Piyasa AB’yle ilgili kötü haber istemiyor

Finlandiya Başbakanı Ankara’ya bir günlük ziyarette bulundu ve yapılan görüşmeler sonucu, karşılıklı olarak "görüşmeler sürüyor, çeşitli formüller üzerine konuşuyoruz" mesajı verildi. Dışişleri Bakanlığı 14 Aralık’ta Konseyin alacağı karara göre yeni bir değerlendirme yapacağını söylerken, Finlandiya Türkiye için AB treninin durmayacağını söyledi.

Belli ki karşılıklı müzakereler önümüzdeki iki hafta çok yoğun geçecek.

İyi de ne olacak, nasıl bir değişiklik olabilir ki?

Şunu söyleyelim ki; gelebilecek en iyi haber; açılmayacak başlık sayısının 5’e indirilmesi olabilir gibi gözüküyor. Yani zaten beklenen 5 başlık idi, Komisyon bunu 8’e çıkartmıştı, yeniden 5’e dönülebilir. Bir tür "eşeğini çaldırıp buldurma oyunu" oynanacak olabilir.

Peki açılmayacak başlık sayısı 8’den 5’e inerse ne olur?

Aslında hiçbir şey olmaz, hiçbir şey değişmez...

Ama şunu da söyleyelim; piyasalar bunu çok iyi bir haber olarak satın alma eğiliminde.

Maalesef bu noktaya gelmiş bulunuyoruz. Piyasalar, özellikle yılbaşına kadar, diğer konularda olduğu gibi AB konusunda da, kötü haber duymak istemiyor. Hatta gelecek kötü haberlere de şimdiden kulaklarını tıkamış durumdalar.

Ama bu ilelebet sürecek bir sağırlık da değil. Yılbaşından sonra, şimdi kötü haberler için yaptıkları iskontoyu da katıp, AB’den gelecek kötü haberleri duyacakları tahmin ediliyor.

Almanya ve Fransa’nın Türkiye’ye yeni şartlar konması, hatta açılmayacak başlık sayısını artırma yönünde talepte bulundukları söylenmeye başladı. Onun da ötesinde, bize yaklaşmış gibi gözüken Almanya Başbakanı Merkel, şartlar yerine getirildikten sonra da Türkiye ile müzakerelerin açılması için yeniden oylama şartı gibi öneriler sunuyormuş.

Düşünsenize, yılbaşından sonra AB dönem Başkanlığı bu Almanya’ya geçiyor...

Özetle, AB konusunda daha epeyce başımız ağrıyacak.

14-15 Aralık Zirvesinden çıkacak karar, ne yapıp edilip, hem Hükümet hem de piyasalar açısından menfaatler çakıştığı için, kötü bir habermiş gibi gösterilmemeye çalışılacak. Ama yılbaşından sonra, yani 31 Aralık 2006 bilançoları tamamlandıktan sonra, gelecek kötü haberler için kimse aynı garantiyi veremez. Bir de sık sık AB Dönem Başkanı Almanya’nın sekter tutumlarının ortaya çıkacağını, bir düşünsenize...

İŞARETLER VERİLMEYE BAŞLADI

Piyasalar aslında şimdiden buna hazırlık yapmaya başladılar.

Bankaların araştırma raporlarında, usul usul, AB’den çıkacak kararın aslında ne olursa olsun bu aşamadan sonra iyi bir haber olamayacağı ama piyasalar açısından açılmayacak başlık sayısının 5’e indirilmesinin sevindirici olacağı söyleniyor.

Ardından da, artık kritik bir dönemece girildiği, AB’nin bu sıkıntı atlatılsa bile Türkiye’ye karşı çelişkili ve haksız tutumunu devam ettireceği, bundan sonra uluslararası gelişmelerin ekonomiyi ve piyasaları çok daha yakından ilgilendireceği konuşulmaya, yazılmaya başladı.

Piyasalar eğer çoğunluğun menfaati o taraftaysa, belirli bir süre kötüye karşı toleranslı tutum takınırlar. Ancak yatırımcılarına da "yeni haberi önceden verip, önceden uyaran banka" olmak istedikleri için, önceden küçük küçük işaretler vermeye başlarlar.

Bozulma zamanını iyi kollayıp, "Kötüleşmede ilk çıkan" olmak karlarını artıracağı için de, bir yandan görmemezlikten geldikleri kötü haberlerin öte yandan altını çizmeye başlarlar.

Özetle; AB’den kötü haberlerin geleceği bir döneme geliyoruz. Açılmayacak başlık sayısı 5’e inse bile, şimdi bunu sevinçle karşılayacak olan piyasa, aslında bunun iyi bir haber olmadığını bildiği için, daha sonradan pekala kötü haber meraklısı olabilir.

Aslında bizce AB’nin bizi bu kadar köşeye sıkıştırıp; buna rağmen "başlık sayısı 5’e indi" diye sevinmemizi sağlamaya çalışmasının ardında da, "AB ile işler kötüye giderse ekonomi kötüleşeceği için Türkiye ne istersek yapar" rahatlığı var gibi gözüküyor.

Şartlar ne olursa olsun; ortaya çıkan gerçek şu ki; her alanda iyi yönetim gerekiyor...
Yazarın Tüm Yazıları