NİSAN ayı enflasyon verileri piyasaları korkuttu ama enflasyondan en çok rahatsız olması gereken Kurum olan Merkez Bankası’nın oldukça rahat olduğu gözleniyor.
Merkez Bankası’nın dün açıkladığı enflasyon değerlendirmesinde de böyle bir korkunun olmadığı gözlendi. Mayıs ayında da işlenmemiş gıdadaki baz etkisi nedeniyle enflasyonda artışın sürmesini bekleyen Merkez Bankası, uluslararası emtia fiyatlarındaki yükselişin nisan ayında da sürmesine karşın, Türk lirasındaki güçlenmenin etkisiyle imalat sanayi genelinde fiyat artışlarının yavaşladığına dikkat çekti. Merkez Bankası’nın enflasyon konusundaki bu rahat tutumu piyasaları da etkiliyor. Piyasa analizlerinde enflasyonun artış eğilimini sürdüreceği ama Merkez Bankası’nın faizleri artıracağını sanmadıkları açıkca belirtiliyor. Merkez Bankası’nın, geçen haftaki enflasyon raporunda yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 5.9’dan 6.9’a çıkarttığı hatırlanırsa, Merkez Bankası’nın nisanda başlayan artış trendini önceden beklediğini söyleyebiliriz. Peki, Merkez Bankası enflasyonun yenilediği tahminlerinin bile üzerine çıkması halinde faiz oranlarını artırır mı derseniz, piyasanın bu konudaki beklentisi bir banka raporunda şöyle yeralıyor: “Yıllık enflasyonda gelecek aylardaki yükselişler, Merkez Bankası para politikası bileşimi üzerinde tek başına etkili olmayabilir. Öte yandan Merkez Bankası’nın para politikası tepkisi açısından, finansal istikrarla yakında ilişkilendirilen kredi artış hızı ve cari işlemler açığındaki yükselişler daha önemli olacaktır. Bu iki kalemde yükselişlerin devam etmesi veya yavaşlamanın sınırlı olması, enflasyondan bağımsız olarak faiz dışındaki para politikası bileşenlerinin sıkılaştırılmasına sebep olabilir.” Özetle; piyasa önümüzdeki aylarda ne olursa olsun Merkez Bankası’nın faiz artırmasını beklemiyor. Enflasyondaki artış trendi devam ederken, cari açık ve kredi hacmi büyümeye devam ederse, ki büyük ihtimal devam edecek gibi gözüküyor, Merkez Bankası’nın yine munzam karşılık artışına gidebileceği tahmin ediliyor. BDDK DA SOPA GÖSTERENLERE KATILDI Aslında sadece piyasalar değil ekonomi yönetiminin de alınan tedbirlerle kredi hacmindeki artışı frenlenemediğini gördüklerine şahit oluyorz. Dün Reuters’dan Özge Özbilgin’e açıklama yapan BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, bu kez konut kredileri ile ilgili olarak bankalara çok sert uyarıda bulunmuş. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Merkez Bankası’na ayak uyduran BDDK Başkanı, bazı bankaların pazar payını geliştirmek için şubelerine yüksek hedefler koyduğunu, şubelere yönlendirilen dosyalar için emlak ofislerine promosyonlar verildiğini ve farklı yöntemlerle konut kredisinin tamamının finanse edildiğini belirterek, konut kredisi tahsisinde kurallara uymayan bankaların tespit edilmesi durumunda, belli bir süre konut kredisi lisansı iptaline kadar gidebilecek müeyyidelerin uygulanabileceğini söylemiş. Konut değerlerinin yüksek tutulması, yüzde 75’i finanse edilirken, bankanın dolaylı yoldan geriye kalan yüzde 25’in finansmana değişik kredilerle katkı verdiğini söylemiş ama bunların evvelden beri yapıldığını, zaten herkes biliyor. Ancak belli ki Merkez Bankası gibi, “Bağımsız BDDK”nın Başkanı Bilgin de hükümetin telkinleri doğrultusunda, uyarı yapma ihtiyacını, şimdi duymuş. Herkes biliyor ki; akacak kan damarda durmaz... Siz ortamı değiştirecek radikal tedbirleri almazsanız, karşılık artırımıyla kredi hacmini frenleyemezsiniz. Piyasa bu; ihtiyaç ve imkan birlikte varsa, bir şekilde bu ihtiyaç giderilir... Kredi hacminin daraltılması, cari açığın düşürülmesi, içtalebin frenlenmesi, enflasyondaki artış trendinin önlenmesi için, faiz artışı gibi gerçek parasal tedbirler ile mali tedbirlere ihtiyaç var. Kendimizi kandırmayalım...