Sırada Oyakbank’ın satışı var

OYAK Holding Genel Müdürü Coşkun Ulusoy ile birlikte önceki gün İskenderun Demir Çelik tesislerini gezdik. Tesislerde bir yandan üretim devam ederken öte yandan yenileme ve kapasite artırma çalışmaları devam ediyor.

2 milyar dolarlık yeni yatırım başlamış ve bu yatırımlar sonucu 2.2 milyon tonluk sıvı çelik üretimi 5.2 milyon tona çıkacak. Burada ağırlık Türkiye’de açığı bulunan yassı ürüne veriliyor. Fabrika yetkilileri "Yeni bir entegre demir-çelik tesisi silbaştan kuruluyor" diyorlar. Bu arada konuyla ilgili çok yüksek teknik kapasiteye sahip, sektöre damgalarını vurmuş, yetkin bir ekibin varlığı hemen göze çarpıyor.

Aynı gün akşam Adana Çimento Fabrikasında hem yeni girdikleri çelik endüstrisi hem de Grubun diğer şirketleri ve planları konusunda Ulusoy’la uzun uzun sohbet imkanı bulduk.

Bizce en çarpıcı planlardan biri Oyakbank’ın satışıyla ilgili yürüyen plan. Ulusoy, zaten Sümerbank’ı satın almaları nedeniyle koyulan şart nedeniyle, 2006 Ağustos’a kadar bankayı satmalarının mümkün olmadığını belirtirken, Morgan Stanley’e danışman olarak görev verdiklerin, bundan sonra pazarlık yapılabileceğini söyledi.Bu ayın sonunda Morgan Stanley’uin kendilerine alıcılar ve koşulları konusunda bir rapor sunacağını kaydeden Ulusoy, "Kasım ayı sonuna kadar Banka’yı satıp satmayacağımıza, satarsak hangi şartlarda olacağına karar vereceğiz" dedi. Ulusoy çok talep olduğunu, şu anda Banka satmak için uygun koşullar bulunduğunu kaydederken, "şimdi uygun fiyatla satılmayıp ileride bankanın değeri düştüğü takdirde üyelerin kendilerinden hesap sorabileceğini" söyledi. Bu arada yine örnek olarak verildi ama Banka’ya 2 milyar dolar değer biçen alıcılar bulunduğu izlenimi de edindik.

Ulusoy soru üzerine Oyak isminin kendilerine ait olduğunu belirtirken, başkasına tümüyle satmaları halinde Oyak ismini vermeyeceklerini söyledi. Zaten satışa karar verilirse yüzde 50-50’nın altında bir hisse payını kabul etmeyeceklerini, yani azınlığa razı olmayacaklarını ama teklifilere göre tümüyle satış yapabileceklerini kaydetti.

Erdemir’i satn aldıklarında 1,6 milyarı, yeni kurulan Ataer şirketi kanalıyla, 1 milyarı Oyak kanalıyla toplam 2.6 milyar dolarlık kredi kullandıklarını kaydeden Ulusoy, sorumuz üzerine Erdemir’in borcu ile Banka satışı arasında direk ilişki kurmanın doğru olmayacağını söyledi. Ulusoy buna karşılık Banka’yı satmaları halinde kredilerde erken ödeme yapabileceklerini belirtirken, buna karşılık daha uygun koşulla değerlendirip, 3 yılı geri ödemesiz 10 yıllık kullandıkları kredilere bozmadan da devam edebileceklerini de kaydetti.

BANKA DEĞERİNİ YÜKSELTEN BÜROKRATLAR CEZA YİYOR

Ulusoy kesin bir şey söylemiyor ama oldukça cazip teklifler olduğu, satışa yakın durduğu izlenimi ediniyoruz. Oyakbank 11 şubeli banka iken 6 bankadan oluşan Sümerbank’ı 50 milyar liraya satın almış ve şimdiki değeri 2 milyar doları buluyor, düşünsenize..

Elbette Oyakbank yönetiminin bunda payı vardır ama herkes biliyor ki asıl pay, bankacılık sektöründe yapılan rehabilitasyon, çürüklerin temizlenip, yapıların sağlamlaştırılması ve ekonomik programla birlikte mevcut bankaların değerlenmesinden geçiyor.

Yani krizden sonra büyük bir iş yapıldı ve sektör bugünkü "cazip" duruma geldi.

Peki bu süreci yöneten, çürükleri temizleyip, zamanında kaynağa ihtiyacı olanlara yardım ederek yüzdürüp, koyduğu kurallarla sektörü bu günkü sağlam ve değerli yapısına getirmekte en büyük rolü oynayan bürokratlara şimdi ne oldu, biliyor musunuz?

Önceki gün bu bürokratlar "İmar Bankası’ndaki yolsuzluklara göz yummak" gibi suçlardan, 1 ve 2 yıl hüküm giydiler. Bir daha bu suçu işlerlerse hapis yatacaklar.

İmar Bankası’yla ilgili bu bürokratların bir kusuru varsa bile, kendilerinden önceki dönemlere kıyasla çok daha az olduğunu, sektörü kurtarırken yani yangını söndürüp tüm ekonomiyi kurtarırken bu tür eşi benzeri görülmedik yolsuzlukların, denetim sisteminin de eksikliğiyle kolaylıkla gözden kaçabileceğini herkes biliyor ama bunlar "günah keçisi" ilan ediliyorlar.

Bu bürokratlar şimdi temyize gidiyorlar ama olan oldu, bu ayıp bence herkese yeterÖ

Bundan sonra, bu tür cesaretli kararları alan bürokratları da bir daha zor bulurlar.
Yazarın Tüm Yazıları