KOYU çikolatadan karamel kahveye kadar yüz hatlarını daha belirgin hale getiren ve doğallığı bozmayan farklı tonlardaki renklerin kadınlar arasında yeni trend olması, saç boyalarında yıllık pazar hacminin 173 milyon TL’ye ulaşmasını sağladı. Buna da saç renginde sarıyı tercih edenlerin oranı yüzde 21.9’a gerileyen Türkiye’de, kahve tonlarının yüzde 62.8’e kadar çıkması yol açtı.
Türk kadınları arasında 1980’li yıllarda meç ve röfleyle başlayan, 1990’larda ise zirveye ulaşan sarışın saç rengi, 2000’li yılların başında yerini kızıla bıraktı. 2008 yılına kadar bakır, karamel ve bal köpüğü tonlarını tercih eden kadınlar, son üç yılda ise doğal görünümlerine hızlı bir dönüş yaptı. Bu dönüş, saç boyalarında kahve rengi tonlarını bir anda zirveye taşıdı. Artık Türkiye’de her 5 kadından 3’ü saçlarında doğal rengini tercih ediyor.
Arkadaşımız Mehtap Özcan Ertürk’ün yaptığı araştırmaya göre, bu dönüşüm, firmaları çalışmalarını, beyaz saç tellerini kapatma ve saç teline doğal ve sağlıklı görünüm kazandırmanın förmulü üzerinde yoğunlaştırmasına neden oluyor. Boyama sonrasında saçın parlak ve bakımlı olması için, saç boyası formülünde bitkisel ekstraktlar ve özel yağlar kullanılıyor. Köpük boya gibi yenilikçi ürünlerin trendlere uygun saç renkleriyle desteklenmesi, saç boyası pazarının canlılığını korumasını sağlıyor.
200 milyon TL’yi aşacakNielsen Araştırma Şirketi’nin verilerine göre, Türkiye’de saç boyası perakende pazarı 23 milyon adetle 172 milyon 419 bin TL’ye ulaşıyor. Saç boyası pazarı 2011’in ilk 10 ayında geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre adet olarak yüzde 17, değer olarak yüzde 19’luk büyüme kaydetti. Bu da saç boyasında perakende pazarının 2011’i 200 milyon TL’yi aşarak kapatacağını gösteriyor. Kit (set) ve tüp olarak iki farklı segmente ayrılan pazarın yüzde 82’sini kitler, yüzde 18’ini ise tüpler oluşturuyor. Türk kadınları saçlarını yılda ortalama 6 kez boyuyor. Bu oran Avrupa ve Amerika’da yıllık ortalama 10 ile 12 arasında değişiyor. Saç boyası fiyatları ise 6 TL’den başlayıp 25 TL’ye kadar çıkıyor.
Sarı yerini kahveye bıraktıNeva Kozmetik’in Türkiye genelindeki 18 ilde 3 bin kadını kapsayan Saç Trendi Ölçümleme Araştırması’na göre de, Türkiye’deki 18 yaş ve üstü kadın nüfusunun yüzde 56’sı saçlarına en az bir kez uygulama yaptırırken, yüzde 37’si saçlarını sürekli boyatıyor. Saçını boyatan kadınlar yılda 3 kez saç rengini değiştiriyor ve kadınların yüzde 62.8’i artık saç rengi olarak kahverengi ve tonlarını tercih ediyor. Bunda da açık kahverengi, kumral, fındık kabuğu öne çıkıyor. Kadınların yüzde 22.9’u siyahı, yüzde 21.9’u sarı ve tonlarını, yüzde 20,1’i ise kızıl, kırmızı, mor renkleri ve tonlarını tercih ediyor. Kadınlar saç boyama dönemini özellikle bayram ve yılbaşı dönemlerine denk getiriyor. Bunun dışında mevsimlerin de saç rengi değişikliklerinde etkisi oluyor.
Saçların yeni gözdesi Hürrem’in tarçın bakırı
SON dönemde satışları en çok artan saç boyası rengi ise, Muhteşem Yüzyıl dizisindeki Hürrem Sultan karakterini canlandıran Meryem Uzerli’nin saç rengi tarçın bakırı oluyor. Türkiye’de saçları boyalı olan kadınların yüzde 66.7’si evde kendileri boyuyor. 45-54 yaş aralığında ise bu oran, yüzde 78.1’e çıkıyor. Kadınların yüzde 10.2’si saçlarına röfle, balyaj gibi uygulamaları yaptırıyor. 55 yaş ve üstü
KREDİ kartı kullanıcı sayısının 26 milyona, kredi kartı sayısının 47 milyona, banka kartı sayısının 70 milyona, mevduat hesabı sayısının da 110 milyona ulaştığı Türkiye’de, müşteri portföylerini genişletmek isteyen bankalar, şimdi de fatura yarışına girdi. Otomatik ödeme talimatı veren müşterilerine otomobilden LCD TV’ye, tablet PC’den akıllı telefona kadar bir çok hediyeyi kapsayan çekiliş kampanyalarını devreye sokan bankalar, cepten bedava konuşma hakkı tanımanın yanı sıra fatura başına çekilişsiz kurasız para ödemesinde de bulunuyor.
120 TL’yi buluyorBu ödeme, aralarında Türk Ekonomi Bankası (TEB) ve Citibank’ın da bulunduğu bazı bankalarda bir kereye mahsus olmak üzere fatura başına 20 TL’den başlayıp, toplamda 50 TL’yi bulurken, ING Bank’ta bu, her ay düzenli olarak gerçekleştiriliyor. ING Bank, Günlük Paket adını verdiği uygulamada, her ay otomatik ödeme talimatıyla yatırılan faturaların yüzde 2’sini üstleniyor. Bu da yılda toplam 120 TL’ye ulaşıyor.
Kredi kartına talimatArkadaşımız Mehtap Ertürk’ün yaptığı araştırmaya göre, bankalar artık elektrik, su, doğalgaz, telefon, kablo TV ve dijital yayın platform faturalarında sadece vadesiz hesaplar üzerinden değil, kredi kartları üzerinden de otomatik ödeme talimatı kabul edebiliyor. Ancak bu uygulama, bankadan bankaya değişebiliyor. Bazı bankalar, belli sayıda otomatik ödeme talimatı veren müşterilerinin mevduat hesaplarından hesap işletim ücreti almazken, bazı bankalar kredi kartı üzerinden yapılan otomatik ödeme talimatlarında komisyon yansıtabiliyor. Ancak, fatura ödemelerine kendi bünyelerine çekmek isteyen bazı bankalar, bu komisyonu da yansıtmayabiliyor.
Toplam avantaj 280 TLING Bank’ın Günlük Paket adlı yeni uygulaması, sadece otomatik ödeme talimatlarını değil, bireysel müşterilerin günlük bankacılık işlemlerinin tümünü bedava gerçekleştirmelerini sağlıyor. Günlük Paket müşterileri, otomatik ödeme talimatı verdikleri faturaların yüzde 2’sini bankaya karşılatmanın yanı sıra, aylık 5.5 TL olan standart hesap işletim ücreti ile ortalama yıllık 40 TL olan kredi kartı kullanım bedellerini de ödemiyor. Ayrıca, internet ve telefon bankacılığı üzerinden gerçekleştirilen havale ve EFT işlemlerinde de komisyon yansıtılmıyor. Tüm bunların sonucunda 120 TL’si otomatik ödeme talimatlarından olmak üzere yılda toplam 280 TL’lik tasarruf sağlanmış oluyor.
Fatura başına ödemeDüzenli olarak her ay iade yerine fatura başına çekilişsiz kurasız ödemede de bulunan bankalardan Citibank, otomatik ödeme talimatı verilen ilk fatura için 20 TL, ikinci fatura için 35 TL, üçüncü fatura talimatı için de 50 TL değerinde Citi Para kazanma hakkı tanıyor.
Bu Türk Ekonomi Bankası’nda (TEB) 2 adet otomatik fatura talimatı için 30 TL oluyor. Fatura talimatı 3 adet olması durumunda, kazanılan para puan 50 TL’ye çıkıyor. Yapı Kredi Bankası’da kredi kartına otomatik ödeme talimatı veren Turkcell abonelerine fatura tutarı üzerinden World puan kazanma imkanı sağlıyor. Kredi Kartı yıllık üyelik ücreti de Worldpuan’larla ödenebiliyor.
Bedava konuşma hakkı Ayrıca, otomatik ödeme talimatı veren müşterilerine cep telefonlarından bedava konuşma hakkı tanıyan bankalardan Garanti Bankası, Turkcell faturaları için ödeme talimatı verenlere bir ay süreyle 21.00 ile 09.00 saatleri arasında ücretsiz konuşma imkanı sağlıyor. Akbank’ta, Turkcell faturaları için otomatik ödeme talimatı verenlere, cumartesi gün boyu konuşma süresi kazandırıyor.
Doğalgazın yüzde 59’u, suyun yüzde 38’i otomatik ödeniyor
BUGÜNE kadar kayıp ve kaçak kullanımların bedelini yüzde 9 oranında tüm faturalara eşit olarak yansıtan Enerji Piyasası Denetleme Kurumu (EPDK), önümüzdeki yıldan itibaren bu uygulamada değişikliğe giderek, kayıp kaçak kullanım bedellerinin faturalandırılmasında genelden bölgesele geçiyor. EPDK’nın 2012 yılından itibaren uygulamaya koyacağı bu yöntem, kaçak kullanımın fazla olduğu bölgelerde oturan abonelere pahalıya patlayacak. Kayıp, kaçak miktarı her il ve bölge için ayrı ayrı hesaplanıp, o bölgede oturan aboneler arasında pay edilecek.
Yüzde 30’a çıkabilecek
Arkadaşımız Mehtap Ertürk’ün yaptığı araştırmaya göre, bu uygulama, Şanlı Urfa, Mardin, Diyarbakır, Muş, Bitlis ve Hakkari gibi kayıp kaçak oranı en yüksek düzeyde olduğu iller ile büyük kentlerin gecekondu bölgelerindeki abone faturalarında yüzde 30’lara varan artışlara yol açabilecek. Buna karşın Çanakkale gibi kaçak kayıp oranı yüzde 2’lerde kalan illerdeki abonelerin elektrik faturalarında ise yüzde 7’ye varan oranlarda indirim olacak. Bu da, şu anda faturalara eşit olarak yüzde 8.9 oranında yansıtılan kayıp kaçak bedelinin yüzde 2’lere kadar düşmesinden kaynaklanacak.
Faturası 5.8 milyar TL
EPDK, kayıp ve kaçaktan ötürü oluşan zararı elektrik işletmelerine yüklememek için faturalarına yansıtması sonucunda, aboneler yılda toplam KK bedeli adı altında 5.8 milyar TL ödemek zorunda kalıyor. Daha önce aktif enerji bedeli adı altında faturalara yansıtılan kayıp ve kaçak miktarı, aslında Türkiye’de tüketilen toplam elektriğin yüzde 15.6’sını buluyor. Faturalara ise bu yüzde 8.9 oranında yansıtılıyor. Aradaki farkı, işletmeler üstlenmek zorunda kalıyor.
100 yıllık ekonomik ömrünün 70 yılını dolduran, ithalata karşı yüzde 145’lik vergi kalkanıyla koruma altına alınan Türk çayına yapılan organik aşı tutmaya başladı. Başta Çaykur olmak üzere Karali, Özçay, Troya, Orgalife, Ekosam, Lycos gibi üretici firmaların Rize ve Trabzon’da oluşturtuğu özel alanlarda gerçekleştirilen organik üretim, daha şimdiden 2 bin tona ulaştı. Bu da, kilogramı 25-50 TL arasında değişen organik çayda Türkiye’yi, 5 yılda dünyanın en büyük üreticilerinden biri konumuna getirdi.
200 bin kişi geçiniyor
180 bin tonu bulan yıllık üretimiyle dünyanın en büyük 5’nci üreticisi olan Türkiye’de 200 binden fazla kişi geçimini çaydan karşılıyor. Türkiye’de çay üretiminin yıllık hacmi, 2 milyar TL’yi buluyor. Ancak, ekili olan çay fideleri, 100 yıllık ekonomik ömrünün 3’te
ikisini daha şimdiden doldurmuş durumda. Bu da, Türk çayını ithal çayla rekabet edebilmesi için vergi kalkanıyla korunmak zorunda bırakıyor. Böyle olunca da şu anda yıllık hacmi 80 milyon TL olan organik üretim, Türk çayının geleceği için yeni bir kapının aralanmasını sağlıyor.
Organik çayda da iddialıArkadaşımız Mehtap Ertürk’ün yaptığı araştırmaya göre, şu anda 3 milyon 600 bin ton olan dünya çay üretiminin sadece 12 bin tonunu organik çay üretimi oluşturuyor. Bunun da 2 bin tonunu Türkiye gerçekleştiriyor. Çaykur da 1200 tonla Türkiye’nin en büyük organik çay üretimi yaptıran kuruluşu konumunda bulunuyor. Çaykur’un yanı sıra, Karali, Özçay, Troya, Orgalife, Ekosam, Lycos gibi markalarda organik siyah çay piyasada yer alıyor. Karali’nin yıllık organik çay üretimi, 300 tonu, Özçay’ın da 250 tonu buluyor.
2 kat fiyat farkıDünyanın önde gelen organik çay üreticisi ülkeleri arasında ise Türkiye’nin yanı sıra, Sri Lanka, Çin, Japonya, Şili, Tanzanya, Kenya, Malawi ve Arjantin yer alıyor. Organik çayın siyah çaya göre en büyük avantajı, fiyat farkı oluşturuyor. Siyah çayla organik arasındaki fiyat farkı 2 katı bulunuyor.
Üzerine kar düşen nadir bahçeler bizde
ORGANİK çay üretiminin her yıl artarak devam ettiğini anlatan Çaykur Bölge Müdür Yardımcısı Halil Babacan, şunları söyledi: “Pazar payı henüz çok düşük. Türkiye’deki çay bahçeleri, dünyada üzerine kar düşen nadir bahçelerden. Bu nedenle bitki zararlılarına karşı ilaçlamaya gerek kalmıyor. İthal çaylarda bu durum mevcut değil. Bölgemizde organik çay tarımına uygun çay alanları da oldukça fazla. Markamıza ait Rize, Hemşin, Süzen ve Yeşil olmak üzere 4 farklı çeşit organik çay ürünümüz var. Rize’nin Hemşin ilçesinde kurulu Organik Çay Fabrikası’nda üretilen bu çaylar, organik çay tarımına uygun özel olarak oluşturttuğumuz bahçelerde yetiştiriliyor.”
DONDURMA başta olmak üzere, son dört yıl içinde kek, kurabiye, bisküvi gibi pazarlarda tek lokmalık ürünlerle yüzde 35’e varan büyüme oranlarının yakalanması, reçel, bal, tereyağ ve peynirin tek porsiyonluk, Türk kahvesinin tek pişirimlik ambalaja girmesinin ardından şimdi de sürülebilir krem çikolataların tek sıkımlık poşetleri piyasaya sürüldü. Firmalar, yıllık hacmi 400 milyon TL’ye ulaşan sürülebilir krem çikolatada şimdi, tek sıkımlık ürünlerle ilk etapta yüzde 20’lik büyüme hedefliyor.
Arkadaşımız Mehtap Ertürk’ün yaptığı araştırmaya göre, Türkiye’de yılda 45 bin ton krem çikolata tüketiliyor. Hedef kitle çocuklar ve anneleri olsa da yetişkinler de bu pazardan önemli oranda pay alıyor. Çocukların ekmeğin üstüne sürdüğü, yetişkinlerin de kaşıkla tükettiği krem çikolatada, ortalama yıllık yüzde 10 büyüme oranları yakalanabiliyor. Firmalar, tek sıkımlık poşetlerle bu oranı iki katına çıkartmayı amaçlıyor.
Pratik ambalaj avantajı
10 farklı gramaj ve 5 farklı ambalajda ürünlerin yer aldığı pazara, tek porsiyonluk ürünler de 15, 18 ve 50 gramlık farklı ambalajlarla girdi. Tek sürümlük bu kavanoz ve poşetler, krem çikolataların pratik olarak tüketilmesini sağlıyor. Ülker’in Çokokrem’i 18 gramlık tek sıkımlık poşetlere sokmasının yanı sıra, Nestle de “pratik paket” adıyla sıkılabilen krem çikolatayı piyasaya sundu. Sanset Gıda’nın da Sarelle markasıyla pazara sürdüğü krem çikolatasının 50 gramlık kavanozları da raflarda yerini alıyor. Firmalar rahatlıkla taşıma ve anında pratik olarak tüketme avantajı sağlayan bu ürünlerle çocukları beslenme çantalarında, yetişkinleri ise ofislerinde yakalamayı amaçlıyor.
Pazarın en hızlı büyüdüğü ülke
Nielsen Araştırma şirketinin verilerine göre, sürülebilir çikolata pazarının hacmi Türkiye’de yıllık 45 bin tona ulaşıyor. Pazarın yüzde 75’i plastik kutudan, yüzde 25’i ise cam kavanozdan oluşuyor. Krem çikolata alan hanelerin, aile başına düşen yıllık tüketim miktarı ise 3.1 kilogramı buluyor. Çikolata, şekerleme, bisküvi ve kek pazarında toplamda 478 bin ton ile 4.5 milyar TL’lik hacme ulaşılan Türkiye’de 2011 yılında pazara 323 yeni ürün sunuldu. Çikolata sektörünün gelişmiş ülkelerde yüzde 2 büyürken Türkiye’de bu oran yüzde 10’a kadar çıkıyor ve çikolata pazarında en hızlı büyüyen ülke konumuna ulaşıyor.
Organik çikolataya ‘butik’ destek
ÇİKOLATADA her yıl farklı bir yenilikle karşılaşılıyor. Avrupa’da organik çikolataya olan talep artışı, Türkiye’ye de yansıyor. Organik çikolatanın bitter, beyaz ve sütlü bitter çeşitleri üretiliyor. Bu çikolataların, içinde kimyasal koruyucu ya da katkı maddesi bulunmuyor. Organik çikolatanın Avrupa’da kilosu 120 Euro ile 170 Euro arasında değişirken, Kanyon Alışveriş Merkezi’nde ki Le Pain Quotidien gibi yurtdışından ithal edilen organik krem çikolataları satan butik kafelerde hızla yaygınlaşıyor.
NIELSEN Durables’in yaptığı Dayanıklı Tüketim Malları Araştırması, Türkiye’de son altı yılda evlere en fazla giren ürünün su ısıtıcıları (Kettle) olduğunu ortaya koydu. Su ısıtıcılarını bulaşık makinesi ve kombi izledi. 2005 yılından bu yana evlere girişi en çok azalan ürün ise halı yıkama makineleri oldu. Mutfak robotu ve epilasyon aletlerinin girişinde de önemli oranda düşüşler yaşandı. Her 100 evden 53’ünde bilgisayarın bulunduğu Türkiye’de artık her 4 evden birinde diz üstü bilgisayar yer alıyor. Araştırmaya göre cep telefonları evlerde bulunurluk açısında ilk sırada yer alan televizyonu yakalamış durumda. Aynı dönemde çamaşır makineleri, evlere ütü ve elektrikli süpürgeden daha fazla girdi.
Taksitli alışveriş istiyor
Ayrıca, 2005 yılında her 2 tüketiciden biri peşin ödemeyi tercih ederken, artık her 4 tüketiciden sadece biri peşin ödemeyi benimsiyor. Her üç tüketiciden biri ise alışverişlerinde “kredi kartı ile taksitlendirerek ödeme” yöntemini seçiyor. Her 5 tüketiciden 2’si ise bayi kampanyalarından yararlanarak, taksitle satın alma yoluna gidiyor.
Beyaz eşya birinci
Nielsen Durables’in beyaz eşya, küçük ev aletleri, elektronik ve kişisel bakım aletlerini kapsayan bu 2011 yılı araştırması, Türkiye’deki evlerde en fazla bulunan dayanıklı tüketim ürünlerinin beyaz eşya olduğunu ortaya koyuyor. Evlerdeki dayanıklı tüketim mallarının yüzde 36’sını beyaz eşyalar oluştururken, yüzde 30 oranında da ev aleti bulunuyor. Elektronik cihazların oranı ise yüzde 27 düzeyinde seyrediyor. Evlerde en az bulunan ürünler ise kişisel bakım ürünleri... Kişisel bakım ürünlerinin oranı sadece yüzde 8 seviyesinde kalıyor. En son 2005 yılında gerçekleştirilen Durables araştırmasının 2011 rakamlarına bakıldığında penetrasyonu en fazla artan ürün kettle oldu. Onu 17 puanlık artışla bulaşık makinesi izledi. Kombi penetrasyonu ise 15 puan arttı. Diğer yandan 2005’teki sahiplik düzeyine göre penetrasyonu en fazla gerileyen ürün 18 puan düşüşle halı yıkama makinesi oldu. Onu 17 puanlık düşüşle mutfak robotu ve 11 puanlık düşüşle epilasyon aleti izledi. Araştırmaya göre, Türkiye’deki evlerde ortalama 15 dayanıklı tüketim ürünü bulunuyor. Bu 15 üründen 5.3’ünü beyaz eşyalar, 4.4’ünü ev aletleri, 4’ünü elektronik cihazlar, 1.2’sini ise kişisel bakım ürünleri oluşturuyor. 2005 yılında hanelerdeki sahiplik oranı yüzde 30 olan su ısıtıcılarında son 6 yılda 23 puanlık artış kaydedildi. Bu da yüzde 52.6’yı yakalayan su ısıtıcılarını son 6 yılda evlere en fazla giren ürün yaptı. Su ısıtıcılarını yüzde 17 ile bulaşık makinesi, yüzde 15 ile de kombiler izledi.
Ev aletleri en fazla Karadeniz’de kullanılıyor
ARAŞTIRMAYA göre, beyaz eşya sahipliği, bölgelere göre değişmiyor. Ev aletlerinde ise Karadeniz Bölgesi, diğer bölgelere oranla ön plana çıkıyor. Kişisel bakım ürünlerinin sahipliğinde ise Marmara Bölgesi diğer bölgelerden oldukça fazla.
Bayiler önde gidiyor