Piyasa Merkez’in mesajını aldı

MERKEZ Bankası’nın bu hafta başında üst üste yaptığı açıklamalar ve yayımladığı raporlar, piyasada dikkatle, altı çizilerek okunmaya devam ediyor.

Bizce Merkez Bankası istediğini elde etti yani vermeye çalıştığı mesajlar piyasa tarafından çok iyi algılandı.

Bu gözlemimi bankacılarla Merkez Bankası’nın bu çıkışı sonrası yaptığım konuşmalar ve bankaların iktisadi, araştırma raporlarına dayandırıyorum.

Bankacıların, banka iktisatçılarının bir bölümü, Merkez Bankası’nın bu haftaki çıkışlarını "farklı ve yeni bir üslup" olarak nitelendiriyorlar.

Piyasa oyuncularının tümü "Merkez Bankası’nın hükümete dönük eleştiri dozunu artırdığı" görüşünde. Bu tavır değişikliği piyasalar tarafından memnuniyetle karşılandı. Yani Merkez Bankası’na olan güven yeniden oluşmaya başladı ve bu hafta başındaki çıkışı, güvenin ve saygınlığın yeniden oluşturulması açısından çok yararlı oldu.

Merkez Bankası’nın hükümete eleştirilerinde daha açık olması gerektiğini söyleyen, ancak böyle güven verebileceği görüşünde olan bir kişi olarak, Merkez Bankası’nın bu tavrını çok olumlu bulduğumu, uygulamalarla devam ettirmesi gerektiğini söylemeden edemeyeceğim.

Bunun önemi şu ki; önümüzde çalkantılı bir dönem var ve bu dönemi yönetmek çok zor olacak. İşte bu dönemdeki riskleri açık açık saymak gerekiyor ki; politikacılar da bu risklerin farkında olsunlar ve hata yapmaktan korksunlar...

Başkan Durmuş Yılmaz’ın enflasyon raporunu açıkladığı basın toplantısında bir soru üzerine "Bakanlar Kurulu’nda Cumhurbaşkanlığı seçimindeki yaşanacak gerginliğin oluşturacağı riski açıkça söyledim" demesi, aynı açıdan çok olumlu bir söylemdi.

Bu arada saygınlığı kazanmak ve güveni oluşturmak için, sadece açıkça eleştiri yapmak değil, tahminler konusunda da kamuoyuna çok daha açık ve net konuşulması da, ayrıca faydalı olmuştur. Örneğin kurların enflasyona katkısı konusunda, Merkez Bankası yayımladığı raporlarda "Şimdiye kadar Mayıs-Haziran’daki kur artışı nedeniyle yıllık enflasyona 3 puan etki geldi, bu etki yıl sonuna kadar 3.5 olacak diye tahmin ediyoruz" demesi, piyasalarda şeffaflık ve buna bağlı güveni oluşturmak için çok faydalı bir söylem oldu.

BAĞIMSIZLIK MESAJI

Peki piyasaların aldığı mesajlar neydi? Her şeyden önce 2007 yılı bütçesinin, gelirler politikasının, yüzde 4 olarak belirlenen 2007 yılı enflasyon hedefini zora sokacağı açıkça ortaya çıktı. Piyasalar talebin kontrolü açısından maaş zamlarının önemini daha iyi gördüler.

Merkez Bankası’nın yüzde 4’lük enflasyon hedefini, "hedefi değiştirmek daha fazla kredibilite kaybı yaratacağı endişesiyle" değiştirmediğini de piyasalar öğrenmiş oldular.

Piyasalar en fazla ilgilendikleri "faizlerin seyri" konusunda da, bu açıklamalarla birlikte çok net mesaj aldılar. Merkez Bankası açıkça 2007 ilk çeyreği bitene kadar faiz indirimlerine ihtimal vermediğini söylerken, piyasalar Merkez Bankası’nın faiz tavrını açıkça gördüler. Bununla birlikte 2007’nin son çeyreğinden önce enflasyon hedefine belirgin bir yakınsamanın olmayacağı da ortaya çıkmış oldu.

Yani piyasalar, çok olumsuz gelişmeler olmasa dahi, yüksek faizin bu seyrini uzun süre koruyacağı mesajını açık açık aldılar. Buna dayanarak, yakınsama süreciyle birlikte yani 2007 son çeyreğinden önce kolay kolay faiz indirimi gelmeyeceği yorumunu yapan bankacıların sayısının bir hayli fazla olduğu da görülüyor.

Bununla birlikte kurların düşük seyrinin Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadelesi açısından ne kadar önemli olduğu, sıkı para politikasının devam edeceği, yeni dalgalanmalarda önce likiditenin sıkıştırılıp, gerekirse faiz artışına bile gidilebileceği Merkez’in verip, piyasaların çok iyi algıladığı mesajlardan biriydi.

Bunun yanısıra piyasaların aldığı bir önemli mesaj da Başkan Durmuş Yılmaz’ın atamalar başta olmak üzere, siyasi otoriteye karşı bağımsızlık tavrını artırarak sürdürdüğü oldu.

Bizce Merkez Bankası zamanında, çok iyi bir çıkışla istikrar adına çok olumlu bir adım attı.
Yazarın Tüm Yazıları