‘Bulutlu havalar’ın faturası Merkez’e çıkabilir

YILIN ilk yarısında yaşanan ekonomi ök performansın ikinci yarıda yaşanmayacağı artık kesinleşti.

IMF bile büyüme tahminlerini artırıyor ama ikinci yarıya ilişkin belirsizliklere de dikkat çekiyor. IMF dünya ekonomik görünüm raporunda, ikinci yarının ufuktaki bulutların gölgesinde kalabileceğini belirtirken, büyüme tahminlerinin artmasının da ilk yarıdaki büyümenin yüksekliğinden kaynaklandığını belirtiyor.
İkinci yarıdaki kötüleşme  beklentisinin en önemli nedeni ise Avrupa ekonomisindeki kriz.  Yunanistan’dan başlayıp Avrupa’ya yayılan krizin henüz bitmediği, ikinci yarıda Avrupa’daki durumun tüm dünyayı olumsuz etkileyeceği belirtiliyor.
IMF Başekonomisti Blancard, söz konusu bulutların, 2010’un geri kalanı için gerçek tehlikeler ve ciddi politika değişimlerine neden olacağının altını çizerken, mevcut durumun Euro’da değer kaybı, banka kredilerinde sıkışıklık, mali konsolidasyon ihtiyacı ve kısa vadede sermaye akışında değişikliği beraberinde getirdiğini söylüyor. Bulutların aynı zamanda küresel yatırımcının risk iştahını kaçırmasıyla, gelişen ülkelere sermaye girişini olumsuz etkilediği belirtilirken, buna karşılık bu eğilimin kalıcı olmayacağının da altı çiziliyor.
Türkiye de bir yandan Avrupa’daki krizin küresel ekonomiyi etkilemesiyle doğacak bu olumsuzluklardan etkilenecek, öte yandan ise en büyük ihracat pazarının tıkanması nedeniyle bir kez daha olumsuz etkilenecek.
Avrupa’daki krizin ihracatın tıkanması ve beklentileri kötüleştireceği için içeride büyümeyi olumsuz etkileyeceğini söylerken, “iyimserlik rüzgarını kestiğimiz için” bize kızan ihracatçılar ve ilgili bakanlar, artık son bir aydır ihracatın olumsuz etkileneceğini söylemeye başladılar.
Avrupa’daki kriz dış talebin azalması nedeniyle içerideki üretimi olumsuz etkilerken, beklentiler üzerinde de önemli rol oynamaya başladı. Yani kriz nedeniyle içerideki karar almalar da etkileniyor, dolayısıyla içtalep de olumsuz etkileneceği için katmerli etki yapabiliyor. İşte bu eğilimin etkilerini, son ayların ekonomik verilerinde ciddi biçimde görmeye başladık.
IMF’in deyimiyle “bulutlar”ın etkisinin ikinci yarıda iyice artması bekleniyor.
Böyle olunca da ikinci yarıdaki büyümeyle ilgili endişeler iyice artıyor.
KUR BASKISI ARTACAK
İhracat duraklamaya başlayınca, ihracatçının aklına yine “aşırı değerli TL kuru” geldi. Kriz sırasında biraz sözü edilen ama ihracat artmaya başlayınca unutulan TL’nin değerli olduğu, ihracatçılar tarafından işler tıkanınca tekrar hatırlandı. Öyle olunca da yeniden TL’nin değer kaybetmesi yönündeki talepler artmaya başladı. Dolayısıyla da yine Merkez Bankası hedef tahtası oluyor.
Merkez Bankası geçen hafta reel kur hesaplarını yeniden hesaplayarak açıklamaya başladı. Merkez Bankası’nın bu yeni hesaplamasında gelişmiş ülke paraları kadar gelişmekte olan ülke paralarına karşı da hesap yapılmış ve “aslında TL’nin o kadar fazla değerlenmediği” anlatılmaya çalışılmış.
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, geçen hafta Denizli’de konuşurken, gerektiği taktirde döviz alımlarının başlayabileceğini belirtti. Ancak şu anda küresel sermaye hareketlerinin belli olmadığını, döviz alsalar bile kısa süre sonra döviz satmak zorunda kalabileceklerini, bunun da Merkez Bankası’nın kredibilitesini olumsuz etkileyeceğini söyledi.
Yani Merkez Bankası üzerindeki kur baskısını ciddi biçimde hissetmeye başladı ve yeniden savunmaya geçti. Önümüzdeki günlerde ihracattaki yavaşlama artıkça kur baskılarının artması da kaçınılmaz olacak.
Umarım referandum ve seçim sürecinde, kur konusunda büyük hatalar yapılmaz.
Yazarın Tüm Yazıları