ANKARA’da bulunan IMF Heyetinin, önceki gece 2007 yılı bütçe ve program rakamları TBMM’ye verildikten sonra gitmesini bekliyorduk.
Daha önce de IMF’nin Ankara’dan ayrılış tarihi 20 Ekim olarak belirtilmişti.
Öğrendiğimize göre IMF Heyetinin üyeleri, "ne zaman ayrılıyorsunuz?" sorularına net yanıt veremiyorlarmış. Bu soruyu yöneltenlere , büyük ihtimalle bayram öncesi ayrılabileceklerini söylüyorlarmış ama arkasından da, "Aslında tam netleşmedi. Bakarsınız bayramda da buruda çalışmak zorunda kalabiliriz. İşlerin bitmesine bağlı" diyorlarmış.
Bunun anlamı şu ki; IMF’nin bütçe ve programa müdahalesi hálá devam ediyor ve ekonomi yönetimiyle üzerinde anlaşamadıkları konular var.
Bir şey bildiğimiz için değil ama IMF, örneğin başta elektrik olmak üzere KİT zamlarını görmeden Ankara’dan ayrılmak istemiyor olabilir. Belki de kendilerine "elektrik zammını şu oranda yapacağız" dendi ama güvenemedikleri için ilan edilmesini bekliyorlar, kimbilir...
Kısacası; IMF Heyeti yarın ya da bir sonraki gün de ABD’ye dönebilir ama yeni müdahale gerektiği takdirde bayramı da burada geçirirlerse çok fazla sürpriz olmamalı.
Zaten belli ki her an tetikteler ve müdahalelere devam ediyorlar. Bizce bunun en büyük kanıtı önceki gün Maliye Bakanı’nın açıkladığı bütçe rakamları ile aynı gece TBMM’ye verilen rakamların aynı olmadığının anlaşılması oldu.
Daha önce Maliye’nin 185 katrilyon gibi ortalığa yaydığı bütçe büyüklüğü, sonradan 207 katrilyon liraya çıktı. Daha sonra IMF yeniden müdahale etti ve büyüklüğün 204 katrilyona çekileceği söylendi. Ama Maliye Bakanlığı önceki gün bu rakamı 204.9 katrilyon olarak açıkladı. Bu da yetmedi, TBMM’ye verilen bütçe büyüklüğü rakamını dün gördüğümüzde büyüklüğün 205.7 katrilyona çıktığını gördük. Maliye Müsteşarı niye, bir günde bu kadar fark olduğunu "sadeleştirmeler nedeniyle biz 204.9 söyledik" diye açıklamış.
Önceden söyleyelim ki; bu bütçe komediye dönüştü. İşte bu nedenle IMF Heyeti de ne zaman ayrılacağını söyleyemiyor. Çünkü tahminlerimize göre IMF’e "Tamam 204’e indireceğiz" dediler ama daha sonra Başbakan’dan "şunlara da para verin" dendi ve 204.9 gibi bir rakama çıkıldı. Deneyimlerimizin bize söylediği ise; Başbakan’ın "ödenek koyun" dediği kalemlerle bu rakam aslında 205 katrilyonu aşmıştı ama 205’e çıkmasın diye başka yerlerden kesip 204.9’da tutmak istediler. Daha sonra da itirazlar gelip bunları ayıklamayacaklarını görünce de TBMM’ye mecburen 205.7’lik rakamı verdiler.
BU BÜTÇENİN 6.5’U TUTMAZ
"Böyle gayrı ciddi mi hazırlanır bu bütçe" demeyin, aynen böyle oluyor. Hele ki bu dönemde bütçeyi incelemeye kalkışmak, işin içinden iyice çıkılmaz bir hal alıyor. Çünkü Maliye bürokrasisi bile bazen nereden ne harcama gelip, nereden ne kesildiğini bilemiyor. 3-5 kişi oturup oradan kesip buraya ekliyorlar ve sonunda bir rakam çıkıyor, herkes bunu görüyor.
İşin tuhafı "sadeleştirme dahil-hariç" gibi çeşitli teknik terimlerle, bu çelişkileri açıklamaya çalışıyorlar. Maliye bürokratlarının iki yıldır arkalarına gizlendikleri başka bir gerekçe de "bazın farklı olması". Bütün rakamlar birbirinin içine girmiş durumda, anormal farklar için "geçen yıl farklıydı" deniyor ve zorlamadıktan sonra aynı bazdaki rakamlar açıklanmıyor
Bu arada Maliye Bakanı ne kadar "vergi yok" dese de bütçe rakamları bunu göstermiyor. 2007 yılında bu yıla kıyasla yüzde 15’lik vergi artışı olmasının başka türlü bir izahı olamaz. Ya vergiye zam gelecek veya yeni vergi gelecek, ya da bütçeye gerçekleşmeyecek bir rakam koydular. Bu deflatör ve büyüme hedefiyle bu vergi rakamı başka türlü bulunamaz.
Bu arada bütçede, vergi dışı gelirler de doğal olarak azalıyor.
Faiz dışı harcamalarda milli gelire kıyasla yaklaşık yarım puan artış var ve bu sosyal güvenlik ile tarım harcamalarından kaynaklanıyor. Bizce seçim için konulan bu artışın üzerinde özellikle bekletilen sağlık harcamaları nedeniyle çok daha fazla artış olacaktır.
Kısacası; bu bütçeyle yüzde 6.5’un tutmayacağını, herkes baştan kabul ediyor.