Cari açık tahminleri 35 milyar dolara çıktı

TÜRKİYE’nin ödemeler dengesi bilançosu hızlı açık vermeye devam ediyor. Piyasalar bu yılın sonundaki cari açık tahminlerini 35 milyar dolara kadar çıkarmaya başladı.

Büyüme ve dış ticaret rakamları mevcut seyrini korursa bence 35 milyar doların üzerine de çıkılabilir.
Ancak büyüme, üretim ve dış ticarette, Avrupa’daki krizin devam etmesi halinde, mevcut seyrin korunması pek beklenmiyor. Asıl sıkıntı ise özellikle ithalat tam gaz devam ederken, ihracat ve üretimin istenen düzeylerin altında kalmasından yani cari açığın büyümeye kıyasla daha hızlı artmasından kaynaklanabilir. Bu arada, elbette zaten finanse edilen cari açığın sonucu bir kur seviyesi yaşıyoruz ama, doların değer kaybına devam etmesi halinde, bu durum kurların daha da hızlı yukarılara çıkmasına neden olabilir.
Bu durum belki kurlar da artış isteyen ihracatçılara yaramış gibi gözükebilir ama hem ihracat artma yabilir, hem de düşük kur üzerine kurulu makro dengeler bozulabilir...
Cari işlemler açığı nisan ayındaki beklentilerin biraz üzerinde, 4.4 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2010 yılı ilk dört ayındaki açık 14.3 milyar dolara çıkarken, piyasa oyuncuları, daha önce başladıkları cari açık revizyonlarına devam ettiler. Nisan ayında net hata noksan kalemindeki 3.1 milyar dolarlık çıkış, turist sayısındaki yüzde 1 gerilemeye karşın, turizm gelirlerindeki yüksek oranlı düşüşler, enerji dışında verilen cari açık dikkat çekiciydi...
Nisan’daki açık; rezervlerdeki artışa rağmen, bankaların döviz varlıklarındaki ve kredilerindeki artış, yabancıların bono alımı ve eurobond ihracıyla finanse edildi.
Bazı raporlarda yıllık rakamın 30 milyar dolar civarında gerçekleşeceği tahmin edilirken, bu revizyonu 35 milyar dolara kadar şimdiden çıkaranlar oldu. Bunun aynı zamanda milli gelirin yüzde 5’i civarında bir cari açık rakamına denk geldiğini ve bunun çok yüksek bir oran olduğunu da hatırlatmak gerekiyor.
Özetle; cari açık rakamları bundan sonra çok dikkatle izlenmek zorunda
ÖZELLEŞTİRME DÜŞMANLIĞINA DİKKAT
Avrupa’daki ekonomik krizin derinleşmesi, Türkiye’nin eksen kayması tartışmaları, referandum ve iç siyasi polemikler yeterince gündemi meşgul ederken, geçen hafta Seydişehir Alüminyum tesislerinin özelleştirilmesinin iptali Danıştay’da kesinleştirildi.
Bununla birlikte, hala özelleştirme düşmanlığı yaşandığını görmek üzücüydü...
Bu çağda artık özelleştirmeye karşı çıkanlar mı var diyeceksiniz, ama var. Eğer özel sektörün de yapabileceği, verimliliği artıracağı, işletmeyi büyütüp daha fazla üretim ve istihdam sağlayacağı bir işse, ihale eşit yarışma ve şeffaf yapılıyorsa, kurallara ve hukuka uygun gerçekleştiriliyorsa, buna karşı çıkmanın artık gereği olamaz.
Seydişehir’i gezdim; çevre kaygısından iş ortamının iyileşmesine, kaliteli işgücünden yeni modern yatırımlara kadar, çağdaş bir üretim tesisi olmuş. Üstüne üstlük “nitelikli alüminyum” gibi, küresel anlamda stratejik
bir üretim için ciddi uluslar arası planları olduğunu biliyorum.
Alüminyum çok yüksek elektrik tüketimi gerektiriyor ve zaten Oymapınar barajı ve maden ocaklarıyla birlikte satılmış. Zaten bu işin doğası böyle, satılmadan önce de böyleymiş.
Bildiğim kadarıyla kurallara uygun, eşit yarışma ve şeffaf bir ihaleyle satılmış.
Şimdi Danıştay bu özelleştirmeyi iptal etti. Bu işi takip eden CHP milletvekili “En az 3.5 -4 milyar dolarlık varlık 305 milyon dolara satılmıştı” diyor. Benim bildiğim 200 milyon dolar da yatırım yapıldı. Milletvekilinin hesabına göre 3.5-4 milyar dolarsa, bu yatırımla 5-6 milyar dolara çıkmış demek. Bir de, o yıldan bu yıla değerini normal olarak artırırsanız, demek ki şimdiki değeri 10 milyar doları aşıyor. Danıştay özelleştirmeyi iptal etti, şimdi karar Ticaret Mahkeme sinde; belli bir değer saptayıp, devletin bunu ödeyerek işletmeyi alması gerekiyor. Bence CE-KA grubu hiç itiraz etmesin, bu kadar parayı devletten alsın, karlı çıkar.
Baykal da öyleydi, Kılıçdaroğlu’nun da sermayeye bakışını, özelleştirmeye karşı olmadığını biliyorum. Bazı milletvekilleri,
bence CHP’ye de, işalemiyle ilişkilerine de
zarar verebilir...
Yazarın Tüm Yazıları