Doğanın ölümü, insanlığın sonudur. Tüm canlıların katilidir.
İşte bu yüzden ben;
“Tek kullanımlık plastikler yasaklansın” kampanyasını sonuna kadar destekliyorum.
İşte bu yüzden ben;
Bu plastik cinayetine, “tek kullanımlık ölüm” diyorum...
Bakın 3 lise öğrencisi birleşti.
25 bin imza topladı.
Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu ve Rektör Prof. Dr. Erhan Afyoncu bizi büyük bir nezaketle karşılıyor.
Ve Heybeliada kıyılarına fırtına dalgaları vuruyor. Hava çok sert. Kırbaçlar 50 knot’u geçiyor.
Yağmur aralıksız yağıyor. Ama denizciler bu tarihi törenin hiçbir anından vazgeçmiyor. Ve o dalgaların arasından Türk mühendis ve işçilerinin yaptığı, denizci subayların tasarladığı gemilerimiz geçiyor.
Emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal (22.08.2017 - 19.08.2022), Emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Salim Dervişoğlu (29.08.1997 – 26.08.1999), Fatih Çekirge, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, Emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin Ataç (24.08.2007 - 26.08.2009)
Ve ben; Denizlerimizin 4 nesil komutanıyla birlikte bu gurur tablosunu seyrediyorum.
Aralarında en kıdemli olan emekli Oramiral Salim Dervişoğlu.
Yanında emekli Oramiral
1) Milli Savunma Bakanlığı’ndan Deniz Harp Okulu’nun “250’nci yıl daveti” geldiğinde bir an geriye gittim.
Önce;
Bu fotoğrafı çektirdiğim Anadolu Gemisi... Tamamını Türk mühendis ve işçilerinin yaptığı ve adına “Yüzen Ordu” dediğim TCG Anadolu...
“Yüzen ordu” çünkü, denizaltıdan, çıkartma gemilerinden, İHA’lardan tanklara kadar binlerce askeri barındıran;
230 metre boyundaki 27 bin tonluk devasa Anadolu gemisi.
Sonra;
Anadolu hazinelerinin amansız dedektifleri.
Sinema deyişiyle (tam anlatmasa da) “Kutsal Hazine Avcıları”.
Resmi adları:
“Kültür ve Turizm Bakanlığı Kaçakçılık Daire Başkanlığı...”
Ekipte yılmaz savaşçılar var.
Zeynep Boz ve arkadaşları...
Önceki gün bir sergi açıldı.
Adı: “Kaçış Yok...”
Tam 98 yıl önce;
Milli Mücadele ateşinin yürekleri sardığı günlerde;
Mustafa Kemal Atatürk, ziyaret ettiği kulübün şeref defterine şöyle yazar:
“Karşı karşıya bulunduğum gençlik iftihara çok şayandır. Bu gençlik muvacehesinde istikbalin kuvveti, saadeti bariz görülmektedir.”
Atatürk bir sonraki ziyaretinde;
O tarihlerde azınlıkların elinde olan futbol takımlarına karşı tek gol yemeden şampiyon olan kulübün bayrağına “ay-yıldız” konulmasını istemiştir.
Evet arkadaşlar;
Bu kulübün adı
Sonra nehirler cılız...
Sonra göllerimiz tek tek kurudu.
Sonra balıklar öldü.
En sonunda kuşlar gitti.
Bize de cennetten geriye çöl kaldı.
Evet arkadaşlar;
Bir türlü ciddiye almadığımız iklim değişikliği ve kuraklık alarmı kapımızın önüne dayandı.
Adına da Tuba dendi.
Tuba için yeniden bir hayat başlıyordu.
Ve bundan 50 ay önce üzerindeki takip cihazıyla birlikte İztuzu Plajı’ndan denize bırakıldı.
Aradan yıllar geçti...
Ve önceki gün DHA’dan bir haber:
“Tuba 50 ayda 28 bin kilometre yol kat etti.”
Takip haritasına göre Tuba;
İztuzu Plajı’ndan sonra Ege adalarını geçmiş. Oradan Yunanistan’ın en güney ucu Mataban Burnu’nu aşmış.
“Gazze’de her gün 420 çocuk ya hastaneye gidiyor, ya da ölüyor...”
Kim söylüyor bu sözleri?
Obama döneminin başkan yardımcısı.
Sonra;
ABD Dışişleri Bakanlığı’nda Küresel Kadın Sorunlarından sorumlu büyükelçi.
Sonra;
Beyaz Saray Başkanlık Personeli Ofisi Direktörlüğü.
Sonra;