksun yetişen çocukların topluma kazandırılması ve onların ahlaklı bireyler olarak yetiştirilmesinin zorluğu ortadadır.
Güzel ahlak da kötü ahlak da bulaşıcıdır; kötülüğün yayılması çok daha fazla olur. Nitekim bir sepet sağlam elma içindeki bir çürük elmayı sağlamlaştıramaz, lakin o bir çürük elma sepet içindeki bütün elmaları çürütür.
Paylaş