MALİYE Bakanı Kemal Unakıtan, IMF’le bütçe ve program hedefleri konusunda bazı sıkıntılar yaşadıklarını ama sonuç olarak anlaşacaklarını söylemiş.
2007 yılı bütçe rakamları konusundaki haberler, nihayet son günlerde artmaya başladı. Bizce geç kalındı ve çıkan haberler hala yeterli değil. Halbuki bütçe ve program dengeleri, hem ekonomik hem siyasi olarak çok önemli metinlerdir ve daha detay işlenmesi gerekir.
Çünkü bütçe ve program rakamları, siyasi iktidarların nereden ne kadar kaynak toplayıp, hangi kesime ne kadarlık kaynak aktarımı yapacaklarını gösteren belgelerdir.
Bir seçim yılında bu kaynak aktarım mekanizmasının nasıl çalıştığı daha da önem kazanır. Çünkü bu aktarıma göre, etkilenen kesimlerin oy tercihleri belli olmaya başlar.
İşte böyle bir dönemde bütçe ve program hedeflerine, dengelerin nasıl çatıldığına ilişkin daha fazla haber ve yorum çıkması gerekirken, bu şimdiye kadar olmadı. Bunun bir sebebi, AKP’nin "gizlilik" esasına verdiği önem ve bürokratların partili gibi davranıp, teknisyenliğin gerektirdiği rasyonelliği gözden kaçırmaları ise bir nedeni de piyasadan bu yönde daha önce yoğun olan taleplerin azalmasıdır. Piyasalar bu kadar önemli bir metni, daha iyi analiz etme gereğini şimdilik duymuyorlar. Çünkü ne olursa olsun işlerin gideceğini, "IMF’in nasıl olsa zorlayıp sağlıklı bir dengeye çekeceğini " düşünüyorlar.
Maliye Bakanının da dediği gibi; gerçekten de IMF ekonomi yönetimiyle kıyasıya bir müzakere yapıyor ve eninde sonunda teknik olarak doğru bir metin ortaya çıkacak.
Ancak IMF zoruyla çatılan dengelerin yürütülmesi, ayrıca kritik hale geliyor. Biliyoruz ki Başbakan Tayyip Erdoğan, IMF’in ikna edilip harcamaların mümkün olduğunca artırılmasını istiyor. Buna karşılık IMF ise ipin ucunu bırakmıyor.
Bu arada başka bir gözlemimiz de IMF’le işlerin daha çok Maliye Bakanı’na kalmış olması. Devlet Bakanı Ali Babacan"çift şapka"nın da etkisiyle, son dönemde IMF’le ilişkileri biraz gevşetmiş durumda. Daha çok yurt dışında olduğu için, son dönemde daha çok Maliye Bakanı Unakıtan devrede oluyor. Unakıtan’ın ise harcamaları artırabilmek için faiz dışı fazla hedefini 5.8’e indirme niyeti olduğunu ancak bunu IMF’in kabul etmediğini de biliyoruz
Devlet Bakanı Babacan ise uzaktan bakıp, FDF’nin 6.5’n altına inmeyeceğini söyledi durdu.
KİT ZAMLARI HÁLÁ BELLİ DEĞİL
Sonuç olarak IMF’in zorlamasıyla oluşan yeni dengeler için bugün Bakanlar Kurulu’nda son kararlar verilecek. Büyük ihtimalle sağlık ve eğitim başta olmak üzere, seçim yılında kurdele kesilecek bazı yatırımlara daha karar verilip devreye sokulacak, bu harcamalar ise başka yerlerden kesilecek. Sonuçta hazırlanan bütçe yarın TBMM’ye verilecek.
Bu arada hala KİT’lerde gereken zam için siyasi otoritenin karar vermediğini öğreniyoruz. Yani elektrik zammının ne olacağı bile belli olmadı. Seçim yılı nedeniyle KİT zamlarında eski sisteme dönülüp, başlayan sübvansiyon döneminin yoğunlaşması beklenebilir.
Öyle olunca 6.5’luk FDF için KİT’lerin desteği giderek azalmış oluyor. Dolayısıyla yapılmayan KİT zamları için bütçeden daha fazla kısıntı yapmak zorunda kalacaklar.
Ama daha önce de değindiğimiz gibi bunlar sonuç olarak kağıt üzerinde kurulan denklemler.
Ne kadar zorlayarak bütçe yaparsanız, onun bozulma riski de o kadar büyük olur.
Bu nedenle seçim yılında şimdi kurulacak dengelerin değişmesi sözkonusu olabilir. Yani IMF’in gözden geçirmeleri 2007’de bir süre aksayabilir.
IMF’in bunun önüne geçmek için şimdiden bir önlem hazırlığı var mı bilemiyoruz ama özellikle şeffaflıktan uzaklaşılıp, bütçe kalemleri arasında yapılacak kaydırmaların üzerinde mutlaka özenle durulması gerektiğine inanıyoruz.
Bu arada piyasaların da yarın TBMM’ye verilecek bütçe ve program dengeleri üzerinde daha fazla kafa yormaları gerektiğine inanıyoruz. Bütçenin gerçekci olup olmadığı, bozulma riski, ne zaman bozulmaya başlayacağı piyasalar açısından da önemli. Çünkü bütün bu faktörler aynı zamanda kur ve faiz trendlerini de etkileyecek.