Bernanke’nin çabaları artık yetmiyor

ABD Merkez Bankası’nın (FED) eski Başkanı Alan Greenspan, “efsanevi” ünvanını alacak kadar uzun ve başarılı sayılan bir görev süresi geçirmiş, bu nedenle tüm gözler yerine geçen Ben Bernanke’ye çevrilmişti. Akademik kimliği nedeniyle piyasalar Bernanke’nin yeterince pragmatik olup olamayacağı konusunda endişe taşıyorlardı ama sonuçta Bernanke’nin uygulamalarını da sevdiler.

Göreve gelir gelmez küresel krizle karşılaşan Bernanke’nin bu süreçte “piyasa dostu” bir tavır aldığına, bir Merkez Bankası Başkanı için sınırları zorlayacak kadar esnek ve piyasayı rahatlatıcı davrandığına kuşku yok.

Ancak küresel kriz Bernanke’nin tüm çabalarına rağmen bir türlü durulmuyor. Son olarak “ikinci dip” tartışmaları da bir kenara itildi, şimdi ABD’deki durgunluğun daha uzun süre devam edeceği, stagflasyon tehlikesi konuşulur oldu. Dünkü gazetelere bakacak olursanız; piyasalarda tüm gözlerin, ABD’de bankaların yapacağı geleneksel toplantıya katılarak bir konuşma yapacak olan Bernanke’nin ne diyeceğine çevrildiğini görürsünüz. Cuma günü yapılacak bu konuşma için büyük bir beklenti yaratılmış durumda.

Piyasalardaki beklenti, yine Bernanke’nin kendilerini rahatlatacak bir konuşma yapıp, iyi haberler vermesi. Büyük bir umutla piyasaları yeniden canlandıracak, karamsarlığı silecek bir konuşma yapmasını bekliyorlar.

Bu beklenti gerçekleşir mi, bilmiyorum ama artık böyle bir konuşma yapılsa bile reel ekonomiyi değiştiremedikten sonra, etkisi yine kısa süreli olacaktır.

Bernanke’nin şimdiye kadar yaptığı gibi, piyasalardaki havayı olumlu tutmak için gösterdiği çabalara devam etmesi mümkün ama artık bu çabaların yetmediğini, yani sadece parasal politikalarla bu işin çözülemeyeceğini piyasaların anlaması gerekiyor. Ne kadar zorlarsanız zorlayın, havayı ne kadar iyimser tutarsanız tutun, eğer bu iyimser hava reel verilerle desteklenemezse olumlu etkisi ancak geçici süre için olabiliyor.

Bir başka deyişle, zaman geçtikçe söz eskiyor, iyimser konuşmaların da anlamı azalıyor.

Özetle; piyasalar da artık daha gerçekçi olmak zorunda...

SADECE ABD’NİN SORUNU DEĞİL

Bernanke’nin yaptığı ve yapacağı konuşmalar, analiz ve değerlendirmeler, sadece ABD ekonomisini ilgilendirmiyor, tüm küresel ekonomi için belirleyici oluyor. O nedenle tüm ülkelerde piyasaların gözü her zaman Bernanke’nin konuşmalarında ama artık sadece söylediklerine değil, söylemediklerine de bakılmaya başladı.

ABD ekonomisinin zayıflığı demek, Avrupa’nın, Japonya’nın da aynı duruma düşmesi demek. Bunun yanında Çin’in, Hindistan’ın ekonomilerinin iyi olduğu, ABD’nin yerine itici güç olarak bu ekonomilerin geçeceği ve dolayısıyla ABD ve Avrupa ekonomilerinin kötü olmasının, o kadar büyük etki yaratmayacağını söyleyenlere rastlıyoruz.

Bu fazla iyimser tahminlerin doğru olmadığını, bu işten anlayan hemen herkes biliyor. Belki 20 yıl sonra böyle bir durum gerçekçi hale gelebilir ama hâlâ ABD ekonomisi tüm küresel ekonominin dinamosu durumunda.Yani ABD’de tüketim olmazsa, ekonomi kötü giderse, dünyanın hiçbir yerinde, küresel organizasyonun içindeki hiçbir ülkede, çok sağlıklı bir ekonomi olamaz. Çin, Hindistan gibi büyük gelişmekte olan ülkelerin küresel organizasyonun tam içinde, gelişmekte olan ülke ekonomilerine göbekten bağlı olduğunu unutmayalım...

Bunun yanında elbette ülke yöneticilerinin küresel krizi iyi okuyarak, sağlıklı analizler yapıp, gerekli tedbirleri zamanında almaları, krizin etkisinin o ülkeye yansıma derecesini büyük ölçüde etkil eyebiliyor. İşte bu nedenle de, Mali Kural’ın böyle bir ortamda ertelenmesi tipik bir kötü yönetim örneğidir ve sonuçta halkın sırtına binecek faturayı büyütecektir...
Yazarın Tüm Yazıları